KAPALI
S aatçilik, yüzyıllardır ustalık ve ince işçilik gerektiren özel bir zanaat. Ancak bugün, geleneksel saat ustalarının sayısı hızla azalıyor ve gençlerin bu mesleğe ilgisi giderek düşüyor. Sektör temsilcileri, saatçiliğin geleceğini güvence altına almak için yeni nesillere bu mesleği sevdirmek gerektiğini vurguluyor… Peki, Türkiye saatçilikte nasıl bir noktada? Usta yetiştirme sorununa çözüm olabilecek adımlar neler? Mekanik zanaatin geleceğini ve sektörde yaşanan gelişmeleri İTO Saatçilik ve Gözlükçülük Meslek Komitesi Meclis Üyesi Dr. M. Çağrı Gündoğdu ile konuştuk…
Türkiye’de saat sektöründe önemli bir üretim çabası olduğunu söyleyen Çağrı Gündoğdu, “İleriye dönük konjonktürde sevindirici gelişmeler yaşanacak gibi gözüküyor. Özellikle son dönemde yüksek saatçilik kesiminde geniş bir hareketlilik var. Yani alım gücünün yüksek olduğu alım grubuna arz edilen modellerde önemli bir hareketlenme var. Orta ve alt segmentte ise sektörün ekonomik durumu stabil olarak ilerliyor. Ülkemizin saat sektöründe yaşanan bu durum global arenada aynı. Türkiye’ye genel olarak İsviçre, Hong Kong, Çin ve Japonya’dan saat getiriyoruz.
Mekanik saatlerin tamamına yakını bu alanda çok büyük bir uzmanlığı bulunan İsviçre’den geliyor. Quartz saatler ise ağırlıklı olarak Doğu Asya ülkelerinden geliyor. Saat sektörünün pazarlama ayağı Hong Kong’da, üretim ayağı ise Çin’de oluyor. Japonya’da ise daha çok ileri teknoloji kol saatleri üretimi icra ediliyor. Casio, Seiko gibi Japon markalarının sektördeki güçlü konumu yadsınamaz bir gerçek. Sektörü pandemiden önce-sonra olarak ayırırsak; pandemi de endüstrimiz büyük bir gerileme yaşadı. Pandemiden sonra ise eski günlerine doğru yavaş bir şekilde dönüş yaşadı. Ama göz önüne gelen rakamların beklenilen seviyelerin altında olduğunu söylemek mümkün ve bu rakamlarla sektörün büyüdüğünü söylemek çokta doğru olmayacaktır. Saat sektörünün belli bir çizgisi vardır ve Türkiye’deki saat endüstrisinin global arenada ortalarda seyrettiğini söylemem mümkün” dedi.
M. Çağrı Gündoğdu: “En değer verdiğim ve beni en çok heyecanlandıran konu ise 10 Ekim’in “Dünya Saatçilik Günü” olarak belirlenmesi. Yeni bir oluşumun hazırlığı içerisindeyiz ve saatçilik sektörü için müthiş bir adım atmış olduk.”
