Lux Plastik Genel Müdürü ve PAGEV Başkan Yardımcısı Burak Önder, iş dünyasının güncel problemlerden biraz uzaklaşıp uzun vadeli yapısal problemlere odaklanması gerektiğini vurguladı. Önder, sanayide verimliliğin Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olduğunu ve bunun için verinin hayati önem taşıdığını söyledi.
Ne iş yaparsak yapalım dünyadaki gelişmeleri görmemiz gerektiğini söyleyen Lux Plastik Genel Müdürü ve PAGEV Başkan Yardımcısı Burak Önder” Dünyaya bakmak, dünyayı okumaya çalışmak çok önemli. Bugün dünyaya baktığımızda derin bir dönüşümün olduğunu görüyoruz. ‘Değişim’ kelimesini bilerek kullanmayıp ‘dönüşüm’ kelimesini kullanıyorum çünkü dönüşüm daha derinlerde yaşanan bir olaydır. Bugün dünyaya baktığımızda dönüşümün iki getirisi var. İlk olarak son zamanlarda güvenlik konusunun ticaretin veya ekonominin önüne geçtiğini görmekteyiz. Pandemi döneminde durumun sağlık boyutunu konuşmaktan öte bu hastalığın ekonomi üzerine etkilerini konuşmuştuk. Bugün baktığımız zaman en yakın pazarımız olan Avrupa ülkelerinin son derece hızlı bir şekilde silahlandığını görüyoruz. İkinci dünya savaşından sonra ABD’nin güvenlik şemsiyesi altında olan Almanya’nın GSMH’sının yüzde 2 buçuğunu savunma sanayisine harcadığını görüyoruz, Polonya’da bu oran yüzde 4 buçukla rekor seviyelere çıkıyor. Baltıklara baktığımızda ise o barış dolu İskandinav ülkelerinde bile silahlanma çalışmaları var. Haberleri takip ettiğinizde zorunlu askerlik, kadınlara gönüllü askerlik, Rusya tehdidi gibi konularla karşılaşıyorsunuz. Uzak Doğu’ya baktığınızda ise yine ikinci dünya savaşından sonra ABD’nin güvenlik şemsiyesinde olan diğer bir ülke Güney Kore’de de bir Çin tehdidi görüyoruz. Bununla beraber dünyada artık güvenlik politikalarının daha önde olduğu bir zamanı görüyoruz” dedi.
İkinci getirinin ise kurumlar ve kavramların tartışılması olduğunu söyleyen Burak Önder, “Artık tek kutuplu dünyayı konuşamıyoruz. Soğuk savaş sonrası tek kutuplu bir dünya vardı ama 1979’dan sonra Çin’in hem üretimde hem ihracatta hızlı bir şekilde büyümesiyle dünya tek kutuplu bir sistemden ayrıldı. Bunun yanında son yıllarda Rusya’da Putin dönemi ile beraber artık farklı dengeleri konuşmaya başlıyoruz. Artık küreselleşme kavramı bile tartışılmaya başlıyor. Geçen ay Çin devlet başkanı Şi Cinping 100 CEO ile toplantı yaptı. Toplantının ana başlığı küreselleşme ve ürünlerin serbest dolaşımıyla ilgiliydi. Avrupa’nın savunma sanayisindeki en güçlü ülkesi Fransa ‘NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir’ dedi. ABD Başkanı Biden’de NATO’yu kendi sırtında bir yük olarak gördüğünü söyledi. 15 yıl önceki dünyayla şimdiki dünya arasında büyük farklar var. Burada da dönüşümden söz edebiliriz. Ama tabii ki iyi şeyler de oluyor. ABD’de ve Avrupa’da enflasyonun belli oranda düştüğünü görüyoruz. Bizim tarafımızda da iyiye doğru bir gidiş var. İhracat İklim Endeksi’mizin sürdürülebilir bir şekilde arttığını görüyoruz. Bir diğer TÜİK verisi olan Sanayi Üretim Endeksinde de son üç aydır sürdürülebilir bir büyüme görüyoruz. Bu durum dost ve yakın ülkelerle denge politikası yürüttüğümüzü gösteriyor. Ayrıca dünyadaki ihracat kanallarının değiştiğini fark ediyoruz. Artık Meksika ABD’ye Çin’den daha fazla ürün ithal ediyor. Öngörü yerine angörüyü konuştuğumuz bir zamandayız” şeklinde konuştu.
