Dünyanın üçüncü büyük mobilya organizasyonu ve Avrupa’nın en büyük sektörel etkinliği olarak öne çıkan Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı, tüm dünyayı İstanbul’a getiriyor. Yıllık üretim hacmi 12 milyar Dolara, ihracatı ise 5 milyar Dolara yaklaşan Türk mobilyasının dünyadaki tanıtım ve pazarlama çalışmalarının destekleyici gücü olan İstanbul Mobilya Fuarı’na (IIFF), bini aşkın firma 3 binden fazla markasıyla katılım sağlayacak.
Fuarın gelişip büyümesi, kalite ve prestijinin artması için yoğun bir şekilde çalıştıklarını ifade eden Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç, “İstanbul’u yaşayıp hissetmelerini istiyoruz” dedi. Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) desteği, MOS Fuarcılık ve Tüyap Tüm Fuarcılık iş birliği ile organize edilen fuarın, yeni dönem hedefi ise ziyaretçi ve iş hacmi olarak 2023 rakamlarının üstüne çıkmak. İstanbul Mobilya Fuarı 2023 yılında 156 ülkeden toplam 167 bin 500 ziyaretçiye ev sahipliği yapmış ve yaklaşık 6 milyar Dolarlık bir iş birliğine imza atmıştı. Güleç, “Fuar alanları ve donanımıyla da İstanbul bir adım öne çıkıyor; şehrimizin sahip olduğu bütün özellikleri fuarımızı destekleyici ve büyütücü etkiler olarak görüyoruz. İnsanlara güvenle gelebilecekleri, kaliteli zaman geçirebilecekleri bunu yaparken de mobilya sektörünün son trendlerini görecekleri, üretici ile irtibata geçip iş birlikleri geliştirebilecekleri son derece zengin bir alan sunuyoruz” diye konuştu. Türk mobilya üreticisinin yeni ürün ve tasarımlarıyla gövde gösterisi yapacağı fuarda, ayrıca Malezya, Hindistan, Almanya, Azerbaycan, Lübnan, Mısır, Yunanistan, Rusya ve Amerika’dan firmalar milli katılım ve bireysel katılımla yer alacak. Güleç, “Unutulmaması gereken bir gerçek var; Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı, Türkiye mobilyasının büyüyen hikâyesinde destekleyici bir organizasyon olarak formüle edildi. Biz hikâyeyi eksiksiz anlatmak için İstanbul Fuar Merkezi (İFM) ve TÜYAP Kongre ve Fuar Merkezi’nin bütün salonlarını kullanarak ürün gruplarına göre sergileme yapıyoruz. 23-28 Ocak 2024 tarihlerinde bir kere daha kapılarını açacak olan fuarımıza ciddi bir emekle hazırlanıyoruz. B2B tabanlı fuarımız sayesinde markalar yeni iş birlikleri geliştiriyor, anlaşmalar yapıyor. Bu yıl yeni iş anlaşmalarının oluşturacağı hacimsel büyüklüğün 3 milyar Dolar olmasını umuyoruz” dedi.
ORGANİK FORMLAR MERKEZDE OLACAK
Coco Chanel’in “Moda değişir, stil kalır” sözüne işaret eden Ahmet Güleç, 2024 yılında yumuşak çizgiler ve organik formların merkezde olacağını ve tasarımların insanlara yaşam alanlarında istedikleri stili oluşturma imkânı tanıyacağını kaydederek, “60’ların stilinden esinleri tasarımlarda çokça göreceğiz. Renkler konusuna baktığımızda sakinleştirici, rahat ve ferah iç mekanlar için doğadan ilham alan tonlar ön plana çıkarken parlak renkler de varlığını koruyacak” dedi. Yaşam alanlarında sürdürülebilir ve çevre dostu ürünlerin artık daha çok tercih edildiğini belirten Güleç, fuarda yer alacak trend başlıklarını değerlendirirken; “Çevre bilinci günümüzde önem taşıyor, karbon ayak izini azaltmak için geri dönüştürülmüş malzemeler kullanarak enerji tasarruflu tasarımları teşvik etmek de artık vazgeçilmezler arasında. Bu nedenle fuarda da mantar ve geri kazandırılmış ahşap başta olmak üzere birçok alternatif öne çıkacak. Ahşap, taş, deri ve organik kumaşlar gibi malzemelerin kullanılması mekânlara hem sıcak ve davetkar hem de doğal bir atmosfer kazandıracak” açıklamasında bulunarak İFM ve TÜYAP Kongre merkezindeki bütün salonların ürün gruplarına göre tasarlandığını ve bu sayede özellikle sürdürülebilirlik odaklı çözümler ile yenilikçi ve ilham verici tasarımların daha çok öne çıkma fırsatı yakalayacağını ifade etti. Güleç, “Özellikle pandemi sonrası uzaktan ve hibrit çalışma sistemleri giderek arttığı için evler artık bir ofis görevi de görüyor bu nedenle işlevsellik önem taşıyor. Mevcut alanları en iyi şekilde değerlendirebilmeyi sağlayan, farklı ihtiyaçlara uyum sağlayabilen, katlanabilen ve dönüşebilen tasarımlar da popülerleşiyor. Dönüştürülebilir ve akıllı depolama çözümleriyle küçük evlerin işlevselliğini artıran mobilyalar gelecek yıl trendlerde daha çok varlık gösterecek. Tabii dijital bir çağda yaşadığımızı da göz ardı etmememiz gerekiyor. Akıllı cihazların yaşamımızı kolaylaştırdığı kadar iç mekanlarda kullanılan mobilyaların teknolojiye entegre edilmesi önem taşıyor” diye konuştu.
