Türkiye ve Almanya arasında iş ilişkilerini geliştirmeyi ve iş birliğine teşvik etmeyi amaçlayan Türk Alman İş İnsanları Derneği, her iki ülkenin ekonomik kalkınmasına ve kültürel etkileşimine destek olmaya devam ediyor. Derneğin Başkanlık görevini üstlenen ve birçok başarılı işe imza atan Cevdet Kocaş, Türk Alman iş dünyasına katılmanın artık kaçınılmaz bir zorunluluk olduğunu söylüyor.
S ivil Toplum Örgütleri, kamu ve özel sektörün girmediği alanlara girerek temsil ettikleri kitlenin haklarını savunan, toplumların gelişmesinde, demokratikleşmesinde ve toplumsal bilinç düzeyinin artmasında çok önemli roller üstleniyor. Bu örgütlerden biri olan, Türkiye ve Almanya arasındaki ikili ticari ilişkileri güçlendirme çabası güden Türk Alman İş İnsanları Derneği ise bunun en güzel örneklerinden. Başkan Cevdet Kocaş’ın öncülüğünde iki ülke arasındaki bağları güçlendiren derneğin çalışmalarını konuştuk…
Türk Alman İş İnsanları Derneği olarak misyon ve hedefleriniz nelerdir? Dernek olarak yürüttüğünüz projeler hakkında bilgi verir misiniz?
Türk Alman İş İnsanları Derneği TDU NRW’de bir sivil toplum örgütü olarak 1989 yılında Köln sehrinde kurulmuş en eski Türk Alman İş İnsanları Derneğidir. Derneğimizin ana amaçları arasında Türk Alman iş insanlarını bir araya getirmek bulunmaktadır. Bu bağlamda Türkiye’den Almanya’ya gelmek isteyen şirketlere Almanya’da yerleşebilmeleri için gerekli danışmanlık ve şirket kuruluş süreçlerinde onlara refakat etmektir. Kendilerinin doğru insanlarla doğru kurum ve kuruluşlarla bir araya gelmelerini sağlamaktır. Aynı şekilde Almanya’dan Türkiye’ye gitmek isteyen Alman şirketlerinin de Türkiye’de doğru lokasyonda doğru insanlarla buluşmalarını sağlamaktır. Diğer taraftan Almanya’da bulunan Türk ve Alman şirketlerinin kendi aralarında network oluşturmalarını ve toplumsal konular hakkında daha duyarlı olmalarını sağlamaktır. Derneğimiz bu çalışmaları yaparken tamamen bağımsız bir şekilde hareket etmektedir. Bütün kurum ve kuruluşlara siyasi partilere diğer sivil toplum örgütlerine eşit uzaklıkta kendisini konumlandırmaktadır. Bu konumunu koruyabilmek için derneğimizin vazgeçilmez ilkeleri şunlardır;
• Bağımsızlık
• Gönüllülük esası
• Kâr amacı gütmemek
• Hesap verebilirlik
• Şeffaflık
Hangi ülkede olursanız olun iş insanları olarak isteklerinizin karşılık bulabilmesi için anayasal çerçeve içerisinde örgütlü ekonomik bir güç olmak zorundasınız. Bu gücünüzü temsil ettiğiniz kitlelerden alarak hedeflerinize ulaşabilmeniz mümkündür. Derneğimizin hedef kitlesi olarak ticari işletmeler, şirketler, belediyeler, ticaret ve meslek odaları, bankalar, STK’lar üniversiteler ve mesleki eğitim kurumları karşımıza çıkmaktadır.
