YouTube Türkiye, hem içerik üreticileri hem de kullanıcıları için eşsiz fırsatlar sunan bir platform olarak büyümeye devam ediyor. YouTube Türkiye Sorumlusu Timur Altop, YouTube’un geleceğinin, yaratıcılığın desteklendiği, güvenli ve sürdürülebilir bir ekosistem kurma misyonuyla şekilleneceğini belirtiyor. Türkiye, bu küresel platformda yalnızca içerik tüketicisi değil, aynı zamanda üretici kimliğiyle de önemli bir oyuncu haline gelmiş durumda.
YouTube’un Türkiye’de çok hızlı bir şekilde günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldiğini ifade eden Timur Altop, “Dünya çapında 19’uncu yılımızı doldururken, Türkiye’de aktif olarak 11 yıldır bulunuyoruz. Görece olarak bu kısa süre içinde Türk kullanıcılardan inanılmaz bir katılım ve etkileşim gördük. 2005 yılında yüklenen ilk video olan “Me at the Zoo”dan bu yana YouTube küresel bir fenomene dönüştü. Bugün dünya çapında her ay YouTube’a giriş yapan 2,5 milyar kullanıcımız bulunuyor. Türkiye’den de her gün 50 milyon kişi (18 yaş üstü yetişkinler) YouTube’a erişiyor” diyerek Youtube’un serüvenini anlatıyor. Türkiye’nin YouTube’a olan ilgisi, içerik üreticilerinin büyük başarılar elde etmesiyle de pekişmiş. Orkun Işıtmak, Zeynep Bastık, Refika Birgül, Nevşin Mengü gibi isimlerin kendi işlerini Youtube üzerinden paylaşarak başarılar elde etmesini örnek veren Altop, “YouTube’un sadece eğlence değil aynı zamanda kültür, sanat ve bilgi paylaşımı için güçlü bir araç olduğunu gösteriyor. Özellikle Türk televizyon yapımlarının küresel bir izleyici kitlesi bulması, YouTube’un Türk kültürünü dünyaya tanıtan önemli bir platforma dönüştüğünü ortaya koyuyor” diyor. Altop, YouTube’un sadece eğlenceli içeriklerin bulunduğu bir mecra olmaktan çıkarak, insanların kreatif fikirlerini paylaşabildiği, küresel bir topluluğun parçası olabildiği bir platforma dönüştüğünü belirtiyor ve ekliyor: “YouTube, kuruluşundan bu yana önemli bir yol kat etti ve sadece komik kedi ve köpek videolarının bulunduğu bir video envanterinden, insanların yaratıcılıklarını ifade ettiği, keşfedildiği, sınırları aştığı ve küresel bir topluluğun parçası olduğu platforma dönüştü. Türkiye’deki bu dinamik topluluğu desteklemeye ve Türkiye’deki kullanıcılarımız için mümkün olan en iyi deneyimi sunma kararlılığımız devam edecek.”
