DOLAR 35,9991 0.25%
GBP 44,6670 -0.05%
EURO 37,1927 -0.55%
ALTIN 3.304,820,28
BIST 9.951,651,11%
BITCOIN 35098100.6557%
ETH 96458-1.07679%
İstanbul

HAFİF YAĞMUR

3. Kuantum Devrimine Doğru:  Yapay Zeka Çiplerinde Kısıtlama, Donald Trump Başkanlığı ve Elon Musk

3. Kuantum Devrimine Doğru: Yapay Zeka Çiplerinde Kısıtlama, Donald Trump Başkanlığı ve Elon Musk

20/01/2025 11:53

Yapay zekâ çiplerinin ABD’den ihracatının kısıtlanması ile ilgili birkaç gün önce can sıkıcı bir haber aldık. Açıkçası 20 Ocak’ta göreve gelerek Donald Trump’ın ve ekibindeki Elon Musk’ın çalışmalarına başlamadan az önce gerçekleşen bu kararın ABD’nin 3. Kuantum Devrimi’ne hazırlanmasında son derece stratejik olduğunu düşünüyorum. Çip konusu uzunca bir süredir hem ülkeler arasında hem de çipe ihtiyaç duyan sektörler noktasında gündemde önemli bir yere sahip. Diğer yandan ABD ile Çin arasında da çekişmeli bir durum sürmekte. Çin’in hızlı gelişiminin ABD’nin lider konumunu tehlikeye atması risk olarak görüldü. Open AI’ın da kısıtlanmalara dair bazı talepler iletmiş olması da haberler arasında.

ABD, Türkiye dahil birçok ülkeye yapay zekâ için kullanılan gelişmiş çiplerin ihracatında kısıtlama getirdi. 20 Ocak’ta göreve gelecek Donald Trump öncesinde Joe Biden’ın görev süresinin sonunda Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, yapay zekânın hem güvenlik hem de ekonomik güç bakımından hızla merkezi bir hale geldiği ifade edildi. ABD’nin güvenliğini ve ekonomik gücünü desteklemek amacıyla “Yapay Zekâ Yayılımına İlişkin Geçici Nihai Kural”ın duyurulduğu açıklamada, ABD teknolojisinin yayılmasını teşvik ederken, endişe kaynağı olan ülkelere karşı önemli adımların atıldığı, bu ülkelerin gelişmiş yapay zeka sistemlerine ve onları eğitmek için kullanılan bilgi işlem gücüne erişiminin kısıtlandığı açıklandı.

Avustralya, Belçika, Kanada, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, İrlanda, İtalya, Japonya, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, Güney Kore, İspanya, İsveç, Tayvan ve Birleşik Krallık olmak üzere 18 müttefik ve ortak ülkeye yönelik çip satışlarında ise herhangi bir kısıtlama uygulanmayacağı açıklandı. Bu karar birçok ülkede endişe oluşturdu.

Bu karara ilaveten Başkan Joe Biden’ın görev süresinin son faaliyetleri arasında, ülkenin siber güvenliğini güçlendirmeye yönelik kapsamlı bir yürütme talimatı yayımlaması yer aldı. Bu talimat, yapay zekâ ve kuantum bilişim teknolojilerinin hem dönüştürücü araçlar hem de ortaya çıkan tehditler olarak sahip olduğu çift yönlü güce vurgu yaptı. Talimat, federal kurumların yapay zekâ destekli savunmalar geliştirmesini, kuantum dirençli şifrelemeye öncelik vermesini ve yazılım satıcılarını güvenli uygulamalardan sorumlu tutmasını zorunlu kılıyor.

Çin gibi rakipleri ve fidye yazılımı suçlularını caydırmayı amaçlayan bu talimatla, kritik altyapının korunması ve ülkenin siber direncinin güçlendirilmesi amaçlanıyor. Peki acaba bu kararları arka planda hangi detaylar şekillendirmiş olabilir? Yapay zeka ve kuantumdan büyük bir sinerji yaratmak gibi mesela…Ya da şuradan da bakabiliriz 20 Ocak (yani bugün) yeniden başkan olarak göreve gelecek Donald Trump, ekibindeki verimlilikten sorumlu Elon Musk ve kuantumla verimliliği artacak yapay zeka çiplerindeki kapasitenin teknolojik geliştirmeler ve verimlilik artışı için kullanılmasına verilecek öncelik. Elon Musk’ın ABD’ye dair verimlilik uygulamalarının yanında kendi yürüttüğü projeler içinde verimlilik en öncelikli konusu. Yapay zekanın özellikle modeller eğitilirken harcadığı enerji ve su tüketimine dair haberleri herkes duymuştur diye düşünüyorum. Kuantum ve yapay zeka sinerjisi ise verimlilik arayışında son derece önemli. Diğer yandan müttefik kabul edilen ülkelerin birçoğu 2. Kuantum Devrimi kapsamında yatırımlar yapmış ülkeler. Yine bir diğer önemli noktada Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, 7 Haziran 2024’te 2025 yılını resmen Kuantum Bilimi ve Teknolojisi Uluslararası Yılı ilan etmiş olması. Aşağıdaki detaylarla ilerleyelim.

YAPAY ZEKÂ ÇİPLERİ KUANTUM HESAPLAMAYA YAKINSIYOR

Kuantum Endüstrisi Önem Kazanıyor

Ben, çip ihracatı kısıtlama kararının arkasında, ABD’nin teknolojik konumlanmasını güçlendireceği 3. Kuantum Devrimi’ne dair bir hamle olduğunu düşünüyorum. Yine yukarıda bahsettiğim yürütme emrinin federal kurumlara kuantuma dirençli şifrelemeyi benimsemeleri ve kuantum sonrası kriptografi araştırmalarına öncelik vermeleri yönündeki açık talimatı, kuantum teknolojisi sağlayıcıları için büyük öneme sahip. Hükümetin satın alma süreçlerinde bu teknolojileri destekleyen ürünleri zorunlu kılması, kuantum güvenli çözümlere olan talebin artabileceğinin sinyalini veriyor. Ayrıca, bu yürütme emri, kuantum bilişimin uluslararası önemine dair farkındalığı artıran bir diğer etken olarak da görülebilir.

