Türkiye’nin önde gelen iş insanlarından biri olan Gökhan Türkeş Öngel, Royal Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı olarak, şirketin yeni atılımlarını ve geleceğe yönelik vizyonunu bizlerle paylaştı. 1997 yılında kurulan Royal Şirketler Grubu, elektrikli ev aletlerinden sağlığa, inşaattan elektrikli araçlara kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor. Ayrıca Öngel, Türk dünyasında finansal iş birliğinin sağlanmasının çok büyük önem arz ettiğini ve bu konuda yapmış olduğu çalışmalar hakkında bilgiler verdi.
Türkiye genel olarak elektrikli ev aletleri üretiminde dünya genelinde önemli bir konumda bulunuyor. Birçok Türk markası uluslararası pazarda başarılı işlere imza atıyor. Özellikle Avrupa pazarında ürünlerimiz ciddi rağbet görüyor. Royal markası da bu başarılara imza atan yerli markalarımızdan biri. Bu konuda hatırı sayılır işlere imza atan Royal Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Türkeş Öngel, teknik ve donanım olarak her çeşit ürün üretebilecek güçte olduklarını ve yurt dışındaki yerli girişimleri destekleyeceklerini vurguluyor. Royal markasının güçlü olduğunu ancak bilinirliğini daha da yukarı çekmek için mücadele verdiklerini dile getiren Öngel, Avrupa’daki girişimcilere iş birliği çağrısında bulunuyor. Öngel, “Türkiye elektrikli ev aletleri konusunda önemli bir üretim know-how’ına sahip. Her çeşit elektrikli ev aletlerini üretebilir nitelikteyiz. Dolayısıyla markalaşma adına veya bizim destekleyeceğimiz bir teşebbüs o ülkelerdeki ulusal markalarla rekabet edebilecek düzeye gelebilir” diyor ve ekliyor: “Çünkü argümanlarımız ve niteliğimiz dünya standartlarında, hatta üstünde.” Gökhan Türkeş Öngel, edindikleri bilgi ve tecrübeleri uluslararası pazarda yer almak isteyen yerli girişimcilerle paylaşacaklarını söyleyerek, Türkiye’nin ulusal anlamda markalaşmasının önemine dikkat çekiyor. Avrupa’da en fazla rağbet gören ürünler hakkında da konuşan Öngel, şu bilgileri veriyor: “Özellikle elektrikli süpürgeler ve mutfak grubu tutuluyor. Ayrıca mikser, blender gibi robot dediğimiz grup Avrupa’da çok fazla karşılık bulan ürün gruplarımızdan oluyor. Ek olarak saç kurutma makinesi de tercih edilen ürünlerimizden. Hatta şunu söyleyebilirim; biz saç kurutma makinesinde, Çin hariç dünyada en yüksek sayıda üretim yapan firmayız.”
Uluslararası pazarda sadece ev aletleri olarak değil farklı alanlarda da olmak istediklerini dile getiren Öngel, gıda takviyesi ve kozmetik sektörüne gireceklerini belirtiyor. Bu alanda da yurt dışında yaşayan gurbetçilerle iş birliğine hazır olduklarının altını çizen Öngel, “Genel mottomuz şu; ofis ortamı, çalışma yoğunluğu gibi durumlar insanlardaki beslenme alışkanlıklarını değiştirdi. Aynı zamanda bu durum büyük bir beslenme sorunu da oluşturmaya başladı. Onun için gıda takviyesi tüm insanlarda olmazsa olmaz hale geldi. Özellikle çalışanların ve biraz yaş almış insanların mutlaka gıda takviyeleriyle cilt bakımını birlikte ve koordineli bir şekilde kullanmasında fayda olduğu artık kaçınılmaz bir gerçek. Bu yüzden kozmetik sektörüne girmeye karar verdik. Yeni kuracağımız bu kozmetik ve gıda takviyesi alanında da Avrupa’da yaşayan gurbetçilerimizle iş birliği yapmayı arzu ediyoruz” şeklinde konuştu.
