DOLAR 36,6046 0.04%
GBP 47,4033 0.02%
EURO 39,9573 -0.06%
ALTIN 3.433,310,08
BIST 10.588,321,44%
BITCOIN 29903151.77203%
ETH 68215-0.7362%
İstanbul
15°

AÇIK

Başarılı CEO’dan gençlere tavsiyeler

Başarılı CEO’dan gençlere tavsiyeler

3. Güvenilir Ürün Zirvesi’nde gerçekleştirilen Kariyer Toplantıları’na yüze yakın üniversite öğrencisi genç katıldı ve alanının en başarılı isimleri ile bir araya geldi. Kendilerine ayrılan bir saatlik sürede bu profesyonellerin başarı basamaklarını nasıl tırmandıklarını dinlediler ve kendi kariyerlerini şekillendirebilecek sorularına cevap aldılar... İşte o profesyonellerden birisi Enes Örer’di… Kendisi ile pek çok kez röportaj yapma fırsatı bulmuş bir insan olarak aşağıda paylaşacağım sohbeti dinlediğimde çok kıskandığımı söylemeliyim... Aşağıda okuyacaklarınız o gençlerin soruları ve Oğuz Holding CEO’su Enes Örer’in cevapları… Sohbette kalmasın kariyer yolculuğundaki herkese yol göstersin diye tam da burada, Türkiye’de İş Dünyası’nda sizlerle paylaşalım istedik…

12/03/2025 10:03
Kariyer yolculuğunuzdan bahseder misiniz?

Oğuz Holding’de CEO olarak görev yaptığım sekizinci yılımı tamamladım. Anadolu lisesinden üniversiteye geçeceğimiz sırada babam bir dershane işletiyordu ve benim öğretmen olmamı istiyordu. Ancak ben her zaman satış operasyonlarına ilgi duydum. Ama babamı kırmadım ve fizik bölümünü kazandım. Sakarya Üniversitesi’nde fizik bölümü okudum. Çok zor ve hiç bana göre olmayan bir bölümdü. Ama önemli olan başarmak ve işi bitirmek. Üniversite bitince başvurularımı yaptım ve ilk P&G’de lojistik bölümünde koli taşıyarak iki ay çalıştım sonra satış temsilcisinin yanında bir süre çalıştım. Oradan muhasebeye geçtim. Bir gün bir mailde “Ankara müşteri yöneticisi olarak atandınız” diye bir yazı geldi. Bana geldiğine inanamadım başkasına gelmiştir dedim. 2 saat sonra direktör beni aradı yanına gittim. “Biz yönetici arıyoruz” dediler. Ve kariyerim böyle başladı diyebilirim. Oğuz Holding’de ise ilk senemde Ulusal Mağazalar Satış Direktörü, sonra Türkiye Satış Direktörü, üçüncü senenin sonunda CEO, dördüncü senenin sonunda da Yönetim Kurulu Üyeliği unvanlarını aldım, beşinci senenin sonunda ise şirketin imza yetkisini aldım.

Sizlerin bizleri takip ettiğinden daha çok biz gençleri takip ediyoruz. Çünkü trendleri artık siz gençler belirliyorsunuz. Önceden meyve suyunda şeftali, kayısı, vişne, karışık üretiyorduk. Şimdi ise fesleğen tohumlu meyve suları üretiyoruz. Sizler talepkâr oldukça bizleri geliştiriyorsunuz, çalıştırmaya zorluyorsunuz. Çalışırken bir anda CEO olmuşum. Bazen hayat sizi böyle mükafatlandırıyor. Umarım sizin kariyer planlarınız da böyle olur. Çok fazla üniversite geziyoruz. Serüvenimizi anlatıyoruz. Çünkü bizi sizler genç tutuyorsunuz. Ben 41 yaşındayım beş yıldır Türkiye 40 yaş altı en genç CEO ödülünü aldım. Bu ülkenin gençleri olmazsa bu ülke gelişmez çünkü bizler geçiciyiz ve yerimizi gençler devralacak. Siz, bu ülke toprakları için, bizler için, bizim çocuklarımız için müthiş değerlersiniz. Sizin bizden çok daha ileriye gideceğinize inancım tam. Sadece her şeyi çok hızlı elde edip ulaşabildiğiniz için size sabırla ilgili bir tavsiyem var.

