Kadın girişimciliğinin hem bireysel başarı hem de ekonomik kalkınma açısından büyük bir rolü bulunuyor. Kadınların iş gücüne katılımı, istihdamı artırmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitsizliğini azaltmaya da katkı sağlar. Kadın girişimciler, sektörel çeşitlilik ve yaratıcılık ile iş dünyasına yenilikçi bakış açıları getirir, bu da rekabetçiliği artırır. Öte yandan kadınların liderlik pozisyonlarında yer alması, toplumsal cinsiyet normlarını değiştirmeye yardımcı olur. Kadın girişimciliğini desteklemek için mesleki eğitim, mentörlük programları ve dijital becerilerin geliştirilmesi büyük önem taşıyor. Finansal erişim ve özel kredi, hibe programları ile kadınların işlerini büyütmeleri sağlanabilir. Teknolojik ilerlemeler, dijital pazarlama ve e-ticaret gibi alanlarda kadın girişimcilerin desteklenmesi, küresel pazarlara açılmalarını sağlar. Bu sebeple bireylere, STK’lara ve kurumlara büyük sorumluluklar düşüyor.
Kadın girişimciliği konusunda özellikle kamu, özel sektör ve sivil toplumun iş birliği yaparak kadın liderlerin marka oluşturmalarına önayak olmaları gerekiyor. Türkiye’deki kadın girişimcilerin küresel pazarda daha fazla söz sahibi olabilmesi için üniversitelerde kadın girişimcilik kulüpleri kurulması gerekiyor. Kadınların girişimcilik potansiyellerinin keşfedilmesini sağlayan unsurları; aile desteği, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini aşan toplum yapısı ve girişimci kadınlara sağlanan finansal destekler olarak sıralayabiliriz. Kadınların güçlü bir ağ kurarak deneyimli girişimcilerle iş birliği yapmaları da önemli. Kariyer ve aile dengesinde, yoğun bir iş yaşamı ve annelikle gelen zorluklar göz önünde bulundurulduğunda, dijitalleşen dünyada kadınlar daha fazla fırsata sahipler ve daha verimli olabiliyorlar. Ayrıca Türkiye’nin küresel markalar oluşturma potansiyelini ve uzun vadeli yatırımın önemini vurgulamakta fayda var. Bu sebeple son yıllarda pek çok sivil toplum kuruluşu, kadın girişimcilere markalaşma ve ihracata yönelme fırsatları sunmayı hedefliyor. Bu faaliyetler, kadınların kendi markalarını oluşturmaları, uluslararası pazarda rekabet edebilecek seviyeye gelmeleri için gerekli eğitim ve destekleri sağlıyor. Bu yönüyle kadın girişimcileri desteklemeyi kendine şiar edinen kurum ve kuruluşların projeleri önemli. Çünkü ancak bu şekilde finansal destek ve inovatif çözümler üretme konusunda kadınlarımız daha güçlü hale gelecek. Biz de kadınlarımızın iş dünyasında etkin rol oynamasını önemsediğimiz için Opet Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk, Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası (KUTSO) Başkanı Esin Güral Argat, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Sosyal Fabrika Kurucusu Münteha Adalı gibi birbirinden önemli isimlere kadın girişimcilerin markalaşmaya olan tesirini sorduk.
