Reklam dünyasının başarılı iş insanlarından biri olan Gülay Şele, her şeyden önce etrafına saçtığı pozitif enerjiyle dikkat çekiyor. Bir patron ve İstanbul Reklamcılar Esnaf Odası Başkanı olması onun kişisel özelliklerinde bir değişim oluşturmamış. İstediği gibi yaşayan, özgür ruhunu kaybetmeyen, üstlenmiş olduğu unvanlara göre hayatını şekillendirmeyen, olduğu gibi yaşayan ama sorumluluğunun bilincinde ve her zaman öğren meye açık, çok çalışkan bir kadın Gülay Şele. Bu konu da birçok kişiye örnek olabilir. Zaten kendisi de başarılı olmasının en önemli sebeplerini sorgulayıcı ve çalışkan olmasına bağlıyor.
Henüz 17 yaşındayken üniversiteden önce girişimcilik kursuna gittiğini ve kursun kendisinde bir şeyleri değiştirme gücünün olduğunu gösterdiğini söyleyen Gülay Şele, bu kurstan aldığı ilhamla işletme okumaya karar verdiğini söylüyor. Üniversiteyi bitirdikten sonra gazete ve dergide reklamcı olarak çalıştığını dile getiren Şele, kurumsal, copy write olmayan bir dergiye yabancı ilan alarak sektörde bir ilke imza attığını ve bunu yaptığında henüz 20 yaşında olduğunun altını çiziyor. Sonrasında işinde hızla yükseldiğini ve 8 yıl içerisinde reklam direktörlüğüne kadar geldiğini söylüyor. Daha sonra ise asi ruhu devreye giriyor ve şirket kurmaya karar vererek, kendi hikâyesini yazıyor.
“BAŞARININ TEMELİ İÇSEL RUHUM”
Sektörde hızlı yükselmesinin ve kendisini başarıya götü renin asi ruhu olduğunu söyleyebilir miyiz dediğimde, “Evet söyleyebiliriz” dedikten sonra asi ruhun kendisine genetik olarak geçtiğini belirterek, şöyle söylüyor: “Benim dedem Nişantaşılı Hüseyin Hüsnü Efendi. Osmanlı Paşası ve Atatürk ile birlikte yer almış. Yani o dönemde eğer düzene uysalarmış belki ülkemiz bugün bu noktada olmazdı. Aslında rol model aldığım insanların o asi ruhları hep hoşuma gitti. Bana da bu ruh babadan, deden geçti. Ancak tabii ki de körü körüne asi olmayı, her şeyi reddetmeyi doğru bulmuyorum. Altını doldurmak gerektiğini düşünüyorum. Ama evet beni başarıya götüren en büyük etkenin içsel ruhumdaki asilik olduğunu düşünüyorum.”
Konu iş dünyasında kendi şirketiyle elde ettiği başarıların ardından İstanbul Reklamcılar Odası Başkanlığı’na geldi. Şele gururlu bir şekilde, “Yıllar önce kurulmuş olan bir odanın başkanıyım” dedi ve konuşmaya devam etti: “Başkanlığa altı yıl önce seçildim. Seçimler ise dört yılda bir oluyor. Yani şu an ikinci dönemimin içindeyim. Odaya daha önce üç kadın baş kanlık yaptı ama ben 44 yıl sonra ilk kadın başkanım ve ben, hem kadın hem erkek başkanlar arasında en genç başkan olarak litaratüre geçtim. Benden önce odamız sekiz yıldır kayyumdaydı. Kayyumda olan bir odayı devraldım. Biraz zor bir süreçti. İşleyişi oturtmak, insanları tekrar toplamak kolay olmadı. Başkanlığı aldığımda sayımız 440’lardaydı. Şu anda yaklaşık 2 bine geldi üye sayımız. Güzel işler yaparak esnafın yanında olmaya çalıştım.”
Özellikle dijitalleşme konusunda önemli adımlar attığını ve projeler geliştirdiğini vurgulayan Şele, “Esnaflar Dijitalleşiyor diye bir proje yaptık. Sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle birlikte esnafların dijitalleşmesi gerekiyordu. Bu yüzden böyle bir proje yaptık” dedi. Projenin detayları ile ilgili de bilgiler veren Şele, “Reklama bütçe ayıramayan esnafların sosyal medya kullanımı bilgisinden faydalanmaları gerekiyordu. Onlara; sosyal medya hesabı nasıl açılır, nasıl kullanılır, hangi saat dilimlerinde reklam verirlerse hedef kitle ile birebir örtüşürler diye uzmanlar tarafından bir dizi eğitim verdik. Çok yüksek katılım oldu. Halk Bankası sponsorluğunda biz bunu 295 bin esnafa yaydık ve çok yüksek sayıda insan bizi takip etti. Aileleriyle birlikte yaklaşık 2 milyon kişiye ulaştı projemiz” diyerek esnafın dijitalleşmesine sunduğu katkının altını çizdi.
Sosyal medya dışında esnafın dijital mağazacılık konusun da hangi noktada olduğuna da değinen Şele, bu konuda cesaret edemeyen esnafların olduğunu ancak verdikleri eğitimlerden sonra birçok esnafın gelirinin arttığını vurgulayarak, “Şu an proje çok başarılı bir hal aldı. Bize, esnaflardijitallesiyor.com web sitemizden ulaşabilirler. Bu arada esnaf olmalarına gerek yok, isteyen herkes websitemize girip bilgi alabilir. Biz bunu esnaflar için yaptık ama normal nihai tüketiciler ya da şirket sahipleri de girip bilgileri alabilirler” şeklinde konuştu.
Yoğun bir tempo içerisinde hem odaya hem de kendi şir ketine nasıl zaman ayırdığını sorduğumda Gülay Şele, ‘Denge’ dedikten sonra şunları söylüyor: “Kendi şirketimi doğal olarak çok önemsiyorum ama oda başkanı olduktan sonra farklı bir dünya ile tanıştım ve çok etkilendim. Esnaflar her zaman ülkenin gelişiminde çok önemli rol oynamıştır. Dünyadaki ticaret örneğini Türkiye’ye getirip ülkenin gelişmesine çok katkıda bulunmuşlardır. Bende bu bilinçle haftanın belirli günlerinde esnaf odası başkanlık ofisinde, haftanın belirli günleri de kendi ofisimde yer alarak iki tarafa da haksızlık etmeden çalışıyorum.”
“SİYASETTE OLMAK İSTİYORUM”
Son olarak iş hayatında büyük başarılar elde etmiş olan Gülay Şele’ye gelecek hedeflerinin ne olduğunu sorduğumda şunları söyledi: “Siyasete girmeyi düşünüyorum. Milletvekili ya da belediye başkanı olmak gibi bir hayalim var. Siyasete verdiğim önem nedeniyle ikinci üniversiteyi okumaya karar vererek İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler ve Kamu Yöne timi Bölümü’nde okumaya başladım. Aslında önceden milletvekilliği ve bir büyükşehirden meclis üyeliği teklifi geldi ama doğru zaman olmadığını düşündüğüm için girmedim. Ama yeni dönemde inşallah siyaset içerisinde olacağım.”
