DOLAR 38,0140 0.08%
GBP 49,1473 0.21%
EURO 41,7355 0.09%
ALTIN 3.646,42-1,70
BIST 9.379,83-1,10%
BITCOIN 2966889-6.45754%
ETH 59814-13.12802%
İstanbul

HAFİF YAĞMUR

İş ahlakı ile terbiyenin öğrenildiği yer Sultanhamam

İş ahlakı ile terbiyenin öğrenildiği yer Sultanhamam

Sultanhamam, İstanbul’un tarihi dokusunu koruyan, kültürel zenginliklerle bezeli ve yüzyıllar boyunca ticaretin nabzını tutmuş özel bir bölge. Etkileyici bir nostaljik atmosfere sahip Sultanhamam’da, tarih kokan binaların arasında ticaretin ne kadar güçlü bir şekilde döndüğünü hissetmek gerçekten de mümkün. Yazı dizimizin üçüncü bölümünde Sultanhamam’ın derinliklerine inip, TİGSAD Başkanı Eşref Geyik ile konuştuk.

21/03/2025 09:33

Türkiye İç Giyim Sanayicileri Derneği (TİGSAD) Başkanı Eşref Geyik rehberliğinde geçmişin izlerini takip ederken, Sultanhamam’ın nasıl bir ticaret merkezi olduğunu ve bu tarihi dokunun modern dünyadaki yerini anlamak adına bu benzersiz söyleşi ile sizleri etkileyici bir yolculuğa çıkarıyoruz.

Malatya doğumlu olan Eşref Geyik, ilk olarak İstanbul’a 1980 yılında geliyor ve Unkapanı’nda işe başlıyor. Önceden burası makinecilerin ve perdecilerin olduğu konfeksiyon bölgesiymiş. Tekstil işinin her aşamasında bulunan ve burada kendisine bir altyapı oluşturan Geyik, 1986 yılında Sultanhamam’a geliyor ve kendi hikâyesini yazıyor. Bugünlere, tabiri caizse işin tuzunu yutarak geldim diyen Geyik, iş hayatına başlamasını ve Sultanhamam’a geçişini şöyle anlatıyor: “1980 yılında İstanbul’a gelmemle beraber tekstil hayatım başladı. Çıraklıktan, imalat eğitimine, üretimden satışa kadar her aşamayı birer birer gördüm. En alttan geldiğim için biraz da şanslıyım bu konuda. Kalıbından, dikişinden, makinasından her şeyi gördüm mesleğe dair. Tabiri caizse tuzunu yutarak geldim mesleğin. 1986 yılından itibaren de Sultanhamam’dayım. İmalatı ve üretimi burada büyüttüm. Durum böyle olunca da Güneşli-Mahmutbey sanayi bölgesine geçtim. Üretime burada devam ediyorum. Ama Sultanhamam’dan çıkmadım.”

TERBİYENİN ALINDIĞI YER: SULTANHAMAM

Yıllarını burada geçiren Eşref Geyik’ten, Sultanhamam kültürünü anlatmasını istiyorum, çok farklı ve kendine özgü bir örnekle açıklayarak, “Sultanhamam’ın kültürünü şöyle izah edeyim, bazen arkadaşlarımız, dostlarımız arıyor ve diyorlar ki; ben kızımı örneğin Ahmet’in oğluna vereceğim, siz tanıyor musunuz? Nerede diye soruyorum. Sultanhamam’da deyince, o zaman o terbiyeyi aldıysa yine de soruşturmaya devam edin ama bence gönül rahatlığıyla kızınızı gelin olarak verebilirsiniz. Çünkü buranın terbiyesini, ahlakını alan, sabah 7’de işine gelip dürüst ticaret yapan, sürekli üretim yapan, sadece iş yerini düşünen, sabah akşam işine gidip gelen dürüst insanların olduğu bir semt” diyor ve şöyle devam ediyor: “Bu saydığım sebeplerden dolayı, ben burayı böyle betimliyorum. Sultanhamam böyle bir yer. Daha kültürel, daha düzenli, daha sakin, ticaretin rahat döndüğü, insanların gelip buraya emanetlerini bırakabildiği bir yer.”

