DOLAR 39,3572 0.35%
GBP 53,6271 0.77%
EURO 45,6499 0.78%
ALTIN 4.298,12-0,69
BIST 9.350,010,41%
BITCOIN 42380501.95549%
ETH 1038523.56636%
İstanbul
24°

AÇIK

1850’den bugünlere uzanan bir aşk hikâyesi… Singer

1850’den bugünlere uzanan bir aşk hikâyesi… Singer

Singer… Duyduğumuz anda çoğumuzun zihninde eski bir dikiş makinesi canlanıyor olabilir. Oysa bu köklü marka, Türkiye’de sadece bir dikiş makinesi üreticisi olmanın çok ötesinde anlamlar taşıyor. Zaman içinde dünya değişti, tüketim alışkanlıkları evrildi ama Singer’in Türkiye’deki yeri sabit kaldı. Bugün şirketin küresel ölçekteki tek kadın Genel Müdürü olan Sinem Kınran Parlak’ın liderliğinde, Singer Türkiye hem sektöre yön veriyor hem de binlerce kadının hayatını değiştiriyor. Parlak ile markanın dününü, bugünkü vizyonunu ve yakın gelecek planlarını konuştuk.

15/05/2025 14:57
1850’den bugünlere uzanan bir aşk hikâyesi… Singer

Dikiş makinesi bugüne kadar icat edilmiş bir kaç yararlı şeyden biri ve temelinde bir aşk öyküsü yatar. Aşk önce kumaşlara, renklere ve hayallere dokunur. Sonra iğne ve iplikle buluşur. Isaac Merritt Singer; karısının bitmek, tükenmek bilmeyen dikiş uğraşını görür ve onu bu dertten kurtarmanın yollarını arar. Narin parmakları ve güzel gözleri yorulmasın diye düşlerini gerçeğe dönüştürür ve 1850’de buluşlar dünyasına müthiş bir icat ekler. 12 Ağustos 1851 yılında da bu icadı için patent alan Singer, sadece karısının değil, bu makineyi satın alabilecek herkesin yükünü azaltmış olur. Singer’in Türkiye’deki hikâyesi ise İstiklal Caddesi’nde açılan ilk mağaza ile başlıyor. Ardından, 1956 yılında fabrika kuruluyor. Döküm makinelerle üretim yapan fabrika, değişen ihtiyaçlar ve kullanım alışkanlıkları nedeniyle 2004 yılında kapanıyor. Bugün Singer, Çin-Tayvan ve Brezilya’daki fabrikalar başta olmak üzere üretim süreçlerini sürdürüyor. Biz de artık ikonik bir hal almış markayı sizler için yakından inceledik…

AVRUPA’NIN ZİRVESİNDE BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ

Sözlerine Singer’in Türkiye pazarına girişini anlatarak başlayan Sinem Kınran Parlak; “Singer Türkiye’nin hikâyesi Cumhuriyet öncesine dayanıyor. İstiklal Caddesi üzerinde bir mağaza açılıyor daha sonra -Cumhuriyet sonrası- 1956 yılında da fabrika açılıyor. İşlere öncelikle ithalat ile başlanıyor. Dünyadaki ilk Amerikan şirketiz. Osmanlı zamanında Türkiye’ye geliyor ve o zamandan bu yana da satışını hep pazarlama üzerine konumlandırıyor. Kurulan fabrika 2004 yılında kapandı. Çünkü bu fabrikada döküm makine üretimi yapılıyordu. Döküm makine de çok ağır olduğu için insanlar çok tercih etmemeye başladı” ifadelerini kullandı. Türkiye pazarı, Singer için artık küresel düzeyde örnek alınan bir başarı hikâyesi. Son 10 yılda satış grafiği sürekli yükselen şirket, pandemi sonrası Avrupa’nın bir numarası hâline gelmiş durumda. Kriz dönemlerinin kendilerine avantaj sağladığını belirten Parlak, “Dünya haritasında Türkiye’nin yerini bilmeyen insanlar nasıl bu kadar satış yapıldığını merak edip ülkemizi ziyarete geliyor.

Türkiye’de son 10 yıldır yukarı giden bir trend var. Pandemi döneminden bu yana Avrupa’nın birincisi haline geldik. Kriz dönemleri bizim için avantajlı dönemler. Yine aynı dönemde satış kanalları da değişti. Pandemi öncesinde fiziki satış yapılırken pandemiden sonra online taraf ağırlık kazandı. Bir yandan oyuncular da değişti. Daha genç satıcılar, teknoloji ile arası daha iyi olan satıcılar çok başarılı oldular. Örneğin, Türkiye’de en büyük online satış yapan bayimiz Sivas’ta bulunuyor. Onu, Zonguldak ve Kütahya takip ediyor. Lojistik anlamında depolama alanları çok daha uygun olduğu için güce sahip oluyorlar. Eskiden babadan oğula geçen bayiliklerimiz artık çok az. Online satış yapan bayiler bizim toplam satışımızın yüzde 35’ini karşılıyor. Ciromuzun yine yüzde 35’i gibi bir rakamı da A101 yapıyor. Büyük marketlerle de çalışıyoruz ancak A101 özelinde yıllık 5-6 kampanyamız oluyor.” dedi.

ikili

Bugün şirketin küresel ölçekteki tek kadın Genel Müdürü olan Sinem Kınran Parlak, Singer’in Türkiye pazarında elde ettiği başarılarda hatırı sayılır bir paya sahip.