YouTube’un Türkiye pazarındaki stratejilerinin, içerik üreticilerini ve kullanıcıları en iyi deneyimle buluşturmak üzerine odaklandığını belirten Altop, herkesin sesini duyurabildiği, coğrafi sınırları aşan bir platform olabilmeyi hedeflediklerini belirten Altop, YouTube’un Türkiye’deki kullanıcılar için her zaman kaliteli bir izleme deneyimi sunmayı amaçladığını belirtiyor. Türkiye’deki Z kuşağının, YouTube’u özellikle eğitim ve bilgi edinme amaçlı tercih ettiğine dikkat çeken Altop, bu genç kitlenin YouTube’u bir okul gibi gördüğünü ifade ediyor. “Türkiye’deki Z kuşağı, YouTube’u öğrenme amacıyla kullanıyor. Bu da bizi çok heyecanlandırıyor. YouTube aracılığıyla öğrenmeye istekli olan Türkiye’nin genç ve internete ulaşabilen demografik nüfusu, en güçlü yanlarımızdan biri. Aslında, insanların YouTube’a gelmesinin bir numaralı nedeni yeni bir şeyler öğrenmek. Bu, özellikle Türkiye’de ezici bir çoğunlukla YouTube platformunu tercih eden Z kuşağı için çok önemli. Türkiye’deki Z kuşağı izleyiciler, bir yıl boyunca yalnızca tek bir platformu izleme seçeneğine sahip olsaydı, seçtikleri bir numaralı platform YouTube olurdu” diyor. YouTube’un, yeni bilgileri, heyecan verici keşifleri gösteren bir pusula ve yol gösterici bir rehber olduğunu dile getiren Altop, “Aslında, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada, insanların YouTube’a yönelmesinin bir numaralı nedeni, yeni şeyler öğrenmek. İster ebru sanatının inceliklerini isterse en lezzetli menemeni yapmayı bu platform ile öğrenebilir. YouTube yeni dijital çağın bir okuludur. Bu durum özellikle bilgiye doyumsuz bir iştahı ve YouTube ile derin bir bağı olan Z kuşağı için geçerli” diye konuştu.
2021 yılında yapılan bir araştırmaya göre, YouTube ekosistemi Türkiye’nin GSYİH’sine 2 milyar liradan fazla katkı sağladı. Bu, Türkiye’deki yaratıcı topluluğun gücünü ve ekonomiye kattığı değeri gösteriyor. Altop, konuya ilişkin şu değerlendirmede bulunuyor: İçerik üreticilerin, YouTube’u en kazançlı platform olarak tanımladığını duymak gelişen bir yaratıcı ekosistemi destekleme taahhüdümüzü gerçek anlamda doğruluyor. Son üç yılda, küresel yaratıcı topluluğumuza 70 milyar Dolar’dan fazla gelir dağıtma ayrıcalığına sahip olduk.” YouTube’un etkisinin bireysel içerik üreticilerinin çok ötesine uzandığını ifade eden Altop, “Ekonomik çerçevede istihdam yaratıyor ve büyüme sağlıyor. Oxford Economics’e göre, 2021 yılında YouTube ekosistemi Türkiye’nin GSYİH’sine 2 milyar liradan fazla katkıda bulundu. YouTube içerik üreticilerinin yaratıcılığı ve tutkusuyla desteklenen bu gelir, küçük bir şehrin yıllık üretimine eşdeğer. Bu çalışma, platformumuzun Türkiye’de 45 binden fazla tam zamanlı istihdam hacmine denk bir değer sağladığını ortaya koyuyor. YouTube, tutkunun fırsatla buluştuğu, yaratıcılığın ekonomik büyümeyi tetiklediği ve bireylerin topluma anlamlı bir katkıda bulunabileceği bir yer” diyerek platformun Türkiye’deki ekonomik büyümeye etkisini vurguluyor. Sorumluluklarının yalnızca içerik üreticiler ve kullanıcılarla sınırlı olmadığını kaydeden Altop, “Aynı zamanda YouTube ekosistemini finanse etmeye ve platformumuzun milyarlarca kişi için erişilebilir olmasına destek veren ortaklarımız olan reklamverenlerimize karşı da yükümlülüklerimiz var. Sürdürülebilir bir platform olabilmek için, barındırdığımız içeriğin yalnızca izleyiciler için güvenli olması değil, aynı zamanda reklamverenler için uygun olması da çok önemli. Markaların; verdikleri mesajların, değerleriyle ve hedef kitleleriyle uyumlu içeriklerin yanında göründüğünden emin olmaları gerekir” diye konuştu. Gelişmiş içerik denetleme sisteminin kritik bir rol oynadığını belirten Altop, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “İçeriği anında değerlendirip para kazanmaya uygunluğunu belirleyebilen teknolojiye büyük bir yatırım yaptık. Bu sistem, Topluluk Kurallarımızı ihlal eden veya yaş kısıtlaması gerektiren içerikleri belirlemek için kesintisiz çalışarak, reklamların uygun videolarda gösterilmesini sağlar. Doğruluk ve verimlilik çok önemli. Sistemimiz kusursuz çalışmalı, topluluğumuzu korumakla geçimini YouTube’a bağlayan içerik üreticileri desteklemek arasında doğru dengeyi kurmalıdır.”
