DOLAR 38,5736 0.33%
GBP 51,3133 0.08%
EURO 43,6323 0.16%
ALTIN 4.018,750,38
BIST 9.167,580,98%
BITCOIN 37457200.78217%
ETH 712450.46304%
İstanbul
15°

AÇIK

Bir dil bir kitaba sığmaz

Bir dil bir kitaba sığmaz

Son yıllarda İngilizce öğrenmek isteyen Türk öğrencilerin yurt dışına gitme oranı önemli ölçüde azalmışken, dil öğreniminde Türkiye’nin potansiyeli de giderek daha fazla ön plana çıkıyor. English Box Kurucusu Onur Herkesecan ile dil öğrenmenin ve dil okullarının geleceği hakkında konuştuk. Herkesecan, özellikle yurt dışına çıkmanın artık eskisi kadar kolay ve ekonomik olmadığını belirterek, Türkiye'deki dil okullarının yetkin ve verimli bir alternatif olarak değerlendirilebileceğini söyledi.

14/03/2025 14:02

Her zaman önemini koruyan yabancı dil bilme faktörü, eğitim ve istihdam konusunda deyim yerindeyse altın bilezik edinmek kadar önemli. Gerek kişisel gerekse profesyonel anlamda dış dünyaya açılmanın yegâne anahtarı dil öğrenme. Elbette iletişim çerçevesinin geniş veya sınırlı olması büyük oranda öğrenilen dillerin niceliği ve niteliğiyle doğru orantılı ilerliyor. Özellikle küresel iletişimin hız kazandığı günümüzde, yabancı dil bilme gerekliliği daha fazla gün yüzüne çıkıyor. İş dünyasında dil bilmek ise çağa entegre olmanın, teknolojiyi kullanabilmenin, bilimsel gelişmeleri takip etmenin, kariyer yapmanın, küresel dünyada birçok bilgiye erişmenin, kısacası küresel dünyanın aktif bir bireyi olmanın merkezinde yer alıyor. Tüm bu gereklilikleri dikkate alarak dil öğrenmenin en kolay biçimini araştırdık. English Box Kurucusu Onur Herkesecan, “Bir dil bir kitaba sığmaz” diyor ve günlük pratiğin, öğrenme dinamiğindeki önemine dikkat çekiyor.

“DİL ÖĞRENMEK İÇİN YURT DIŞINA GİTMENİZE GEREK YOK”

Dil öğreniminde yurt dışının eskisi kadar popüler bir tercih olmadığını ifade eden Onur Herkesecan, “Son zamanlarda, özellikle vize ambargoları ve artan maliyetler nedeniyle, yurt dışına gitmek çok daha zorlayıcı hale geldi. Ancak biz her zaman, bir dili öğrenmek için yurt dışına gitmenize gerek olmadığı tezini savunduk ve bu tezimizi her geçen gün daha fazla doğruladığımızı görüyoruz” diyerek Türkiye’deki eğitim sisteminin potansiyeline dikkat çekti.

Herkesecan, Türkiye’deki dil okullarının oldukça yetkin olduğunun altını çizerken, özellikle İngilizce öğretmenlerinin yurt dışında dil öğrenmeye gidip gitmediklerine dair dikkat çeken bir istatistik sundu: “Ülkemizdeki İngilizce öğretmenlerinin yalnızca yüzde 11’i yurt dışına çıkmıştır. Bugün Türk eğitimcilerinin büyük çoğunluğu, ülkemizdeki imkânlarla dil öğrenim süreçlerini geliştirmiştir. Bu da bize, ülkemizdeki dil okullarının kaliteli ve verimli eğitim sağlayabileceğini gösteriyor.”

MALİYET ÖĞRENCİLER İÇİN YÜK OLUYOR

Yurt dışında dil öğrenmenin avantajları olduğu kadar bazı zorlukları da beraberinde getirdiğine dikkat çeken Onur Herkesecan, en önemli engellerden birinin maliyetler olduğunu belirterek, “Yurt dışında dil eğitimi almanın maliyetleri oldukça yüksek. Hem okul ücretleri hem de yaşam giderleri, öğrencilerin çoğu için büyük bir yük oluşturuyor. Ayrıca, yurt dışına gitmek güvenlik kaygıları ve kültürel entegrasyon zorlukları gibi başka engelleri de beraberinde getirebiliyor” dedi.

