DOLAR 34,7638 0.07%
GBP 44,1165 0.19%
EURO 36,5693 0.06%
ALTIN 2.951,800,05
BIST 9.878,120,52%
BITCOIN 33564491.15331%
ETH 1291022.52319%
İstanbul

HAFİF YAĞMUR

Her bir tohum umut her filiz yeni bir başlangıç olacak

Her bir tohum umut her filiz yeni bir başlangıç olacak

26/07/2024 17:08

Süper gıdalar terimini çok duyuyorsunuzdur bugünlerde. Maddi ve fiziki ulaşımı kolay, besin değerleri çok yüksek ve tok tutan gıdaları literatürler süper gıda olarak adlandırıyor. Aman aklınıza kapsüller falan gelmesin, bildiğiniz annelerimizin yaptığı kuru fasülye, nohut, yeşil mercimek hele yanına bir de pilav varsa hem vücudumuzu hem midemizi mutlu edecek süper besinler. İşte bu süper gıdaları 45 yıldır paketleyerek bizlere ulaştıran Reis Gıda’yı misafir ediyoruz bugün… Reis Gıda’yı Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun ile sizler için konuştuk…

Bakliyat sektörünün lider firması Reis Gıda, sadece süper gıdaları üreten bir bakliyat firması değil, ülkemizin yerli üretimini artırma, unutulan ürünleri hatırlatarak tüketiciye kazandırma, kırsalı ve kadın üreticiyi destekleme ısrarını para kazanmanın önüne koyan toplumsal gelişim kurumudur da. Yıllardır imza attığı Bakliyat Köyleri Projesi ile kırsalda yerli çeşit üretimini desteklemiş Samsun Bafra’da pirinç, Niğde Çarıklı’da kırmızı fasülye, Bolu Çamyayla’da atalık fasülye, Ordu Akkuş’ta şeker fasülye ve çok daha fazlasını yaygınlaştırdı…

Biz tanıyoruz ama bilmeyenler için bize Reis Gıda’dan bahseder misiniz?

Reis Gıda olarak, şirketimizin temel amacı, toprağın doğallığını sofralara taşıyarak üretilen ürünlerle tüketicilerimize değer katmak ve bu süreçte çevresel sorumluluğumuzu en üst düzeyde sürdürmektir. Geniş ürün yelpazemizle, her biri kendi alanında uzmanlaşmış ve yenilikçi üretim teknikleri kullanarak hem yerel hem de uluslararası pazarda tüketicilerin sağlıklı beslenme ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyoruz. Reis Gıda’nın başarısının arkasında, kaliteden ödün vermeden, sürdürülebilir tarım uygulamalarını destekleyerek ve çevresel etkileri minimize ederek sağlıklı gıda üretme vizyonu yatar. Tarladan sofraya sürdürülebilirlik zincirini koruyarak doğal kaynakların korunmasına büyük önem veriyoruz. Bu çaba, su tasarrufu, toprak koruma ve biyolojik çeşitliliği destekleyen tarım yöntemlerinin yanı sıra, yenilenebilir enerji kullanımını artırma ve atık yönetimini iyileştirme çalışmalarını içerir. Üretim süreçlerimizde inovasyona büyük bir yatırım yapmaktayız. Bu yatırımlar, ürün kalitesini artırmanın yanı sıra, enerji ve su kullanımını etkinleştirerek operasyonel verimliliği de yükseltmeyi amaçlar. Ayrıca, şirket olarak gıda israfını önlemeye yönelik stratejiler geliştirerek, sürdürülebilir gıda sistemi oluşturma konusundaki liderliğimizi pekiştirmekteyiz.

