Lojistik çözümleri, uluslararası ticaret, e-ihracat çözümleri ve yönetimi üzerine 25 yıldan bu yana emek veren Envoyo CEO’su Borga Es; lojistiğin temellerini yenilikçi bir yaklaşımla harmanlama fırsatı bulmuş ve bu harmanı e-ihracat ve e-ticarette lojistik çözümleri konusunda hayata geçirmiş bir isim. İş hayatında sahip olduğu bu deneyimi Envoyo üzerinden aktaran Es, KOBİ’ler için ‘tek tıkla ihracat’ köprüsü oluşturarak, dijital tecrübeleri ile firmalara rehberlik ediyor. E-ihracatta kritik başlıkları paylaşan Borga Es, “E-ihracata; hangi ürün grubu ile hangi ülkede ve hangi online pazaryerinde başlanılacağı sürecin başarısı için önemli bir rol oynuyor” diyor.
Envoyo fikri ortaya nasıl çıktı? Siz Envoyo’yu kurarken ne tür bir eksiklikten yola çıktınız?
Envoyo’nun kuruluş hikayesi, Türk firmalarının dünya çapında doğru şekilde konumlanması, KOBİ’lerin maliyet açısından daha verimli bir seçenek olan e-ihracat yoluyla global platformlarda markalaşmasına elçilik üzerine kuruldu. İngiltere’de yaşayan biri olarak İngiltere’deki iş tecrübem, e-ticaret alanında bir dizi zorlukla yüzleşmemize ve bu zorluklardan ilham alarak bir çözüm geliştirmemize olanak sağladı. İngiltere pazarı, özellikle büyük şehirlerde yaşayan tüketiciler için ulaşılabilirlik ve maliyet açısından büyük sıkıntılar barındırıyor. Bu, e-ticaretin önemini ve potansiyelini daha da belirginleştirdi. Bizim gözlemimiz, özellikle Amazon gibi devlerin bile İngiltere’de depo bulma konusunda zorlandıkları bir ortamda, e-ticaret hacminin artmaya devam edeceği yönündeydi. Bu gözlem, İngiltere’deki bir girişimci olarak edindiğim tecrübelerle birleştiğinde, Türkiye’den KOBİ’lerin global pazarlara açılma süreçlerinde karşılaştıkları zorlukları daha iyi anlamama ve çözüm üretme arzuma dönüştü. Envoyo olarak, Türkiye’deki KOBİ’lerin üretim ve gelişime odaklanmaları sırasında dijitalleşme ve e-ihracata adapte olma gibi konulara eğilmelerine yardımcı olacak bir e-ihracat hizmet platformu sunmayı hedefledik. Aynı zamanda, bir pazara girişte firmaların ne kadar zaman ve bütçe harcadığını ve bu süreçlerin her zaman başarıyla sonuçlanmadığını bildiğimizden, bu alanda bir köprü görevi görmek istedik. KOBİ’ler için ‘tek tıkla ihracat’ köprüsü oluşturmayı hedefleyerek, dijital tecrübelerimizi kullanarak onlara en hızlı ve kolay şekilde yardımcı olacak bir yapı inşa ettik. İngiltere pazarındaki deneyimlerimizden başlayarak, modelimizi Avrupa ve Amerika’ya yayarak global bir yapı haline getirmeyi planladık. Sonuç olarak, Envoyo, KOBİ’lerin ihtiyaçlarına yönelik hizmet paketlerini sunan bir dijital platform olarak, e-ihracat yapmayan KOBİ kalmasın düşüncesiyle hareket ediyor. Amacımız, tüm B2C ürün üreten ve ticaretini yapan KOBİ’leri e-ihracat yolculuğuna dahil etmek ve onların global pazarlarda etkin bir şekilde yer almalarını sağlamak, Türk firmalarının globalde büyümelerine elçilik etmektir. E-ihracat güçlü bir altyapı çalışması gerektiriyor…
Envoyo’da üreticilere ne tür avantajlar ve hizmetler sunuyorsunuz?