Yapay zekâ çipleri ve kuantum hesaplamanın yakınsaması, yapay zekâ ve hesaplama yeteneklerini yeniden şekillendiren teknolojik inovasyonun ön saflarında yer alıyor. Araştırmalar yoğunlaştıkça, bu iki teknoloji alanı arasındaki sinerji, karmaşık sorunları çözmede ve yapay zekâ vizyonunu ilerletmede tarifsiz bir potansiyel sahibi durumda. Yapay zekâ çiplerinin son derece gelişim göstermelerine rağmen enerji verimliliği ve özgüllük gibi sınırlamaları var. Hibrit mimariler ve kuantum yapay zekâ çiplerindeki gelişmelerle enerji verimliliği ve hızlandırma konusu gelecek vaat ediyor.

Yapay zekâ çipleri ve kuantum bilişimin entegrasyonu, bir zamanlar aşılamaz olduğu düşünülen zorluklara çözümler sunarak yapay zekânın yeteneklerinin mevcuttaki sınırlamaları aşmasını sağlayacak.

3. Kuantum Devrimi’nin Ayak Sesleri

Kuantum elektrodinamiğinin babası Nobel ödüllü Richard Feynman, 80’li yıllarda, doğanın kendisini simüle edebilen kuantum bilgisayarlar inşa etmek için ilham bulmak üzere doğanın en ince fenomenlerine bakmamızı önermiştir.

İlk kuantum devrimi, kuantum mekaniğinin uygulanmasına dayanıyordu. Kuantum mekaniği; atomların, ışık fotonlarının ve elektron gibi altatomik parçacıkların hareketini ve etkileşimini matematiksel olarak tanımlayan bir disiplin. Bu devrim, 20. yüzyılda lazerlerin, transistörlerin ve manyetik rezonans görüntüleme (MRI) teknolojisinin geliştirilmesine yol açmıştı. 21’inci yüzyıldaki ikinci kuantum devrimi kuantum bilgi bilimi (QIS) alanında daha derin bir anlayış geliştirmeye ve üç temel alanda uygulamalar geliştirmeye odaklandı: kuantum bilişim, kuantum iletişimi ve kuantum algılama.

Kuantum alanında yeni bir devrim yaşanacağına dair bir sinyal de geçtiğimiz aralık ayında teknoloji devi Google’dan geldi. Google, Willow adını verdiği yeni kuantum çipini tanıtarak bilim ve teknoloji dünyasında büyük bir yankı uyandırdı. Google Kuantum Yapay Zekâ biriminin lideri Hartmut Neven, çipin, süper bilgisayarların 10 septilyon yılda yapabileceği bir hesaplamayı sadece 5 dakikada tamamladığını açıkladı. Yine burada yapay zekanın kuantum hesaplamaya yakınsamasına dair enteresan bir detay var. Zira şirketin kurucusu Hartmut Neven’in 2012 yılında şirketi Google Quantum AI olarak kurmuş olması.

Kuantum Devrimi’nin Uygulama Alanları

Kuantum algılama, verileri kuantum sistemleri aracılığıyla toplar. Günümüzde en yaygın olarak uygulanan kuantum teknolojilerinden biri olan bu son derece hassas sensörler, navigasyon, biyo görüntüleme ve bataryalar gibi malzemelerde önemli ilerlemeler sağlamaktadır.

Kuantum Simülasyonu, yeni malzemelerin veya kimyasal süreçlerin test edilmesine olanak tanıyarak, tıp ve iklim değişikliği gibi alanlarda henüz görülmemiş teknolojik yeniliklerin önünü açma potansiyeline sahiptir.

Yine alanın gelişiminde kilit bir faktör olan “kuantum üstünlüğü”, kuantum bilgisayarlarının mevcut klasik bilgisayarların kapasitesinin ötesine geçen hesaplamaları gerçekleştirebildiği durumları ifade eder. Kuantum cihazları giderek daha karmaşık hale geldikçe, bu üstünlük de genişlemektedir.

Gerçekleştirilecek çalışmalar arasında daha güçlü ve verimli sistemler oluşturmak için kuantum işlem birimlerinin (QPU’lar) CPU’lar ve GPU’lar gibi geleneksel donanımlarla entegrasyonu, birim kuantum bilgisini kodlayan kübitlerin kalitesini ve kararlılığını artırmak, makine öğrenimi, doğal dil işleme, finansal modelleme, ilaç keşfi ve optimizasyon problemlerinde güçlü bir sinerji oluşturmak için kuantum hesaplamayı zamanımızın en yıkıcı teknolojilerinden biri olan yapay zekâ ile birleştirmek.

Özetle 2025 kuantum için bir dönüm noktası olacak, fırsatları ve zorluklarıyla bu bilimin büyük iş potansiyelini keşfetmekle ilgilenen giderek artan sayıda oyuncunun ilgisini çekmeye devam edecek. Bizim de bu geleceğe katkı sağlayacak altyapılarla, uygulamalarla, projelerle ve insan kaynağı ile ilerlememiz son derece kıymetli olacak. Donald Trump’ın 20 Ocak itibariyle ABD Başkanlığı görevine yeniden gelmesiyle bu kararın uygulanması nasıl ilerleyecek hep birlikte göreceğiz.

En az 10 karakter gerekli

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.