“HAFİFE ALINACAK NOKTADA DEĞİLİZ”
İstanbul Mobilya Fuarı, Tüyap ve İstanbul Fuar Merkezi’nde eş zamanlı olarak yapılan tek fuar olma özelliğiyle öne çıkıyor. Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Özkan, fuarın tek çatı altında toplanarak sektörün içinden gelen bir federasyonun organizasyonunda yapılınca daha etkili olduğu değerlendirmesinde bulundu ve “İlk sene bizim standımız Tüyap’ta yer alıyordu. Kış mevsimi olmasına rağmen henüz bizler bile stantlarımıza ulaşamamışken yabancılar fuarın içindeydi. Oldukça fazla yabancı misafir ağırladık. Geçtiğimiz yıl da canlı bir fuar olmuştu fakat hemen arkasından gerçekleşen 6 Şubat depremi bizleri çok kötü etkiledi” dedi. Bu sene yine yoğun katılımlı bir fuar beklediklerini kaydeden Özkan, “Geçtiğimiz Mart ayında Çin’de yapılan mobilya fuarında yoğunluk yoktu, Milano Mobilya Fuarı’na 24 firmamız katılım sağladı fakat çok cansız geçmişti. Dünya genelinde de bizde olduğu gibi enflasyon ve üretim zorlukları söz konusu fakat bizim avantajımız yılların getirdiği alışkanlık. Avrupalılar ve Amerikalılar enflasyonist ortama alışkın değiller” diye konuştu. Mobilya sektörü olarak dünyada altıncı sırada olduklarını belirten Özkan, “Rakiplerimiz; Çin, İtalya, Almanya, Polonya, Vietnam ve ABD fakat biz de hafife alınacak bir noktada değiliz, dünyanın her yerinde Türk mobilyasını tanıtmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.
“MOBİLYAYA TALEP HER GEÇEN GÜN ARTIYOR”
Sektörün öncü markalarından biri olarak kuruluşundan itibaren birçok ilke imza atan Yataş Grup; Yataş Bedding markasının müşteri deneyimine odaklı yeni konsept mağazasını, Avrupa’nın en büyük mobilya fuarı olan İstanbul Mobilya Fuarı’nda sergileyecek. Yataş Grup CEO’su Nuri Öztaşkın, “Dünyanın birçok ülkesinden bini aşkın katılımcıya ev sahipliği yapan İstanbul Mobilya Fuarı’nı, yurtiçi ve yurtdışından on binlerce kişi ziyaret ediyor. Markalar, yeni ürünlerini ve çeşitli çalışmalarını bu fuarda tüketicilerle ve paydaşlarla buluşturuyor. Aynı zamanda sektör için önemli olan birçok katılımcı ile ilişki geliştirme şansı elde ediliyor” değerlendirmesinde bulundu. Her zaman değişim ve dönüşüm çalışmalarını odak noktaları haline getirdiklerinin altını çizen Öztaşkın, “Yeni konsept mağazamız içerisinde yatak, baza ve başlık ürünlerine ek olarak, renkli ev tekstili ve uyku tamamlayıcıları gibi uyku dünyasına ait tüm ürün gruplarına da yer veriyoruz” dedi. 2020 yılında başlayarak tüm dünyaya yayılan korona salgınının en çok etkilediği alanlar arasında fuarların bulunduğunu belirten Öztaşkın, salgının ülkemize nazaran Avrupa’da daha etkili olması dolayısıyla Avrupa fuarcılık sektöründe daha olumsuz etkileri olduğunu kaydetti. Almanya ve İtalya’daki mobilya fuarlarının etkisinin azalmasıyla