PR ajansları, teknolojinin hızlı gelişimi ve küresel değişimlerin etkisiyle önemli bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Bu dönüşüm rüzgarını yakından hisseden ve kendini sürekli yenileyen GTC İletişim Danışmanlık, sektördeki yerini güçlendirmeyi hedefliyor. Kurucu Ortağı Müge Sevil, Türkiye’de İş Dünyası dergisine verdiği röportajda, ajansın geçmişten bugüne uzanan serüvenini ve gelecek planlarını anlattı.
1998 yılında Ankara’da Büyükelçi Kaya Toperi ile kurulan GTC İletişim, kamu kaynaklı deneyimini özel sektöre taşıma misyonuyla yola çıktı. Hem kamuda hem özel sektörde oldukça fazla deneyime sahip olduklarını belirten Sevil, GTC’nin devlet ve özel sektör arasında köprü görevi gördüğünü söyledi. Firmanın medya, devlet, özel sektör üçgeninde stratejiler geliştirdiğinden söz eden Sevil, ajanslarının kuruluş sürecini şöyle özetliyor: “Özel sektörün ihtiyaçlarını karşılamak için harekete geçtik ve ilk müşterimiz Telekom özelleştirmesi çerçevesinde Koç Holding oldu. Koç Holding’le çalışmak bizim için dönüm noktası oldu. O günden bugüne pek çok sektörü bünyemize dahil ettik.”
“ÇEŞİTLİLİK DEĞİL, UYUM ÖNEMLİ”
GTC İletişim’in portföyünde bulunan markalardan ekibe yeni katılanların akışa ve şirketin kültürüne adaptasyon sürecinden bahseden Sevil, portföy yapısının yıllar içinde değişiklik gösterdiğini, buna rağmen hizmet verilen marka ve danışan çeşitliliğinin her zaman korunduğunu vurguladı. Çeşitlilikten ziyade önemli olan noktanın bir sektörden elde edilen birikimin diğer sektöre uyumunu sağlamak olduğunu dile getiren Sevil, “Uyum, marka ve danışanın ihtiyaçlarına göre dili, tonu, stratejiyi, taktiği düzenlemek; önce GTC’nin içindeki koordinasyondan geliyor. Deneyim paylaşımı büyük önem taşıyor. Paylaşılan deneyimi içselleştirmeleri ve başka bir sektöre uyumlaştırabilmeleri için ekiplerimizin çok yönlü ve katmanlı bakış açılarına sahip olmasına dikkat ediyoruz” şeklinde konuştu.
Sektörel dinamiklerin artık sadece tek bir alanda uzmanlaşmaya müsaade etmediğini belirten Kurucu Ortak, GTC ekiplerine yeni katılacak arkadaşların iş tanımının esas olmasıyla birlikte çok boyutlu ve katmanlı bir yaklaşım geliştirmesi gerektiğini, verilen görev dışında dünyaya gözlerini, kulaklarını kapatmaması gerektiğini ifade etti.
“BAŞARI İÇİN SORUMLULUĞU DELEGE ETMEK ŞART”
Dijitalleşen ekosistemde PR ajanslarına yeni ve daha büyük sorumluluklar yüklendiğine işaret eden Sevil, sektörünün segmentlerinin ve bu segmentlerin altında faaliyet gösteren oyuncuların rollerinin bulanıklaştığını ifade etti. Keskin hatlara müsaade etmeyen dijital süreç hakkında konuşan Sevil, “İş yapış biçimlerinin değişmesi, iş akışının sürekli hızlanması ile daha büyük adımlar atılması gerekli kılınıyor” diye konuştu.
Söz konusu değişim sürecinde bütün iletişim oyuncularının kullanmadıkları kasları olduğunu veya kullanmaları beklenmeyen kaslarına artık ihtiyaç duyulabileceğini fark ettiklerini ve aynı farkındalığın markalar ve danışanlarda da oluştuğunu aktaran Sevil, “Sonuç olarak markalar ve danışanlar aynı sorumluluğu ihtiyacın tanımına göre belli çapta, ölçüde delege etmeye başladı. Delegasyon sonucunda PR ajanslarının yeni ve daha büyük sorumluluk alması elbette iyi bir gelişme. Yalnız bu noktada PR’ın eski ve geleneksel sorumluluklarının da delege edildiğini unutmadan şirketinize yön vermeniz gerekiyor” dedi.
