Geçmişi medeniyetlerle dolu, kültürün ve tarihin başkenti kadim şehrimiz Şanlıurfa, artık sadece tarihi dokusuyla değil, aynı zamanda züccaciye sektörünün batıya açılan ihracat kapısı olma yolunda ilerliyor.
Kısa bir sürede Türkiye’nin termos tüketiminin neredeyse tamamını karşılayacak kapasiteye ulaşan Termosan Çelik, şu an gelinen noktada yurt içinde yıllık yaklaşık 15 milyon Dolarlık bir ithalatı ikame ediyor. Kurmuş oldukları aile şirketlerinin 90’lı yıllardan beri züccaciye sektöründe faaliyet gösterdiğini ve ithalat yerine yerli üretime yönelerek Termosan Çelik’i kurduklarını söyleyen Termosan İhracat Müdürü Mehmet Nuri Yılmaz, markanın geçmişini ve termos sektörüne atılım hikâyelerini şu sözlerle anlatıyor: “Öncelikle, mevcut tesisimiz Termosan Çelik’in kuruluş hikâyesine kısaca değinmek istiyorum. Biliyorsunuz ki biz bir aile şirketiyiz. Ticari hayatımıza 90’lı yıllarda İstanbul Tahtakale’de başladık. 30 yılı aşkın süredir züccaciye ve mutfak gereçleri sektöründe faaliyet gösteren Cooker Mutfak Gereçleri adında ulusal bir markamız var. İstanbul merkezli Cooker Mutfak Gereçleri firmamız ile uzun yıllar boyunca çeşitli züccaciye ve mutfak ürünleri ithalatı yaptık. Özellikle termoslar, üzerinde en çok durduğumuz ürün gruplarından biriydi. Ancak zamanla ithalatın zorlaşması ve sürdürülebilir olmaktan uzaklaşmasıyla yerli üretime yönelme kararı aldık. Bu karar doğrultusunda, Cooker Mutfak Gereçleri markamızın geniş pazar ağı sayesinde hızlı adımlar atarak bir üretim tesisi yatırımı gerçekleştirdik. Züccaciye ve mutfak gereçleri sektörü için üretilebilecek ürünler ile ilgili yapmış olduğumuz uzun süreli değerlendirmeler sonucunda zordan başlamayı tercih ettik. Ardından Avrupa’da ve Türkiye’de daha önceden üretimi yapılmamış bir ürün grubu olan çelik termosları üretmeye karar verdik. 2016 yılında Şanlıurfa’da faaliyete geçen Termosan Çelik markamız ile de kısa sürede sektörde önemli bir oyuncu haline geldik.”
Termosan Çelik yatırımı ile birlikte Türkiye’ye hem yeni bir üretim ve ihracat kalemi kazandırdıklarını hem de çelik termos endüstrisini ilk kez Çin dışına taşıdıklarını belirten Yılmaz, “Bu özelliğiyle fabrikamızın kuruluşu hem Türkiye’de hem de Çin’de sektörde geniş yankı uyandırdı. Fakat başlarda üretim öncesinde Çin’de deneyimli kadrolar yetiştirmemize rağmen, Türkiye’de daha önce üretilmeyen bir ürünü üretmenin zorluklarını yaşadık. Kapasiteyi standartlaştırmak uzun zaman aldı ve birçok zorluğu deneme yanılma yöntemiyle aştık. Ancak kısa sürede Türkiye’nin neredeyse tüm termos ihtiyacını karşılayacak konuma geldik. 2019’da üretim ve iç pazarımız oturunca hedefimizi ihracata çevirdik. Böylece Türkiye’ye yeni bir ihracat kalemi kazandırmış olduk” ifadelerini kullandı.