beraber 23-28 Ocak 2024 tarihlerinde kapılarını açacak olan İstanbul Mobilya Fuarı’na yoğun talep beklediklerini söyleyerek konuşmasına “Türk mobilya sektörü uzun yıllardır dünyada önemli bir konumda yer alıyor. İstanbul Mobilya Fuarı da Türk markalarının çeşitli ülkelerden gelen sektör temsilcilerinin ürünleri ve gelişmeleri görmesi için olanak sağlıyor. Fuarın dünya çapında bulunduğu konumdan mutluluk duyuyoruz” diye devam etti. Ülkemizde son yıllarda hız kazanan kentsel dönüşüm projeleri, nüfus artışı, yükselen hayat standardı ve sektörün ihracat değerinin artmasıyla mobilyaya olan talebin her geçen gün arttığını bunun da doğrudan sektöre etki ettiğini ifade eden Öztaşkın, “2023 yılının ilk yarısında yaşanan felaket hepimizi derinden etkiledi. Sektör olarak destek çalışmalarına yöneldik. Mobilya sektörü dinamik ve yeniliklere açık bir sektör. 2023 yılı bu yenilikleri hayatımıza entegre ettiğimiz önemli bir yıl oldu” dedi. “Yataş Grup olarak biz de çalışmalarımızı ve yol haritamızı; deneyim, rahatlık, ergonomi ve müşteri memnuniyeti alanlarına yönlendirdik. Ar-Ge, Ür-Ge ve teknolojik olarak yaptığımız çalışma ve yenilikler ile son tüketicimize en iyi hizmeti sunmayı hedefliyoruz. 2024 yılında bu çalışmalarımızı artırarak sektörde liderliğimizi bir üst seviyeye taşımak ana hedefimiz olacak” diyen Öztaşkın, IIFF’yi Türk markalarının dünyaya açılımı noktasında değerli bir fırsat olarak değerlendirdi.
“İNSANLARIN KONFOR ARAYIŞI ARTTI”
Pandemi döneminde değişen dünya düzeniyle birlikte insanların tüm hayatlarını evlerine taşıdığını; bu sebeple konfor arayışının da arttığını belirten Kelebek Mobilya Genel Müdürü Tolga Kaya, “Bu değişim birçok sektörü etkiledi. Fakat mobilya sektörünü doğrudan etkiledi. Evlerde vakit geçirmeye eğilimli olduğumuz bu dönemde hepimiz mobilyalarımıza ve yaşam alanlarımıza odaklandık. Türk toplumu ve aile yapısına baktığımızda da Avrupa ülkelerine kıyasla ev kavramının önemli olduğunu görüyoruz. Bu sebeple eve yapılan yatırımlar da önem kazanıyor. 2020 yılından itibaren Türkiye’deki mobilya sektöründe ivme yukarı doğru hareket kazandı. 2022 yılında 4.7 milyar Dolarlık ihracat yapan Türk mobilya sektörü, 2023 yılında 6 milyar Dolarlık bir ihracat hedefiyle yeni yıla başladı” dedi. Mobilya sektöründeki pazar çeşitliliği ve arz talebe bakıldığında bütün sektörlerde olduğu gibi her geçen gün bir büyüme söz konusu olduğunu kaydeden Kaya, “Almanya ve İtalya mobilya fuarları da İstanbul Mobilya Fuarı kadar kıymetli fakat ülkemizin böyle bir konuda sektöre öncülük ettiğini görmek bizi gururlandırıyor. Mobilya sektörünün kalbi bu fuarda atıyor ve her yıl binlerce marka burada bir araya geliyor. Bu hem ülkemizin ihracat pazarı hem de sektörümüz için çok önemli” diye konuştu.