Çevresel ayak izimizi azaltma konusunda önemli adımlar atıyoruz; karbon emisyonlarını düşürme, sıfır atık hedeflerine ulaşma ve ürün ambalajlarında çevre dostu malzemeler kullanma gibi çeşitli inisiyatiflerle çevresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunuyoruz. Bu çabalar, hem tüketicilere daha sağlıklı ve sürdürülebilir ürün seçenekleri sunmakta hem de çevre üzerindeki etkisini azaltarak gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir dünya bırakma misyonumuzu desteklemektedir. Sürekli yenilenme ve geliştirme ilkesiyle hareket eden şirketimiz, üretimden paketlemeye, lojistikten market rafına kadar olan tüm süreçlerinde yenilikçi yaklaşımları benimsemekte ve bu doğrultuda yatırımlar yapmaktadır. Artan ihracat ağımız ve iç pazardaki payımızın büyümesine paralel olarak mevcut üretim tesisimizin kapasitesini arttırdık. Yaptığımız inovasyon yatırımları sayesinde ürünlerimizi, topraktan tabağa kadar geçirdikleri yolculuklarda kaliteden ödün vermeden tüketicilerimizle buluşturmanın gururunu yaşıyoruz. Ülkemizi ve markamızı uluslararası arenada tarım ürünleri ihracatının ilk 10 devi olan ülkelerde temsil ediyoruz. Amerika, Hollanda, Almanya, Fransa, Kanada ve Belçika başta olmak üzere Mezopotamya’nın bereketli topraklarında yetişen pirinç ve bakliyat ürünlerimizi 26 ülkeye ihraç ediyoruz. İhracatta her yıl bir önceki yılın yüzde 15’ini üstüne koyarak hedeflerimizi büyütüyoruz. En son Polonya ile yaptığımız anlaşmayla yeni pazarlarda büyümeye devam eden ihracat ağımıza kaliteli ürünlerimizin pazarda yer almasını sağlıyoruz.

Toplamda 7.000 satış noktasında bulunan kaliteli Reis ürünleri, sadece Amerika’da 1.500 aşan satış noktasına ek olarak Amazon, Walmart gibi e-ticaretin prestijli sitelerinde de tüketicilerimizle buluşturuyoruz. 50 çeşit geleneksel ürün gamımıza; 2018 yılından itibaren geleceğin süper gıdaları olarak adlandırılan kinoa, chia, beluga mercimeği, siyah nohut, amarant gibi geniş bir yelpazede 27 çeşit ürünümüzü de ekleyerek Reis Royal serimizi tüketicilerimizin beğenisine sunduk. Doğaya ve çevremize karşı olan sorumluluklarımızın bilincinde olarak geri dönüşümlü ve ağzı kilitli ambalaj tasarımıyla Royal serimiz ile tüketicilerimize gıda israfından geri dönüşüme kadar birçok fayda sağlıyoruz. Kalitemiz kırmızı çizgimizdir ve bu minvalde markamıza yaptığımız yatırımlarla standartlarımızı üst seviyede tutuyoruz. Yapılan araştırmaların sonucunda pirinç, bulgur ve bakliyatta “en güvenilen” ve “en çok tercih ve tavsiye edilen” marka olmak tüketicilerimize karşı üstlendiğimiz sorumluluğumuzun en büyük kanıtıdır. Tüketicilerimizle buluştuğumuz her platformda aynı kalite ve lezzeti sunarak beğeni ve güven kazanmaya devam edeceğiz.

“DÜNYA BAKLAGİL ÜRETİMİNDE ÖNCÜYÜZ”

Biraz sektörü konuşalım… Bakliyat sektöründe güncel durumu nasıl değerlendirirsiniz? Sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Türkiye, geniş ve bereketli topraklarıyla, çok çeşitli tarım ürünlerinin yetiştiği bir ülkedir. Bu ürünlerin içinde, sofraların vazgeçilmezi olan bakliyat çeşitleri özel bir yere sahiptir. Ülkenin toprak yapısı, bakliyat yetiştiriciliği için son derece uygundur. Farklı bölgelerdeki çeşitli iklim koşulları, bakliyatın çeşitli türlerinin en iyi şekilde yetişmesine olanak tanır. Kuzeydeki nemli iklimden, güneydeki sıcak ve kuru koşullara kadar Türkiye’nin her köşesi, bakliyat türlerinin farklı ihtiyaçlarını karşılayabilir. Bu durum, ülkede yetiştirilen bakliyatın kalitesini ve lezzetini artırır. Türkiye, baklagillerde hem kendi ihtiyacını karşılayabilecek hem de ihracat yapabilecek potansiyele ve üretim kültürüne sahiptir.