Gıda takviyesi ve kozmetik sektörü dışında ürettikleri elektrikli araçlarla Avrupa pazarında söz sahibi olmak istediklerini vurgulayan Öngel, yeşil bir dünya için daha sağlıklı ve kompakt araçlar ürettiklerini söyledi. Öngel, “Wesun markasıyla 2025 yılı başı itibarıyla elektrikli otomobilde seri üretime geçmiş olacağız. Mini kompakt araçlar inşallah 2025 yılında Avrupa’da satılabilir belgeye sahip olacak. Yeni girişimimiz yeşil bir dünya adına daha sağlıklı daha kompakt ve ekonomik araçlar olacak. İyi üretim tesisi yaparak altyapımızı doğru, net ve nitelikli oluşturuyoruz. Her iş girişiminde bahsettiğim konu elektrikli otomobiller içinde geçerlidir. Gurbetçi kardeşlerimizle iş birliğine hazırız. Gurbetçi kardeşlerimiz Türkiye’de üretilen ürünleri gönül rahatlığıyla kendi pazarlarında satabilirler ve o pazarda konumlarını üst seviyeye çekebilirler. Bizim 2025 yılı hedefimiz 3 bin adet üretim yapmak. Ama bu hedef sadece ilk yıl hedefimizdir. Bizim asıl hedefimiz Avrupa ve yakın coğrafyamızla birlikte beş yılın sonunda yıllık 10 bin adet araç üretebilir duruma gelmek. Şunu da ekleyeyim; Avrupa’da üretici yok, Uzak Doğu ülkelerinden alıyorlar. Biz inşallah bölgede mini kompakt araçlarla ilgili Avrupa’nın tek üreticisi olmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Uluslararası pazarda başarılı olmak için üretimin olmazsa olmaz olduğunu söyleyen Öngel, sadece Türkiye olarak değil tüm Türk dünyasıyla bir araya gelerek, iktisadi açıdan ortak hareket eden ve güçlü bir Türk birliğinin olması gerektiğini savunuyor. Şu anda Uluslararası Türk İş Cemiyeti Platformu’nun başkanlığını yaptığını söyleyen Öngel, “Biz bu coğrafyada 300 milyon insanız. Bunu söylerken tutucu faşizan bir kafayla söylemiyorum. Biz burada milli bir sorumlulukla hareket ediyoruz. Ecdat demiş ki; ‘ben dünyaya adil bir nizam gayesindeyim’. Fakat tarihi olaylara baktığınız zaman iktisadi olarak güçlü değilseniz, sizin tarihe yön vermeniz veya günümüzde söz sahibi olmanız mümkün değil. Demek ki iktisadi olarak bu 300 milyonun birlikte hareket etmesi gerekiyor. İsmail Gaspıralı’nın da dediği gibi iş birliği sağlamamız gerekiyor. Bu anlamda da birliğin yolunun üretimden geçtiğini düşünüyorum” diyerek Türk dünyasında iş birliğinin olmazsa olmaz olduğuna dikkat çekiyor. Güçlü bir Türk birliğinin daha adil bir dünya oluşturacağının altını çizen Öngel, Türk devletleri coğrafyasının çok değerli kaynaklara sahip olduğunu ve bu noktada ortak hareket edilerek oluşturulacak güçlü Türk birliğinin insanlığa çok büyük katkıları olacağını söylüyor ve konuşmasına şöyle devam ediyor: “Türkiye’de teknolojik bir know-how var. Türkmenistan’da ve Azerbaycan’da doğal kaynaklar var. Kırgızistan’da farklı değerler var. Baktığınız zaman ekonominin gelişmesi adına her türlü argümana sahip bir bölge hinterlandına sahibiz. Önemli olan bizim bunları senkronize bir şekilde çalıştırıp çalıştıramadığımız. Birimizde bilgi var, teknoloji var. Birimizde sistem var. Birimizde doğal kaynak ve insan kaynağı var. Bunların hepsini birleştirdiğimiz zaman inanın ortaya muazzam şeyler çıkar. Avrupa’da yaşayan ve başarılı olmuş kıymetli vatandaşlarımızın Kırgızistan’daki bir iştirakle iş birliği yapması eminim ki hem kendilerine hem de dünya barışına fayda sağlayacaktır. Çünkü siz daha adil bir dünyadan yanasınız. Onun için bizim birlikte hareket etmemiz, know-how’ımızı, bilgimizi birikimimizi paylaşmamız ve ortak ruhu hissetmemiz gerekiyor.” Konuya ek olarak Türk tarihinin hiçbir döneminde sömürgecilik mantığı olmadığını da vurgulayan Öngel, “Biz dönüp geçmişe baktığımız zaman onur duyacağımız bir tarihe sahip olduğumuzu görüyoruz. Günümüzde Turan Birliği, Türk İslam Birliği, Türki Cumhuriyetleri Birliği ya da Türk Devletleri Teşkilatları adına ne derseniz deyin bu iktisadi birliği oluşturabilirsek daha adil bir dünya olacak. Hiçbir zaman sömüren bir millet olmamışız. Afrika’yı ve Orta Doğu’yu paylaşan emperyal yapı şimdi gözünü Türkistan’a dikti. Türk Devletleri Teşkilatı coğrafyası olarak böyle bir handikapla karşı karşıyayız. Acil bir şekilde atraksiyon alıp iktisadi anlamda bütünlüğümüzü korumalıyız. Zaten bizim dil birliğimiz var, fikir birliğimiz var. Eksik olan tarafımız ticari birliğimiz. Ticari birliğimizi de sağlayabilirsek hem bölgemizi muhafaza edeceğiz hem de daha adil bir dünyanın oluşmasına katkı sağlayacağız” dedi. Son olarak da yeni girişimlerinden bahseden Öngel, sözlerini şöyle noktaladı: “Cirolarımızdan ayırdığımız belli bir kaynak var. Bu kaynakla yeni start-up projeleri destekliyoruz. Yönetiminde olmasak bile yönetilebilir olduğuna kanaat getirdiğimiz start-up projeleri desteklemek niyetindeyiz. Böyle birkaç startup projemiz var. Fakat ana iş kollarımızla ilgili özellikle de araç ve kozmetik işini belli bir seviyeye getirmeden yeni bir iş koluna girmek gibi bir planımız yok.”
“Sağlık sektörü üretim haricinde bizim için yeni bir sektör. Florya hastanemiz sağlık turizminde son derece başarılı. Avrupa’dan çok fazla hasta geliyor. Aynı şekilde Afrika ve Orta Asya’dan da hastalar geliyor. Alanlarında uzmanlaşmış doktorlarımız var. Her bölümden çok talep görüyoruz ve bu talebi de en iyi şekilde karşılıyoruz.”
GÜNDEM KORİDORU
22 Kasım 2024