YouTube’daki içerik üreticilerinin büyüme eğilimleri, özellikle kısa form video içeriklerinin (YouTube Shorts) artan popülaritesiyle şekilleniyor. Altop, bu kısa videoların kullanıcılar arasında büyük bir ilgi gördüğünü ve YouTube Shorts’un günlük 70 milyardan fazla izlenme aldığını belirtiyor. Ancak Altop, YouTube’un içerik üreticileri için sadece kısa videolarla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda geleneksel uzun formatlı videolar, podcast’ler ve canlı yayınlar gibi farklı içerik türlerine de açık bir platform sunduğunun altını çiziyor. Altop’a göre, YouTube’un sunduğu bu çok formatlı platform, içerik üreticilerinin geniş bir yelpazede içerik üretmelerine olanak tanıyor. Altop, “Bir kullanıcı, metroyu beklerken birkaç saniyelik eğlenceli bir Shorts videosu izleyebilir, sonra aynı günün akşamında 2 saatlik bir podcast dinleyebilir” diyerek YouTube’un kullanıcı ihtiyaçlarına nasıl cevap verdiğini anlatıyor. YouTube’un kullanıcıların güvenliğini her zaman ön planda tuttuğunu dile getiren Altop, platformun içerik moderasyonu ve güvenlik konusunda gösterdiği hassasiyeti şu sözlerle aktarıyor: “Zararlı içeriklere karşı büyük yatırımlar yaptık ve YouTube’da her gün milyarlarca video taranıyor” diyen Altop, YouTube’un güvenli bir izleme deneyimi sunmak için sürekli olarak teknolojisini geliştirdiğini belirtiyor. Öte yandan YouTube, kullanıcıların verilerini de büyük bir hassasiyetle koruyor ve şeffaflık ilkesine göre hareket ediyor. Altop, kullanıcı bilgileri ve verilerin gizliliği konusunda sürekli bilgilendirme yapıldığını ve her türlü şüpheli içerik için denetimlerin titizlikle gerçekleştirildiğini vurguluyor.
Asıl amacın; içerik üreticilerin, izleyicilerin ve reklamverenlerin hep birlikte gelişebileceği, canlı bir ekosistem kurmak ve bunu geliştirmek olduğuna odaklanan Altop, “Türkiye’de YouTube’un rekabet avantajı, özellikle genç ve dijital dünyaya hâkim nüfusunun platformu aktif bir şekilde kullanmasından kaynaklanıyor. Türkiye’de her gün 50 milyon kişi YouTube’a erişiyor. Bu, Türkiye’nin dijital dünyadaki büyümesinin ne kadar hızlı olduğunu gösteriyor. Özellikle gençlerin YouTube’u sadece eğlence değil, aynı zamanda öğrenme ve gelişim için tercih etmeleri, YouTube’un Türkiye pazarındaki üstünlüğünü artırıyor. Bu çeşitlilik, platformun Türkiye’deki büyümesinde önemli bir rol oynuyor” şeklinde konuştu.
YouTube’un içerik üreticilerine sunduğu monetizasyon seçenekleri, gelir paylaşımından, Premium üyelik geliri paylaşımına, kanal üyeliklerinden, ürün satışlarına kadar geniş bir yelpazeye yayılıyor. Altop, “Bir içerik üreticisi, YouTube’a kendini adadığında, burada birden fazla gelir kaynağı bulabilir” diyerek platformun içerik üreticilerine sunduğu fırsatları vurguluyor.
GÜNDEM KORİDORU
12 Mart 2025