DOLAR 42,5121 0.02%
GBP 56,7911 0.02%
EURO 49,5562 -0.08%
ALTIN 5.786,360,59
BIST 10.984,720,61%
BITCOIN 3839184-2.33065%
ETH 131904-2.13164%
İstanbul
16°

AÇIK

ÖZEL HABER
Türkiye, bölgesel lojistik merkezi olmaya aday
Gıda sektörünü taşa tutmak

Gıda sektörünü taşa tutmak

05/12/2025 14:29
Gıda sektörünü taşa tutmak

İstanbul’a tatil için gelen, 4 kişilik gurbetçi bir ailenin 12 Kasım da Fatih’te konakladıkları otelde fenalaşması ile kaldırıldıkları hastanede önce ailenin 4 ve 6 yaşındaki çocukları, sonrasında annenin vefatı, ardından yoğun bakımdaki babanın da birkaç gün sonra ölümü ile hepimizin vicdanı kanadı, yüreğimizden bir şeyler koptu.

Ailenin aynı gün içinde yediği yüksek bakteri barındırma ihtimali olan yemekler, gözlerin hemen bu ürünleri satanlara çevrilmesine sebep oldu. İlk yapılan da mekanların mühürlenip, işletmecilerin tutuklanmasıydı.

SEKTÖRE CADI AVI

Bu vahim olay, kamuoyu gündemine düşer düşmez, adeta 90’lı yılların tahrip ve tahrik haberciliği tekrar kamera önüne çıkarak, yiyecek-içecek sektörüne acımasızca ateş edilmeye başladı. Vahşi bir Cadı Avı başladı. Bir gurup medya ve sosyal çığırtkanlarla sektöre vurulmaya çalışılan planlı darbe için uygun zemin oluştuğunu düşünenler her kanaldan saldırmaya başladılar.

Zaten uzun zamandır ekonomik olarak ciddi bir dar boğazda olan sektör, daha resmî kurumların analiz sonuçları bile beklenmeden idam sehpasına çıkartıldı.

Süreç ilerledikçe, olayın Ailenin kaldığı otelde korsan yapılan haşere ilaçlaması kaynaklı olduğu anlaşılmasına rağmen, yiyecek sektörüne yönelik karalama kampanyası ne yazık ki devam ediyor. Bazı mekanların on yılar öncesine ait provokatif fotoğraf ve videoları sanki bugün olmuş gibi ardı ardına sosyal medyada sergilenmeye başladı.

Olayla ilgili en soğukkanlı açıklamayı Sayın Cumhurbaşkanı yapıp; “Yaşanan elim hadisenin aslı astarı henüz ortaya çıkmamışken gıda sektörüne yönelik art niyetli yorumlarla korku iklimi yaratılmaya çalışılmasını da doğru bulmuyoruz” diyerek itidal telkin etti.

Sürekli köpürtülen sektörle ilgili fiyat, kalite veya davranış haberleri özel gayretlerle daha görünür hale getirilerek, hem ülke imajına zarar verilmek isteniyor, hem de yüzbinlerce kişinin ekmek kapısına leke çalınıyor.

Oysaki, gastronomi zenginliğimiz dünyada en çok bilinen markalarımızdan biridir. Denetimsizlik boşluğundan yararlanan birkaç kendini bilmezin hunharca işlediği gıda terörü de köpürtülerek tüm bir sektöre mal edilmek isteniyor. Öyle sosyete çevrelerinde görülen birkaç şovmen, görgüsüzün yaptığı gibi sektörde paralar havalarda uçuşmuyor, bir porsiyon ete bir aylık ücret falan istenmiyor.

EKONOMİNİN BAROMETRESİ

Tam aksine, en büyüğünden, en küçüğüne yeme-içme sektörü hiç olmadığı kadar zor durumda. Çevremde onlarca mekân sahibi, yarı fiyatına mekanlarını devretmek istiyor. Pek çoğu bırakın para kazanmayı, zararı durduramaz haldeler. Son 3 yılda yaşanan derin ekonomik kriz ve enflasyonist ortam en çok da bu sektörü etkiledi. Yüzbinlerce kişinin ekmek kapısı kapanma tehlikesi ile yüz yüze.

