Kış turizmi Türkiye’nin sadece ekonomik kalkınmasına değil, aynı zamanda uluslararası tanıtımına, turizmin çeşitlendirilmesine ve bölgesel gelişimine de önemli katkılar sağlıyor. Bu potansiyelin daha da etkin kullanılması için sektörel yatırımlar ve planlı bir turizm politikası büyük önem taşıyor. Sektörün gelişimi için ise belli başlı roller düşüyor. Örneğin sektör temsilcileri uçuş saatlerinin daha ileri bir saatte olması gerektiğini söylerken aynı zamanda kamunun yurt dışında yapacağı otellerde önceliği Türk yatırımcılara vermesi gerektiğini savunuyor.
Kış turizmi destinasyonlarının yoğun bir döneme girdiği şu günlerde sektör temsilcilerine bu yılki hedeflerini, yatırım planlarını ve sürdürülebilir iş yapış biçimlerini sorduk…
Dedeman Hotels & Resorts International Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Demiray, küresel ısınmanın kış turizmi üzerindeki etkileri, sektörün karşılaştığı zorluklar ve sürdürülebilirlik hedefleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Palandöken’deki yatırımlarını detaylandıran Demiray, sektörün geleceği için kritik adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
Demiray, kış turizminin her geçen gün gelişmesine rağmen iklim değişikliğinin sektöre büyük bir darbe vurduğunu belirtti. “Kar yağmıyor değil, yağamıyor.
Bulutlar geliyor ancak kar bırakamıyor çünkü altta müthiş bir ısı var. Çok bina yapılırsa ne yazık ki kar yağmaz. Otel ihtiyacı var, ancak her otelin dağın tam ortasında olmasına gerek yok” diyen Demiray, turizm yatırımlarının planlanmasında çevresel etkenlere daha fazla dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Demiray, Palandöken’deki iki otel için 7 ila 10 milyon Dolarlık bir yenileme bütçesi ayırdıklarını belirterek, “Lokasyon olarak dünyada bizden daha iyi bir otel yok. Tek ihtiyacımız binanın yenilenmesi. Dağ oteli havasını daha fazla hissettirecek çalışmalar yapıyoruz” dedi.
Ayrıca yemek kalitesine de büyük önem verdiklerini belirten Demiray, İstanbul’daki otellerden şefler getirerek bir ekip kurduklarını ve menüleri yeniden tasarladıklarını ifade etti.
Dedeman Grubu’nun sürdürülebilirlik vizyonuna da değinen Ergün Demiray, karbon ayak izini sıfırlamayı hedeflediklerini söyleyerek şu ifadeleri kullandı; “Bu konu ile ilgili çalışmalar yürütüyoruz. Gübreden gaz üretiyoruz. Bu organik gübreyi hem peyzajda doğru bir şekilde kullanıcaz hem de karbon ayak izini sıfırlama konusunda çalışmalar yapacağız. Dedeman’ı büyütürken aynı zamanda doğayla barışık bir yapı kurmayı hedefliyoruz. Sürdürülebilirlik ve tasarruf dersi anaokullarından itibaren verilmeli” dedi.
Şirketin büyüme hedefleri hakkında da bilgi veren Demiray, “Kendimize, Türk Hava Yolları’nın uçtuğu her noktada Dedeman olacak diye bir hedef koyduk. Eğer THY’nin uçtuğu her noktada olmak istiyorsak devletinde bu anlayışta olup kendi öz değerlerimize sahip çıkması gerekiyor. Örneğin yurt dışında bir otel yapılacaksa bu noktada önce Türk otelcileriyle anlaşmalı” dedi.
Geçtiğimiz yıl yüzde 65 olan doluluk oranını bu yıl yüzde 70’e çıkarmayı hedeflediklerini söyleyen Demiray, Dedeman otellerinin ulaşılabilir fiyat politikası sayesinde daha geniş bir kitleye hitap ettiklerini belirtti.
Dedeman Hotels Resorts Yönetim Kurulu Üyesi Banu Dedeman, Palandöken’deki yatırımlar ve bölgenin gelişimi üzerine bilgiler paylaştı. Rahmetli babası Murat Dedeman’ın bölgeye yaptığı katkıları hatırlatan Dedeman, Palandöken’in hem duygusal bir değer hem de turizmde stratejik bir durak olduğunun altını çizdi.
