Değişen teknolojiyle birlikte otomobildeki üretim ve kullanım tercihleri de beraberinde dönüşüyor. Bu sebeple otomobil sektöründe son yıllardaki trendleri, pandemi sürecinde yaşanan tedarik sorunun ardından ikinci el piyasasındaki son durumu merak ettik. Pek çok sektörde tecrübe sahibi olması hasebiyle iş dünyasının etkili isimlerinden Derya Grup AŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜRKONFED Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Kış’a konuya ilişkin görüşlerini sorduk.
Kalabalık şehirlerde, bireysel otomobil kullanımının artmasıyla birlikte karbon salımında ciddi bir artış gözleniyor. Bununla birlikte hava kirliliğinin artması ve net sıfır hedeflerine uyma uğraşları, devletleri önlem almaya itiyor. Aynı zamanda değişen dünyanın dinamikleri, otomobil sektöründe de yeni ihtiyaçlar doğuruyor. Son yıllarda elektrikli araç kullanımının aslında çok temel bir ihtiyaçtan dolayı arttığını ifade eden Derya Grup AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kış, “Avrupa’nın kalabalık şehirlerinde, özellikle kış aylarında hava kirliliği çok artmıştır. Toplum sağlığını ciddi şekilde etkileyen bu durum, havanın kirlenmesi konusunda her devleti önlem almaya itmiştir” diye konuştu. SON
Geçmiş datayı anlamlandırarak çıkarımlar yapan yapay zekânın, yeni nesil otomobil teknolojilerinde kullanımının yeni normalimiz olduğunu anımsatan Kış, “Sürücünün alışkanlıklarını takip eden ve buna göre çıkarımlar yapan uygulamaları daha fazla göreceğiz. Önümüzdeki yıllarda ise yarı otonom ya da tam otonom sürüş teknolojileri başladığında yapay zekânın kullanım alanlarını daha fazla göreceğiz. Sürücüsünün kullanım alışkanlığını profillemiş bu teknolojiler, yine sürücünün alışık olduğu şekilde araçları kullanacak ya da kullanımına yardımcı olacaktır. Sonuç olarak, bu teknolojiler daha güvenli ve daha rahat sürüş yapmamız için gelmektedir” diye konuştu. Öte yandan son yıllarda sektördeki en fazla gelişimin, güvenlik alanında olduğunu kaydeden Başkan, “Bu güvenlik sadece araç içindekiler için değil, trafikteki diğer aktörler içinde olmaktadır. Sensör teknolojileri ile yaya, bisiklet kullanıcıları gibi trafikte karşımıza çıkabilecek diğer kişileri de algılamakta ve gerektiğinde kendi frenini yapmaktadır” ifadelerini kullandı.
Avrupa’da araçların vergilendirme sistemi karbon salınımına göre belirleniyor. Bu durumun, Avrupalı otomobil üreticilerinin dizel motorlardan çıkmasının da nedeni olduğunu ifade eden Kış, benzer bir durumun şu an için dünyanın en büyük otomobil üreticisi olan Çin’de de görüldüğünü belirtti. Yaygın yaşam alanları yerine, kalabalık şehirlerde yaşama alışkanlığının olduğunu vurgulayan Başkan, Çin gibi yoğun nüfuslu şehirlerde hava kirliliğinin kaçınılmaz olarak elektrikli otomobil kullanımını mecburi kıldığını söyledi. Bunun yanı sıra, klasik içten yanmalı motor teknolojisine sahip otomotiv endüstrisi ile rekabette zorlanan Çin’li üreticilerin, yıllar önce elektrikli otomobil ve elektrik bataryalarına yatırım yapmaya başladıklarını ifade eden Kış, bunu bir devlet planlaması ile yapan Çinli üreticilerin, şu an için elektrikli otomobil konusunda dünyada ilk sırada yer aldığını aktardı.