NURTEN ÖZTÜRK
Opet Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi ve TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı
Kadın girişimcilerin tam destekle arkasında olan diğer bir isim ise Opet Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi ve TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Nurten Öztürk, “Ben kadının “şey” olmaktan çıkıp gerçekten her alanda var olması gerektiğine inanıyorum” diyerek kadının her platformda kıymetli bir yere sahip olması gerektiğini vurgulayan Öztürk, “Bu konuda da hayatın her alanında, iş dünyasında, STK’larda ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Onun için çok mutluyum” dedi. İnsanlarımızın düşünceleri ve söylemleri ile uygulamaları arasında büyük farklar olduğuna vurgu yapan Öztürk, kadın girişimcileri desteklemek konusunda bir yerde mış gibi yapılan noktalar olduğunu dile getirerek iş dünyasını eleştiren Öztürk, “Bu konuda gerçekten inanmak ve inandığını gerçekleştirmek için tüm kurumlarımıza, tüm bireylerimize görev ve sorumluluklar düşüyor. Bu sebeple herkesin artık bu konuyu gündemine alıp kadınları desteklemek için projeler yapmaları gerektiğini düşünüyorum. Kadınlarımızı geliştirmek, eğitmek lazım. Özellikle aranılan eleman dediğimiz alanlarda boşlukları doldurabilecek olanların kadınlar olduğunu düşünüyorum. Çünkü erkeklerin bu konuda biraz daha yukarıdan bakan, biraz daha iş beğenmeyen ve maaşta seçici olmaya çalışan bir konumda olduklarını görüyorum. Ama kadınlarımız yeter ki var olalım deyip her yerde çok atılgan ve çalışkanlar. Her noktada desteklenmeleri gerektiğini düşünüyorum” diyerek kadınların her konuda destekçisi olduğunu bir kez daha vurguluyor.
ESİN GÜRAL ARGAT
Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası (KUTSO) Başkanı
Dijital çağın, kadınlara iş dünyasında daha güçlü bir yer edinme fırsatı sunduğunu belirten Gürok Grup Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası (KUTSO) Başkanı Esin Güral Argat, toplumsal cinsiyet eşitliğinin ekonomik ve toplumsal kalkınmanın temel bileşenlerinden biri olduğunu vurguladı. “Kadınların karşılaştıkları engelleri aşmaları için elimden geleni yapıyorum. Çünkü biliyorum ki kadınların sesi yükseldikçe, toplum da güçlenir” diyen Argat, kadınların iş gücüne katılımının sadece toplumsal değil, aynı zamanda ekonomik açıdan da büyük bir etki oluşturduğunu ifade etti. Esin Güral Argat, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarının toplumsal fırsat eşitliğini sağlamak için temel bir gereklilik olduğunu belirtti. Kadınların iş dünyasında daha fazla yer alabilmesi için finansmana erişimlerinin artırılması gerektiğini söyleyen Argat, “G20 bünyesinde Türkiye’nin öncülüğünde kurulan Women 20 (W20) grubunun Türkiye dönem başkanlığını yürütüyorum. Burada kadın işletmelerinin finansmana erişiminin artırılması ve vergi teşvikleri ile desteklenmesi için kamu politikalarının oluşturulması üzerine çalışıyoruz” dedi.
Kadın istihdamına yönelik çalışmalarını yalnızca oranlarla sınırlı tutmayan Argat, Gürok Grup bünyesinde birçok yenilikçi uygulamaya imza atıldığını belirtti. 2015 yılından bu yana Birleşmiş Milletler Kadının Güçlendirilmesi İlkeleri’ne (UN WEPs) imza atan Gürok Grup, beyaz yaka kadın çalışan oranını yüzde 54’e çıkarmış durumda. Türkiye genelindeki şirketlerde orta ve üst düzey kadın yönetici oranı yüzde 19,6 iken, Gürok Grup’ta bu oran sırasıyla yüzde 34 ve yüzde 25. Argat, bu başarıyı gururla anlatarak, “Türkiye ortalamasının çok üzerinde olduğumuzu söyleyebiliriz” diye konuştu. Ayrıca Gürok Grubu’nun çeşitli projelerinde kadın çalışan oranlarının ulusal ortalamanın üzerinde olduğunu ifade eden Argat, JOALI Maldives otellerinde kadın çalışan oranının iki katı kadar yüksek olduğunu dile getirdi. GCA’da kadın kaynakçılar, forklift operatörleri ve LAV’da kadın vardiya müdürleri gibi öncü uygulamalar geliştirdiklerini dile getiren Argat, “Kadınların güçlü bir şekilde iş gücünde yer alması, sadece kadınların değil, toplumların da güçlenmesini sağlar” diyerek kadınların iş gücüne katılımını teşvik etmeye devam edeceğini söyledi. Kadın girişimciliğini ve istihdamını desteklemek için atılan bir diğer adım ise Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası’ndaki (KÜTSO) “Kadın Girişimcilik Ofisi” ve İstanbul Gedik Üniversitesi iş birliğiyle başlatılan Kadın Kaynakçı Yetiştirme Projesi. Argat, bu projeyle kadın kaynakçıları eğitip, üye şirketlerinde istihdam sağlamayı amaçladıklarını belirterek, “Bu proje, güçlü kadınların güçlü toplumlar inşa etmesine olan inancımın somut bir yansımasıdır” dedi.