“IIFF SAYESİNDE İHRACATIMIZ KATLANARAK ARTIYOR”
Dünya genelinde önemini koruyan ve dikkat çekilmesi gereken konuların en başında çevreye olan duyarlılık geldiğini ve bununla da birlikte sürdürülebilirlik kavramının öne çıktığını söyleyen Kaya, “Kelebek Mobilya olarak fabrikamızda planladığımız yeşil enerji ve çevre dostu koltuk takımlarımızla çevreye duyarlı bir marka olma yolunda emin adımlarla ilerliyor ve marka stratejilerimizi bu anlamda genişletiyoruz” dedi. Kaya, 2023 yılı tasarım trendlerinin başında gelen sade ve minimal tasarımların 2024 yılında da yerini koruyacağını belirterek, “Bu yıl fuarın öne çıkan tasarım çizgisinin sade ve minimal tasarımlar olacağını düşünüyorum. Biz de en yeni ve trendlere uygun global tasarım anlayışımız ile tasarladığımız koleksiyonlarımızla İstanbul Mobilya Fuarı’nda yerimizi alarak, ürünlerimizi dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerimize sunacağız” dedi. Yeni trendlerin müşteriler tarafından daha önce keşfedilmesine ön ayak olan İstanbul Mobilya Fuarı’nın; farklı tarzlarda mobilya tasarımlarını, renk paletlerini ve kullanılan malzemeleri gözlemleyerek kendi tercihlerini belirleme imkânından dolayı önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Kaya, “Türk mobilya sektörü her sene gelişmeye devam ederken IIFF sayesinde ihracatımız katlanarak artıyor. Geçtiğimiz yıl fuar bizim için çok başarılı geçti. Altı ayda alacağımız ivmeyi altı günde aldık. Fuarı 140 binden fazla kişi ziyaret etti. Bu inanılmaz bir sayı. Türk mobilya endüstrisinin küresel ölçekteki potansiyelini gösterme şansı da sağlayan IIFF, sektörün kalitesini ve çeşitliliğini sergileyerek uluslararası pazarda daha geniş bir kitleye erişim sağlıyor. Biz de sektörün lider markası olarak her sene bu fuara katılarak en özel koleksiyonlarımızı sergiliyoruz” diye konuştu.
“MOBİLYA SEKTÖRÜ HAM MADDE KONUSUNDA AVANTAJLI”
Mobilya sektörünün son yıllarda hem iç pazar hem de ihracat anlamında büyüyerek ciddi bir gelişim gösterdiğini aktaran MASKO Mobilya Kenti Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Mutlu, “2022 yılında sektörün ihracatı yüzde 15’lik bir artışla 3,5 milyar Dolara ulaşmıştı. Sektör temsilcileri olarak 2024’de 6 milyar Doları geçmesini bekliyoruz” dedi. Sektörün gelişiminde, Türkiye’nin sahip olduğu hammadde kaynakları, yetişmiş iş gücü ve ihracata yönelik politikaların önemli bir rolü olduğunu belirten Mutlu, “Türkiye, orman ürünleri bakımından zengin bir ülkedir. Bu durum, mobilya sektörünün ham madde ihtiyacını karşılamada önemli bir avantaj sağlıyor. Ayrıca, Türkiye’de mobilya sektöründe çalışan nitelikli iş gücü bulunuyor. Bu durum, sektörün rekabet gücünü artırıyor. Sektörün önündeki başlıca zorluklar arasında, ham madde fiyatlarındaki artış, döviz kurlarındaki dalgalanma ve lojistik maliyetlerindeki artış bulunuyor. Bana göre en önemli sorun yetişmiş iş gücü var ama yeni yetişen iş gücü sayısı az olduğu için önümüzdeki yıllarda iş gücü problemi olacaktır. Bu zorlukların aşılması için sektörün gerekli önlemleri alması gerekiyor” diye konuştu.
“TASARIM VE İNOVASYON REKABET GÜCÜNÜ ARTIRIYOR”
“Mobilya sektöründe tasarımın ve inovasyonun; rekabet gücünü artırmanın ve yeni pazarlara açılmanın en önemli yollarından biri olduğunu düşünüyorum” diye konuşan Mutlu, tasarımın mobilyanın estetik ve işlevsel yönlerini belirleyen önemli bir faktör olduğunu; inovasyonun ise yeni teknolojilerin ve malzemelerin kullanılmasıyla mobilyaların geliştirilmesine olanak tanıdığını aktararak “Bu kavramların uygulamalarını son yıllarda Türk mobilyacısı olarak oldukça yoğun kullanıyoruz ve faydalarını görüyoruz. Son zamanlarda sektördeki firmalar, tasarım ve ürün geliştirme konusunda daha proaktif bir yaklaşım sergilemeye başladı. Bu yaklaşımın temelinde, tüketicilerin değişen ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek yer alıyor. Sektör olarak tasarım, inovasyon ve ürün geliştirmede üzerine ekleyerek büyüyoruz” dedi.
