Suntat Group GmbH Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Baklan, 1972 yılında eğitim için gittiği Almanya’da 1986 yılında dört kardeşiyle birlikte süpermarket açarak iş yaşamına adım attı. Baklan, böylece global bir marka olmanın taşlarını da yerine oturtmuş oldu.
İş yaşamına 1986 yılında Almanya’da beş kardeş olarak açtıkları süpermarket ile adım attı Suntat Group GmbH Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Baklan. Beş yıllık süpermarket tecrübelerinin ardından Avrupa’daki Türk ürünlerinin piyasadaki eksikliğini ve hali hazırda gelen ürünlerin Avrupa standartlarına uygun olmadığını fark etti ve aksiyon almaya başladı. Bu süreci ise şu ifadelerle anlattı Baklan, “Almanya’da yaşayan Türkler için bölgesel ürünleri temin etmeye başladık. Tabii öyle kolaylıkla ürünler getirip satmak mümkün değildi. Avrupa kalite standartlarına uymak zorundaydık. Gerekli standartlara uymak ve yaşanılan sıkıntılara çözüm bulmak adına başta Baktat markası altında 1986 yılında şirketimizin temellerini atmış olduk. Daha sonrasında 1989’de Sungurlu’daki ilk fabrikamızı ve 1995’de Gemlik’teki ikinci fabrikamızı kurduk. Böylece uluslararası kalite standartları ve Avrupa normlarında ürünlerimizi hem ürettik hem de ihraç ettik.”
Markanın şirketin ana hedefi olan Anadolu ve Akdeniz lezzetlerini sembolize ettiğini ifade eden Baklan, “Yükselen güneşin sembolü altında, Suntat şu anda dünya çapında elliden fazla ülkede 3 binden fazla ürün satmaktadır” dedi. Şirket olarak, Türkiye’nin lezzetlerini Avrupa’ya taşımanın gururunu yaşadıklarını aktaran Mustafa Baklan, Türk ürünlerini Avrupa pazarına sunarak, tüm Anadolu’nun ve özellikle Akdeniz’in tatlarını Avrupalı tüketicilere ulaştırdıklarını söyledi. Türk gıda sektörünün Avrupa’ya ihracatını artırılabilmesi için yapılması gerekenlerden de bahseden Baklan, “İlk olarak ülkemizde gerekli adımların atılması gerektiğini düşünüyorum. Ülkemizin kalkınması ve geleceği için tarım sektörüne verilecek desteklerin önemi büyük. Tarım ve gıda sektörü, köylülerimiz, çiftçilerimiz ve üreticilerimiz için hayati bir öneme sahiptir ve ekonomimizin temelini oluşturur. Bu nedenle, gerekli adımların atılması ve tarım sektörüne daha fazla yatırım yapılması gerektiğine inanıyorum. Suntat olarak, Türk gıda sektörünün Avrupa’daki tarımla ilgili gerekli adımları attıktan sonra ihracatın artırabilmesi için birkaç önemli atılması gereken adımların olduğunu düşünüyoruz. İlk olarak, kalite standartlarını yükseltmek ve uluslararası standartlara uygun ürünler sunmak önemli. Müşterilerin güvenini kazanmak ve sadakatlerini sağlamak için ürünlerimizin kalitesini sürekli olarak iyileştirmeliyiz. Avrupa, gıda kalitesine ve bu standartlara büyük önem vermektedir. Daha sonrasında da, pazarlama ve marka bilinirliğini güçlendirmek büyük önem taşımakta. Türk gıda sektörü, zengin bir kültürel mirasa sahiptir ve bu mirası daha etkili bir şekilde pazarlayarak Avrupa pazarında daha fazla talep oluşturabiliriz. Antep fıstığımız, Malatya kayısımız, Aydın incirimiz bu lezzetlerimiz uluslararası tescillenmiş coğrafi işarete sahip ürünler. Ayrıca bu ürünlerin benzeri ve böylesi bir kalite başka hiçbir ülkede yok” diye konuştu.
Dünyanın en zengin mutfakları arasında yer alan Türk Mutfağı’nın, doğru bir konumlandırma ve yaratılacak çekici bir imajla markalaşmasına daha da katkı sağlayacağına değinen Baklan, “Suntat ailesi olarak bu durumun farkında olduğumuzdan dolayı Avrupa’da satış yaptığımız konumlarda Türk mutfağının tanınırlığını artırmak, Türk mutfağının konumunu iyice yükseltmek ve Türkiye´de turistler tarafından ilgi çekmiş olan ürünlerimizin üretimini ve satışını önce Almanya sonra da Avrupa’da yaygınlaştırarak bu bilinirliği artırmak. Bu amaca istinaden önceki markamızda 1 Meze ve 2 Yemek kitabını hem Almanca hem de Türkçe olarak yayınladık” dedi.