Esin Güral Argat, kadınların iş gücüne katılımının artırılması için bilimsel ve teknolojik gelişmelerin hızlandığı günümüzde, kadınların bu alanlarda daha fazla yer almasının gerekliliğine dikkat çekti. Argat, “Yüksek vasıflı bireylerin yetiştirilmesi için temel bilimler alanında nitelikli eğitimler verilmesi önemlidir. Bu şekilde nitelikli doktorlara sahip kadın bireyler yetiştirebiliriz. Hem akademik dünyaya hem de sanayi, teknoloji ve inovasyon alanlarına katkı sağlamak mümkün olur” dedi.
Esin Güral Argat, kadın yoksulluğunun ortadan kaldırılmadan toplumsal fırsat eşitliğinin sağlanamayacağını söyledi. Argat, “Kadınların bireysel özgürlüklerini kazanmaları ve topluma eşit bir şekilde katılabilmeleri için ekonomik bağımsızlık şarttır. Bu, sadece kadınlar için değil, toplumlar için de çok önemli bir mesele” diyerek, kadınların toplumsal eşitlik için önemli bir rol oynadığını bir kez daha vurguladı.
IŞINSU KESTELLİ
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı
Ülkemizde kadın olarak iş hayatında yer almanın hiç kolay olmadığını dile getiren İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, göreve başladığı tarihten itibaren kadın girişimciliği ve kadınların iş dünyasındaki rolü konusunda ne gibi değişiklikler gözlemlediğini şu şekilde anlattı: “Hala toplumsal yapımızdan kaynaklanan genetik kodlarımızda “kadının yeri evidir” anlayışı hâkim ve kadının evdeki yükümlülükleri çok fazla. İş hayatında erkeğe göre daha fazla engel çıkabiliyor karşımıza. 2009’da İzmir Ticaret Borsası’nın (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı seçildiğim günden bugüne gelene kadarki verileri incelediğimizde Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı pandemi etkisi olan 2020 dışında sürekli bir artış göstermiş. 2009 yılında yüzde 26 düzeyindeyken, 2024 yılında yüzde 36,7’ye çıkmış, kayıt dışı çalışan kadın oranı ise yüzde 72,5’den yüzde 32,2’ye gerilemiş. Kadın girişimci oranı 2009 yılında yüzde 6,4 iken, 2013 sonunda yüzde 8’e, 2023 yılında yüzde 17,4’e çıkmıştır. Türkiye’de halka açık şirketlerde yönetim kurullarındaki kadın üye oranı ise yıllar içinde çok yavaş bir artışla yüzde 18,61 düzeyinde seyrediyor. Her birinde bariz bir artış gözlemlesek de ne yazık ki hem girişimcilik hem de profesyonel çalışma hayatında kadınların ekonomiye, iş dünyasına yeterince katılamadıklarını görüyoruz” dedi.