HOBİ PAZARI YÜKSELİŞTE

Hobi pazarı her geçen gün yükseliş ivmesini yukarı taşıyor. Bu pazarın nasıl değişip dönüştüğünü ise şu sözlerle aktarıyor Sinem Kınran Parlak, “Marka Türkiye’ye girdiği andan itibaren zaten hobi pazarına ciddi anlamda bir yatırım yapıyorduk. Hem devlet kanalıyla hem özel kurs merkezleriyle birebir insana dokunarak bu eğitimleri veriyorduk. Daha sonra son 10 yıldır da bazı televizyon programlarına sponsor olmaya başladık. Bu sayede insanlar görmeye başladıkça ve hangi alanlarda kullanıldığını öğrendikçe daha da sevmeye başladılar. Daha sonra kız meslek liselerinin dikişle ilgili tüm program içeriklerini biz çektik. Pandemide online olarak bizim makinelerle derslerini gördüler. Bölümün adının ‘Moda Tasarım’ olmasına vesile olduk. Çünkü çocuklar daha trend isimler seviyor. Bundan 10 yıl öncesinde bu konuşmayı yapıyor olsaydık hedef kitlemizin 20 yaş üstü olduğunu söylerdim. Ancak şu anda bambaşka bir tablo var kaşımızda. İlkokul öğrencisi bile bu alana ilgi duyuyor ve bu dünyada da trend haline geldi.”

BİR DÖNÜŞÜM HİKÂYESİ; MOMENTO

Singer’in ürün gamında sadece dikiş makineleri yok. “Momento” adı verilen kesim makinesi, vinil malzemelerle kumaştan cama, tahtadan duvara kadar birçok yüzeye uygulama yapmayı mümkün kılıyor. Kullanıcı dostu yapısıyla kendin yap projeleriyle uğraşan herkes rahatlıkla kullanabiliyor. Günümüz şartlarında hobinin artık bir lüks olup olmadığı sorumuza ise şu yanıtı veriyor Parlak, “Dikiş makinesi için öyle olmadığını söyleyebilirim. Çünkü dikiş makinesi hobi olarak kullanılabileceği gibi aslında makine ile yapabileceklerimizin hepsi temel ihtiyaçlar. Ayrıca dikiş zaten hayatımızın vazgeçilmez öğelerinden biri olduğu için insanlar alıp kendi işlerini kendileri görebiliyor. Hobi tarafı daha çok vakti olan insanlarda oluyor. Bizim gibi çalışan kadınlar da kendine vakit ayırmak istediğinde teknolojiden uzaklaşıp fokus olabiliyor.” Sürdürülebilirlik perspektifiyle evde üretimi teşvik eden Singer, aynı zamanda çevreci üretim anlayışını da benimsiyor. Dünya genelindeki fabrikaları bu doğrultuda gerekli önlemleri alıyor. Öte yandan şirket, Türkiye’de eğitim alanında da önemli işlere imza atıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’yla yapılan protokoller, halk eğitim merkezleri ve belediyelerle yürütülen projeler sayesinde binlerce kişiye eğitim ve istihdam imkânı sunuluyor.

DİJİTALLEŞME VE GELECEĞE YATIRIM

Dikiş makinelerinin de artık dijitalleştiğini söyleyen Parlak, “Dikiş makineleri o kadar işlevli ki. Bugün oturduğumuz koltuktan üstümüzdeki kıyafete, duvardaki bir tabloya kadar her şeyde dikiş makinesinin izi var. Dolayısıyla da insanlık var olduğu sürece de var olmaya devam edecek. Biz de makineleri daha işlevli ve kullanıcı dostu hale getirmek için çalışıyoruz. Çünkü hayat artık daha hızlı akmaya başladı. Hem teknolojiden faydalanıp hem de bir şeyleri sıfırdan elde etmek isteyen bir kesim de var. Dolayısıyla makineler de dijitalleşmeye başladı. AI teknolojisinden faydalanarak makineye artık ses ile komut da verilebiliyor” diye konuştu. Son olarak yakın vadedeki planlarına da değinen Parlak, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Yakın vadede ürün bazında baktığımızda ürün çeşitlendirmemiz var. Mayıs ayı itibarıyla Türkiye pazarına tekrar ütü getirmeye başlıyoruz. Üç farklı model ile Türkiye pazarına giriş yapacağız. İnsanlar bizim portföyümüzde dikişe yakın ürünleri görmeyi seviyor. Ütü de aslında dikişin tamamlayıcı bir ürünü.”

KADINLARIN YAŞAMINA DOKUNUYOR

“Bugüne kadar birçok kadının hayatına dokunduk. Hatta Türkiye’de 100. yılımıza özel hayatı değişen 100 kadının hikâyesini içeren kitabımız var. Bir tanesini örnek vermem gerekirse; Eşinden şiddet gören bir kullanıcımız makine ile dışarıya iş yapmaya başlıyor. Daha sonra Adapazarı’nda 7-8 tane gelinlikçiye sahip oluyor. Bunun gibi birçok hikâye var kitapta. Ayrıca Covid döneminde sosyal medyadan bebek kıyafetleri, parti süsleri yapan ve buradan ekmek kazanan birçok insan oldu.”


En az 10 karakter gerekli