KAPALI
5 0 yılı aşkın süredir kimya sektöründe faaliyet gösteren Kimya Yüksek Mühendisi Mehmet Şeref Kıran, mesleğinde edindiği deneyimlerini “Toplam Kalite ve Süreç Yönetimi” isimli kitabında bir araya getirdi. 20 yıldır bu kitabı yazmanın hayalini kurduğunu dile getiren Kıran, kitaptan söz ederken çocuğundan bahseder gibi ihtimamlı davranıyor. Galileo Galilei’nin “Doğanın büyük kitabı yalnızca onun yazıldığı dili bilenler tarafından okunabilir” sözüyle girizgâh yapıyor Kıran sözlerine. 4 yıldır kitap üzerinde titizlikle çalıştığını dile getiren Kıran, ilham kaynaklarından birinin Prof. Dr. İbrahim Kavrakoğlu olduğu bilgisini de veriyor. Kitabın, hedef kitlesi tarafından ilgi gördüğünü ve güzel geri dönüşler aldığını belirten Kıran, bu nedenle çok mutlu olduğunu ifade ediyor. Esasında bu kitabı, küçük ve orta ölçekli işletmelere yol göstermek amacıyla kaleme aldığını anlatan Kıran, “Bu kitabı KOBİ’ler için bir rehber olarak hazırladım. Büyük şirketler büyüme ve gelişme konusundaki mühendislik bilgisine bir şekilde ulaşabiliyorlar. Fakat Türkiye’de ihracatta büyük ağırlığı olan KOBİ dediğimiz küçük ve orta ölçekli şirketler bu bilgilere çok zor ulaşıyorlar. Özellikle mühendislik açısından bilgileri ulaşmaları çok zor oluyor. Bazı mühendislik yayınları var elbette. Fakat İngilizce kaynak bunların çoğu. Ben de bu sebeple bütün büyük teorisyenlerin bilgilerinden yararlanarak kısa bir rehber oluşturdum. Kitapta KOBİ’lerin alt düzeydeki yöneticilerinin dahi rahatlıkla uygulayabileceği hap bilgiler mevcut. Bu kitaptan yararlananlardan çok iyi geri dönüşler alıyorum. Hedef kitleme ulaşmış oldum” diyor.
Bir işletmenin, sorunlar karşısında odağını doğru kanallarda tutması gerektiğine vurgu yapan Mehmet Şeref Kıran, kitabında bu konuyu açıklığa kavuşturacak o kısmı şu sözlerle anlatıyor: “Kitap, toplam kalite çerçevesinde 7 temel teknik altında toplanıyor. Kitabın 3’üncü bölümünde bulunan KOBİ’lerin rahatlıkla uygulayabileceği teknikler yer alıyor. En önemlilerinden birini açıklamak isterim: Paleto kuralı. 80-20 kuralı da denir buna. İtalyan matematikçi Pareto, 19. yüzyılda gelir dağılımıyla ilgili bir araştırma yapıyor ve şunu görüyor: Gelirin yüzde 80’i toplumun yüzde 20’lik bölümünün elinde. Günümüzde bu araştırma yapılsa belki daha fazlasını bile görebiliriz. Dolayısıyla bu mantığa göre büyük şirketler pastadaki büyük payı alırken orta ölçekli şirketlerin payı elbette çok daha düşük oluyor. Bu dünyanın bir realitesi. Bir sorunun kaynaklarının yüzde 20’sinin bilinmesi sonucun yüzde 80’inini oluşturur. Yani KOBİ’lerin sorunlarını alt alta koydukları zaman herhalde ortalama 20 sorunla karşılaştıklarını düşünebilirler. Ama inanın bu sorunların yüzde 20’siyle detaylı şekilde ilgilenirlerse ve çözüm odaklı olurlarsa sorunlarının yüzde 80’i üzerine çalışmış olurlar. Yani dağınık şekilde çalışmaktan ziyade odaklanarak yüzde 20’lik en önemli olarak görülen kısımla ilgilenirlerse sorunların birçoğunu çözüme kavuşturmuş olurlar. Bu durum büyük kuruluşlar için hayati önem taşıyor.”
Kitabında sağlıklı işleyiş için önce insan ve ekosistem diyen yöneticilere de vurgu yapan Kıran, “Çağımızda büyük bir ekosistem ihlali görüyoruz. Ekosistemi ihmal ettiğimiz verdi ğimiz tüm çabalar boşa gidecek. Ekosistem kötü olduğunda ne kadar verimli olmaya çalışırsak çalışalım yaptıklarımız olumlu sonuç getirmeyecek. O bakımdan kalite çalışmalarının bir boyutu da ekosisteme zarar vermemek. Bunu iyileştirmek için bir yaklaşım getirdim: Kalite ve süreç yönetiminde muhatabımız müşterilerimizdir. Müşteriler ya satın alma faaliyetini durdururlar ya şikâyet mekanizması çalıştırırlar. Ama ne yazık ki ekosistemin böyle bir faaliyet yapma gücü yok. Bize yağmur, fırtına ve küresel ısınma gidi durumlarda geri bildirimlerde bulunuyor fakat doğrudan bir geri bildirim vermediği için biz doğayı kirletmeye devam ediyoruz. Bu nedenle kaliteye verdiğimiz önem kadar ekosisteme de öncelik vermemiz gerekiyor. Sürdürülebilir enerji kaynaklarına yönelmek ya da doğaya verdiğimiz olumsuz çıktıları en aza indirecek taktikler geliştirmeliyiz” diyerek daha sağlıklı sonuçlar için sürdürülebilirliğin önemine vurgu yapıyor.
Dünyada en ilginç oranlardan biri de 80/20 kuralı olabilir. Bu kural, ilk önce ekonomide gözlemlenmiş. İtalyan matematikçi Vilfredo Pareto, İtalya’nın topraklarının yüzde 80’inin, nüfusun yüzde 20’sine ait olduğunu keşfetmiş. Daha sonra bu oranın başka konularda da ortaya çıktığını fark edince hemen adını koymuş: Pareto ilkesi. Hemen her yerde “öngörülebilir bir dengesizlik” olduğunu ifade eden ve gelir adaletsizliği şeklinde tanımladığımız bu oran halen geçerli. Sonuç olarak kuralın basitçe tanımı şu olabilir: “Sonuçların büyük bir kısmından nedenlerin küçük bir kısmı sorumludur.”
GÜNDEM KORİDORU
24 Nisan 2025