Türkiye içecek pazarı son yıllarda adeta uçuşa geçti. Güçlü tarımsal üretim altyapısına sahip olan ülkemiz, dünya sıralamalarında birçok meyvede ilk beş içinde yer alırken, bu avantajını meyve suyu ve içecek sektörüne de yansıtıyor. Elmada dünya üçüncüsü, kayısıda ilk üçte, kirazda lider olan Türkiye; nar, vişne ve şeftalide de ilk yedi içinde bulunuyor. Bu çeşitlilik, sektörü hem iç pazarda hem de ihracatta stratejik hale getiriyor.
Meyve suyu endüstrisi yalnızca tarım üretimine değil, aynı zamanda ihracat dengesine ve katma değer yaratımına sağladığı katkıyla da dikkat çekiyor. Siyah havuç ve nar gibi ürünler, dünya çapında doğal renk maddesi ihtiyacını karşılayan en önemli ham maddeler arasında yer alıyor. Küresel iklim değişikliği yeni ürün arayışlarını hızlandırırken, Türkiye’nin katma değerli üretim kapasitesi ülkeyi avantajlı bir konuma taşıyor.
İçecek sektörünün parlak bir geleceğe sahip olmasında değişen tüketici trendleri etkili oluyor. Özellikle Z kuşağı, hem sağlıklı hem de yenilikçi ürünlere yöneliyor. Yüzde 100 meyve suyu, organik ürünler, smoothie’ler gibi şeker ilavesiz kategoriler öne çıkarken; hafif, ferahlatıcı ve kolay içimli ürünler de tercih ediliyor. Bu çeşitlilik, sektörün sürekli büyümesini destekliyor.
“MEYVE SUYUNDA ÖNEMLİ FIRSATLAR VAR”
Gazlı içecek sektöründe yaşanan boykot sonrası tüketici alışkanlıklarında da önemli bir değişim gözlemleniyor. MEYED Başkanı Osman Güldüoğlu, sektörle ilgili değerlendirmelerinde, boykotun ardından farklı markaların tercih edilmeye başlandığını belirtti.
Güldüoğlu, “Birçok farklı marka gazlı içecek sektöründe faaliyet gösteriyor. Şu anda boykotla ilgili herhangi bir konu kalmamış olmasına rağmen, tüketici ilgisi ve satışlar devam ediyor. Bence bu süreç, insanlara farklı tatları deneme fırsatı verdi. Tadını beğenenler, alışkanlıklarını değiştirmeden bu ürünleri almaya devam ediyor” dedi.
Sektör temsilcisi, gazlı içecek tarafında büyümenin önümüzdeki dönemde de devam edeceğine dikkat çekti. Türkiye’de son yıllarda sektöre yapılan yatırımların ciddi boyutlara ulaştığını ifade eden Güldüoğlu, meyve suyu pazarındaki potansiyele de değinerek, “Türkiye’de meyve suyu tüketimi Avrupa’da ortalama 30 litre civarındayken, ülkemizde bu rakam 11 litre civarında. Bu durum, meyve suyu tarafında önemli fırsatlar olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
SEKTÖRÜN YOLCULUĞU MASAYA YATIRILDI
Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) tarafından bu yıl 14’üncüsü düzenlenen sektör buluşması, farklı konularda uzman konuşmacılarla sektör temsilcilerini bir araya getirdi. Program hakkında değerlendirmelerde de bulunan Osman Güldüoğlu, sektörün yıllar içinde gösterdiği gelişime şu sözlerle dikkat çekti: “14 yıl önce aramıza katılanlarla bugünkü katılımcıları kıyasladığımızda inanılmaz bir değişim görüyoruz. Sektör büyüyerek devam ediyor, birlik ve beraberlik giderek güçleniyor. Her yıl daha da büyüyen bu Summit, sektör için ilham kaynağı oluyor.”
Güldüoğlu, konuşmasında ihracatta öne çıkan ürünlere de değinerek, “Türkiye siyah havuç ve nar üretiminde güçlü bir ülke. İklim sorunları nedeniyle dünyada farklı ürün arayışları artıyor. Türkiye de bu süreçte katma değerli üretime devam edecek” dedi.
“GENÇLERİN TERCİHİYİZ”
Oğuz Holding CEO’su Enes Örer, şirketin içecek sektörüne yaptığı yatırımlar ve yenilikçi ürünlerle kazandığı başarıları paylaştı. Örer, Türkiye’nin içecek sektörüne en fazla yatırım yapan şirketlerinden biri olduklarını vurgulayarak, “Yeni yatırımlar yaptık. Sektör de yapıyor. Ürünlerimizi geliştiriyor, yenilikçi ve inovatif ürünler ile son tüketicilerimizin ve iş ortaklarımızın takdirini kazanıyoruz” dedi.
Örer, şirketin sektördeki başarılarının genç tüketiciler tarafından da takdir gördüğünü belirterek, “Yılın içecek markası seçiliyoruz, gençlerin tercihi oluyoruz. Farklı kesimlerin istekleri doğrultusunda üretim yapıyoruz. Yerli ve millî bir firma olarak bu sektörde yeni ufuklara yelken açıyoruz” ifadelerini kullandı.
Örer, özellikle gazlı içecek sektöründe pazar paylarının sürekli arttığını ve sadece iç pazarda değil uluslararası alanda da büyüme kaydettiklerini açıkladı.
Enes Örer, dünyanın 106 ülkesine ihracat gerçekleştirdiklerini söyleyerek, “Bu, ülke ekonomisine ve Türkiye’nin marka değerine müthiş bir katkıdır. 2025 yılı sonuna kadar bu rakamı 110 ülkeye taşımayı hedefliyoruz” dedi.
YERLİ VE MİLLİ İÇECEK ÖN PLANA ÇIKACAK
Son dönemde içecek sektöründe yatırımlarını artıran Sarıyer Kola, “yerli ve milli marka” vurgusuyla dikkat çekiyor. Şirket, Türkiye’deki yükselişini bölgesel pazarlara taşımayı hedefliyor.
Özellikle genç tüketiciler arasında giderek artan bir beğeni kazandıkları vurgulayan Örer sözlerini şu şekilde noktaladı; “Son dönemde içecek sektörüne yatırım yapan yerli ve milli bir markayız. Önümüzdeki dönemde Türkiye pazarındaki gücümüzü bütün dünyaya da taşıyacağız. Bir önceki yıla göre gazlı içecek sektöründeki pazar payımız 4 kat artmış durumda, önümüzdeki sene bu dört katın üstüne iki kat büyüme hedefliyoruz. Yani hedefimiz bölgenin en iyi içecek markaları arasında yer almak olacak.”