Geçenlerde birkaç işletmeci ile sohbet ederken, İstanbul’un çok kapsamlı bir mekânın işletmecisi dostum isyan ederek anlattı: “2020-22 arasında pandemi’nin ezici çarkları altında ezildik. 2023 yılında başlayan krizle enflasyon satın alma gücünü iyice eritti ve ilk etkilenen yeme içme sektörü oldu. Vakıflardan kiralık yerler 9 ayda 5 kat kira artışı ile karşılaştı. Toptan alınan suya 2025 yılında 4 kere zam geldi. Et ve diğer ürünlerdeki zam nerdeyse aylık rutin halinde. Toptancıyı denetlemeyen Bakanlık sürekli menü fiyatları üzerinden bize baskınlar yapıyor.”

BİR DOKUN, BİN AH İŞİT

Mekân işletmecilerinin hali, bir dokun bin ah işit cinsinden.

Başka bir kafe sahibi ise; “Akşam 23 de polis eşliğinde Müzik Telifi için baskın yapılıyor. Sanırsın adam öldürmüşüz? Adam elinde savcılık tutanağı ile Müzik yayını denetlemeye geliyor. Hadi birinin astronomik ücretini ödedin, arkasından 3 tane daha telif derneği kendilerini bakanlık personeli gibi lanse edip kapımıza dayanıyor.” Telif konusunda Turizm Bakanlığının ve sektör derneklerinin yaptığı çalışmaya rağmen Telif Dernekleri Memati kılıklı avukatlarla gangaster baskınları yapmaya devam ediyor.

Maç yayını konusundaki serzenişlerini anlatan dostlar, “Geçen yıl 345.000₺ ile anlaştığımız maç yayınına bu yıl yayıncı kuruluş 3.2 Milyon istiyor. Peki bir yılda 10 kat fiyat arttıran bu koca koca şirketleri kim denetliyor? Bunlara kim dur diyecek? Sonra da vatandaş haklı olarak 1 suyu şu kadar para verdim, 1 bardak çay şu kadar diye isyan ediyor.” Maç yayınları konusunda sektör sesini duyurabilmek için CİMER’e yüzlerce şikâyet göndermesine rağmen, yayıncı kuruluş umursamaz davranmaya devam ediyor.

İşletmeciler o kadar dertli ki, verdikleri bir örneği daha yazayım; “Yemek kuryelerine sipariş açıyoruz, gelen siparişin yüzde 35 ile 40’ını uygulama şirketi alıyor. Bir de parayı alabilmek için Pos Makinasını kullandığın bankaya yüzde 3-5 arasında komisyon ödüyorsun. Yani emeği biz veriyoruz, 1.000 Liralık siparişin 400-450 Lirasını komisyonculara kaptırıyoruz”

ÇÜRÜK YUMURTALAR AYIKLANMALI

Mekânları taşa tutmak işin kolay yolu.

Bütün bunlara rağmen sektörde çürük yumurtalar yok mu?

Var elbette.

Eğitimli ve sertifikalı eleman bulmak, nerdeyse imkânsız.

Denetimler ise sadece kümestekilere yapılıyor.

Adam kayıtsız, ruhsatsız mekân açıyor, ona uğrayan bile yok. Denetim kayıtlı mekânlara yapılıyor. Bu acı olay yetkili kurumların denetim hassasiyeti ile çürük yumurtaların ayıklanmasına vesile olur umarım.

DON KİŞOT TÜRES

Bu satırların yazarı ve sektörün de içinde birisi olarak pek çok mekânın ayakta durabilmek için büyük çaba harcadığını bizzat müşahede ediyorum.

Tabii bir de sektörün en büyük STK’sı olan 30 Bin üyeli TÜRES Derneği var. Başkanı Ramazan Bingöl. Başkan işi gücü bırakmış ömrünü sektörle ilgili sorunları çözmeye adamış. Ekibi ile birlikte o bakanlık senin, bu genel müdürlük benim dert anlatıyor, çözüm bulmaya çalışıyor.

Umarım, dünyanın en iyi mutfak sanatlarının sergilendiği bu ülkenin restoranları, kafeleri hak ettiği saygın yere kavuşur.

Rahmeti Rahmana kavuşan gurbetçi ailenin acısı taze,

Umarım bu acı kolay unutulmaz.

En az 10 karakter gerekli