Dedeman sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Palandöken bizim için sadece bir yatırım değil, duygusal bir hikâye. Babam Murat Dedeman’ın bu bölgeye olan emeklerini her adımda hissediyorum. Onun izinden giderek, Palandöken’de yenileme çalışmalarına önümüzdeki nisan ayında başlayacağız. Bu projeyi 2026 yılında tamamlamayı hedefliyoruz” dedi.
Dedeman markasının globalleşme yolculuğuna da değinen Banu Dedeman, Palandöken’in bu hikâyede özel bir yere sahip olduğunu söyleyerek, “Dedeman, Anadolu’dan doğup global bir marka olma yolunda ilerliyor. Palandöken ise bu hikâyenin en değerli duraklarından biri” ifadelerini kullandı.
Bölgedeki turizm hareketliliğini artırmak için ulaşım altyapısına dikkat çeken Banu Dedeman, özellikle uçak saatlerinin düzenlenmesi gerektiğine işaret ederek, “Uçak saatlerinin turizm açısından önemi büyük. Sabah 7 yerine 9’da yapılan uçuşlar, turistlerin otele varış saatlerini daha uygun hale getirecek. Bu düzenleme, Palandöken turizminin gelişimine olumlu katkı sağlayabilir” dedi.
Dedeman Hotels Resorts Yönetim Kurulu Başkan Vekili Murat Özmestçi ise, Palandöken’deki yatırımları ve geleceğe yönelik hedeflerine dair açıklamalarda bulundu. Özmestçi, rahmetli dedesi tarafından 1994 yılında yapılan otel yatırımıyla temelleri atılan bu başarı hikâyesini daha ileri taşımayı amaçladıklarını belirtti.
“Dedem, Palandöken’in potansiyelini görerek bu yatırımı yaptı. O dönemde ‘Neden Erzurum?’ diye soranlar çoktu. Ama bugün, Palandöken sadece Türkiye’nin değil, dünyanın sayılı kış turizmi merkezlerinden biri haline geldi. Biz de bu mirası geleceğe taşımak istiyoruz” diyen Özmestçi, bölgeye olan bağlılıklarını vurguladı.
Turizm sektöründe teknolojinin önemine de dikkat çeken Özmestçi, dijitalleşmeye yaptıkları yatırımları da aktardı. Ayrıca sürdürülebilirlik konusunda öne çıkan “Dedeman Village” projesiyle ekolojik ve bütçe dostu yaşam alanları oluşturacaklarını dile getiren Özmestçi, “Sadece bugünü değil, geleceği de düşünüyoruz. Çevre dostu projelerle bölgeye değer katmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kavaloğlu, Antalya’nın yalnızca yaz turizmiyle değil, kış turizmiyle de güçlü bir destinasyon haline gelmesi için yapılan çalışmaları ve gelecek hedeflerine ilişkin bilgiler paylaştı.
Kavaloğlu, Antalya’nın coğrafi çeşitliliği, iklimi ve turistik altyapısıyla kış aylarında da farklı turizm türlerine hitap ettiğini belirtti. Golf, futbol, sağlık, kongre ve toplantı turizmi gibi alanlarda yapılan yatırımların Antalya’yı global düzeyde öne çıkardığını ifade eden Kavaloğlu, “Antalya, dünyada en iyi golf sahalarına, hastanelere ve kongre salonlarına sahip bir destinasyon haline geldi. Ayrıca Toros Dağları, Saklıkent Kayak Merkezi ve Termessos gibi eşsiz doğal kaynaklarımızla doğa ve macera turizmi için büyük bir potansiyel taşıyoruz” dedi.
Antalya’nın dört mevsim turist ağırlayabilecek bir cazibe merkezi haline gelmesi için yatırımların hız kesmeden devam ettiğini belirten Kavaloğlu, “Turizmi destekleyecek cazibe merkezleri Antalya için de hayati önem taşıyor. Spor sahaları, sağlık ve rehabilitasyon merkezleri gibi yatırımlar Antalya’yı bir kış destinasyonu olarak daha zengin hale getirecek” diye konuştu.