Termosan Çelik’in uluslararası pazarda önemli bir büyüme gösterdiğini söyleyen Yılmaz, “Bugün geldiğimiz noktada, Hindistan’dan Güney Amerika ülkelerine, Orta Doğu ve Körfez ülkelerinden Afrika ve Avrupa ülkelerine kadar toplamda 45 ülkeye ihracat yapıyoruz. Bu geniş pazar ağımızla birlikte, Türkiye’nin önde gelen züccaciye ve mutfak eşyaları markalarının yanı sıra, hava yolu şirketleri, ulusal kahve zincirleri gibi farklı sektörlerden 80’den fazla markaya özel üretim gerçekleştiriyoruz. Bu sayede ülke ekonomimize önemli katkılar sağlıyor, yıllık yaklaşık 15 milyon Dolarlık ithalatı yerli üretimle değiştirerek kaynaklarımızın yurt içinde kalmasına destek oluyoruz” dedi. Çinli partnerleriyle birlikte ihracata daha fazla yönelmek ve üretim kapasitelerini artırmak için icra ettikleri Termomug Çelik yatırımı hakkında açıklamalarda bulunan Yılmaz, projenin detaylarını şu sözlerle anlattı: “2022 yılına geldiğimizde, üretimde profesyonelleşmiş ve kapasitemizi büyütme ihtiyacı duymuştuk. Tam da o dönemde yaşanan pandemi ve küresel tedarik zincirlerindeki aksamalar, Çin dışında alternatif üretici arayışını hızlandırdı. Biz de yerli bir üretici olarak bu fırsatı değerlendirdik ve ihracat taleplerimizde büyük bir artış yaşadık. Ancak mevcut tesisimizin kapasitesi hem iç pazardaki talebi karşılamak hem de ihracata ağırlık vermek için yeterli değildi. Bu nedenle, 2022’de üretim kapasitemizi dört katına çıkaracak yeni bir tesis olan Termomug Çelik’in inşasına başladık. Bu yatırımla hem iç pazardaki arzı artıracağız hem de ihracat pazarındaki payımızı büyüteceğiz. Termomug Çelik, Endüstri 4.0 standartlarına uygun, tamamen entegre ve büyük ölçüde otomasyonlu bir tesis olacak. Günlük 40 bin adet termos üretebilme kapasitesiyle, Türkiye’deki termos sektörünün çok üzerinde bir üretim gücüne sahip olacağız. Bu yatırımla hem ülkemizin termos üretimindeki konumunu güçlendirecek hem de şirketimizin küresel pazardaki rekabet gücünü artıracağız”
Sektör rakipleriyle rekabete girebilmek için kalite, maliyet ve termin sürelerinde fark oluşturmak gerektiğini söyleyen ve bu sebeple yeni açılacak fabrikanın otomasyona dayalı olarak tasarlandığını ifade eden Yılmaz, “Tabii projemizi hayata geçirmişken ve makine siparişlerini vermeye hazırlanırken Çin’den ortaklık teklifi aldık. Aslında Türkiye-Çin ortaklık modelimiz de burada devreye girdi. Özellikle Amerika pazarına hitap eden Çinli firmalar, Amerika-Çin arasında devam eden ticari çekişmelerden dolayı ve Amerika pazarındaki varlıklarını koruyabilmek için Çin dışına yatırım yapmaya yöneldiler. Kendilerinin de bize ortaklık teklifi tam da bu sebeple oldu. Yaptığımız değerlendirmeler sonucu bizlerde Çin ile rekabet ederek değil, güç birliği yaparak daha başarılı olabiliriz dedik ve ortaklık tekliflerini kabul ettik. Şu an Türkiye’de ve Çin’de termos üretimi yapan iki farklı firma olarak Termomug Çelik adı altında 35 bin metrekare alan üzerinde toplamda 23 bin metrekare kapalı fabrika binasında günlük 40 bin adet termos üretimi yapacağımız ve ağırlıklı olarak Amerika pazarına hitap edeceğimiz tesisimizi kuruyoruz. 2025 yılı Mayıs ayında üretme start vermeyi planlıyoruz” dedi.
Yılmaz, ihracat oranlarını artırma hedefini vurgularken, cirolarının yüzde 25’ini ihracattan sağladıklarını, yeni yatırım ile bu oranı iki yıl içinde yüzde 60’a çıkarmayı planladıklarını söyledi. Özellikle Amerika pazarına odaklandıklarını belirten Yılmaz, “Amerika 1,5 milyar Dolarlık termos pazarıyla dünyanın en büyük alıcısı. Stanley ve Yeti gibi dev markalarla görüşmelerimiz sürüyor” dedi. Ayrıca, kendi global markalarını oluşturma hedefiyle yola çıktıklarını ifade etti.
GÜNDEM KORİDORU
22 Ocak 2025