Bakliyat sektöründe Türkiye’nin en büyük yerli markası olarak yerel üretime çok destek verdiğinizi biliyoruz. Başta kadınlar olmak üzere yerel ve kırsalın kalkınması ve yerel çeşitlerin geliştirilmesine zaman ve para harcıyorsunuz. Bu çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Bakliyat tüketiminin ve üretiminin arttığı günümüzde, yerel üretime olan desteğimiz sadece bir yatırım değil, aynı zamanda sosyal bir sorumluluk görevi olarak görüyoruz. Özellikle yerel ve kırsal kalkınmayı desteklemek adına, kadın çiftçiler başta olmak üzere yerel topluluklarla yakın iş birlikleri geliştiriyoruz. Bu iş birlikleri kapsamında, kadınların tarımsal üretim süreçlerinde daha aktif roller almasını sağlamak ve onlara tarım teknikleri konusunda eğitimler sunmak temel hedeflerimiz arasında yer alıyor. Geleceğe taşınacak değerli bir miras olarak gördüğümüz ata tohumlarını gelecek nesillere aktarma hedefiyle 2020 yılında “Reis Bakliyat Köyleri” adını verdiğimiz Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde sürdürülebilir tarım uygulamaları desteklemek ve yerel çiftçilere kaynak sağlamak amacıyla geliştirdiğimiz projede ilk adım Bolu Çamyayla Köyü Kadın Kooperatifi ile başladı. İkinci adım çeltiklerimizi Samsun’un Bafra ilçesinde “sertifikalı tohum” olarak ürettik. Elde edilen mahsulün tamamını bölge üreticilerine vererek yerli çeltik üretiminin artmasını sağladık. Bakliyat Köyleri projemizle yerli ve yerel tohumlarımızla sertifikalı tohum üretimi gerçekleştirdik. Sertifikalı tohum üretiminin artırılması ve kullanımının yaygınlaştırılması tarımsal üretimin geleceği açısından büyük önem arz etmektedir. Projemizin ikincisini 2021 ve 2022 yılında Niğde’nin Çarıklı köyünde gerçekleştirdik. Niğde’de genç çiftçilerimizle yurt dışından ithal edilen kırmızı ve siyah fasulyenin ülkemiz topraklarında ekimini yaparak üretilebileceğini ispatlamış olduk. Hızla artan dünya nüfusunu ile birlikte sağlıklı gıdaların üretimi daha fazla önem kazanmaktadır. 2023 yılında da Silivri ve Çanakkale’de üretime devam ettik. Yapılan tüm çalışmalar yerli üretimin desteklenmesi, yurtiçi ve yurtdışında tanıtımı konusunda katkı sağlamaktadır. 2024 yılı mayıs ayında hem yeni ekim sezonumuzun açılışını yaptık hem de bakliyat köylerimize bir yenisini daha ekledik. Ordu’nun Akkuş ilçesinde organik ve coğrafi işaretli şeker fasulyesi üretimine başladık. Türkiye’nin dört bir yanındaki bakliyat ekim alanlarını genişleterek hem çiftçilerimizin refahını artırmayı hem de ülkemizin tarımsal potansiyelini maksimize etmeyi amaçlıyoruz. Yeni ekim sezonumuzda, her bir tohum umut, her bir filiz yeni bir başlangıç olacak. Mirasımız atalık tohumlar ve yerel tohumlara sahip çıkarak, üretim verimliliğini artırarak sürdürülebilir tarım uygulamaları ile bakliyat köyleri projemizde, çevreye duyarlı üretim yaparak gelecek nesillere temiz ve sağlıklı bir çevre bırakma hedefine yönelik gayretlerimizi sürdürüyoruz.

TÜRKİYE’NİN TARIMSAL REKABET GÜCÜNÜ ARTIRMAK İÇİN…

Bakliyat besleyici özelliği ile ülkeler için çok stratejik bir ürün, ülke olarak bakliyat ürünlerinde kendimize yetebiliyor muyuz? Yetemediğimiz ürünler varsa üretimi artırmak için çözüm önerileriniz var mı?

