Nesnelerin internetinin (IoT), günlük hayatımızı farklılaştıran ve yeniden kurgulayabilmemize yardımcı olan bir teknoloji olduğunu söyleyebiliriz. Yapay zekâ (AI) ise nesnelerin internetinin tüm potansiyelinin arkasındaki gerçek itici güç olmaya başladı. Günlük veriler sunan çeşitli uygulamalardan geniş kapsamlı projelere kadar, bu iki teknoloji arasındaki koordinasyon gelecek için öngörülen teknoloji üssü olma tasvirini erken bir tarihe çekecek gibi görünüyor. Bugün sayıları milyarlarla ifade edilen IoT bağlantılı cihazların 2025’e kadar, dünya çapında 42 milyar olacağı tahmin ediliyor. Bu cihazların sayılarının artmasıyla paralel olarak üretilen ve işlenmesi gereken veriler de artıyor. Yapay zekâ ve IoT’nin doğrudan etki ettiği birçok alan var. Giyilebilir cihazlar, akıllı evler, akıllı şehirler, akıllı sanayiler gibi teknolojilerle birlikte hayatımızın her alanında bu koordinasyonun faydalarını göreceğiz gibi görünüyor. Bimser CEO’su Murat Atıcı ise Türkiye’de teknoloji altyapısında ciddi çalışmalar olduğunu belirterek, Türkiye’nin teknoloji üssü olmak için adım adım ilerlediğini söylüyor.
Türkiye’nin genç nüfusunun da kattığı ivmeyle bir teknoloji üssü olmak üzere ilerlediğine özellikle dikkat çeken Bimser CEO’su Murat Atıcı, geçen yıl yaklaşık 3 milyar Dolar olan yüksek teknoloji ihracatının bu yıl ciddi oranda artacağını öngörüyor. Türkiye’nin uygulama yazılımları, drone teknolojileri, siber güvenlik ve oyun sektörlerindeki ilerlemesi sayesinde teknoloji ihracatını artırdığını ifade eden Atıcı, ülkemizde yazılım sektöründe 10 bine yakın şirket olduğunu ve global arenada faaliyet gösteren Türk firmaların ekonomik büyümeye katkı sağladığını belirten Atıcı, “Ülkemizi bir teknoloji üssü haline getirmek üzere yol alıyorlar. Türk şirketlerin global şirketler ile yaptığı birleşme ve iş ortaklıkları da önemli. Bu ortaklıklar yerli firmaların küresel pazarlara erişimini ve rekabet gücünü artırıyor ve uluslararası iş birliği süreçleri, Türk firmalarının deneyimlenmesine de katkı sunuyor” şeklinde konuştu.
Ülkemizin, yurt dışına teknoloji ihraç eder konuma geldiğini ve bu durumun mutluluk verici olduğunu dile getiren CEO, ülkece dijital değişimi yakaladığımızı ve yapay zekâ, nesnelerin interneti (IoT) gibi geleceği şekillendirecek teknolojilerde hızla ilerlediğimizi aktardı. Yapay zekâ ve nesnelerin internetinin, dijital devrimi çok daha ilerilere taşıdığını belirten Atıcı, artık yapay zekâya birkaç komut verip kişilerin kendi yazılımlarını tasarlamasının mümkün hale geldiğini söyledi. IoT’nin ise internet üzerinden diğer cihaz ve sistemlerle veri bağlantısı ve paylaşımı amacıyla sensörler, yazılımlar ve kullandığımız araçlara, sistemlere yerleşik olan fiziksel nesnelerin ağını açıkladığını aktaran Atıcı, “Nesnelerin birbiriyle konuşması, uyum içinde birbirlerini anlayıp, buna göre hareket etmeleri diyebiliriz gidilen yola… Yapay zekâ bazlı girişimler, aldıkları yatırım destekleri ile dikkat çekiyor. Genç nüfusumuzun da verdiği çok önemli ivmeyle bu konularda çok daha yukarılara çıkabilecek potansiyele sahibiz” diyor.
Endüstri 4.0 ve IoT teknolojileri, üretim ve operasyonel süreçlerde önemli değişiklikler yaratıyor. Söz konusu teknolojileri kullanarak geliştirdikleri ürünler olduğuna dikkat çeken Atıcı, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Yapay zekâ alanında ürünlerimize entegre çalışan fonksiyonları kullanıma sunarken bir taraftan da yeni projeler üzerinde çalışmayı sürdürüyoruz. Örneğin Low Code (Az Kod) ürünümüz olan Synergy CSP’de sunmakta olduğumuz yapay zekâ imkanlarını güçlendirip müşterilerimize yeni açılımlar sunuyoruz. Nesnelerin interneti konusunda da özellikle kurumsal varlık ve bakım yönetimine yönelik çalışmalar odağımızda olacak. Bütün bu gelişmelere paralel olarak yeşil uygulamalar, sürdürülebilirlik, karbon ayak izinin takibi ve yönetimi gibi konular da odak alanımızda olacak.”
Yazılım dünyası sürekli değişiyor ve yeni teknolojiler hızla ortaya çıkıyor. Bu sebeple dijital değişim ve dönüşümü iyi anlayıp, iyi değerlendirmeliyiz. “Gelecek, dijital dönüşümden kârlı çıkabilenlerin olacak” diyen Atıcı, firmaların bu geçiş sürecini en etkin şekilde değerlendirip iş yapış biçimlerini yeniden tasarlamaları gerektiğinin altını çizdi. Yapay zekâ, nesnelerin interneti kavramlarının şimdiden günlük hayatımıza girdiğini ve iş yapış sürecinde birçok aşamayı üstlenmeye başladığını ifade eden Atıcı, gelecek öngörülerini şu sözlerle anlattı: “Gelecekte bazı uzmanlıkların öneminin kalmaması, bazı mesleklerin ortadan kalkması veya şekil değiştirmesi ve yeni iş fırsatları oluşturması uzak ihtimal değil. Dünya Ekonomik Forumu’nun araştırmasına göre, yapay zekânın yaklaşık 97 milyon istihdam yaratması beklenmekte. Biz de ülkece teknoloji okuryazarlığını artırıp eğitimde yapay zekâ ders ve uygulamalarına ağırlık vermeliyiz. Unutmamalıyız ki gelecek geleceği görenlerindir.”
Agile metodolojisi yazılım geliştirme süreçlerinde giderek daha yaygın hale geliyor. Agile metodolojisini, geliştirme süreçlerinin merkezine yerleştirdiklerini belirten CEO, Agile’nin, yazılım geliştirme süreçlerinde esnekliği, hızlı adaptasyonu ve sürekli iyileştirmeyi mümkün kıldığını dile getirdi. Bu sayede, müşterilerinin değişen ihtiyaçlarına anında cevap verebildiklerini ve onların geri bildirimleri doğrultusunda ürünlerini hızla iyileştirebildiklerini aktaran Atıcı, “Bu yöntem, projelerin başarısını artırırken riskleri minimuma indiriyor ve müşteri memnuniyetini en üst düzeye çıkarmamıza olanak tanıyor” diye konuştu.
GÜNDEM KORİDORU
04 Aralık 2024