DOLAR 42,5117 0.02%
GBP 56,6920 -0.16%
EURO 49,5030 -0.19%
ALTIN 5.755,670,06
BIST 11.007,370,81%
BITCOIN 3771988-3.77462%
ETH 128616-4.23344%
İstanbul
14°

HAFİF YAĞMUR

ÖZEL HABER
Türkiye, bölgesel lojistik merkezi olmaya aday
Müjde, emeklilik yaşı 100 olacak!

Müjde, emeklilik yaşı 100 olacak!

12/11/2025 11:25
Müjde, emeklilik yaşı 100 olacak!

Çin’in başkenti Pekin’de düzenlenen İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin 80. yıl töreni sırasında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong’un yaptığı samimi konuşma, canlı yayın sırasında açık mikrofona takıldı. Konuşma kısaca, tıptaki gelişmeler sayesinde insanların 150 yaşına ulaşmasının yakında mümkün olabileceğine dairdi. Bu konuşmanın, askeri geçit töreninde sergilenen devasa silah gücüyle tezadını bir kenara koyup, 150 yıl yaşamanın tıbben mümkün olduğunda iktisaden nelere yol açabileceğini konuşalım.

İnsan ömrü değil 150, 120 yıla bile ulaşsa bu tıbben müthiş bir devrim olur tabii… Peki, iyi mi olur? Bunu bireyler ve devletler ister mi? Doğuracağı sorunlar, çözdüğü sorunlara tercih edilir mi? Bir bakalım:

Önce sağlık harcamalarının kamu bütçesindeki yakıcı ağırlığının yıkıcı hale geleceğini görürüz. Günümüzde yaşlı nüfus arttıkça sağlık harcamalarının kamu bütçesindeki payı yükseliyor. Örneğin OECD ülkelerinde sağlık harcamalarının GSYH içindeki oranı yüzde 8-15’e çıktı. Eğer yaşam süresi uzatılırken hastalıklar da ertelenirse, yani insanlar sağlıklı yaşlanırsa, sağlık maliyetleri görece kontrol altında kalabilir. Ancak uzun yaşamak, çok uzun süreli kronik hastalıklarla beraber olursa buna bütçe dayanamaz.

Sosyal güvenlik sistemleri ve emeklilik meselesi bugün bile ciddi bir sorun. Türkiye’de 1960’larda ortalama ömür 50 yıl iken bugün 78 oldu. Yani sadece 65 yılda yüzde 50’den fazla arttı. Eğer çok daha kısa sürede neredeyse ikiye katlanıp 150 yıl yaşamak mümkün olursa ilk çöken sosyal güvenlik sistemi olur. 60–65 yaşında emekli edilen kişilerin 80–90 yıl boyunca emekli maaşı alması imkânsız hale gelir ve emeklilik yaşının 90, hatta 100 olması zorunluluk haline gelir.

Bugün gençlerin sayısı azalırken yaşlı nüfus artıyor, bu da işgücü piyasasını daraltıyor. İnsanlar 100 yaşına kadar üretken kalabilirse işgücü açığı kapanabilir. Ama bu, eğitim sisteminin sürekli yenilenmesini ve iş gücünün çok daha uzun süre güncel kalmasını gerektirir. 80 yıl boyunca aynı işi yapmanın doğuracağı psikolojik sorunları engellemek için birkaç kez kariyer değişimi teşvik edilebilir…

Bu arada gençler, çok uzun süre yaşayan yaşlıların yükünü taşımaktan rahatsızlık duyacak ve yeni sorunlar da ortaya çıkacaktır. Belki bir gençlik hareketi doğabilir ve yaşlıların yeni nesillerin yaşam haklarını gasp ettiğini iddia edebilir. Bu arada insanların 150 yaşına kadar ulaştığı bir ortamda genç ve yaşlı tanımlarının tekrar yapılması, yaş aralıklarının değişmesi de kaçınılmaz olacaktır. Örneğin gençlik bugün 15-25 yaş arası kabul edilirken, 15-40 arası olarak belirlenebilir…

Bu sorunlar aslında bugünden de öngörülüyor… Pek çok ülke emeklilik yaşını yükseltiyor, sağlıklı yaşlanma odaklı Ar-Ge destekleniyor, BES gibi özel emeklilik fonları teşvik ediliyor. Bu çalışmalar daha da ciddiyetle ve hızla yürütülmezse, şaşırtıcı şiddetteki sorunlarla karşılaşmak kaçınılmaz olacak. Bu sorunları engellemek için uzun yaşamın yaygınlaşması engellenirse, yani uzun ömür sağlayan tedavilere yalnızca zenginler erişebilirse, sınıfsal uçurum daha da derinleşir.

Gılgamış destanından günümüze kadar ölümsüzlük temalı hiçbir eser gül bahçesi vadetmiyor, aksine tehditkâr dikenlere dikkat çekiyor. Yani, El Basîr sıfatından nasiplenmiş, edip, şair, muharrir ve mütefekkir tayfasının cümlesi, ölümsüzlük konusunda ütopya değil distopya tasvir ediyor. Bilimsel veriler ve öngörüler de benzer şeyler söylüyor… Uzun sözün kısası, 150 yıl yaşayabileceğimize dair haberi heyecanla karşılayanlara birkaç müjde de ben vermek istedim…

En az 10 karakter gerekli