Herkesecan, dil öğrenmenin sadece dil bilgisi edinmekle sınırlı olmadığını, aynı zamanda o dili içselleştirebilmek için kültürel bağlamda da derinlemesine bir anlayış geliştirilmesi gerektiğini vurguladı ve ekledi: “Bir dili öğrenmek için, o dilin gramer yapısını ve kültürel dinamiklerini öğrenmeniz gerekir. Yurt dışına gitmek, dil öğrenmeye başlamak için faydalı olabilir ancak gramer yapısını öğrenmeden pratik yapmak verimli olmayabilir. Bu da günlük yaşamda etkili olabilir belki ama iş dünyasında zorluklar oluşturabilir.”

Adsiz tasarim 2025 03 14T140142.856

SEKTÖR BAZINDA DİL ÖĞRENME İHTİYACI ARTTI

Son yıllarda, özellikle pandemi ile birlikte değişen iş dünyası, dil öğrenme ihtiyacını daha da artırdı. Özellikle sağlık, tekstil, mühendislik, otomotiv ve finans gibi sektörlerde dil bilgisi talebi hızla artmış durumda. Herkesecan, pandeminin Avrupa’daki sağlık sisteminin eksikliklerini ortaya koyarak, özellikle Almanya’da yaşanan sağlık personeli açığının, Almanca öğrenmeye olan talebi artırdığını belirtti. Ayrıca, kurumlarında aşçılık gibi pratik mesleklerde de Almanca ve Felemenkçe gibi dillerin talep gördüğünü söyledi.

Finans ve otomotiv sektörlerinde de dil öğrenme ihtiyacının en fazla olduğu alanlardan biri olarak öne çıkıyor. Sektör bazında dil öğrenme ihtiyacının ne denli önemli hale geldiğini anlatan Herkesecan, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede: “Türkiye’deki finans kuruluşlarının büyük bir kısmı yurt dışı kökenli ve bu da sektörde çalışan profesyonellerin yabancı dil öğrenmeye olan talebini artırıyor. Otomotiv sektöründeki Çinli markaların yükselişiyle birlikte, Çince talebi de arttı” diye konuştu.

“KONUŞMA PRATİĞİNDE GERİDE KALIYORUZ”

Herkesecan, Türkiye’de dil öğrenmenin en büyük avantajlarının yetkin eğitimciler ve güçlü bir eğitim altyapısı olduğunu söyleyerek “Ülkemizde çok sayıda yetkin eğitmen bulunuyor ve üniversitelerimizin sunduğu eğitimler oldukça kaliteli. Ayrıca, eğitimde kullanılan materyaller ve metodlar da oldukça etkili. Ancak konuşma pratiği konusunda biraz geride kalıyoruz. Öğrenciler genellikle yanlış yapma korkusu yaşar ve bu da öğrenme sürecini yavaşlatabilir” şeklinde konuştu.

KİŞİYE ÖZEL EĞİTİM PORTALI

English Box’un eğitim anlayışının, dil öğrenimini sadece teorik bilgiyle sınırlı tutmayıp, öğrencilere günlük hayatlarında kullanabilecekleri beceriler kazandırmaya yönelik bir yaklaşımı benimsediğini vurgulayan Herkesecan, “Biz bir dilin sadece kitaplarla öğrenilemeyeceğini düşünüyoruz. İnsanlar, anadilini kitaplardan öğrenmedi. Dil, çevresel faktörlerle ve pratikle öğrenilir” diyerek dil eğitimindeki yenilikçi yaklaşımlarını anlattı.

English Box’un geliştirdiği My English Box adlı portal, öğrenciler ve öğretmenler için son derece faydalı bir araç olarak öne çıkıyor. Binlerce kitap, on binlerce podcast ve alıştırma ile desteklenen bu sistem, yapay zekâ desteği ile kişiye özel eğitim imkânı sunuyor. Her öğrenciye, başlangıçta yapılan seviye tespit sınavı ile bir profil oluşturuluyor. Yapay zekâ, öğrencinin seviyesini analiz ederek, eğitmene kişiselleştirilmiş bir rapor sunuyor. Böylece öğretmen, öğrencisinin ihtiyaçlarına uygun bir eğitim planı hazırlayabiliyor.

“DİL ÖĞRENİMİNİ ERİŞİLEBİLİR KILMAYI HEDEFLİYORUZ”

Dil öğreniminin sadece bir beceri kazandırma süreci olmadığını, aynı zamanda kişisel gelişimi de destekleyen bir süreç olduğunun altını çizen Herkesecan, konuya ilişkin hedeflerini şu sözlerle özetledi: “Dil öğrenmek, insanın dünyaya bakış açısını genişletir. Bu yüzden, eğitimde teknolojinin ve çevresel faktörlerin etkili bir şekilde kullanılması gerektiğini düşünüyoruz. Gelecekte daha fazla kişiye ulaşarak, dil öğrenimini daha verimli ve erişilebilir kılmayı hedefliyoruz.”


En az 10 karakter gerekli