Türkiye’de ekonomik kriz ve işsizlik artarken, Arif ve Zülfiye Solagay çifti, 15 yıldır 3 dönümlük tarlalarında tarım yaparak hem ekmeklerini kazanıyor hem de doğayla barışık bir hayat sürüyor.
Arif ve Zülfiye Solagay, 15 yıldır 3 dönümlük tarlalarında marul, soğan, roka, tere ve maydanoz yetiştiriyor. Haftanın 4 günü tarlada, 2 günü pazarda çalışarak, kalan 1 günü ise dinlenerek geçiriyorlar.
Arif Solagay, gençlerin tarıma ilgisinin azalmasından dolayı verimli arazilerin işlenemediğini belirtirken, toprağı işleyen herkesin bir şekilde ekmeğini kazandığını vurguluyor.
Çift, tarımın sadece ekonomik bir faaliyet değil, aynı zamanda sağlık ve huzur kaynağı olduğunu ifade ediyor. “Nankör olmayalım, Allah bereket versin ekmeğimizi kazanıyoruz” diyen Solagay çifti, tarladan elde ettikleri ürünlerle hem kendi ihtiyaçlarını karşılıyor hem de yerel pazarlarda satış yaparak gelir elde ediyor. Bu yaşam tarzı, onlara aynı zamanda doğanın içinde, stresten uzak bir hayat sunuyor.
Zülfiye Solagay, günümüzde salata tüketiminin sadece damak tadı için değil sağlık için de önem kazandığını belirtiyor.
Şu an marulun 20-25 TL, soğanın 15-20 TL, roka, maydanoz ve terenin de bağını 10 TL’den sattıklarını ifade eden Zülfiye, işlerinin gayet iyi gittiğini belirtiyor. Bu artan talep, tarım işlerinin sadece gençler için değil, emekliler için de geçim kaynağı olabileceğini gösteriyor.
Özellikle emekli olanların hafif tarım işleri ile toprakla meşgul olarak hem sağlıklı yaşayabileceğini hem de gelir elde edebileceğini söyleyen Zülfiye, tarımın toplum için ne kadar önemli olduğunu vurguluyor.