Garanti BBVA tarafından desteklenen ve Milano merkezli disiplinlerarası tasarım stüdyosu 2050+ tarafından tasarlanan Havaya Dair sergisi, 18 Ağustos’a kadar ziyaretçilerini bekliyor. Maddi, işitsel ve görsel deneyler aracılığıyla hava kirliliğinin toplumsal ve ekolojik boyutlarını odağına alan sergi, göremediğimiz tehlikeyi sanatla görünür kılmayı hedefliyor.
İ stanbul’un kültür-sanat denince akla ilk gelen yerlerden biri olan Salt Beyoğlu, Garanti BBVA’nın desteğiyle hayata geçirdiği “Havaya Dair” başlıklı yeni sergisiyle sanatseverlerin karşısına çıktı. Disiplinler arası tasarım stüdyosu 2050+ tarafından küratörlüğü yapılan sergi, hava kirliliğinin olumsuz etkilerine dikkat çekiyor. “Görmediğimiz bir tehlikeyi görünür kılmayı” hedefleyen sergi, görsel ve işitsel unsurlarla zenginleştirilmiş bir şölen ve video programı içeriyor. Etkinlik aynı zamanda sanat ve tasarımın yanı sıra bilim ve aktivizm alanlarından gelen katılımcılara da hitap ediyor.
Salt Genel Müdürü Deniz Ova, sergide, çevre konusunda farkındalık oluşturmayı ve bu konuları farklı perspektiflerden anlatarak daha anlaşılır kılmayı hedeflediklerini belirterek, şunları kaydetti: “Havaya Dair sergisi, işitsel ve görsel bir çalışma ile görmediğimiz bir tehlikeyi görünür kılmak derdinde. Tabii bu seyircilerimize ve ziyaretçilerimize aslında bir öneri, yeni bir okuma olarak sunuluyor. Aynı zamanda sergi süresi boyunca ikinci katta bir video programı yer alacak. Her ay video programının değişeceğini söyleyebilirim. Burada da havaya ve çevre konularına dair anlatımlar yer alacak. Bu filmleri de izlemelerini tavsiye ederim.” Salt’ın kent üzerine farklı araştırmalarda yer aldığının altını çizen Ova, “2050+ ekibini de kent üzerine bir fikir geliştirmeye ve bir çalışma yapmaya davet ettik. Kente bakarken aslında en çok önümüze çıkan konu, hava kirliliği oldu. Bunun muhakkak çalışılması gerektiğini, nasıl gizli bir tehlike olduğunu, bu farkındalığı nasıl yaratabileceğimizi düşünürken Havaya Dair projesi gelişti” ifadelerini kullandı.
2050+ ekibinden Ippolito Pestellini Laparelli ise 2050+’nın Milano merkezli bir tasarım stüdyosu olduğunu ve farklı disiplinlerden sanatçıların bünyesinde yer aldığını söyledi. Konuları farklı formatlarda inceleyebilen mimar, film yapımcısı, yazar ve küratörlerin yer aldığı bir ekip olduklarını ifade eden Laparelli, “Küresel çevre politikalarını ve teknolojiyi farklı formatlarda inceliyoruz. Bu işe bu yüzden ilgi duyuyoruz. Sergideki sonsuzluk enstalasyonu dijital ortamda sergileniyor. Bizim mimarlık fikrimiz biraz masraflı ve biz kendimize fiziksel uygulayıcılar diyoruz” şeklinde konuştu.
İstanbul Modern, tüm dünyada gerçekleştirdiği proje ve yapıtlarıyla büyük ilgi gören İzlandalı-Danimarkalı sanatçı Olafur Eliasson’un 30 yıllık kariyerinden kapsamlı bir seçkiyi 7 Haziran 2024’te izleyicilerle buluşturuyor. Eczacıbaşı Topluluğu ve VitrA ana sponsorluğunda gerçekleşen “Olafur Eliasson: Senin beklenmedik karşılaşman” başlıklı sergi, sanatçının Türkiye’deki ilk sergisi olma özelliğini taşıyor.
İ stanbul Modern, sanat yapıtlarının ancak izleyiciyle karşılaştıklarında tamamlandığını dile getiren ve bu nedenle izleyicinin aktif katılımının yapıtların ana bileşeni olduğuna dikkat çeken Olafur Eliasson’un Türkiye’deki ilk sergisine hazırlanıyor. Ana sponsorluğunu Eczacıbaşı Topluluğu ve VitrA’nın üstlendiği kapsamlı sergide, yeni üretimler de dahil olmak üzere 40’a yakın yapıt yer alıyor. Eliasson’un 30 yıllık sanatsal pratiği boyunca odaklandığı su, ışık, renk, algı, hareket, geometri ve çevre gibi konulara odaklanan serginin küratörlüğünü, müzenin küratöryel ekibinden Öykü Özsoy Sağnak, Nilay Dursun ve Ümit Mesci üstleniyor. “Olafur Eliasson: Senin beklenmedik karşılaşman” başlıklı sergi, 7 Haziran 2024–9 Şubat 2025 tarihleri arasında izleyiciyle buluşuyor.
Bilmeyenler için Olafur Eliasson’dan kısaca bahsedelim; Sanatçı Olafur Eliasson’un (d. 1967) çalışmaları, sanatın dünya genelindeki anlamını ve geçerliliğini soruşturuyor. Eliasson’un yerleştirmeler, resimler, heykeller, fotoğraflar ve filmler içeren geniş kapsamlı sergileri, 1997’den bu yana dünyanın farklı yerlerindeki önemli müzelerde yer aldı. Sanatçı, 2003’te 50. Venedik Bienali’nde Danimarka’yı temsil etti ve aynı yıl Londra’daki Tate Modern’in Turbine Hall alanında “The weather project” adlı yerleştirmesiyle yer aldı. Eliasson’un kamusal alandaki çalışmaları arasında “The New York City Waterfalls” (2008), “Ice Watch” (2014) ve “Fjordenhus” (2018) gibi çalışmalar bulunuyor. Eliasson, 2012’de “Little Sun” adlı sosyal girişimi, 2014’te ise mimar Sebastian Behmann ile birlikte sanat ve mimarlık ofisi Studio Other Spaces’i kurdu. Son olarak ise Olafur Eliasson, 2019’da Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) İyi Niyet Elçisi seçildi. Kurucusu olduğu Berlin merkezli Studio Olafur Eliasson, zanaatkârlar, mimarlar, arşiv uzmanları, araştırmacılar, aşçılar, sanat tarihçileri ve teknisyenlerden oluşan geniş bir ekibe ev sahipliği yapıyor. Sürdürülebilirlik ve küresel ısınma gibi konulara her geçen yıl çalışmalarında daha da önem veren Eliasson ve stüdyosu, bu temalarla ilişkili kavramları sanatsal olarak çözümlemenin ötesinde, yapıt üretimi ve sergi düzenleme süreçlerinde de karbon ayak izini azaltmak için önlemler alıyor.
GÜNDEM KORİDORU
22 Kasım 2024