Kurumsal adıyla Doping Teknoloji, bilinen adıyla Doping Hafıza CEO’su Mert Kalkavan, Doping Hafıza hakkında merak edilenleri, teknolojinin eğitime nasıl bir katkısı olduğunu, dijital eğitim araçlarının öğrencilere sunduğu avantajları ve ideal eğitimin nasıl olması gerektiği üzerine düşüncelerini detaylı bir şekilde bizimle paylaştı.
İyi devlet kurumlarında eğitim görme imkânı bulmuş biriyim. Önce İstanbul Erkek Lisesinde, sonrasında Boğaziçi Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nde de yüksek lisans yaptım. Daha sonra yurt dışında Fransa’da, Singapur’da okuma fırsatı buldum. Akabinde uluslararası firmalarda stratejik roller aldım. En son 7 yıla yakın bir Amerikan yönetim danışmanlığı şirketinde görev yaptım. 3 yıl öncede Doping Teknolojiye ya da bilinen adıyla Doping Hafıza’ya katıldım.
Geçtiğimiz üç yıla baktığımızda aslında Covid-19’dan çıkış yıllarıydı. Dünyada birçok yerde zorunluluktan ötürü insanlar dijital eğitim alternatiflerini kullanmaya başladılar. Covid-19 sonrası dönemde ise dijital platformlara olan talep düştü. Bence bizim geçtiğimiz 3 yılda anlamlı bir şekilde başarabildiğimiz şey Türkiye’de bu kullanımın ve adaptasyonun devam etmesi oldu. Yani biz geçtiğimiz üç senede belki pandemi döneminde büyüdüğümüz kadar, hizmet verdiğimiz öğrenci kitlesini büyütme imkânı yakaladık.
Birinci sınıftan 12’nci sınıfa kadar tüm K12 sınıflarında varız. Bunun içerisinde LGS ve YKS yani Lise ve Üniversite giriş sınavlar da var. Bunun haricinde KPSS, DGS, ALES gibi rekabetçi sınavlarda, bir de İngilizce ve Almanca gibi yabancı dil öğrenimlerinde paketlerimiz mevcut.
Şu an içeride 250’ye yakın çalışanımız var. 50’ye yakın çalışanımızda dışarıdan ama tam zamanlı bizimle çalışan danışman arkadaşlarımız. Yani toplamda 300 kişiye yakın bir ekiple hizmet veriyoruz. Kadromuz içinde olmayan, yaptıkları görüşme üzerinden bizimle iş birliği içerisinde olan 7 bine yakın branş uzmanı paydaşımız da var. Öğrenci sayımız ise 100 binin üzerinde.
Doping Hafıza öğrenci platformumuzda öğrencilere hizmet veren Dopi isimli bir yapay zekâ ders koçumuz var. Öğrenciler sorularını sorabiliyorlar ama o sorulara hemen cevap almıyorlar. Adım adım temelini öğrenerek bilgiyi alıyorlar Dopi’den. Aslında bir özel öğretmen gibi düşünebilirsiniz. Ya da öğrenci bir konuyu anlamadı alternatif yöntemle ona anlatan bir özel öğretmen.
Her öğrencinin bir konuyu anlama tarzı farklı. Bizim temel inanışımız bu. O yüzden aynı konuyu farklı anlatım yöntemleriyle anlattığımız bir sistemimiz var ve öğrencinin tercihine bırakıyoruz. Ya da biz öğrenciyi yönlendiriyoruz. Öğrenci yetkinlik seviyesine göre hangisini tercih ederse aynı konuyu farklı şekillerde öğrenebilir. Yani bizim yöntemimiz her konuyu farklı şekillerde anlat, öğrenci ona hitap eden yöntemle bir yol izlesin.
Bu çok önemli bir nokta. Sadece ebeveynler için değil gençler içinde. Buna birkaç şekilde fayda sağlamayı hedefliyoruz. Zaten sınav dönemlerine yaklaşan yani son sınıflara yönelik kariyer eğitimlerimiz var. Burada canlı soru cevap, farklı meslek grupları ne yapar, nereye doğru gidiyor, onları aktardığımız bir alan var. Meslek uzmanları bilgiler veriyor. Bunun ötesinde öğrencilerimize ve velilerimize birebir koç atanıyor. Psikolojik danışmanlık rehberlik uzmanı olan biri. İki üç haftada bir görüşme yapıyorlar.
Yakın vadede bunun olacağını öngörmüyoruz. Ama şöyle bir realite var; eğitimin en verimli formatı birebir eğitimdir. Yani özel ders. Kabaca bundan iki bin yıl öncede böyleydi. Örneğin Büyük İskender’in özel öğretmeni Aristo’ydu. Osmanlı döneminde de sultanlarımızın Lala Paşaları olurdu ve onlara birebir ders verirlerdi. Bugün de hala en verimli yöntem eğitimde budur. Ama bunu sağlamak ekonomik olarak çok mümkün değil. Teknolojinin bize sağladığı nimet, eğitimi daha geniş kitlelere bireysel seviyede verebilmek. Yapay zekâ üzerine çalışmalarımızın asıl amacı da bu.
GÜNDEM KORİDORU
10 Ocak 2025