Çünkü gerçek hayat öyle hızlı ilerlemiyor. Sabır noktasında dirençliyseniz ve çalışmakla ilgili bir sorununuz yoksa ve en önemlisi bir hedefiniz varsa hayatınız daha kolay, keyifli ve güzel ilerleyecek.

“YUKARI ÇIKTIKÇA ZEMİN KAYGANLAŞIYOR”

CEO olmak zor mudur, kolay mı? Siz temelden mi başladınız?

Bence temelden başlamak lazım. Ben mecbur temelden başladım. Bazı ailelerin çocukları temeli almadan bu unvanları alabiliyor. Burada önemli olan başarıya ulaşmak; nasıl geldiğimizin pek önemi yok. Fakat sürdürülebilir başarıdan bahsedecek olursak, P&G’deki deneyimimde anlattığım gibi lojistik, satış, temsilcilik ve muhasebe gibi alanları görmemin gerekliliğini vurgulamalıyım. Yönetim pozisyonunda bulunmak için, o pozisyondaki kişinin ne yaptığını bilmek ve ona göre yönlendirme yapmak gerekiyor. Eğer bir operasyonun başına geçmeyi düşünüyorsanız, tüm alt kademelerden geçmek şart. CEO olmayı tavsiye eder miyim? Kesinlikle konforlu bir pozisyon. Ancak yukarı çıktıkça zemin kayganlaşıyor. Eğer tüm kademelerdeki işleyişe hakimseniz, bu riskler azalıyor ve daha rahat, keyifli bir yönetici oluyorsunuz.

İşe alımda gençler için neler yapıyorsunuz?

Özellikle gençleri tercih ediyoruz. Bunun nedeni ülkemizde tecrübesiz bireylerin işe alınmaması. Biz ise tam tersini yapıyoruz. Bildiklerimizi öğretip aktaralım o genç enerjilere, aktardıklarımızla bizde markamızı, şirketimizi, ekonomimizi büyütebiliriz inancına sahibiz. İşe alımlarımızı bu yönde tercih ediyoruz. Üniversiteden mezun olduğunuzda CV’nizin boş olması moral bozukluğu oluşturabilir ancak ne istediğinizi iyi biliyorsanız ve bunu etkili bir şekilde ifade edebiliyorsanız, tüm şirketler gençlerin enerjisine ihtiyaç duyuyor. Azimli ve hedef odaklı çalışanlara muhtacız hepimiz.

Adsiz tasarim 80

106 ÜLKEYE AKTİF İHRACAT

Yurt dışına satış yapıyor musunuz?

106 ülkeye aktif ihracat gerçekleştiriyoruz. Yurt dışı pazarları oldukça ilginç. Kendi ülkemizde tüm markalarımız ve ambalajlarımızla satış yaparken, yurt dışında durum farklılık gösteriyor. Örneğin, Black Bruin enerji içeceğini en çok Orta Doğu’ya satıyoruz. Bunun nedeni, o bölgedeki insanların sıcak iklimde yaşamaları ve şekerli ürünlere olan düşkünlükleri. Fransa’da cam ambalaj tercih ediliyor, bu yüzden cam meyve suyu satışı yapıyoruz. Geliştirmemiz gereken daha çok şey var. Türkiye’de ihracat operasyonları genellikle sadece fuarlarda satış yapmaya odaklanmış durumda. Ancak, bu süreçte gidip yerinde görmek, ortamı hissetmek ve yerel alışkanlıkları öğrenmek, operasyonu daha etkili bir şekilde yönetmek için her zaman daha mantıklıdır. Satış operasyonlarını yönetirken, müşterinin rafına gidip ne sattığını, hangi fiyatlarla satış yaptığını kontrol ederdik. Ardından deposuna gidip stok durumunu inceler, ihtiyaçlarını belirleyip ona göre önerilerde bulunurduk. Dolayısıyla, ihracat alanında benzer bir yaklaşım geliştirmemiz gerekiyor. Dünyayı gezip oradaki gelişmeleri takip etmemiz, bu süreci araştırma ve geliştirme ile desteklememiz son derece önemli.

Fesleğen tohumlu içecek fikri nasıl gelişti?

