Türkiye son dönemde savunma sanayii alanında yaptığı atılımlarla gündemden düşmüyor. Her geçen gün dışa bağımlılığı daha da azalan ülkemizde, millileşme oranları artarken, globalleşme yolunda emin adımlarla ilerleyen şirket sayısı yükseliyor. Türkiye’de İş Dünyası dergisi bu kez savunma sanayisinin geleceğini masaya yatırdı. 14 Şubat Çarşamba günü sekizincisi düzenlenen Mahkeme Sohbetleri’nde buluşan sektör temsilcileri, sektörün dünü bugünü ve yarınına ilişkin önemli bilgiler paylaştı.
Türkiye, son yıllarda gerçekleştirdiği savunma sanayisi atılımı ile stratejik konumunu daha da güçlendirdi. Ülkemiz, geliştirdiği üst düzey teknolojiler ile dikkatleri üzerine toplarken, sınırları içinde ve ötesinde her türlü harekâtı sorunsuz bir şekilde icra edebilecek kapasiteye kavuştu. Bu önemli sektör, ekonomik gelişmeye de oldukça büyük bir katkı sağlıyor. Öyle ki savunma sanayii, 2023 yılında 4,4 milyar dolarlık ihracata ulaştı. 2024 yılında ise ihracat rakamını 6 milyar dolar olarak belirleyen sektör temsilcilerinin ortak görüşü, globalleşmenin savunma sanayisinin anahtar rolü olduğu.
Globalleşme savunma sanayisinin Ar-Ge faaliyetlerinde çeşitlenmeyi sağladığı gibi, farklı ülkelerin uzmanlıklarını bir araya getirerek daha inovatif ve karmaşık teknolojilerin geliştirilmesine katkıda bulunur. Globalleşme aynı zamanda uluslararası ticaret ve pazarlara açılarak ekonomik büyümeye katkı sağlar.
Dünyada söz sahibi olmak ve özgürlüğünü korumak isteyen ülkelerin savunma sanayisine yaptığı yatırımlar diğer ülkelerden ayrışmanın ve bir adım öne çıkmanın temelini oluşturur. Ülkemiz de bu anlamda son yıllarda oldukça başarılı işlere imza attı ve hatta bu alanda ihracatlar yaparak rüştünü ispat eder bir noktaya ulaştı. Birçok yabancı basında da yankı uyandıran sektör, artık Türkiye’nin en başarılı alanlarından biri haline geldi. Türkiye’de İş Dünyası dergisi, ülkemizin geleceğini ve bağımsızlığını korumanın temellerinden biri olan savunma sanayisinin önde gelen temsilcilerini “Mahkeme Sohbetleri”nde buluşturarak sektöre ışık tuttu. 14 Şubat Çarşamba günü sekizincisi gerçekleştirilen buluşmaya; Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, Samsun Yurt Savunma Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı İsmet Aral, Netaş Ar-Ge Genel Müdürü Ersin Öztürk, STM Kıdemli Muhasebe Uzmanı Muhammed Yardımcı ve Net İletişim Genel Müdürü Baykal Yaylı katıldı.
Savunma sanayi artık globalde rüştünü ispat eder bir noktaya ulaştı. Sektörde son yıllarda büyük atılımlar yapılmaya başlandığını söyleyen Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, “Türkiye’nin gelişimi noktasında savunma sanayisinin güçlenmesine şüphesiz daha çok ihtiyaç var. Bu alandaki çalışan şirketlerimizin sayısının artması da büyük önem arz ediyor. Özel sektörün bu alanda büyük rol oynadığını gördük ama tabii ki önemli olan vakıf şirketlerimiz. Savunma sanayii şirketlerimiz kamu tarafından da son derece iyi yönetiliyor. Bu sektördeki her türlü gelişme Türkiye’nin de gelişmesi anlamını taşıyor. Hem savunma sanayisinin hem uzay sanayisinin Türkiye için rolü çok büyük. Savunma sanayisinde üretim aşamasında artık yerlileşme oranımız oldukça iyi seviyelere çıktı” diyerek bundan sonraki yatırımlarda teknolojiye daha da ağırlık verilmesi gerektiğini söyledi.
Son yıllarda yerli olanaklarla gelişen, Türkiye’nin önemli ihracat kozlarından birisi haline gelen savunma sanayisinde orijinal buluşları kayıt altına alan patent başvurularının yükselişe geçtiğini belirten Yamankaradeniz, savunma sanayi alanında 2002 yılında 7 olan yerli patent başvuru sayısının 2022 yılında 50 kat artışla 359’a yükseldiğini aktardı.
Bu yükselişe ilişkin rakamları değerlendiren Yamankaradeniz, şu ifadeleri kullandı; “2022 yılında en fazla patent başvurusu yapan ilk 10 firma arasında ASELSAN 139, TUSAŞ 68 patent başvurusu ile yer aldı. Silah ve mühimmat imalatı alanında 2000 yılında 2 tane yerli patent ve faydalı model başvurusu yapılırken, 2020 yılında bu sayı 125, 2021’de 181, 2022’de 176 ulaştı. Savunma sanayi sektöründe 2 bine yakın firma, teknolojik yatırımlarıyla önemli katma değerler ortaya koyuyor. 2022’de savunma ve havacılık sanayi ürünleri ihracatında kilogram birim değeri neredeyse 57.5 dolar. Bu da ortalamanın 40 katına karşılık geliyor demek.”