Gündoğdu öncülüğünde, 10 Ekim ‘Dünya Saatçilik Günü’ olarak ilan edildi. Gündoğdu bu fikrin nasıl ortaya çıktığını şu sözlerle anlatıyor: “En değer verdiğim ve beni en çok heyecanlandıran konu ise 10 Ekim’in “Dünya Saatçilik Günü” olarak belirlenmesi. Yeni bir oluşumun hazırlığı içerisindeyiz ve saatçilik sektörü için müthiş bir adım atmış olduk. Bir şeyi başlatmak çok önemlidir ve dünyada biz belirlemeden önce böyle bir gün yoktu. Bugünün nasıl meydana çıktığından bahsedersek; 10 Ekim’den 5-6 ay önce aklımda böyle bir fikir belirdi. Birçok sektörün özel bir günü varken böylesine önemli bir kültürü temsil eden saatçilik sektörünün neden bir günü olmasın sorusuyla yola çıktım. Bugünü bazı kesimlerin gereksiz bulunduğu da oldu fakat netice itibari ile bir farkındalık oluşturabilmesi bakımından çok önemli bir gün olduğunu düşünüyorum. İnsanlar o günü çeşitli etkinlikler ve indirimlerle kutluyorlar ve sektöre katma değer katıyor. Bu özel günün hangi tarihte olacağına dair karar alırken öncesinde hayatını saatçiliğe adayan rahmetli babamın doğum günü olan 20 Eylül’ü seçmek istemiştim. Fakat sonrasında bu davranışın sektör için biraz bencilce olabileceğini düşündüm. Benim dünyaya mal edeceğim bu özel günün kendi babamın doğum gününde kutlamak istemem çokta etik bir davranış olmaz. 10 Ekim’i seçme sebebim ise analog saatlerin 10:10’u gösterdiğinde bir gülen yüz şeklinin oluşması ve üretimden çıkan saatlerin çalışmaz durumda olduğunda 10:10’u göstermesi. Bu işle ilgili çalışmalar yapan önemli firmaların yaptığı araştırmalarda saatin 10:10’u gösterdiğinde başarı yakaladıkları sonucuna varılmış. Ekim ayı böyle bir günü kutlamak için güzelde bir tarih. Sonbahara denk geldiği için yazın sıcağında veya kışın soğuğunda olmuyorsunuz.”
Ülkemizde yetişmiş çok önemli saat ustalarımızın gelecek nesillere zanaatini aktaramadığını, çünkü gençlerin saatçilikte bir gelecek görmediklerini söyleyen Gündoğdu, “Gençlere mesleği sevdirmek ve gelecekte yakalayabilecekleri bir finansal özgürlük ortamı oluşturmak gerek. Mikromekanik ve Saat Teknolojileri Eğitim ve Araştırma Vakfı Başkanı Hayrettin Akpınar’ın büyük destekleriyle Türkiye`nin ilk Mikromekanik ve Saatçilik Bölümü, Bursa Tophane Endüstri Meslek Lisesi bünyesinde kapılarını açtı. Bu okuldan yetişen genç arkadaşlarımız saatçilik mesleğini diplomalı olarak icra edecek. Sektörün ihtiyaç duyduğu saat ustalarını aramakta güçlük çekmemek için bu okulun önemli bir adım olduğu kanaatindeyim ve okulda kız öğrencilerimiz de eğitim alıyor. 30’a yakın öğrencimizden azda olsa kız öğrenci de mevcut. Fakat tecrübelerinden yararlanacağımız usta öğretmenleri bulmakta zorluk yaşadığımız bir gerçek. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan atanan ve saatçilik sektörüyle bağdaşmış branşlardan gelen öğretmenlerimiz var. Bu hocalarımız hem kendini geliştirmeye çalışıyor hem de bilgi birikimlerini aktarıyor.”
Akademisyen ve iş insanı M. Çağrı Gündoğdu, 1983 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme, Boğaziçi Üniversitesi Avrupa Çalışmaları Yüksek Lisans, İstanbul Üniversitesi Yönetim ve Organizasyon bölümünde Doktora derecelerine sahip olan Gündoğdu, Çağrı Saat İthalat İhracat’ın da sahibidir ve ayrıca İTO Meclis ve TÜSAD Yönetim Kurulu üyesidir. İTO Hamilik Projesi’nde yer alan Gündoğdu, İstinye Üniversitesi’nde ders vermekte ve Business Leaders Platform’da yöneticilik yapmaktadır. İngilizceyi çok ileri derecede akıcı, Almanca ve İtalyancayı ise orta derecede akıcı şekilde konuşan Gündoğdu, Fenerbahçe Spor Kulübü kongre üyesidir.
GÜNDEM KORİDORU
24 Nisan 2025