Suntat’ın Avrupa’ya geniş bir ürün yelpazesi ihraç ettiğini de sözlerine ekleyen Mustafa Baklan, “Türkiye’den Avrupa’daki marketlere hazır yemek, bakliyat, çerez ve konserve türü ürünlerin ihracatını yapıyoruz. Yaklaşık 15 bin Avrupa mağaza zincirine yaklaşık 160 çeşit ürün sunuyoruz. Bunun yanı sıra, yaklaşık 20 bin yabancı, Türk ve diğer marketlere de ürün sağlamaktayız. Suntat markasıyla son iki yılda ortalama yüzde 15 civarında büyüdük. Bu büyümenin arkasında, dünya çapında çok hassas müşterilere ürünlerimizi zamanında ve kaliteyi bozmadan ulaştırma yeteneğimiz yatmaktadır. Ürünlerimizin yaklaşık yüzde 80’i Türkiye’den gelmektedir. Ancak, et ve süt gibi ürünlerin Türkiye’den temin edilemediğinden bu ürünleri Avrupa ülkelerinden tedarik etmekteyiz. Bu esneklik ve tedarik zincirimizin güçlülüğü, müşterilerimize sürekli olarak çeşitli ve kaliteli ürünler sunmamıza olanak tanımaktadır” diye konuştu. Almanya’nın ihracattaki konumu Suntat için oldukça önemli olduğuna da dikkat çeken Baklan, “Almanya, Suntat’ın Avrupa’daki en büyük ve stratejik pazarlarından biridir. Almanya’nın geniş nüfusu, sağlıklı ve doğal gıdalara olan talebi, Suntat ürünlerinin bu pazarda büyük ilgi görmesini sağladı. Ayrıca Suntat, Türk kökenli bir şirket olarak, Almanya’daki pazarda belirli avantajlara sahip. Türk mutfağı ve tatları, Alman tüketiciler arasında giderek daha popüler hale gelmektedir. Almanya’da yaşayan Türk kökenli ve diğer göçmen toplulukları için bir bağ kurma ve onların taleplerini karşılama özlem giderme fırsatı da sunmaktadır. Ayrıca, Türk mutfağı ve geleneksel tatlar, genellikle sağlıklı ve doğal malzemelerle hazırlanan yemeklerden oluşur. Suntat’ın ürünleri genellikle bu özelliklere sahiptir ve bu da Alman tüketicilerin sağlıklı ve doğal gıdalar arayışlarını karşılama avantajı sağlar. Türk gıda kültürü, çeşitlilik ve lezzet açısından zengindir” dedi.
Son olarak Suntat’ın gelecek hedeflerine de değinen Mustafa Baklan sözlerini şöyle sonlandırdı; “Suntat olarak gelecek planlarımız, şirketimizin büyümesini ve uluslararası rekabet gücümüzü artırmayı hedeflemektedir. Bu doğrultuda, birkaç önemli adım atmaya odaklanıyoruz. İlk olarak, ürün yelpazemizi genişletmek ve çeşitlendirmek istiyoruz. Yeni ürünler geliştirerek ve mevcut ürünlerimizi iyileştirerek, müşterilerimize daha fazla seçenek sunmayı hedefliyoruz. Müşteri taleplerini yakından takip ederek, pazarın ihtiyaçlarına uygun ürünler sunmak için Ar-Ge ve yenilikçiliğe önem veriyoruz. İkinci olarak, uluslararası pazarlarda varlığımızı güçlendirmek istiyoruz. Avrupa’daki mevcut pazarımızı genişletmenin yanı sıra, yeni pazarlara girmeyi ve büyümeyi planlıyoruz. Bunu yaparken, yerel kültürleri ve tüketici tercihlerini dikkate alarak, etkili pazarlama ve dağıtım stratejileri geliştirmeye odaklanacağız. Üçüncü olarak, sürdürülebilirlik ve çevresel sorumluluklarımıza daha fazla odaklanmayı planlıyoruz. Doğal kaynakları korumak ve çevreye duyarlı üretim süreçleri benimsemek, şirketimizin uzun vadeli başarısı için önemli bir faktördür. Bu doğrultuda, yenilenebilir enerji kullanımı ve atık yönetimi gibi uygulamaları geliştirecek ve uygulayacağız.”
GÜNDEM KORİDORU
21 Kasım 2024