Biz bunu ilk önce Japonya’da gördük. Ardından Hindistan ve Şanghay’da insanların bu içeceği keyifle tükettiğini fark ettik. Bu deneyimi daha da zenginleştirmek amacıyla farklı aromalar geliştirmek için yatırım yaptık. Çeşitli ambalajları, içecekleri, görüntüleri, tatları millet olarak çok seviyoruz. Bu merakı oluşturabilirsek ve o meraktan da o tadı size sevdirebilirsek marka oluyorsunuz zaten. Şu anda Türkiye genelinde günde 35 bin adet satan ürün haline geldi. Ayrıca, yeni buble tea ürünümüz de yolda. Bu ürünleri, araştırma şirketlerinden aldığımız veriler ve sizlerin önerileri doğrultusunda şekillendiriyoruz.

“İÇECEK SEKTÖRÜNDE EN ZAYIF BÖLGE AVRUPA”

Yatırımlara öncelik verirken nasıl fikirlere ihtiyaç duyuyorsunuz? Bir Kore markası sütlü ürünler gibi çok değişik yatırımlar yapıyor. Sizin böyle bir yatırım planınız var mı?

Hepsinin üzerinde çalışıyoruz. O alan bizlere büyük katkı sağlıyor. Çünkü orada standartların tamamen dışında uygulamalar gerçekleştiriyorlar. Örneğin, alüminyum tenekenin iç kısmını gösteren bir tasarım yapmışlar. Bunu görünce oldukça şaşırdım. Bu nedenle, aromatik lezzetler ve ambalaj konusunda Uzak Doğu, bizim için önemli bir gelişim fırsatı sunuyor. İçecek sektöründe en zayıf bölge Avrupa.

çecek sektöründe genel olarak daha az şekerli bir seçeneği görmedim. Şekersizini üretiyorlar ama farklı tatlandırıcılarla yapıyorlar. Az şekerli bir ürün satılmıyor. Bu anlamda bir pazar açığı olduğunu düşünüyorum. Bu noktada sizin herhangi bir fikriniz var mı?

Örneğin, Sarıyer Kola ürünü saf şekerden üretiliyor. Şeker aslında kötü bir şey değil fakat bunun bir miktarı vardır. Şekersiz kesinlikle tavsiyedir. Ama orada da şeker tadı arıyoruz. Hem şekersiz olmasını hem de şeker tadı vermesini istiyoruz. Bu konuda tüm Ar-Ge çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Ancak, insanları memnun etmek pek de kolay değil. “İçerken tam bir tat almak istiyoruz” diyorlar. Az şekerli de denemelerimiz var. Fakat ülke genelinde bu damak tadına ulaşmamız gerekiyor. Şu anda bu alanda deneme yapan markalar maalesef başarılı olamıyor.

Sağlıklı yaşam çok rövanşta olduğu için kefir ve ayran bölümüne geçiş yapmayı düşünüyor musunuz?

Biz süt ve süt ürünlerine girmiyoruz. Çünkü tamamen başka bir profesyonellik gerektiriyor. Sağlıklı ürünler noktasında yüzde 100 Juss meyve suları üretiyoruz. Bunu takip eden müthiş bir kitle var. Yüzde 100 meyve suyu, en sağlıklı seçenek olarak öne çıkıyor. Ardından nektar, meyveli içecekler ve en son olarak aromalı içecekler geliyor. Bu sıralama, içerdikleri oranlarla birlikte Sağlık Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı tarafından belirleniyor. Araştırmalar, gençlerin yüzde 100 meyve suyunu pek tercih etmediğini, daha çok kolay içim ürünleri sevdiklerini gösteriyor. Bu durumda arz ve talep dengesine bakmamız gerekiyor.

Piyasaya yeni geliştirdiğiniz ürün sunduğunuzda tüketiciler tarafından rağbet görmeme durumunda nasıl bir süreç takip ediyorsunuz?

Neden ilgi görmedi? Bu, bizim için oldukça önemli. Tanıtım veya üretim sürecinde bir hata yapıp yapmadığımızı analiz ediyoruz. Bu değerlendirmeye göre yeniden organize oluyoruz. Eğer tüketici ürünü beğenmediyse, o ürünü hemen piyasadan çekmek gerekiyor. Bir ürün ilk çıktığında başarılı olamayabilir, ancak sonradan düzeltilip tekrar sunulması durumunda başarı oranı genellikle yüzde 5 civarındadır. Ürünü piyasaya sürmeden önce kapsamlı bir araştırma yapmamız şart. Yeni çıkardığımız soğuk kahve üzerinde 5 yıldır çalışıyoruz. İçecek, keyif veren bir ürün olduğu için tüketicinin ilk denemesinde keyif alacağı bir deneyim sunması gerekiyor.

En az 10 karakter gerekli