Antalya’daki kış turizmini etkileyen unsurlara da değinen Kavaloğlu, büyük bir tur operatörü olan FTI’nın iflasının sektörü negatif yönde etkilediğini belirterek, “Bu boşluğu doldurmak için diğer tur operatörleriyle temaslarımızı sürdürdük. Ayrıca tatil dönemleri kısa olan Rus pazarı, sezon süresini uzatma eğiliminde. Kış aylarında özellikle ileri yaş grubu turistler ve spor takımları Antalya’yı tercih ediyor” dedi.
Kavaloğlu, Antalya’nın kış turizmini desteklemek için doğru adımlarla ilerlediğini ve global bir cazibe merkezi olma yolunda büyük mesafe kat ettiğini belirterek sözlerini şu şekilde sonlandırdı; “Antalya, artık dört mevsim farklı turist gruplarına hitap eden bir destinasyon. Yatırımlarımızı bu doğrultuda şekillendirmeye devam ediyoruz.”
Erciyes Kayak Merkezi, 26 milyon metrekarelik bir alanda kurulu ve uluslararası standartlarda donatılmış altyapısıyla Türkiye’nin en gelişmiş kış turizm destinasyonlarından biri haline geldi. 2 gondol ve 19 mekanik tesisle donatılmış merkez, toplamda 112 kilometre uzunluğunda ve farklı zorluk derecelerine sahip 41 kayak pistiyle misafirlerine unutulmaz bir kayak deneyimi sunuyor.
Gece kayağı imkânı, pist çeşitliliği ve modern tesisleriyle dikkat çeken Erciyes, coğrafi konumu sayesinde hem yerli hem de yabancı turistler için cazip bir destinasyon. Kayseri şehir merkezine 20 dakika, Kapadokya’ya ise sadece 45 dakika uzaklıkta bulunan merkez, İstanbul’dan günlük 20 tarifeli uçuşla ulaşılabilir durumda.
Kayseri Erciyes A.Ş. Genel Müdürü Zafer Akşehirlioğlu, Türkiye’nin kış turizmi ve dağ potansiyeline dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin yüzde 70’inin dağlarla kaplı olduğunu ancak bu doğal kaynakların kış turizmi ve dağ sporları açısından yeterince kullanılmadığını ifade eden Akşehirlioğlu, özellikle Doğu Anadolu’nun dünyanın bir numaralı kış turizm merkezi olan Avusturya’dan daha büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirtti. Ancak mevzuat eksiklikleri ve turizmin kıyı bölgelerine odaklanması nedeniyle bu potansiyelin yeterince değerlendirilemediğini vurguladı.
Erciyes’in sadece bir kayak merkezi olmadığını, aynı zamanda 12 ay boyunca turizme katkı sağlayan bir destinasyon olarak konumlandığını belirten Akşehirlioğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Erciyes Yüksek İrtifa Kamp Merkezi gibi projelerle spor turizmini de çeşitlendirdik. Futbol sahaları, tenis kortları, olimpik yüzme havuzu gibi altyapılar sayesinde dünyanın dört bir yanından sporcuları ağırlıyoruz. Ayrıca dağa chalet tarzı konaklama alanları ve termal SPA merkezleri ekleyerek turizmin farklı alanlarında büyüme hedefliyoruz.” “ERCİYES YALNIZCA BİR KAYAK MERKEZİ DEĞİL” Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin yatırımları sayesinde Erciyes’in yalnızca bir kayak merkezi olmanın ötesine geçtiğini ifade eden Akşehirlioğlu, “Erciyes, şehir ekonomisine önemli katkılar sağlıyor. Yerel üreticilerden otellere, restoranlardan kayak ekipman kiralama işletmelerine kadar geniş bir istihdam ağı oluşturuyor” dedi.
Erciyes’in uluslararası arenada daha fazla tanıtılması gerektiğine dikkat çeken Akşehirlioğlu, dünyanın önde gelen kış turizmi destinasyonlarından biri haline gelen Erciyes’in Türkiye’nin tanıtımına ve ekonomik kalkınmasına stratejik bir katkı sunduğunu vurguladı.