E-ihracat, güçlü bir altyapı ve sağlam bir destek sistemine ihtiyaç duyan bir süreçtir. Envoyo olarak, üreticilere sunduğumuz dijital e-ihracat platformu ile bu ihtiyaçları karşılamayı hedefliyoruz. Bu platform, üreticilerimizin global pazarlarda etkin bir şekilde faaliyet gösterebilmeleri için tasarlanmıştır ve tüm e-ihracat süreçlerini kolaylaştırır. Platformumuz, ürün yönetimi, stok kontrolü, sipariş takibi ve müşteri hizmetleri gibi temel e-ticaret işlevlerini bütünleşik bir şekilde sunuyor. Ayrıca e-ihracat yolculuğunda firmaların ihtiyacı olan 30’un üzerindeki konuda hizmet paketleri sunarak firmaların kolay, güvenilir ve hızlı yol almalarına elçilik ediyoruz. Lojistik süreçler konusunda da üreticilerimize büyük destekler sağlıyoruz. Anlaşmalı olduğumuz lojistik firmaları aracılığıyla rekabetçi fiyatlandırmalar sunuyor ve ürünlerin dünya geneline güvenli ve hızlı bir şekilde ulaştırılmasını sağlıyoruz. Bu lojistik destek, özellikle yeni pazarlara açılmak isteyen üreticiler için büyük bir avantajdır. Pazar araştırması ve dijital pazarlama desteği ile üreticilerimizin hedef pazarlarını ve tüketici eğilimlerini anlamalarına yardımcı oluyoruz. E-ihracata hangi ürün grubu ile hangi ülkede ve hangi online pazaryerinde başlayacağı sürecin başarısı için önemli bir rol oynuyor. Bazı ürünler farklı platformlarda ve ülkelerde çok daha fazla başarı potansiyeli gösteriyor. Ama sadece potansiyeli keşfetmek yetmiyor aynı zamanda satış yaparken o ülkenin tüketicilerinin bu ürünlerle tanışmasını sağlamak için online reklamcılık ve sosyal medya yönetimi gibi alanlarda da faaliyetler kaçınılmaz. Bu konularda da sağladığımız destekler, üreticilerimizin marka bilinirliklerini artırmalarına katkı sağlıyor.
Türkiye için e-ihracatın önemi nedir sizce? Bu alanda ülkemizi rekabetçi bir konuma ulaştırmak adına ne tür adımlar atılabilir?
E-ihracat, Türkiye’nin ekonomik dönüşümü için kritik bir rol oynuyor. Özellikle yerel üreticilerin global pazarlara açılması, ülkemizin ekonomik kalkınması için büyük fırsatlar sunuyor. Bu alanda, İhracat Daire Başkanlığı tarafından yürütülen kapsamlı ihracat teşvik programları büyük bir destek sağlıyor. Devletimizin de bu alana yönelik olumlu bakış açısı ve sunduğu teşvikler, sektörün gelişimine büyük bir ivme kazandırıyor. KOSGEB ve ilgili bakanlıklarımızın sağladığı desteklerle de firmalarımız yurt dışı pazarlara daha güçlü bir şekilde açılabiliyor. Öncelikle, e-ihracatın özgün ihtiyaçlarına yönelik olan, E-İhracat Daire Başkanlığı önderliğinde çıkarılan e-ihracat teşvikleri önemli bir adım. e-ihracata yönelik özel harcamaları destekleyen bir teşvik olması çok değerli. Ancak, Türkiye’nin e-ihracatta daha rekabetçi bir konuma ulaşabilmesi için atılması gereken bazı adımlar var. Bu noktada eğitim ve danışmanlık hizmetleri büyük önem taşıyor. KOBİ’lerimizin global pazarlara nasıl açılacakları ve bu süreçte karşılaşabilecekleri zorluklar, atılması gereken adımlar ve markalaşma konusunda bilgilendirilmeli. Bu alanda devlet destekli eğitim programları, STK’ların konuya dahil edilmesi firmaların yurt dışı pazarlara adaptasyonunu kolaylaştırabilir. Finansal destek ve ürünler de kritik bir öneme sahip. Yeni pazarlara girişte karşılaşılan başlangıç maliyetleri, birçok KOBİ için caydırıcı olabiliyor. Bu nedenle, ilk yatırım maliyetlerini karşılamak üzere finansal ürünler ve destekler sunulmalı. Son olarak, dijital altyapımızın güçlendirilmesi gerekiyor. e-ihracat işlemlerinin hızlı ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesi için güçlü bir dijital altyapı şart. Bu yatırımlar, sektörün genel verimliliğini artırarak, global rekabetçiliğimizi güçlendirecek.” Bu adımlar, e-ihracat yoluyla Türkiye’nin dünya markaları oluşturmasını daha az maliyetli ve daha hızlı hale getirebilir. İhracat Daire Başkanlığı’nın sürdürdüğü teşvik programlarıyla birlikte, bu stratejik yaklaşımlar, ülkemizin e-ihracat kapasitesini önemli ölçüde artırarak ekonomimize katkı sağlayacaktır.