Hüseyin Kış, elektrikli araç üretiminin artmasıyla birlikte fosil yakıtlı araçların birden ortadan kaybolmasını beklemenin yanlış olacağına vurgu yaptı. Tüketicinin talep etmesine rağmen dizel motorlu araç bulamadığını belirten Kış, üreticilerin elektrikli araçlarla birlikte hybrid motor teknolojisine de ciddi yatırımlar yaptığını aktardı. Elektrikli araçlar çoğaldığında, motorlu araçların yok olmayacağını ama format değiştireceğini söyleyen Kış, konuşmasına “Hibrid teknolojisi de devam edecek ve böylece otomobil teknolojisinin normali, şehir kullanımında daha çok elektrikli araçlar kullanılırken, şehir dışı kullanımında ise daha fazla hybrid araçları göreceğiz” sözleriyle devam etti.
Otomotiv sektöründeki durağanlaşan ikinci el piyasası önümüzdeki dönemde nasıl bir ivme kazanacağını anlatan Kış, “Otomobil pazarında ikinci el piyasasını genel pazar dinamiklerinden ayrı düşünemeyiz. Sıfır otomobildeki durgunluk, taşıt kredilerindeki faizlerin yüksek olması doğal olarak ikinci el piyasasını da etkilemektedir” diyor. Pandemi döneminde araç tedarikinde yaşanan kriz nedeniyle otomobil pazarının potansiyelinin çok altında gerçekleştiğine vurgu yapan Kış, “Pandemi öncesi 2019 yılında 479 bin olan pazar, pandeminin ilk yılı olan 2020’de 773 bin, 2021’de 737 bin ve 2022’de 782 bin olarak gerçekleşti. Bu pazarlarda araç bulunsa rahatlıkla 2 katına ulaşılabilirdi. Pandemi sonrasına baktığımızda ise tedarik sorununun bittiği ilk yıl 1.232.635 adetle, Türkiye rekoru kırılmıştı” dedi. Piyasayı etkileyen diğer önemli bir konunun da geçtiğimiz 4 yılda ekonomideki yatırım araçlarının yeterince kârlı olmadığına değinen Kış, konuşmasını şu sözlerle noktaladı: “Özellikle mevduat faizlerinin düşüklüğü, tüketicileri parasının değerini korumak için emlak ya da taşıt almaya itmişti. Sıfır araç bulamayan ikinci el otomobil almıştı. Bu yıl benzer koşullar mevcut değil. Mevduat faizlerinin yüksek olması, tüketicileri tam tersine elindeki aracı satıp, yatırım yapmaya itmekte. Dolayısıyla ikinci el otomobil piyasasındaki durgunluk, genel otomobil pazarındaki durgunlukla paralel gitmektedir. Bir süre sonra daha dengeli bir hale gelir ancak pandemi zamanındaki canlılığı beklemek gerçekçi olmayacaktır.”
Çukurova bölgesine hakimiyetini bildiğimiz Hüseyin Kış’a yakın zamanda açılan ve bulunduğu bölgenin kalkınma sürecinde önemli bir itici güç olması beklenen Çukurova Uluslararası Havalimanı’na ilişkin düşüncelerini soruyoruz ve bakın neler söylüyor. Kış, beklenenden daha geç hizmete giren havalimanın özellikle Mersin ve Adana ekonomisi adına oldukça kıymetli bir proje olduğuna vurgu yapıyor. Havaalanının bölgede yetişen tarımsal ve narenciye ürünlerinin daha hızlı ihraç edilmesi için oldukça önemli bir konuma sahip olacağına değinen Kış, istihdam yönünden de bölgeye büyük katkı sağlayacağını şu sözlerle anlatıyor: “Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın tam kapasite çalışmaya başlaması ile birlikte bölgeye büyük bir değer katacağından hiç şüphem yoktur.” Öte yandan Çukurova Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (SİFED) olarak, havalimanının turizme ve ihracata katkısı için gerekli ön çalışmalar yapılmasına destek verdiklerini ifade eden Kış, “Çukurova SİFED, bölgemizde büyük bir ticari ve turizm havzasının oluşması için çalışmalar yaparken, bu çalışmaların Ana Konteyner Limanı ve hızlı tren ile tamamlanmasının şart olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
GÜNDEM KORİDORU
09 Ekim 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.