İş dünyasının her zaman aynı konular üzerinde durduğunu savunan Burak Önder, “Kur, faiz enflasyon, işsizlik gibi konular her zaman gündemimizde. İş dünyası olarak cari sorunları konuştuğu kadar yapısal sorunları da konuşması lazım. Yapısal sorunlarımızın en önemlisi sanayide verimlilik. Türkiye sanayisinin en önemli sorunlarından bir tanesinin verimlilik olduğunu düşünüyorum. Verimlilik için veriye ihtiyacımız var ama veriyi oluşturmakta dahi güçlük çekiyoruz. Çünkü Türkiye sanayisinin dijital kasları çok kuvvetli değil. Tabii ki çok güçlü firmalarımız da var ama genelleme yapmak için ortalamayı baz almamız lazım. Bu kasların güçlenmemesinin nedeni sadece sanayiciler değil. Sanayi de bir yer problemi var. Türkiye’deki sanayi arsalarının yüz ölçümünün oranı batılı rakiplerimize göre çok düşük seviyede. İhracatta 250 milyar Dolar sarmalından çıkabilmemiz için, Sanayi Üretim Endeksi’mizi yüzde 3’lerden yüzde 10’lara çıkarabilmemiz için sanayicinin yer problemini çözmemiz lazım. Ar-Ge’ye, tasarıma, inovasyona para harcamamız gerekirken toprağa ve inşaata para harcamak zorunda kalıyoruz. Bölgesel sanayi ve kümeleşme bizleri ileri seviyeye taşıyacak” dedi.
Türkiye’nin üretim kültürüne rakip ülkelerden geç girdiğini ifade eden Burak Önder, “Üretim kültürünün kaybolması Türkiye’nin önündeki en önemli sorunlardan biri olacak. Ben olsam ivedilikle bu sorunu çözmeye çalışırım. Sanayi arsalarına fabrikalar yerleştirmeye gayret ederim. İş dünyası olarak güncel problemlerden biraz uzaklaşıp uzun vadede yapısal problemler doğuracak şeyleri çözmemiz gerektiğini düşünüyorum. Cari problemleri çözmek bize bir adım attıracaksa yapısal problemleri çözmek bize 10 adım attırabilir” dedi. Sivil toplum örgütlerinin gelişmiş bütün ülkelerde beşinci güç olarak kabul edildiğini söyleyen Burak Önder, “Yasama, yürütme, yargı ve basından sonra sivil toplumun beşinci güç olarak kabul edildiği bir dünyada yaşıyoruz. Sivil toplum her konuyla ilgili gündem oluşturabiliyor. İş dünyası temsilcilerimiz bu durumu daha önceden belirttiklerini söyleyebilir. Fakat söylemek bir şey ifade etmiyor. Önemli olan bu durumla ilgili ne kadar kamuoyu oluşturulabilmesi. Buna bir ekosistem içerisinde bakmak gerekiyor” şeklinde konuştu. EVSİD’in kurulduğu günden bu yana ihracat konusunda başarılı işler yaptığını belirten Burak Önder, “EVSİD ihracatı bir vizyon olarak ortaya koydu. Son üç aya baktığınızda ihracatımızın en fazla arttığı bölge Latin Amerika. EVSİD Latin Amerika ile ilgili çalışmalarını zaten 10 yıl öncesinden başlatmıştı. Bu işler çilek ekmeye değil ceviz ekmeye benzer. Çileği bir kere ekersiniz, kısa vadede çileğe kavuşursunuz fakat ceviz ekmek meşakkatlidir, uğraştırır ama sonrasında yıllarca ceviz yersiniz. EVSİD’de başkanlığı bıraktım ama yerime geçen arkadaşlarım aynı şekilde çalışmalara devam ediyor” dedi.
GÜNDEM KORİDORU
21 Kasım 2024