Erbakan Malkoç, kurduğu şirketle yapay zekâyı kullanarak araçları iş insanlarının kullanabileceği bir ofis haline getiriyor ve bu konuda yaptığı işle dünyada tanınan biri haline geliyor. Ardahan doğumlu olan Malkoç hayalini kurduğu işi gerçekleştirerek, dünyanın en iyi yapay zekâ üreten üç şirketinden biri olmayı başarıyor. Malkoç, elde ettiği bu başarıyı nasıl gerçekleştirdiğini ve yapay zekâ ile otomobilleri nasıl ofise çevirdiğini detaylarıyla Türkiye’de İş Dünyası dergisine anlatıyor.
DIZAYNVIP Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erbakan Malkoç
Yaptıkları işin bir dönüşüm olduğunu vurgulayan DIZAYNVIP Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erbakan Malkoç, “Ben 14 yaşlarında bu dönüşümün hayalini kurarak 20 metrekare bir atölyede işimi kurdum. Yani bugünlerde böyle bir aracın ihtiyaç sahiplerine gerçekten mecburi olarak lazım olacağını düşünerek bu yola çıktım. Ben bu işe başladığım zaman otomobillerde dikiz aynası, paspas bile yoktu. O şekilde bir otomobil üretilirken siz diyorsunuz ki; ben öyle bir dönüşüm yapacağım ki bu dönüşüm insanların ihtiyaçlarına yönelik olacak. Ama gerçekten zamanını minimize etmek isteyen, zamanı değerli olan, gerçekten otomobilini yürüyen ofis haline getirmeye çalışan insanlara böyle bir hizmet vereceğim, diyerek yola çıktım ve bu noktaya geldim” diyor.
“TEKNOLOJİYİ EN İYİ UYGULAYAN FİRMA ÖDÜLÜNÜ ALDIK”
Yapay zekâyı etkin bir şekilde kullanarak otomobilleri dönüştürdüklerini dile getiren Malkoç, “Teknolojiyi en iyi uygulayan firma ödülünü aldık. O dönem ben otomobillere sesli komutla müdahale ediyordum. Ama bunu senaryoya bağlı, sensörler aracılığıyla yapıyordum. Yani ben bir senaryo veriyordum, o senaryo doğrultusunda da komutlarımı yerine getiriyordu” diyor ve yapay zekâyı iki bölüme ayırarak şöyle devam ediyor: “O gün yapay zekâ soyut bir sistemdi. Ama bugün artık somut bir sisteme döndü. Yapay zekâ, biri soyut biri somut olarak ikiye ayrılıyor. Soyut, senaryoya bağlı, sensörler aracılığıyla çalışır. Ancak somut öyle değil, insan gibi düşünerek öğrenir ve öğretir.”
Yapay zekâyı kullanarak otomobilleri bir ofise dönüştürdüklerinin altını çizen Malkoç, “Yapay zekâya bir kere komut verdiğinizde sizi anlıyor ve mimiklerinizden sizi tanıyarak, ne istediğinizi çözüyor. Örneğin, yorgunsanız kahve yapıyor, uykuluysanız aracı uyku moduna getirip ışıkları kapatıp güzel bir müzik ya da su sesi açarak sizi uyutmaya çalışıyor. Eğer çalışacağım derseniz her şey istediğiniz gibi hazırlanıyor ve sizi çalıştırmaya başlıyor. Öyle bir ekosistem kuruyor ki şu anki bizim yapay zekâmız, toplantılara kadar her şeyi organize edebiliyor” şeklinde konuşuyor.
Geliştirdikleri yapay zekânın dünyadaki en iyi üç yapay zekâdan biri seçildiğini söyleyen Malkoç, kullanıcıların otomobillerine bindikleri zaman dünyanın en akıllı yapay zekâsıyla birlikte olduklarını vurguluyor. Malkoç, “Bizim geliştirdiğimiz yapay zekâ, günlük işlerinizi, haberlerinizi okumayı, ilaçlarınızı almayı, hatta nabzını ölçmeye kadar her şeyi yapıyor. Bunun haricinde ofisinizle aracınızı, evinizle ofisinizi konuşturuyor. Örneğin, ben ofisime gideceğim zaman hemen aracım ofisime haber veriyor. Diyor ki; kahve yap beş dakika sonra ofisteyiz. Garajıma gelirken garajı aç geldik, diyor. Yapay zekâ böyle bir şey. Sizi anlar, dinler, tanır ve öyle hareket eder. Aynı zamanda bizim yapay zekâmız, sesle komutlandırabiliyor, kişiselleştirebiliyorsunuz ve her şirketin özel ihtiyaçlarını giderebilecek şekilde dönüştürebiliyorsunuz” diyerek otomobilleri yapay zekâ ile bir ofis ortamına çevirdiklerine dikkat çekiyor.
Dünyanın en önemli otomobil markalarından birisiyle yaptıkları anlaşmadan bahseden Malkoç, araç içine yapay zekâ ile müdahale etmelerine rağmen garantinin bozulmadığına dikkat çekti. Kısa bir zaman sonra da dünyanın en büyük 10 otomobil üreticisinden biriyle yaptıkları anlaşmayı duyuracaklarını dile getiren Malkoç, “Bizimle masaya oturdu. Tasarımı bize ait olan, yine yapay zekâsı da bizim şirketimizin ortaya koyduğu markayla olan bir otomobil üretme sürecini başlattık. Bugün o firmanın otomobilini; tasarımıyla, prototiplemesiyle ve yapay zekâsıyla biz organize edeceğiz ve dünyanın en büyük 10 otomobil markasından biri olan firma kendi fabrikasında üretime başlayacak” şeklinde konuştu.
Yapay zekâ konusunda geldikleri noktayla övünen Malkoç, “Biz artık böyle bir noktadayız. Yani biz hem tasarım konusunda dünyada çok iyi bir yerdeyiz hem dönüşüm noktasında çok iyi bir yerdeyiz ve özellikle yapay zekâ konusunda da dil problemini ortadan kaldırmış olacağız” diyerek önemli başarılar elde ettiklerinin altını çiziyor.
“ÜLKEMİZDEN MARKA ÇIKMASI ÇOK ZOR”
Türkiye’den marka ve statü çıkmasının çok zor olduğunu belirten Malkoç, “Biz ağaç kurdu gibi içeride birbirimizi yiyoruz. Bunun sebebi de denetimsizlik. Yani siz uluslararası standartlarda çalışıyorsunuz, dünyanın en büyük otomobil üreticisi ülkelerin otomobillerini alıp değiştirip, dönüştürüp onlara kendi üretim fiyatlarının çok üstünde bir katma değerle fatura kesiyorsunuz ama sizin karşınıza hiçbir denetimi olmayan, üretim yetkisi, belgesi olmayan o kadar çok firma türeyip sizi taklit etmeye başlıyor ki bu sefer onlarla mücadele etmeye tutuşuyorsunuz ve katma değerli ürün üretmeyi, statü üretmeyi unutuyorsunuz” diyor ve ekliyor: “Günün sonunda onlar zaten kaybediyor ama siz de kaybediyorsunuz. Sonuç olarak ülke kaybediyor. Herkes işini birbirini yaralamadan yapsın. Biz birbirimizi aşağı çekmekten maalesef yukarı çıkamıyoruz.”