Sultanhamam eskiden olduğu gibi şimdi de tüccarlar için güvenin kaynağı olmaya devam ediyor. Burada öyle bir güven ve dürüstlük kültürü oluşmuş ki insanlar herhangi bir senet oluşturmadan sadece söz üzerine paralarını emanet olarak buraya bırakıyorlar. Konuyla ilgili Eşref Geyik, “Tüccarlar gelip buraya kredi kartlarını bırakıyor. Sonra emanet olarak para bırakıyor. Mesela diyor ki; benim size 10 lira borcum var ama 100 lira bırakıyorum. Lütfen sende kalsın. Şu kişiler geldiğinde verirsiniz diye. İşte Sultanhamam tam olarak böyle bir yer, böyle bir semt. Güvenin her zaman olduğu bir yer. Ayrıca rahat edebileceğiniz bereketli bir yer” diyerek bu özel bölgede sağlam temeller üzerine kurulmuş olan güven kültürünün devam ettiğine dikkat çekiyor.

Zaten Sultanhamam sadece Cumhuriyet döneminde değil, Osmanlı hatta Bizans dönemine kadar giden tarihiyle ticaretin kalbi olmuş bir bölge. Tabi yıllar geçtikçe değişen dünya düzeni ve ticaretin de gelişmesiyle Cumhuriyet döneminin yakın tarihinde daha ön plana çıkmış, özellikle tekstil sektörü adına. Sultanhamam’ın ticaret dışındaki kendine has dürüstlük ve terbiye kültürünü çok iyi benimsediğini söyleyen Eşref Geyik, yeni kuşağın da buradaki kültürü hem iş hem de terbiye olarak bilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Bu kültürün nasıl oluştuğuna ve nasıl bu kadar uzun yıllardır devam ettiği üzerine Geyik, “Örneğin, çocuklar yetişirken ‘yapma, etme’ ile değil, anne ve babalarına bakarak, onların davranışlarını görerek yetişirler. Sultanhamam kültürünü de ben buna benzetiyorum. Eğer buraya yeni gelen kişiler bizlere bakıp da yaşantımızı, ticaretimizi görüp o terbiyeyi alırlarsa bu kültür çok uzun yıllar boyunca devam eder” diyor. Şu an, yani günümüzde durum nasıl? Bu kültür devam ediyor mu? diye sorduğumda, Eşref Geyik şöyle bir karşılık veriyor:

“Etmiyor dersem yalan söylemiş olurum. Çünkü genç yaşta buraya gelip de bir satışta ya da müşteriyi karşılamada ya da bir imalatta o hareketleri gördüğü zaman, artık Z kuşağı mı dersiniz yeni kuşak mı dersiniz, o gençler haliyle bu kültüre tanık olarak yetişiyor. Yoksa bu kültür mümkün değil gelmezdi bu günlere, yürümezdi. Bence yürümek zorunda da zaten. Çünkü dürüstlük her şeyden önce gelir.”

Adsiz tasarim 61 3

TİGSAD Başkanı Eşref Geyik, 1986 yılından itibaren Sultanhamam’da olduğunu ve işlerini burada büyüttüğünü söylüyor.

“VERDİĞİM CEVAP ALMANI SİNİRLENDİRDİ”

Eşref Başkan’la sohbetimiz devam ederken, Sultanhamam üzerine unutamadığı bir anısı olup olmadığını sordum. Biraz düşündükten sonra, “1987 yılında Almanya’dan bir firmaya ürün yapıyorduk. Ürün yaptığımız o Alman firması buraya gelmişti. Tercüman vasıtasıyla ben kumaş ve dikişle ilgili nasıl olması, nasıl yapılması gerektiğine dair açıklamalarda bulunuyordum. Bir anda bana ‘Ne mezunusun’ diye sordu. ‘İlkokul mezunuyum’ diye karşılık verdim. Sinirlendi, ‘Dalga mı geçiyorsun benimle’ diye söylendi. ‘Hayır’ dedim. Ertesi gün diplomamı gösterdim. Şaşırdı. ‘İşle ilgili çok iyi bir eğitim almışsınız. Almanya’da lisans mezunları bile senin bilgine sahip değiller’ dedi. İşte bu durum sokağın üniversitesi Sultanhamam tabirinin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Bizzat bir Alman’a karşı yaşadım bunu” diyor ve hikâyenin kendisi içine önemine dikkat çekiyor.

