Günümüzde çelişkiler ve zorluklar içinde siyasi ve ekonomik istikrarını sağlamaya çalışan bir ülke olarak gördüğümüz Mısır, Antik Çağ’daki büyük bir medeniyetin kalıntılarını taşıyor. Çeşitli ülkeler, kavimler ve kişiler tarafından yönetilmiş ülkede en çok Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorluklarının izlerini görüyoruz. Mısır halkı, ülkelerini Mısr olarak adlandırıyor. Bu kelime Mim, Sad ve Ra harflerinden oluşuyor ve harfler sırasıyla meşakkat, sabır ve refah mefhumlarını temsil ediyor. Yaşadıkları siyasi ve ekonomik süreci böylece üç ana bölüme ayırmışlar. Şimdiki siyasi ve ekonomik sürecin hangi kategoriye ait olduğunu yorumlamak ise pek mümkün görünmüyor. Arap Çölü ve Libya Çölü arasında altın gibi parlayan Nil Nehri’yle geçmişten bugüne kadar üretimini bu eksende sürdürmüş ülke, aynı zamanda geçmiş dönemlerde dünya ticaret yollarının geçtiği bir merkez konumundaydı.
Çöllerle kaplı olması hasebiyle 115 milyon nüfuslu, küçük bir yerleşim alanına sahip olan Mısır’ın, Türkiye’ye ve Türklere bakış açısını değerlendirdiğimizde olumlu bir tablo görüyoruz. Mısırlılar, Türklere kardeş diye hitap etmenin yanı sıra geçmişten günümüze siyasi, ticari ve diplomatik temaslarını da daima sürdürmüşler. Öte yandan Mısır’daki yatırımcı ülkelerin başında Amerika ve İngiltere geliyor. Mısır, Amerikan buğdayının en büyük alıcısı ve diğer tarım ürünlerinin, makine ve ekipmanın önemli ithalatçısı konumunda. Ayrıca ülkenin en fazla ihracat yaptığı pazarlar; Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, İtalya, Türkiye ve İngiltere olarak göze çarpıyor. Daha çok petrol türevleri, buğday, mısır, binek otomobiller ve demir-çelik ürünlerini ithal eden ülkenin, en fazla ithalat yaptığı tedarikçi ülkelerden biri yine Türkiye. Aynı zamanda Çin, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ve İtalya da ülkenin ithalat yaptığı diğer ülkeler olarak ön plana çıkıyor. Mısır’ın iş gücü potansiyelini ve ülkeye yatırım yapılmasını cazip kılan etmenleri değerlendirmek üzere DEİK/ Türkiye-Mısır İş Konseyi Başkanı Mustafa Denizer ile görüştük. Denizer, Mısır’ın genç nüfuslu ucuz iş gücünün ve düşük enerji maliyetlerinin, yatırımcılar tarafından özellikle dikkat edilen hususlar olduğunu söylüyor.
Mısır’da gümrüksüz ihracat yapılabildiğine vurgu yapan Denizer, bu durumun yatırım çekebilmek adına oldukça önemli bir unsur olduğunu belirterek, süreci “İş gücünün kısa zamanda artmayacağı gözüktüğü için iş gücü maliyetli sektörlerin başında gelen tekstil ve konfeksiyon sektörlerinde Mısır’a doğru bir yönelim mevcut” diye yorumluyor. Öncelikle Türkiye ve Mısır’ın 10 senenin ardından hızlı bir şekilde siyasi olarak toparlanma aşamasına girdiğini ifade eden Denizer, Mısır’ın komşu ülkelerinin güncel atmosferini ve Türkiye-Mısır ticaret hacminin ivmesini şu şekilde değerlendiriyor: “Hem Orta Doğu’da hem de Gazze’de bir savaş var. Libya’da da aynı şekilde siyasi bir boşluk var. Akdeniz’de enerjiyle ilgili birçok ülkenin pay sahibi olma iddiası var. Sudan ve Etiyopya’da problemler var. Dolayısıyla iki ülkenin bir arada olması hem İslam camiası adına hem ekonomik iş birlikleri adına çok önemli. Zaten ticaret hacmimiz siyasi durgunluğumuz olduğu sürece artarak devam etti. 2007’deki Serbest Ticaret Anlaşması’ndan sonra hep ileriye doğru gitti. Şimdi bunun içinde bir de enerji alanımız var. Dolayısıyla 10 milyar Dolara yaklaşmış bir hacim var. Orta ve kısa vadede bunun 15 milyar Dolara, sonra da 20 milyar Dolara çıkması beklenmekte. Tabi ki oradaki Türk yatırımları ve bu ivmeye yaratacağı katkı da çok önemli.”
