Siber güvenlik tehditlerine karşı proaktif bir yaklaşım benimseyen Brandefense, dijital dünyadaki güvenlik zorluklarına karşı müşterilerine kapsamlı koruma sunmaya devam ediyor. Brandefense’nin tehdit aktörleri dünyasında şirketlerin göz ve kulağı olma vizyonuyla yola çıktıklarını söyleyen Brandefense Co-Founder & COO’su Hakan Eryavuz, “Topladığımız zengin istihbarat sayesinde binlerce vakayı önledik. Şu anda sekiz farklı kritik modülle birlikte, şirketlerin geçmişte yaşadıkları sorunlara ve gelecekte karşılaşabilecekleri risklere dair kapsamlı bir perspektif sunuyoruz” diyor.
Öncelikle kısaca Brandefense’den bahseder misiniz, neler yapar, nasıl bir fikrin ürünü olarak doğdu?
Brandefense’in hikayesi üç kişiyle başladı; danışmanlık ile ürün arayışı sürecinde bu fikri yedi kişilik bir ekiple hayata geçirmeye çalıştık. Yol arkadaşım Caner Köroğlu ile birlikte 2019’un üçüncü çeyreğinde ilk prototipimizi çıkardık. O dönem elde ettiğimiz danışmanlık gelirinin büyük bir çoğunluğunu Brandefense’in gelişmesine ve büyümesine yönlendirmeye çalıştık. Brandefense şu an 70’ten fazla ekip üyesine sahip genç, dinamik, heyecanlı ve son derece yetenekli bir start-up. İşimizin temelini siber suçla mücadele ve kurum/kuruluşların marka ile reputasyonunu siber tehditlere karşı koruyacak önemli hizmetleri tasarlamak oluşturuyor. Bu kritik hizmetler arasında tehdit istihbaratı, atak yüzeyi yönetimi, marka ve reputasyon koruması, darkweb izlemesi, tedarik zinciri güvenliği gibi birçok önemli servis bulunuyor. Son dönemde siber güvenlik önemli hale geldi. Şirketleri bu tehditten korumak için neler yapıyorsunuz? Siber güvenlik üreticilerinin büyük bir çoğunluğu, şirket içinde ortaya çıkan sorunlarla ilgilenmekte, ancak maalesef kurumlar, dış dünyada, yani darkweb, deepweb olarak adlandırdığımız dünyada, kendileriyle ilgili konuşulanlar, planlananlar ve yapılanlar hakkında genellikle bilgi sahibi olmuyorlar. Brandefense olarak tehdit aktörleri dünyasında şirketlerin göz ve kulağı olma vizyonuyla yola çıktık. Topladığımız zengin istihbarat sayesinde binlerce vakayı önledik. Şu anda
sekiz farklı kritik modülle birlikte, şirketlerin geçmişte yaşadıkları sorunlara ve gelecekte karşılaşabilecekleri risklere dair kapsamlı bir perspektif sunuyoruz. Bu sayede iş birliği yaptığımız şirketler, kendileriyle ilgili veya sektörleriyle ilgili kritik durumların çoğundan haberdar olabiliyor, buna yönelik önlemler alabiliyor ve siber güvenlik önlemlerini sıkılaştırabiliyorlar.
Yapay zekâ ve makine öğrenimi gibi teknolojilerin
siber güvenlik alanındaki rolü nedir?
Yapay zekâ, siber güvenlikte de diğer sektörlerde olduğu gibi oyunun kurallarını değiştiren bir aktör haline geldi; hem tehdit oluşturan hem de savunma sağlayan veya artıran bir etkisi var. Siber suçlular, yapay zekâ kullanarak daha sofistike saldırılar geliştirebilirken, güvenlik uzmanları da yapay zekâ kullanarak tehditleri tespit etmek, saldırıları engellemek ve savunma stratejilerini güçlendirmek için önemli bir rol oynuyor. Burada daha hızlı ve etkili tepkiler üretmek
iki taraf için de kritik. Ayrıca, makine öğrenme algoritmaları ve analitik yetenekler, tehditleri daha iyi anlamak ve önlemek için kullanılmaya başlandı. Yapay zeka, geleceğin siber güvenlik trendlerini ve tehditlerini önümüzdeki dönemde daha da etkileyecektir, bu daha başlangıç.
BİLMEDİĞİNİ YÖNETEMEZSİN!
Şu andaki en büyük siber güvenlik tehditi nedir?
Şu an en büyük siber güvenlik tehditini belirlemek fazlasıyla karmaşık bir konu. Tehditler sürekli olarak değişiyor, gelişiyor, evrim geçiriyor ve çeşitleniyor.Her organizasyonun tehdit modeli farklı oluyor, bu nedenle siber güvenlik stratejileri, kurum/kuruluşun ihtiyaçlarına özel ve risk toleransına uygun olacak şekilde
tasarlanmalıdır. Özellikle dijital dönüşümün hız kazanması ve yapay zekanın da bu denkleme eklenmesiyle kurum ve kuruluşların teknolojiye olan bağlılıkları fazlasıyla arttı. Artık eskisine göre dijitalde korunması gereken daha fazla varlığımız var ve bu evrenin de tek bir kuralı var: Bilmediğini yönetemezsin!
Ülkemiz dışında hangi ülkelere hizmet veriyorsunuz? Bu ülkeleri Türkiye ile karşılaştırdığınızda talep ve isteklerde ne gibi farklılıklarla karşılaşıyorsunuz?
2023 yılında Türki Cumhuriyetlerinin yanında Avrupa ve Ortadoğu & Afrika pazarında hızlı ve emin adımlarla ilerledik. 2024 yılında ise Amerika ve Asya Pasifik bölgesine de açılma planlarımız bulunuyor. Brandefense 2.0’ı sınırları aşacak bir vizyonda tasarlamaya özen gösterdik. Brandefense 2.0 için aldığımız stratejik kararların bizi siber güvenlik alanında farklı ve güçlü kıldığını görüyoruz. Bu kararlar, müşterilerimize daha kapsamlı, kapsayıcı ve etkili siber güvenlik çözümleri sunma kapasitemizi artırmamıza, yeni tehditlere hızlı yanıt vermemize ve teknolojik olarak güncel kalmamıza olanak tanıdı.
Gelecek projeksiyonunuzda neler yer alıyor?
Brandefense olarak orta ve uzun vadeli planlarımızı oldukça detaylı olarak yaptık. Müşterilerimize yönelik 2024 yılında geliştirmeyi planladığımız çözümler arasında daha etkili tehdit tespiti ve yanıt süreçleri bulunmaktadır. Ayrıca, güvenlik bilincini artıracak eğitimlerimizi güncelleyerek çalışanların siber tehditlere karşı daha dirençli olmalarını sağlamayı hedefliyoruz. Yeni nesil güvenlik tehditleriyle başa çıkmak için müşterilerimize özel çözümler sunarak onların dijital varlıklarını korumaya devam edeceğiz.