Derneğimiz hedeflerine ulaşmak için bu kurumlarla olan ilişkilerine çok önem vermektedir. Temsil ettiğimiz kitlelerin hedeflerini gerçekleştirmek için bu kurum ve kuruluşlar bir araya getirerek projeler yapmak ana hedeflerimiz arasında. Bu bağlamda Türkiye’den gelen şirketlerin burada sorun yaşamadan konumlanabilmesi için geçmiş yıllarda Köln Belediyesi ile uzun yıllar TradeForum Projesini gerçekleştirdik. Bu proje çerçevesinde gelen şirketlere adres, avukat, mali müşavir, banka ve finansçı gibi konularda destek olduk. Köln belgesinin bu konuda derneğimize çok ciddi destekleri olmuştur. Bu sadece bir örnektir. Bir başka örnek de daha önceki yıllarda gençlerin mesleki eğitimi yapabileceği işletmeler bulması ve mesleki eğitim sürecinde kendilerine mentörlük projeleri gerçekleştirilmiştir. Özellikle Türkiye’den Almanya’ya fuarlara gelen gruplara bilgilendirme semineri düzenlenip onların burada kendi sektörlerinde doğru iş insanlarıyla bir araya gelmeleri konusunda kendilerini destek sunmuştur.
Türk Alman iş birliğinin önemi ve avantajları nelerdir, bu iş birliği nasıl geliştirilebilir?
Türkiye ile Almanya arasındaki sosyoekonomik ilişkiler çok eskiye dayanmaktadır. Türkiye ile Almanya arasında İkili siyasi ilişkilerde her ne kadar zaman zaman soğuk ve gerilimli dönemler yaşansa da ticari ilişkiler hızla gelişiyor. Ancak bu ticari gelişmeyi birçok risk faktörleri olumsuz etkilemektedir. Almanya dünyanın dördüncü Avrupa’nın ise en büyük ekonomisine sahip olmasının yanında Türkiye’nin de en büyük ticaret yaptığı ülkelerden biridir. Almanya’nın üç milyondan fazla Türk göçmen barındırıyor olması Türkiye için ayrı bir önem kazandırmaktadır. Türkiye’de genç nüfusuyla, coğrafi konumu ile, modern ulaşım ağı ve lojistik altyapısı ile Almanya için büyük önem taşımaktadır. Özellikle Türk şirketlerinin Almanya’da şirket kurarak Avrupa operasyonlarını Almanya üzerinden yönetiyor olmaları dünya pazarlarında Türk şirketlerinin karşısına çıkan engellilerin kaldırılmasına katkıda bulunmaktadır. Almanya’da kurulan şirketler aracılığıyla Türkiye’de üretilen ürünlerin Avrupa pazarlarında satılarak şirketlerin Avrupa pazarındaki pazar paylarını artırmaları Türkiye’de çok ciddi katkılar sunmaktadır.
Avrupa’da pazar payını büyümüş olması Türkiye’de üretimin, ihracatın ve istihdamın artmasına neden olacaktır. Bu değişiklik Türkiye’ye döviz girdisinin artmasını ve uluslararası markaların oluşmasını sonuç olarak Türkiye’nin uluslararası pazarda söz sahibi olmasını sağlayacaktır. Türkiye de Almanya’ya çok ciddi avantajlar sağlamaktadır. Bu avantajların başında coğrafi olarak Çin’e göre Almanya’ya yakın olması, genç nüfusu, lojistik altyapısı, orta doğuya ve Türkiye cumhuriyetlerine açılan kapı olması gibi avantajlara saymak mümkündür. Ayrıca Almanya’da yaşayan Türklerin ve Türkiye’de yaşayan Almanların katkısıyla oluşan kültürel ortaklıklar da bu süreçlerin oluşmasında ciddi kolaylıklar sağlamaktadır.
Türk Almanya iş dünyasına karşılaştıran ortak sorunlar nelerdir bunlar nasıl aşılabilir?
Her iki ülkenin sunduğu bu avantajlara rağmen kendi işlerinde ticaretin gelişmesinde birçok engeller de barındırmaktadırlar. Bu engellerin başında Türkiye’deki yüksek enflasyon bir de, kurlarda yaşanan dalgalanmalar, uygulanması gereken sıkı para politikalarının devam edilip edilmeyeceği konusundaki kuşkular, Hukukun üstünlüğünün ya da yargı bağımsız olmadığına dair Almanya’da oluşmuş bir algı, kuvvetler ayrılığının olmayışı ve mal ve hizmetler için haftalık fiyat ayarlamaları yapma zorunluluğu ciddi risk faktörlerini teşkil etmektedirler. Almanya’nın da Türkiye’den gelen şirketlere uygulamış olduğu bürokratik engeller, Vize işlemleri ve süreçlerinin çok uzun olması ve tedarik zincirleri yasası gereği uygulanması gereken zorunluluklar ticaretin gelişmesinin önünde aşılması gereken engeller olarak görülmektedir.