ETKİLİ İLETİŞİM İÇİN PR AJANSI-DANIŞAN ORTAKLIĞI
Hedef kitleye yönelik etkili iletişim kurma ve başarılı medya ilişkileri stratejilerine yönelik konuşan Sevil, stratejiler belirlerken hizmet verilen her marka ve danışanın beklentilerine odaklanıldığını belirterek şöyle konuştu: “İhtiyaçları tespit ederiz ama tespit için gerekli verileri almak için de ısrarcıyızdır. Doğru strateji sadece büyük ve güzel bir fikir ile kurgulanamaz. KPI’lar (anahtar performans göstergesi) çağında bütün aşamaları dikkatlice ve karşılıklı planlamanız lazım. Aksi takdirde gerçekçi olmayan KPI’larla hem siz hem de danışan baş başa kalır. Ayrıca hızla değişebilecek koşullara uyumlu strateji üretmeniz şart. Katı değil akışkan olmak zorunluluğu var.”
Sevil başarılı medya ilişkileri stratejisi geliştirmesi noktasında daha önce başarılı olmuş bir stratejinin güncel koşullarda geçerliliğini yitirmiş olması ihtimaline karşı marka ve danışanın yönlendirmesine de ihtiyaç duyulduğunu ise şu sözlerle ifade etti: “Stratejiyi isterseniz A’dan Z’ye siz hazırlamış olun, marka ve danışanın stratejisidir. Taktikte ise PR ajansını yönlendirmenin yanı sıra güncel ve doğru öneriyi geliştirme sorumluluğu vardır.”
“YAPAY ZEKA İYİ ANLAŞILMALI”
Şirketin öncelikli gelecek planının portföy çeşitliliğini korumak olduğunu bildiren Sevil, yapay zekayı işleyişe adapte etmenin önemli bir hedef haline geldiğini söyleyerek sözlerine şu şekilde devam etti: “Amerika’yı ilk bizim keşfetmediğimizin farkındayız. Geçtiğimiz yıldan bu yana sunulan çözümleri marka ve danışanlarımıza dair hiçbir bilgi ve içeriği dahil etmeden, oluşturduğumuz senaryolar çerçevesinde test ediyoruz. Yapay zekaya sadece şu an iletişim sektöründe çokça konuşulan içerik üretmeyi hızlandırma, görsel geliştirme, baz planlamada zaman kazanma olarak yaklaşmıyoruz. Verimliliği artırdığını kabul ediyoruz.”
Ayrıca Müge Sevil, diğer marka ve danışanları yapay zekayı iş dünyasına entegre ederken ortaya çıkabilecek handikaplar konusunda uyardı. Sevil yaptığı çağrıda, yapay zekada kullanım şartları ve devamındaki güncellemeleri gerçekten sindirerek okumak, incelemek zorunluluğu doğduğunu söyledi. Konunun yalnızca marka ve danışanın veri gizliliğinden ibaret olmadığını, iletişim sektöründe görselleştirme odaklı bir yapay zeka uygulamasının söz konusu telif hakkı olunca hiç kullanıcı dostu olmadığını ifade etti.
GELECEK 5 YILA DİKKAT!
Pek çok sektörde yaşandığı gibi iletişim sektöründe de bir geçiş sürecinden söz eden Müge Sevil, gelecek 5 yıla dikkat edilmesi konusunda uyarırken GTC İletişim’in bu değişim rüzgârını cesaretle kucakladığını söyledi. Firmanın hizmet verdiği marka ve danışanlarına sürekli fark yaratmaya odaklı olması sebebiyle ekipteki herkesin bireysel olarak sürece katkı sunduğunu ifade eden Sevil, “Bir Ajans Başkanı olarak bundan gurur duyduğumu ifade etmek isterim” dedi.