Sultanhamam’ın bir kimliği, bir ismi olduğunu ve bu durumun günümüzde hala devam ettiğine dikkat çeken Eşref Geyik, “Dünyanın neresine giderseniz gidin, örneğin siz bir araç üretmek istiyorsunuz. İlk bakacağınız markalar bellidir. Türkiye’de ise ticaretin nerede döndüğüne bakacaksanız Sultanhamam görünür. Bu doğru ve karşılığı olan bir kelime” şeklinde konuşuyor.

Sultanhamam, günümüzde tanınan birçok önemli iş insanının yolunun geçtiği bir yer olarak da dikkat çekiyor. Önümüzdeki zamanlarda da buradan önemli iş insanlarının çıkabileceğini vurgulayan Eşref Geyik, “Öncelikle eski zamanlardaki şartlarla şimdi ki şartlar aynı değil, bunu söyleyeyim. Ama bence her şeyden ön insanda bir hedef olmalı. Hedefi olan, işini dürüstü yapan ve çalışıp çabalayan kişiler, büyük iş insanı olarak Sultanhamam’dan çıkabilir, neden olmasın?” diyor.

Son olarak TİGSAD’ın yapmış olduğu çalışmaları anlatan Eşref Geyik, şunları söylüyor: “TİGSAD olarak bizim 400’den fazla üyemiz var. Türkiye’nin sektörel olarak en büyük, en çok üretim yapan derneğiyiz. Çok iyi adetlerde üretim yapıyoruz, dünyada da iyi bir noktadayız. Türkiye’nin her yerinde üretimimiz var. Bir dernek olarak elimizden geleni yapıyoruz. Aynı zamanda sadece Sultanhamam’ı değil, İstanbul’un tanıtımı için de çalışıyoruz. Mesela benim kendi ürünlerimin üzerinde İstanbul logosu var. Dernek olarak tanıtım çalışmalarımız oluyor. Katıldığımız fuarlarda İstanbul’u ön plana çıkarıyoruz. Bunun dışında kültürel faaliyetler de düzenledik. Örneğin ramazan ayında Sultanhamam’da sokak iftarları yaptık. Semtimizle ilgili gelişmesi gereken konularda belediyemiz ile ortak hareket ediyoruz. Yani kısaca sadece ticari bir kuruluş değiliz, kültürel ve birliktelik oluşturacak çalışmalar yapan da bir derneğiz.”

TİGSAD YÖNETİM KURULU

  • Eşref Geyik – Yönetim Kurulu Başkanı
  • Yavuz Karaca – Yönetim Kurulu Başkan Vekili
  • Hüseyin Aktaş – Yönetim Kurulu Üyesi
  • Nazım Kanpolat – Yönetim Kurulu Üyesi
  • Salih Çetinkaya – Yönetim Kurulu Üyesi
  • İbrahim Kara – Yönetim Kurulu Üyesi
  • Erol Koç – Yönetim Kurulu Üyesi
  • Erdal Birer – Yönetim Kurulu Üyesi
  • Hayrettin Derun – Yönetim Kurulu Üyesi
  • Fadıl Oğurlu – Yönetim Kurulu Üyesi
  • Mustafa Selçuk – Yönetim Kurulu Üyesi
  • Sebahattin Gökay – Yönetim Kurulu Üyesi
  • Mehmet Gümüş – Yönetim Kurulu Üyesi
  • Berk Kutengin – Yönetim Kurulu Üyesi
  • Ömer Özdinç – Yönetim Kurulu Üyesi
  • Fatih Canpolat – Yönetim Kurulu Üyesi
  • Hikmet Dinçşahin – Yönetim Kurulu Üyesi
  • Pınar Kaçar – Genel Sekreter


En az 10 karakter gerekli