Erciyes’in gelecekte uluslararası organizasyonlara daha fazla ev sahipliği yapacağını belirten Akşehirlioğlu, “Dünya Kupası ve Avrupa Kupası gibi etkinliklerle Erciyes’i global bir marka haline getirmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda hem altyapı yatırımlarını artırıyor hem de turizmde çeşitliliği destekleyecek projeler geliştiriyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.
Wyndham Hotels & Resorts, Türkiye’nin dört bir yanına yayılmış yaklaşık 120 oteliyle ülkenin en büyük uluslararası otel zinciri konumunu korurken, Ordu’daki yatırımlarına bir yenisini daha ekliyor. Şirket, Ramada Resort by Wyndham Ünye ve Ramada Plaza by Wyndham Ordu’dan sonra üçüncü otelini, Çambaşı Yaylası’nda hayata geçiriyor.
Wyndham Hotels & Resorts Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Pazar Yönetici Direktörü Panos Loupasis, Çambaşı bölgesindeki bu yatırımı şu sözlerle değerlendirdi:
“Wyndham Garden Çambaşı, Ordu’daki üçüncü otelimiz. Bu yatırım, Ordu’nun sahip olduğu yüksek potansiyelin bir yansımasıdır. Karadeniz’in zengin doğası ve kültürü, yaz turizmiyle olduğu kadar kış turizmiyle de öne çıkıyor. Çambaşı Kayak Merkezi, kısa sürede kayak severlerin gözdesi haline geldi ve bölgeyi kış turizmi açısından da cazip hale getirdi.”
Wyndham Garden Çambaşı, 80 odası ve dağ resortu konseptiyle tasarlandı. Bölgenin doğal dokusuna uyum sağlamak için ısı yalıtımı, çevreye duyarlı çevre düzenlemesi ve enerji verimliliği ön planda tutuldu. Panos Loupasis, çevreye duyarlılık konusundaki çalışmaları şu şekilde özetledi:
“Wyndham Green adını verdiğimiz çevre programımızla, enerji ve su tasarrufundan atık yönetimine kadar birçok alanda sürdürülebilir uygulamalar geliştiriyoruz. Türkiye’deki otellerimizin yüzde 80’i, bu programın gerekliliklerini yerine getirmiş durumda. Çambaşı’nda da otelin bitki örtüsüne zarar vermeden çevre düzenlemesi yaptık ve bölgeye uyumlu bitki türlerini tercih ettik.”
Çambaşı Yaylası, Karadeniz’in eşsiz doğal güzellikleri ve kayak merkeziyle kış turizmi için büyük bir potansiyele sahip. Ordu-Giresun Havalimanı’na ve şehir merkezine yakınlığı, bölgenin erişilebilirliğini artırıyor. Loupasis, bu durumun kış turizmine olan ilgiyi artıracağını belirterek, Çambaşı’nın yaz mevsiminde Karadeniz’in popüler destinasyonları arasında yer aldığını, şimdi ise kış aylarında da gezginleri ağırlamaya başladığını ifade etti.
Karadeniz’in yeşil doğası, su sporlarına uygun kıyıları ve kültürel zenginlikleriyle zaten bir cazibe merkezi olduğunu vurgulayan Loupasis, şu ifadeleri kullandı:
“Ordu, deniz kenarı otellerimizden kayak merkezlerimize kadar misafirlerimizin her türlü beklentisine cevap verebilecek zengin bir destinasyon. Çambaşı’ndaki bu yatırımımızın, bölgeyi hem yerli hem de yabancı turistler için daha çekici hale getireceğine inanıyoruz.”
The Green Park Hotels & Resort Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Atilla Üstündağ, Türkiye’nin kış turizmindeki mevcut durumunu ve geliştirilmesi gereken alanları değerlendirdi. Özellikle iklim değişikliğinin etkilerine vurgu yapan Üstündağ, sektörün sürdürülebilir büyüme için daha kapsamlı projelere ihtiyaç duyduğunu belirtti.