Türkiye’nin son 20 yıldır savunma sanayisine bakış açısı çok farklılaştı ve gelişti. Ülkemizde son dönemde hem vakıf hem de özel sektörde bu alanda çok ciddi gelişmeler kaydedildiğini söyleyen Samsun Yurt Savunma Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı İsmet Aral, “Türkiye bugün gerçekleştirdiği ihracat rakamları, dost ve müttefik ülkelerle olan iş birlikleriyle son derece önemli bir noktaya ulaştı” dedi.
Savunma sanayisi alanında büyük katkıları olan Samsun Yurt Savunma hakkında bilgi paylaşan Aral, “Şirketimizin şu anda 25. yılını doldurmuş bulunuyoruz. İşe ilk olarak Canik markalı 9 mm tabancalarımızla başladık. Tabancada; İğne vuruşlu polimer gövdeyi ülkemize kazandıran ilk şirketiz. Daha sonra tamamıyla ihracata yöneldik. Şu anda Amerika pazarında ilk dört içerisindeyiz ve ülkemizi başarıyla temsil eden bir şirket haline geldik. Yaklaşık 70 ülkeye ihracat yapıyoruz Türkiye’den çıkan tabanca ihracatının yüzde 80’i Samsun Yurt Savunma tarafından gerçekleştiriliyor. Tabii sadece hafif silahla ilgili değil üretimlerimiz, Canik M2 QCB dediğimiz 12.7 Ağır makinalı tüfeklerle ilgili üretimlerimiz de mevcut. Model olarak M2, M2F ve M3 diye adlandırdığımız bu üç konsepti dünyada bir arada üreten ilk şirketiz. İhracat bizim için çok önemli. Ayrıca Amerika bizim en önemli pazarlarımız arasında yer alıyor. Bu kapsamda Amerika’da Canik USA firmamızı kurduk ve haziran ayından sonra ABD de Miami şehrinde üretime başlamayı hedefliyoruz. Ayrıca 2022 yılı sonunda İngiltere Ascot’da satın aldığımız AEI firmasında 20-25-30 mm top üretimimizde devam etmektedir. Özellikle 30 x 113 toplarımız az geri tepme özelliği ile tüm hava deniz kara araçlarında rahatlıkla kullanılma özelliğine sahip olması bizi vazgeçilmez kılmaktadır. Savunma sanayisi içerisinde faaliyet gösteriyorsanız global düşünerek uluslararası bir şirket olmak zorundasınız” diye konuştu.
Sadece hafif silah, ağır makinalı tüfek ve top üretimlerini yapmadıklarını, aynı zamanda entegrasyon şirketleri de olduğunu sözlerine ekleyen Hakkı İsmet Aral, Uniroboticks şirketimiz ile uzaktan kumandalı sistemleri silah sistemlerine uygun hale getirdiklerini ve bu platformlarda insansız, insanlı, uzaktan kumandalı her türlü sistemi entegre etmeye ve yazılım yapmaya devam ettiklerini söyledi. Aral, bu platformları yani UKSS uzaktan kumandalı silah sistemlerini ülkemize kazandırdıktan sonra ihracatını gerçekleştireceklerini belirterek sözlerini sonlandırdı.
1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı sonrası Türkiye aldığı önemli bir kararla savunma sanayisi alanına ciddi yatırımlar yaptığını söyleyen Netaş Ar-Ge Genel Müdürü Ersin Öztürk, bu kararın seneler içerisinde gelişerek bugüne kadar varlığını devam ettirdiğini söyledi.
Öztürk, “Savunma sanayisinin geldiği nokta aslında şu anki sektörün yapılanmasıyla doğrudan alakalı. Düzenleyici kurumun ihtiyaç sahibinden ihtiyaçları alması, bunları gerektiği şekilde yönlendirmesi, malzeme seviyesinden son sisteme kadar tüm planlamaları gerçekleştirmesi bunda en büyük faktör. Özellikle de bu konudaki milli iradede buluşulması, tüm paydaşların bu hizmete doğru koşması bunu sağlayan etken” diye konuştu.
Netaş’ın Ar-Ge çalışmalarına değinen Ersin Öztürk, “Netaş savunma sanayisinde dört alt sektörde çalışıyor. Bunlar haberleşme, seyrüsefer, tanıma-tanıtma ve veri kontrol sistemleri şeklinde, haberleşme. Netaş hem Türkiye’de hem de bölgede lider sistemler geliştiren bir şirket. Dolayısıyla burada edindiği birikimi Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyaçları için kullanıyor. Seyrüsefer konusu ise Türkiye için kritik bir ihtiyaç çünkü gerek kara, gerek hava gerekse deniz taşıtlarının ve füze sistemleri yönlendirilmesi çok önemli. Tanıma tanıtmadan NETAŞ’ın 30 yıldan bu yana içinde olduğu bir alan. Veri kontrolü konusu da son zamanlarda gelişen hava araçları ordusunda oldukça önemli bir ihtiyaç. O konuda da çalışmalarımız başladı. Yakın gelecekte orada da ürünlerimiz ortaya çıkacak” ifadelerini kullandı.
2024 yılına ilişkin hedeflerini de paylaşan Öztürk, şu ifadeleri kullandı; “2024 yılında ana hedefimiz ciromuzu artırmak ve kâr marjımızı yükseltmek. Ayrıca ekonominin her noktasında bir ihtiyaç olan dijital dönüşüm bizim ana vizyonumuz. Dijital dönüşümün sadece kurumsal sektörde değil, kamuda ve savunma sektöründe de en başta gelen oyuncusu olmak istiyoruz. Özellikle son hizmete açılan İstanbul Havalimanı metrosundaki otomatik tren denetim sistemimizi hem Türkiye’de hem de yurt dışında pek çok metropolü de yaygınlaştırmak istiyoruz.”
GÜNDEM KORİDORU
22 Kasım 2024