Son yıllarda sanal gerçeklik gözlükleri, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) yöntemleriyle birleştirilerek anksiyete bozuklukları ve fobilerin tedavisinde kullanılmaya başlandı. Bu yenilikçi tedavi yöntemi, terapideki başarı oranlarını artırarak hastaların yaşam kalitesini yükseltmekte önemli bir rol oynuyor.
Teknolojinin hızla gelişmesi, hayatımızın birçok alanında köklü değişimlere yol açtı. Özellikle psikoloji alanında bu değişimlerin etkileri oldukça belirgin hale geldi. Türkiye Hastanesinde görevli Uzman Klinik Psikolog Cansu Abalı ile VR Social gözlük olarak da ifade edilen sanal gerçeklik gözlüklerinin anksiyete ve fobi tedavisindeki etkinliğini, bu yeni teknolojinin sunduğu avantajları ve bu alandaki deneyimlerini konuştuk.
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ile Sanal gerçeklik gözlüklerinin birlikte kullanılması nasıl bir etki yaratmaktadır?
Gelişen ve değişen teknoloji, hayatımızın her alanında olduğu gibi psikolojide de birçok değişikliğe ve yeniliğe sebep olmuştur. Son dönemlerde birçok alanda ortaya çıkan gelişmeler tedavinin birçok alanında kullanılmaktadır. Sanal gerçeklik gözlüğü eşliğinde Bireysel Davranışçı Tedavi (BDT) anksiyete bozuklukları ve fobilerin tedavisinde etkin olarak kullanılmaktadır. Anksiyete bozuklukları ve fobilerin tedavisinde en hızlı, etkili ve kalıcı olan psikoterapi yöntemlerinden Bilişsel Davranışçı Terapi ile birlikte bu gözlüklerle terapide eş zamanlı çalışıldığında çok daha etkili sonuç alınmaktadır.
Anksiyete bozuklukları ve fobilerde “maruz bırakma” yönteminin önemi nedir?
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) yöntemlerinden birisi olan “maruz bırakma” yöntemiyle kişinin kaçınmayı tercih ettiği durumlarla yüzleşmesi sağlanmaktadır. Örneğin, uçağa binmekten korkan kişinin Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) yöntemlerinden maruz bırakma yöntemine sanal gerçeklik gözlüğüyle maruz kalarak terapide faydalanmak çok daha etkili olacaktır.
Örnekleri biraz daha çeşitlendirebilir misiniz?
Sosyal Anksiyete Bozukluğu yaşayan bireyler topluluk önünde konuşmaya karşı gerginlik, anksiyete, panik ve korku hali yaşar. Kişi eğitim ve iş hayatında sosyal anksiyete yaşıyorsa bu durum kişinin günlük hayatındaki işleyişini bozucu etki yarattığından dolayı terapiye başvurur. Sosyal Anksiyete Bozukluğunda en etkili terapi yöntemlerinden Bilişsel Davranışçı Terapi ile çalışılır. Bilişsel Davranışçı Terapinin “maruz bırakma” yönteminde kişinin kaçınmayı tercih ettiği sosyal ortam ile yüzleşir. İmajinasyon (görselleştirme) yöntemiyle kişi anksiyetesini yenebileceği gibi yeni teknolojiyle birlikte bu gözlüklerle sanal ortamda gerçekçilik yaşayarak çok daha etkin bir yüzleşmeye maruz kalır. Sosyal anksiyetesi olan kişiler; eğitim ya da akademik hayatında, iş ortamlarında yapacağı sunumlarda, mülakat ve iş görüşmelerinde ya da toplantı yapmaktan dolayı yüksek düzeyde kaygı yaşamaktadırlar. Kişi her zaman sunum, mülakat, toplantı gibi ortamlarda bulunamayabileceği gibi kaygısıyla yüzleşip kaygısını yenmesi de çok zorlaşabilir. Sanal gerçeklik gözlükleriyle ise kişinin sanal bir ortamda gerçeklik yaşaması sağlanarak gerçeğe en yakın deneyimi yaşamaktadır.
Sanal gerçeklik gözlükleri, özellikle hangi tür anksiyete bozuklukları ve fobilerin tedavisinde daha etkili olmaktadır?
Klostrofobi, toplumda bilinen diğer adıyla kapalı alan korkusu yaşayan bireyler metro, asansör, tren, tünel, uçak gibi kapalı alanlarda bulunmaya karşı gerginlik, anksiyete, panik ve korku hali yaşar. Kapalı alan korkusu yaşayan kişi metroya, asansöre, trene, uçağa binemez ve tünelden geçemez. Kişi günlük hayatında bir yerden bir yere gitmekte güçlük yaşar. Bilişsel Davranışçı Terapinin “maruz bırakma” yönteminde, kişinin kaçınmayı tercih ettiği sosyal ortamda yüzleşilir. Kişi sanal ortamda metroya, asansöre, trene, uçağa biner, tünelden geçer. Böylece bu gözlükle sanal ortamda korkusunun üstüne gider. Bu deneyimi terapi sırasında sanal ortamda her deneyimlediğinde kaygısı giderek azalır. Kişi hazır olduğunda ise bunu gerçek ortamda deneyimler. Böylece kişi metroya, asansöre, trene, uçağa binebilir ve tünelden geçebilir hale gelir. Bu gözlüklerle yapılan terapilerin, bireylerin günlük hayatlarındaki işleyişine olumlu katkıları olduğunu gözlemliyor musunuz? Sosyal Fobi yaşayan bireyler utanç verici bir duruma düşmekten, onaylanmayacak bir davranışta bulunmaktan, alay edilmekten, rezil olmaktan, eleştirilmekten, beğenilmemekten, olumsuz olarak değerlendirilmekten dolayı korku yaşarlar. Kişi korktuğu şeyin gerçekleşebileceğinden dolayı sosyal ortamlarda bulunmaktan kaçınır. Tek başına restorana, alışverişe gitmekten kaçınır. Restorana gidip sipariş vermekten, hesap ödemekten, para üstü almaktan kaçınır. Kişi sanal ortamda kaygı duyduğu restorana girer ve korkusunun üstüne gider. Bu deneyimi terapi sırasında sanal ortamda her deneyimlediğinde kaygısı giderek azalır. Bir restorana gittiğinde en kötü ne olabilir, neler yaşayabilir önce sanal ortamda öğrenir. Sanal ortamda deneyimlediği durumu hazır olduğunda ise gerçek hayatta deneyimleyerek kişi tek başına restoranda yemek yemeyi başarır. Alışveriş yapmakta zorlanan bireyler ürünün fiyatını sormaktan, pazarlık yapmaktan, para üstü almaktan, giysileri denemekten vb. sorunlardan dolayı kaygı yaşar. Kişi kaygısından dolayı alışverişe tek başına gidemez, daha çok arkadaşlarıyla ve aile bireyleriyle alışverişe gitmeyi tercih eder. Kişi sanal ortamda kaygı duyduğu alışverişe tek başına giderek kaygısıyla mücadele eder. Kişi sanal ortamda alışveriş yapmayı deneyimledikçe kaygısı da azalır. Sanal ortamda deneyimlediği durumu hazır olduğunda ise gerçek hayatta deneyimleyerek kişi tek başına alışverişe gitmeyi başarır.
GÜNDEM KORİDORU
21 Kasım 2024