Türkiye’nin kış turizmi açısından önemli bir potansiyele sahip olduğunu dile getiren Üstündağ, “Amerika ve Japonya gibi ülkeler kış turizmiyle ön plana çıksa da Türkiye’nin kayak tesisleri oldukça kaliteli. Ancak sezon oldukça kısa; ocak, şubat ve mart aylarıyla sınırlı. Bu da toplamda 90 güne denk geliyor. Hafta sonları ve tatil dönemlerini hesaba kattığınızda aktif turizm süresi 42-43 günle sınırlı kalıyor. Sezonu uzatmak için stratejik adımlar atılmalı. Kartepe, Sarıkamış, Erciyes ve Uludağ gibi merkezler için bütüncül planlamalar yapılmalı” dedi.
Üstündağ, devlet, sivil toplum kuruluşları ve turizm sektörü paydaşlarının bir araya gelerek, fuarlar ve uluslararası iş birlikleri aracılığıyla Türkiye’nin kış turizmindeki yerini güçlendirmesi gerektiğini söyledi.
Üstündağ, Kartepe’nin diğer kayak merkezlerinden ayrıştığını şu sözlerle ifade etti: “Kartepe, İstanbul’a en yakın kayak merkezi olma özelliği taşıyor. Üstelik dört mevsim açık. Doğalgaz ile ısınma sağlıyoruz; çevre dostu bir tesisiz. Diğer merkezlerde kömür ve fuel-oil gibi yakıtların kullanılması, hem doğaya hem misafirlere rahatsızlık verebiliyor. Ayrıca 1500-1600 metre rakımıyla Kartepe, astım ve kalp rahatsızlığı olan misafirler için ideal bir yükseklikte yer alıyor.”
Kartepe’de sadece kayak turizmi değil, farklı etkinliklerin de planlandığını belirten Üstündağ, “Yaz kızağı projemiz üzerinde çalışıyoruz. Bu sistem, dört mevsim kullanılabilecek bir eğlence imkânı sunuyor. Ayrıca çim kayağı, yaz sporları ve outdoor aktivitelerle sezonu çeşitlendirmeyi hedefliyoruz” dedi.
Kayak merkezlerindeki konaklama ve altyapı olanaklarına da değinen Üstündağ, “Türkiye’nin büyük kayak merkezlerindeki yatak kapasitesini yeterli buluyorum. Ancak çevreye zarar vermeden, bungalov tarzı ağaç evler, lüks çadır konseptleri gibi yenilikçi konaklama alternatifleri de sunulabilir. Özellikle Z kuşağını hedef alan projelere odaklanmak önemli” dedi.
Üstündağ, Kartepe’nin enerji ihtiyacını yenilenebilir kaynaklardan karşılamak için çalıştıklarını ise şu sözlerle açıkladı; “Bozcaada’da rüzgâr enerjisi ve Konya’da güneş enerjisi projeleri üzerine yoğunlaştık. Hedefimiz, kendi enerjisini üreten bir tesis olmak.”
Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin, turizmde fark oluşturmak için alternatif turizm anlayışını benimsediklerini ve spor turizmini merkeze aldıklarını belirtti. Beş otelle hizmet veren Megasaray markasının kış aylarında spor faaliyetleriyle doluluk oranını artırdığını vurguladı.
Megasaray Hotels’in spor turizmine odaklanarak başarılı bir model geliştirdiğini ifade eden Şahin, tenis branşında yapılan yatırımlara dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Antalya’daki Megasaray Tenis Akademi (MTA), kısa sürede dünyaca tanınan bir tenis merkezi haline geldi. Antalya’yı tenis alanında marka yapmayı başardık. Akademimizde 15 sporcu koçumuz var ve yetenekli gençlerle çalışıyoruz. Kış aylarında yurt içi ve yurt dışından gelen sporcular sayesinde artık bu dönemde zarar etmiyoruz.”
Antalya’da spor turizmiyle başlayan bu sinerjiyi Kayseri Erciyes’e taşıdıklarını belirten Şahin, sezonluk personel geçişi ile kaynakların verimli kullanıldığını da sözlerine ekledi.
Şahin sözlerini şöyle sürdürdü; “Kış döneminde Antalya’daki çalışanlarımızı Erciyes’teki otelimize yönlendiriyoruz. Erciyes otelimiz yaz aylarında boş olduğu için tenis turnuvalarını burada düzenliyoruz. Böylece yılın iki ayı daha doluluk oranını artırıyoruz ve kış turizmini dokuz aya yaymayı başarıyoruz.”
GÜNDEM KORİDORU
11 Ocak 2025