2007’de Serbest Ticaret Anlaşması’yla başlayan bir yatırım atağının ardından 17-18 sene içinde Türklerin Mısır’a yaptığı yatırımın 3-3,5 milyar Dolar seviyelerinde olduğunu kaydeden Başkan, “Toplam direkt istihdam 70 bin kişinin üzerinde, bunda indirect’leri de hesaplarsak 500 bine yakın insana bir şekilde ekmek ulaştıran bir Türk yatırımı var” diyor. Denizer, Mısır’ın iş gücü ve enerji maliyetlerinin düşük olması ve buna karşılık Türkiye’deki son dönem ekonomik politikalardan dolayı Doların baskılanıp iş gücü ve enerji maliyetlerinin yükselmesiyle birlikte Türk yatırımcının özellikle tekstil ve konfeksiyonda önemli yatırımlar yaptığını belirtiyor. Tekstil ve konfeksiyon aslan payını alırken; gıda, perakendecilik, sağlık, turizm, lojistik gibi sektörlerde de Mısır’ın yatırımcı çektiğine işaret eden Denizer, birçok firmanın fizibilite çalışması yaptığını ve sürecin meyvelerinin ancak 2-3 yıla alınabileceğini bildirdi. Bunun sebebinin Mısır’da halihazırda kapasite artıracak bir altyapı bulunmamasına bağlayan Başkan, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Mısır’da imkânlar çok kısıtlı. Bu yüzden sıfırdan yatırımların yapılması lazım. Bu sermaye ve sabır gerektiriyor. Mısır çok da kolay bir ülke değil. Her ülkenin kendi dinamikleri var. Mısır’ın kültürünü iyi anlamak lazım. Orada nasıl iş yapıldığını zaman içinde öğrenmek lazım.”
Herhangi bir sektörde yatırım fikri ortaya atıldığında ülkelerin direkt aklına Mısır’ın geldiğini dile getiren Denizer, “Her sektörden Mısır fikrini duyuyoruz. Fakat ben her sektörün Mısır’da başarılı olacağına inanmıyorum. Tabi ki her biri için bir potansiyel var. Farklı sektör temsilcilerinin de “Biz de Mısır’a gideceğiz” söylemleri aslında Türkiye’deki ekonomik politikaları eleştirenlerin kullandığı bir cümleden ibaret gibi geliyor bana. Dolayısıyla şu an çok yoğun bir gündem var. Mısır’a çok fazla ziyaretçi var. Bunların başarıya dönmesini zaman içinde göreceğiz” ifadelerini kullanıyor.
Hülasa Mısır’a yatırım yapmak isteyen yeni yatırımcılara tavsiyelerde bulunan Başkan, “Yapılan yatırımların ne kadarı fiilen yatırıma dönüşecek? Ne kadarı başarılı olacak? Bilmiyoruz. Bilmediğiniz bir ülke sonuçta. İnce eletip sık dokuyun. Kendiniz sıfırdan yatırım yapmaya çalışın. Ufak başlayın. Sermayenizin güçlü olduğundan emin olun. Çünkü bedavaya bir şey yok. Birkaç yıl cebinizden para çıkacak. Müşterileriniz belirli bir zaman dilimi içinde çalışıyorsa ve belli öncelik ve kriterleriniz varsa zamanla ilgili Mısır her şeyin hızlı olabileceği bir ülke değil. Yavaş yavaş oluyor. Ama başarılı olunuyor mu? Olunuyor. Mısır’da Türklere karşı hiçbir önyargı yok. Tam tersine büyük bir destek var. Bunu da özellikle belirtmek isterim. Mısır bakanlarının hepsi tabiri caizse Türk yatırımcının önüne kırmızı halı seriyor. Bununla ilgili hiçbir problem yok” diye konuştu.
Türkiye’nin Kahire Büyükelçisi Salih Mutlu Şen, birkaç ay önce yaptığı bir açıklamada Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkilerin geliştiğini ifade ederek; Türkiye’nin, Mısır ile iş birliği halinde Gazze’ye yönelik yardımlarını sürdüreceğini söylemişti. Konuya ilişkin nasıl bir noktada olduğumuzu Mustafa Denizer şöyle anlatıyor: “Sayın Büyükelçimiz de bu konuya çok ilgili ve Türk yardımlarını Gazze’ye ulaştırmak adına çok vakit harcadı. O bölgede bayağı bir aktifiz. Yardımları ulaştırmaya çalışıyoruz. Ama tabi bunlar kısıtlı ama uzun vadede bir ateşkesle beraber tabi ki Türkiye ve Mısır’ın o bölgeyi tekrardan inşa etmesi, refahı tekrar oraya getirmek adına iki ülkenin yardımları çok önemli olacak. En büyük yardım da bence Mısır ve Türkiye’den o bölgeye gelecek.” Mısır’da yeni bir kabine atandığını hatırlatan Denizer, “Önümüzdeki dönemde de birçok faaliyetimiz olacak. Hem oradaki ticaret bakanlığı hem de sanayi bakanlığı ile görüşmelerimiz olacak. Bakanlara, Türklerin nasıl daha fazla faydalı olabileceği ve daha fazla yatırımı nasıl yapabileceğiyle ilgili bize sağlanması gereken destekler üzerine konuşacağız. Orada yer alan yatırımla ilgili kurumları Türkiye’ye davet edeceğiz.”
GÜNDEM KORİDORU
11 Ekim 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.