ABD’nin önemli ticaret ortaklarına uyguladığı tarifeler ve buna karşılık Avrupa Birliği’nin misilleme hazırlıkları, küresel piyasalarda risk algısını yükseltiyor. Trump’ın Fed’e faiz indirimi çağrısı ve kritik mineraller üretimini artırmaya yönelik kararnamesi ise ekonomik belirsizlikleri derinleştiriyor.
TRUMP’IN TİCARET POLİTİKALARI VE KÜRESEL ETKİLERİ
ABD Başkanı Trump’ın korumacı ekonomi politikaları kapsamında devreye aldığı tarifeler, küresel ticaret dengelerini sarsmaya devam ediyor. Beyaz Saray’da imzaladığı kararnamelerle kritik mineraller ve nadir toprak elementlerinin üretimini artırmayı hedefleyen Trump, bu adımların ulusal güvenliği güçlendireceğini savunuyor.
Fed Başkanı Jerome Powell’ın, tarifelerin enflasyonla mücadelede ilerlemeyi yavaşlatabileceği uyarısı, küresel yatırımcıların riskten kaçınma eğilimini artırıyor. Philadelphia Fed İmalat Endeksi’nin martta 12,5’e gerilemesine rağmen beklentileri aşması, ABD ekonomisindeki karmaşık tabloyu gözler önüne seriyor.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, ABD tarifelerinin Avro Bölgesi’nin ekonomik büyümesini zayıflatacağını ve enflasyonu artırabileceğini belirtti. Avrupa Birliği, ABD’nin çelik ve alüminyum tarifelerine karşı misilleme planlarını nisan ortasına erteleyerek müzakerelere zaman tanımayı tercih etti.
AB Komisyonunun Ticaretten Sorumlu Üyesi Maros Sefcovic’in, anlaşma sağlanamazsa sert ve orantılı bir yanıt verileceği açıklaması, ticari gerilimlerin tırmanabileceği sinyalini veriyor. Asya’da ise Japonya’nın şubat ayı Tüketici Fiyat Endeksi’nin yıllık bazda yüzde 3,7 artması, bölgedeki enflasyon baskılarının devam ettiğini gösteriyor. Güney Kore hariç Asya borsalarının negatif seyri, Trump tarifelerinin bölge ekonomilerine yönelik riskleri artırdığını ortaya koyuyor.
EKONOMİK VERİLER VE PİYASA TEPKİLERİ
ABD’de ilk kez işsizlik maaşı başvurularının 15 Mart ile biten haftada 223 bine yükselmesine rağmen piyasa beklentilerinin altında kalması, iş gücü piyasasının henüz ciddi bir darbe almadığını gösteriyor.
Cari işlemler açığının geçen yılın dördüncü çeyreğinde yüzde 2 daralarak 303,9 milyar dolara gerilemesi ise dış ticaret dengesindeki iyileşmeye işaret ediyor. Ancak, Trump’ın sosyal medya üzerinden Fed’e faiz indirimi çağrısı yapması, enflasyonla mücadelede önemli kazanımlar elde eden Fed yönetimiyle arasında bir görüş ayrılığı yaratıyor.
Analistler, bu uyuşmazlığın piyasalarda ek bir belirsizlik unsuru olarak algılandığını ifade ediyor. ABD’nin 10 yıllık tahvil faizinin yüzde 4,25 seviyesinde sabit kalması ve dolar endeksinin yüzde 0,2 artışla 104’e yükselmesi, güvenli liman arayışının devam ettiğini yansıtıyor.
Küresel piyasalarda dalgalanmalar da sürüyor. New York Borsası’nda S&P 500 endeksi yüzde 0,22, Nasdaq endeksi yüzde 0,33 gerilerken, Dow Jones endeksi yatay seyretti. Avrupa’da Almanya DAX 40 endeksi yüzde 1,24, Fransa CAC 40 endeksi yüzde 0,95 değer kaybederken, İngiltere Merkez Bankası’nın faiz oranını yüzde 4,5’te sabit tutması piyasalara sınırlı bir destek sağladı.
Altının ons fiyatı 3 bin 57 doları test ettikten sonra yüzde 0,5 düşüşle 3 bin 30 dolara geriledi. Brent petrolün varil fiyatı ise yüzde 0,1 azalışla 71,8 dolarda bulunuyor. Türkiye’de BIST 100 endeksi yüzde 0,50 kayıpla 9.810,94 puandan kapanırken, TCMB’nin gecelik borç verme faizini yüzde 46’ya yükseltmesi, finansal piyasaların işleyişini sürdürme çabasını yansıtıyor.
