PARÇALI AZ BULUTLU
Avon’un kuruluş hikâyesi de oldukça ilginç… Kurucusu David H. McConnell, kitap satışı yaparken yanında parfüm numuneleri veriyor ve kadınlar bu parfümleri çok daha fazla ilgiyle alıyorlar. Bu durum, parfümün satışa sunulmasının temellerini atıyor ve markanın doğrudan satış modeline olan ilgi artıyor. Böylece kozmetik serüveninin temel taşları atılmış oluyor. Bugün 50 ülkede 80’i aşan mağaza sayısıyla birlikte Avon, yaklaşık 30 yıldır Türkiye’de de iş modellerini ve faaliyetlerini sürdürüyor. Avon’un iş modelinin merkezinde kadınların yer aldığını belirten Avon Türkiye Genel Müdürü Hasan Ulutürk, “Bizim işimizin kalbinde kadınlar var. Kadınlardan oluşan yüz binlerce temsilcimiz var. Onlar kendilerine iyi baktıklarında, dünyanın daha iyi bir yer olduğunu, daha da güzelleştiğini gördük ve deneyimledik” diyor. Ayrıca 1886 yılında kurucusu David H. McConnell tarafından başlatılan faaliyetlerle marka, o günden bu yana kadınların güzelliğini ve özgüvenini destekleyen bir pozisyonda yol alıyor. Ulutürk; markanın başarısını, yalnızca kozmetik ürünleriyle değil, kadınların hayallerine ulaşmalarına imkân tanıyan iş modeliyle de ilişkilendiriyor ve ekliyor: “Avon, Türkiye’de 30 yılı aşkın süredir faaliyet gösteriyor ve sektördeki liderliğini pekiştirmiş durumda.”
Kozmetik sektörü dediğimiz zaman aklımıza gelecek belki de ilk markalardan biri Avon. Bu sebeple güzelliğe ilişkin düşüncelerini merak ettik ve Avon Türkiye Genel Müdürü Hasan Ulutürk ile şirketin tarihini, kadın girişimcilere destek olan satış politikalarını ve dijitalleşme sürecini konuştuk. Ulutürk, şirketin kurulduğu günden bugüne kadar kadın odaklı iş yapış biçiminin değişmeden devam ettiğine dikkat çekerek, markanın kadınların yaşamlarında önemli bir yer tuttuğunu ve toplumsal değişimin öncüsü olmaya devam edeceğini belirtti.
Doğrudan satış, markanın iş modelinin temel taşlarından biri. Ulutürk, Avon’un bu alandaki öncülüğünü vurgularken, markanın kadın girişimcileri desteklemesinin önemini şu sözlerle belirtiyor: “Doğrudan satışın, insan ilişkilerine dayalı, güven ve tavsiye esasına dayanan bir sistem olduğunu düşünüyoruz. İnsanların birbirlerine güvenerek ve tavsiyelerde bulunarak alışveriş yapması, doğrudan satışın güçlü yönüdür.” Bugün Avon’un dünya çapında iki milyondan fazla kadın temsilcisi bulunuyor. Türkiye’de ise bu sayı yüz binlere ulaşıyor. Ulutürk, kadınların bu temsilciliklerle sadece ekonomik anlamda değil, sosyal açıdan da güçlendiklerini belirterek, konuşmasına şu sözlerle devam ediyor: “Aslında temsilcilerimiz, liderlerimiz, danışmanlarımız veya güzellik danışmanlarımız, hepsi birer kadın girişimcidir. Bir parfüm şişesinden, bir hayalden başlayan süreçle hayatlarını dönüştürüyorlar.”
Avon’un, dijitalleşmeye de büyük önem verdiğini dile getiren Ulutürk, 2020 yılından itibaren Natura & Co çatısı altında faaliyetlerine devam eden markanın, dijital satış alanında öncü firmalardan biri haline geldiğini belirtiyor ve ekliyor: “Temsilcilerimiz, tavsiye usulüyle satış yapmaya devam ederken, dijital platformlarda ürünlerini satmaya başladılar. Biz de onların bu dijitalleşme yolunda önlerini açtık.” Şirket, temsilcilerine finansal okur yazarlığı, koçluk ve pazarlama gibi eğitimler sunarak, kadınların dijital platformlarda kendi işlerini kurmalarına destek oluyor. Dijitalleşmenin getirdiği fırsatlar sadece geleneksel satış yöntemlerinin ötesine geçiyor; aynı zamanda Z jenerasyonu gibi dijital dünyaya doğmuş genç nesiller için de büyük bir potansiyel taşıyor. Konuya ilişkin Ulutürk, “Z jenerasyonu temsilcilerimizin yaklaşık yüzde 20’sini oluşturuyor. Bu jenerasyon, dijital dünyayı seviyor, ancak aynı zamanda ilişki kurma ve insanlarla iletişimde bulunma ihtiyacını da hissediyorlar. Onlara, kendi işlerinin patronu olabilecekleri bir altyapı sunuyoruz” diyor.
Ulutürk’ün de bahsettiği sebeplerle birlikte Z jenerasyonu; özgür çalışma saatleri, esnek iş modelleri ve dijital platformlarda kendi işlerini yönetme fırsatlarıyla hızla artan bir şekilde doğrudan satış sektörüne ilgi gösteriyor.
Markanın gelecekteki hedeflerine de değinen Ulutürk, şirketin dünya genelindeki dört farklı araştırma ve geliştirme merkeziyle, her cilt tipi ve ırk tipi için uygun, kaliteli ürünler geliştirmeye devam ettiklerini belirtiyor. Bu ürünlerin, yalnızca estetik açıdan değil, aynı zamanda kullanıcıların ihtiyaçlarına uygun fiyatlarla sunulması şirketin temel hedefleri arasında yer alıyor. Ulutürk, “Avon’un başarısının sırrı, sadece kaliteli ürünlerde değil, aynı zamanda kadınların yaşamlarını iyileştirmeye yönelik sunduğumuz fırsatlarda yatıyor” diye konuşuyor. Avon Türkiye’nin, önümüzdeki yıllarda dijitalleşme ve kadın girişimciliği odaklı çalışmalarını daha da güçlendirerek, kozmetik sektöründeki liderliğini sürdürmeyi hedeflediğini ifade eden Genel Müdür, “Hem Türkiye’deki hem de dünya çapındaki kadınları güçlendirmek ve onların yaşamlarını dönüştürmek için daha fazla fırsat oluşturmayı planlıyoruz” diyor.
Avon’un kadına yönelik sosyal etkilerini tanımlayan Ulutürk, “Şirket, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları, ailelerini desteklemeleri ve hayallerini gerçekleştirmeleri için güçlü bir platform sunuyor. Kadınların, Avon’dan elde ettikleri gelirle çocuklarını okutabildiklerini, ev alabildiklerini, kısacası hayallerini gerçekleştirebildiklerini belirten Ulutürk, “Kadınlar finansal bağımsızlık kazandıklarında sadece kendileri değil, toplum da kazanıyor. Biz de bu sürecin bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz” diyor.
GÜNDEM KORİDORU
01 Haziran 2025