İzmir’deki TOBB Kadın Girişimciler Kurulu’nun 2011’den beri koordinatör borsası olduklarını ifade eden Kestelli, projeye ilişkin şu bilgileri verdi: “Kadınların girişimcilikte ve iş gücüne katılımdaki payını artırmaya yönelik çok önemli görevler üstleniyoruz. TOBB İzmir İl kadın Girişimciler Kurulu’nun, girişimcileri daha da güçlendirmek, girişimci olmak isteyenlere destek olmak amacı ile ilkini 2019 yılında başlattığı ‘Girişimcilere Sıra Dışı Eğitimler’in dördüncü serisi tamamlandı.” Sanayide kadın istihdamını ve sürdürülebilir ekonomiye katılımı artırmak amacıyla 2021 yılında geliştirilen Sanayide Kadın Eli Projesi’ni örnek veren Kestelli, bu projenin kadınların çalışma hayatının her alanında fırsat verildiğinde başarılı olabileceğini gösterdiğini vurguladı ve ekledi: “Pilot il seçilen Kütahya’da başlatılan projede, kadın boru bükme ustası, CNC operatörleri, torna operatörleri yetişti ve çalışmaya başladı. 30 bine yakın kadın projeye katılarak işbaşı eğitim aldı ve almaya devam ediyor. Bugüne kadar 20 binden fazla kadın sanayide istihdam edilmiş durumda. 20 ilde devam eden Sanayide Kadın Eli Projesi’nin en az 30 ilde uygulanması hedefleniyor.”
Ekonomik açıdan gelişmenin yolunun, kadınların iş hayatında güçlendirilmesinden geçtiğini düşünen Kestelli, Ülke olarak petrol zengini değiliz. Her yerden doğal gaz çıkmıyor. Ama sadece kadınları erkeklerle aynı oranda iş hayatının içine katabilsek dünya ekonomileri arasında bir değil birden çok basamak yükselebiliriz. OECD verilerine göre; kadın istihdamında da genel istihdamda da yıllardır son sıralardayız. Yani hem kadınlar hem de erkekler için daha çok çalışma alanı yaratma mecburiyetimiz var. Çalışma saatleri, saat başı ücretler konusunda da mesafe kat etmeliyiz. Kamu kurumları, yerel yönetimler, özel sektör, STK’ların kendi içlerinde ürettikleri projeler, devlet kurumlarının da katkısıyla hayata geçirilerek arzu edilen sonuçlar alınabilir. Toplumsal cinsiyet eşitliğini önceleyen politikalar geliştirilmeli ve bu politikalar harfiyen uygulanmalı. Hayatın her alanında kadın erkek eşitliğini sağlamak için pek çok somut proje eş güdüm içerisinde yürütülmeli” diyerek yapılması gerekenlere ilişkin önerilerde bulundu.
Girişimcilik faaliyetlerinde kadınların özellikle fırsatlara eşit ve adil erişiminde engellerle karşılaştığına vurgu yapan Kestelli, “Bir büyük engelin de toplumun kadınlar hakkındaki değer yargıları ve inanışları olduğunu düşünüyorum. Devletimiz kadın girişimcileri gerek eğitim gerekse hibe ve krediler yoluyla teşvik ediyor. Geriye dönüp baktığımızda kat ettiğimiz mesafeyi görüyor, geleceğe daha bir umutla bakıyoruz. Ancak gidecek daha çok yolumuz var. Kadın girişimci oranının yüksek olduğu ülkelerde, kadın girişimcilere yönelik destek programları, finansal kaynaklar ve eğitim imkanları daha yaygın ve etkili bir şekilde sunuluyor. Ayrıca toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki farkındalık daha yüksek olduğu için kadın girişimciler daha fazla destek görüyor. Türkiye’de ise bilinç ve girişimcilik ekosistemi henüz yeterli düzeyde gelişmedi. Kadın girişimci potansiyelinin geliştirilmesi ve daha donanımlı hale getirilmesi şart. Kadın girişimcilerimizi desteklemeye yönelik olarak daha bütüncül bir destek programına ihtiyaç var” diye konuştu.
