Bugüne kadar doğru olduğunu sandığımız ancak günümüz teknolojileri ile yanlışlığını anladığımız marketing stratejilerini terk etme zamanı. Hayatımızın her kademesinde dönüşüm çok hızlı gerçekleşiyor ve bizim bu dönüşüme geleneksel pazarlama yöntemleri ile ayak uydurmamız artık imkânsız.
Geleneksel pazarlama ve geleneksel araştırma yöntemleri, insan yaşamı evrelerinde olduğunda gibi bugüne kadar doğru olarak bildiğimiz pek çok yanlışı barındırıyor. Tarım devrimi ile yerleşik hayata geçişin medeniyetin temelini oluşturduğunu düşünüyorduk çünkü elimizdeki bütün veriler bunu gösteriyordu. Ancak, günümüzde arkeolojik keşifler, bu konudaki geleneksel anlayışımızı sorgulamamıza neden oluyor. Bu noktada, Göbeklitepe’nin kireç taşından tam 12 bin yıl önce inşa edilmiş olması, tarih öncesi toplumların karmaşıklığını ve organize yapılarını göstererek geleneksel avcı toplayıcı teorisini sarsmaktadır. Teoriye göre avcı toplayıcılar küçük gruplar halinde dolaşır, avlanır ve meyve toplayarak yaşamlarını sürdürürlerdi. Ancak Göbeklitepe inşası bize gösteriyor ki, iyi organize olmuş çok kalabalık bir topluluk vardı. Taşın taş ile işlendiği (neolitik) bir çağda, tekerleğin henüz keşfedilmediği bir dönemde, tek 1 sütunun dahi 24 ton olduğunu bildiğimize göre, sadece 1 sütunu bile çekerek bir yere götürmek için 240.000 Newton güç üretmek gerekmekte. Bu bağlamda, Göbeklitepe’nin mimari karmaşıklığı, geleneksel avcı toplayıcı grupları teorisine aykırı olarak, büyük ve organizeli bir topluluğun varlığını göstermektedir. Geçirdiğimiz zorlu yılları aratmayan bir yıl olan 2023’ü geride bırakıyoruz. Deprem, kaybettiğimiz insanlar, göç, seçim, enflasyonist bir ortam, dijital dönüşüm… Her ne kadar insan olarak unutmaya meyilli olsak da bu olayları geride bıraktığımızı sansak da, yaşadığımız bu olaylar toplumda sosyolojik ve kültürel değişikliklere neden oluyor.
Benzer şekilde, pandemi döneminde olduğu gibi, yaşanan bu zorlu olaylar dijitalleşme eğiliminde ciddi bir artışa yol açtı, e-ticaret, yeni iş modelleri, meslekler ve yapay zekâ kalıcı olarak hayatımıza yerleşti. Aynı pandemi döneminde olduğu gibi. Dijital dönüşümün hız kazandığı bir yılı geride bırakırken hızlanmanın devam edeceği bir yıla giriyoruz ve bu dönüşümde bizlerde kalıcı davranış değişikliklerine neden oluyor. Bu noktada, tüketicinin karar mekanizmasındaki tüm noktalar değişiyor ve maalesef ki bu değişim süreklilik arz ediyor. Yani önümüzdeki yıl ve yıllarda tüketici kitlesindeki değişimleri yakalamak için tüm pazarlama camiasının kendisini tepeden tırnağa yenilemesi gerekiyor. Nasıl ki Göbeklitepe keşfi bize toplu yaşama tarım döneminden çok daha önce geçtiğimizi gösteriyorsa, bilimsel pazarlama da geleneksel pazarlama kanunlarının yanlışlığını ispatlıyor. Bu bağlamda, “Kuantum Pazarlama” kavramı ortaya çıkıyor. Bu kavram, bilimsel olarak açıklanamayan bir etkiyi ve aynı zamanda hız ve hacim bakımından ölçülemeyecek boyutlardaki bir sıçramayı ifade eder. Yapay zekâ teknolojilerini başta pazarlama olmak üzere tüm iş süreçlerimize entegre etmemiz ve süreklilik gösterecek olan bu değişimleri gerçek zamanlı bir şekilde stratejiye dönüştürmeye çalışmamız gereken bir yıla giriyoruz. Geleneksel pazarlamayı unutmamız, bilimsel pazarlamayı benimsememiz ve kuantum pazarlamaya hazırlanmamız gereken zorlu bir yıl bizi bekliyor. Hoş geldin dememiz gereken sadece 2024 değil. Hoş geldin yapay zekâ, small ve big data, veri bilimi ve kuantum pazarlama.
GÜNDEM KORİDORU
05 Aralık 2024