Genç girişimlere veya yeni işletme sahiplerini tavsiyeleriniz nelerdir?
Genç girişimcilerin kendilerini daha iyi ifade edebilecekleri bir platform olması açısından TDU Founders yapılanmasını gerçekleştirdik. Genç girişimcilerin burada hem kendi aralarında görüş alışverişinde bulunup hem de bilgi, beceri, ilişki ve tecrübelerini birbirleriyle paylaşabilecekleri bir network’ün oluşması açısından bu çalışma çok büyük önem taşımaktadır. Genç girişimcilerin de tecrübeli iş insanlarının da olduğu gibi hedeflerine network içinde daha kısa zamanda daha az masrafla ulaşabilecekleri artık tartışılmaz bir gerçekliktir. Dolayısıyla özellikle genç girişimcilerin bu tür sivil toplum örgütlerinde yer alıp hem ticari hedeflerini daha kısa sürede daha efektif bir şekilde ulaşabilmeleri hem de toplumsal sorunlara karşı daha duyarlı olmaları başarılı olmaları için vazgeçilmez bir koşuldur. Dünyada ilişki yönetimi çok büyük bir sermayedir. Gençlerin bunun farkına varıp erken yaşta böylesi bir altyapı oluşturmaları başarılı olabilmeleri için kaçınılmaz bir zorunluluktur. İçinde yaşadığımız bilgi çağında bilgiye en hızlı içinde bulunacağınız network sayesinde ulaşabileceğinizden sivil toplum örgütlerinin içinde bulunmak hedefe ulaşmayı hızlandıracaktır. Bu gerçeklikten hareketle genç girişimcilere önerimiz mutlaka kendilerine yakın buldukları bir iş insanları değerlerinin yer almaları, toplumsal sorunlara karşı duyarlı olmaları ve sivil toplum örgütleri içerisinde aktif rol alarak başarıya gidecek süreçlerin hızlanmasında katkı sunmalarıdır.
Türk-Alman iş dünyasına katılmak isteyen girişimcilere neler önerirsiniz?
Türk Alman iş dünyasına katılarak her iki ülkede ticaret yapmaları şirketlere çok ciddi kazanım sağlamaktadır. Bu kazanımlar arasında aşağıdaki noktaların kısaca sayabiliriz.
• Büyüme hızını artırma,
• Sezona bağlı riskleri yapılacak ihracatlar ile dengeli hale getirebilme,
• İç piyasadaki riskin azaltılması,
• Şirket yönetim anlayışını ve üretimi daha çağdaş hale getirme,
• Hammadde, makina ve teçhizatları daha rahat sağlama,
• Gidilen ülkenin imajından yararlanma.
Uzun vadede rekabet gücünün koruyabilmek için çözülmesi gereken sorunlara lokal olanaklarla değil global olanaklarla değerlendirmek gerekiyor. Özellikle globalleşmeden, dijitalleşmeden ve dünyada var olan risklerin kayganlığı ondan dolayı Türk Alman iş dünyasına katılarak her iki ülkenin son sunduğu avantajlardan yararlanmak artık kaçınılmaz bir zorunluluk olmuştur.
Genç girişimcilerin kendilerini daha iyi ifade edebilecekleri bir platform olması açısından TDU Founders yapılanmasını gerçekleştirdik. Genç girişimcilerin burada hem kendi aralarında görüş alışverişinde bulunup hem de bilgi, beceri, ilişki ve tecrübelerini birbirleriyle paylaşabilecekleri bir network’ün oluşması açısından bu çalışma çok büyük önem taşımaktadır.
GÜNDEM KORİDORU
21 Kasım 2024