TÜİK verilerine göre 2022-2023 piyasa döneminde tahıl ürünleri toplamı için yurtiçi üretimin yurt içi talebi karşılama derecesi yüzde 92,30 olarak gerçekleşti. Buğdayda yeterlilik derecesi yüzde 95,9, pirinçte yeterlilik derecesi yüzde 74,30, kuru baklagillerde yüzde 97,2 olarak gerçekleşti. Nohut yüzde 117,8, Kuru fasulye yüzde 91,4, kırmızı mercimek yüzde 90, yeşil mercimek yüzde 60,2 olarak gerçekleşti. TÜİK Bitkisel Üretim 1. tahmini 24.05.2024 tarihinde açıklandı. 2023 yılında 42 milyon 198 bin ton olan toplam tahıl rekoltesinin 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5.4 oranında azalarak yaklaşık 39.9 milyon ton olacağı tahmin edildi. Kırmızı mercimek hasadı Güneydoğu’da mayıs ayının ortalarında başladı. Mercimek üretim miktarı yaklaşık 25 gün sonra netleşir. Dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de stratejik ve kritik ürün olarak kabul edilen buğdayın, 79 ilimizde ekimi yapılmaktadır. Buğday ekim alanlarının yüzde 7 artmasına rağmen İç Anadolu Bölgesi’nde Nisan ayında beklenen yağışların olmaması üretimde azalmaya neden oldu. 24.05.2024 tarihinde açıklanan Bitkisel Üretim 1. tahminine göre 2024 yılında bir önceki yıla göre, buğday üretiminin yüzde 4,5 azalarak 21 milyon ton olacağı öngörüldü. Güneydoğu Anadolu bölgesinde 10-15 gün içinde yağmur bekleniyor. Son yağışlar rekoltenin gidişatını ve ürün kalitesini belirlemiş olacak. Yağmur yağmaz sıcaklık devam ederse buğday başaklarının tam dolum yapmamasına sebep olabilir. Dolayısıyla daneler zayıf kalırsa rekolte kaybına neden olabilir. İç Anadolu’da hem sıcaklık hem de yağışlar beklenen düzeyde olmaz ise sulama imkanı olanlar için sıkıntı olmaz ama kurak alanlar için sorun yaratır. Daneyi doldurması için başaklanmadan bir süre yeşil kalmaları lazım. Erken sararma başlarsa o zaman dane dolumu daha küçük olur ve verim düşüklüğü yaşanır. Çiftçi şu an ekili alanlar için yağış bekliyor.

Yağışlar mevsim normalleri çerçevesinde gerçekleşir ve doğal afetler yaşanmazsa bitki gelişimi tamamlanır. Küresel ısınma nedeniyle mevsimlerde anormal değişimler görülmekte. Küresel iklim değişikliğinin etkileriyle yağış miktarlarının azalması ve sıcaklığın artması ekim, gelişim ve hasat dönemlerinin yıldan yıla değişimine yol açıyor. Kışlık ekimler geç yapılmaya, yazlık ekimler ise erken yapılmaya başlandı. Değişen iklim şartlarına bağlı olarak uzun yıllardır ilk defa Nisan ayı sonunda Adana’da buğday hasadı yapıldı. Ülkemizin yeni mahsule kadar hububat ve bakliyat ürünlerinde tüketim talebini karşılayacak stok seviyelerine sahip olup gıda arz güvenliğini tehdit eden herhangi bir husus bulunmamaktadır. 2023-2024 tarım sezonunda beklenen yağışların gerçekleştiği, aşırı hava olaylarının olmadığı, verimliliğin arttığı, kaliteli ve yüksek rekolteli ürünlerin hasat edildiği, çiftçilerimizin bol kazanç sağladığı bir üretim sezonu olmasını diliyoruz. 23.02.2024 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan “Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesinin Desteklenmesi” kararıyla nadasa bırakılan ve atıl durumdaki arazilerin bitkisel üretime kazandırılması ve planlı üretime geçiş verimliliği arttıracak ve tarım sektörü büyüme sağlayacaktır. Kendi kendine yeterliliğin ötesinde Türkiye’nin tarımsal rekabet gücüde artacaktır. İç tüketim talebi karşılama oranını artırmak ve ihracat potansiyelini güçlendirmek için sürdürülebilir tarım uygulamalarına yatırım yapılması ve başarıyla hayata geçirilmesi önemlidir. 5 yıllık stratejik plan kapsamında akıllı tarım, yapay zekâ ve teknoloji kullanımıyla yeni dönemde verimli ve kaliteli ürün üreterek gerek ithalat kalemleri azaltmak gerekse ihracatı arttırmak dünya pazarında aldığımız payı yükseltecektir.

RAKAMLAR NE SÖYLÜYOR?

TÜİK verilerine bakıldığında baklagillerin üretim miktarının 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 24,1 oranında artarak yaklaşık 1,3 milyon ton olduğunu görmekteyiz. Bir önceki yıla göre nohut yüzde 22,1 oranında artarak 580 bin ton, kuru fasulye yüzde 11,5 oranında azalarak 270 bin ton, kırmızı mercimek yüzde 75,4 oranında artarak 400 bin ton, yeşil mercimek yüzde 28,6 oranında artarak 45 bin ton oldu. Türkiye’de yetişen baklagiller yüksek kaliteli ve zengin çeşitlilikte olup, geleneksel yöntemlerle üretilmektedir. Türkiye, dünya baklagil üretiminde öncü bir ülke olarak, uluslararası pazarlarda rekabet gücü yüksek ürünler sunmaktadır.

En az 10 karakter gerekli