Şu anda kaç markaya hizmet veriyorsunuz? Girmeyi hedeflediğiniz yeni pazarlar var mı?
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, Envoyo olarak 200’ün üzerinde markaya başarıyla hizmet vermekten büyük bir gurur duyuyoruz. Bu markalar, çeşitlilikleri ve sağlamış oldukları ekonomik katkılarla Türkiye’nin e-ihracat potansiyelini gözler önüne seriyor. Bu başarıya ulaşmamızdaki en büyük etken, kesintisiz müşteri hizmetleri ve pazar yerlerine operasyonel ve teknik olarak entegre olma konusunda gösterdiğimiz titizlikten kaynaklanıyor. Biz Envoyo olarak, müşterilerimizin Amerika, Avrupa, İngiltere ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi önemli pazarlarda yer almasına olanak sağlıyoruz. Bu pazarlar, geniş tüketici kitlesine ve yüksek satın alma gücüne sahip bölgeler olup, Türk firmaları için büyük fırsatlar sunuyor. Ancak, potansiyelimizi daha da genişletmek ve müşterilerimizin ürünlerini daha katma değerli pazarlarda sunabilmek adına yeni pazarlara açılmayı planlıyoruz. Önümüzdeki dönemde hedefimiz, bu sayıyı 500 markaya çıkarmak. Bu hedefe ulaşmak için Kanada ve Japonya gibi yeni ve stratejik pazarlara giriş yapmayı planlıyoruz. Kanada, geniş ve çeşitlendirilmiş ekonomisiyle, özellikle organik ürünler, sağlık ve wellness ürünleri gibi sektörlerde büyük potansiyel vaddediyor. Japonya ise teknoloji, moda ve tasarım ürünleri gibi katma değeri yüksek ürünler için önemli bir pazar. Bu yeni pazarlara giriş yaparken, yerel pazar dinamiklerini ve tüketici tercihlerini derinlemesine analiz ediyoruz. Ayrıca, bu pazarlardaki düzenlemelere ve ticaret kanunlarına uyum sağlayacak şekilde stratejilerimizi şekillendiriyoruz. İş ortaklarımız ve yerel pazar uzmanlarıyla iş birlikleri kurarak, her bir pazarın özgün ihtiyaçlarına uygun çözümler geliştirmeyi amaçlıyoruz.
“Sürekli eğitim ve gelişim programlarımız ile üreticilerimizin e-ihracat alanındaki bilgi ve becerilerini artırmalarına yardımcı oluyoruz. Bu programlar, üreticilerimizin karşılaşabilecekleri zorluklarla başa çıkmalarını ve dijital pazarlama teknikleri hakkında güncel kalmalarını sağlıyor. Türkiye’nin ilk dijital e-ihracat platformu olarak, üreticilerimizin global pazarlarda başarılı olmaları için gerekli tüm dijital altyapıyı ve desteği sağlamak bizim önceliğimizdir. Bu sayede, Türk üreticilerinin dünya çapında tanınan markalar haline gelmelerine katkıda bulunmayı amaçlıyoruz.”
GÜNDEM KORİDORU
22 Kasım 2024