Kadın girişimciler konusunda etkin rol alan isimlerden biri olan Girişimci & Yatırımcı, Sosyal Etki Stratejisti ve Sosyal Fabrika Kurucusu Münteha Adalı ise kadın girişimcilerin desteklenmesine ilişkin etkinliklerin düzenli olarak yapılması gerektiğine vurgu yaparak, “Bu tarz etkinliklerle birbirimizden ilham alıyoruz. Genç girişimcilere rol model oluyoruz. Bunlar lafta gibi gözükebilir ama gerçekten motive oluyoruz. Kadınların motivasyona, iyi sözler duymaya ve yapabileceklerini bilmeye ihtiyacı var. Biz bir ihtiyacımızı dile getirirken mağdur pozisyonuna giriyoruz. Bu alışkanlıktan kurtulmamız gerekiyor. Bir şeyi bilmiyorsak bilmiyoruzdur. Bilenin yanına gideriz, bilen ve bilmeyen yan yana geldiğinde büyük bir güç olur. Karşı taraf da bilmediğini öğrenir. Evet bilmiyoruz ama mağdur değiliz. Bilmemek bir mağduriyet değildir. Çünkü bilmiyorum dediğiniz noktada öğrenme başlamıştır” diye konuştu.
MÜNTEHA ADALI
Girişimci & Yatırımcı, Sosyal Etki Stratejisti ve Sosyal Fabrika Kurucusu
Toplumun farklı kesimlerindeki, farklı illerindeki, farklı iş kollarındaki iş kadınlarıyla bir araya gelmenin müthiş bir zenginlik olduğuna dikkat çeken Adalı, “Çünkü biz İstanbul’da birbirine çok benzer kadınlarla bir aradayız. O yüzden ben İstanbul’da bu işlerin yapılmasından yana değilim. Anadolu’yu çok gezen biriyim. Daha çok birbirimize ihtiyacımızın olduğunun, aslında birbirimize zorunda olduğumuzun altını çizmek istiyorum” diyerek iş birliği yapmanın önemine dikkat çekti.
IŞILAY REİS YORGUN
TOBB İstanbul Kadın Girişimciler İcra Kurulu Başkan Yardımcısı
Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda TOBB İstanbul Kadın Girişimciler İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Işılay Reis Yorgun, kadın girişimcilerin daha görünür kılınması ve desteklenmesine ilişkin faaliyetlere tam destek veriyor. Kadın girişimcilerin Türkiye’deki gücünün, son yıllarda önemli bir ivme kazanarak uluslararası başarılara dönüştüğünü vurgulayan Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun, bu başarıların,çeşitli sektörlerde yenilikçi iş modelleri geliştiren ve sürdürülebilir projeleri hayata geçiren kadın liderler tarafından elde edildiğini dile getirdi. Kadın girişimcileri destekleme faaliyetlerinin ülkemizde son 5-6 yıldır artış gösterdiğini dile getiren Yorgun, bunun sebebini kadın girişimci platformlarının sayısının artmasına bağlıyor. İnovasyon, sürdürülebilirlik ve sosyal etki odaklı projelerin, bu başarının temelini oluşturduğunu ve kadın girişimcilerin daha fazla tanınmasını sağladığını ifade eden Yorgun, “Türkiye, kadın girişimcilerin cesareti ve yaratıcılığı sayesinde dünya çapında bir marka haline gelmekte ve bu, ulusal ekonomiye de olumlu yansımaktadır” diye konuştu.
Yorgun, kadın girişimciliği ve sürdürülebilir tarım alanındaki çalışmalarıyla Türkiye’den sonra uluslararası platformlarda da ödüle layık görüldü. Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda TOBB İstanbul Kadın Girişimciler İcra Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Işılay Reis Yorgun, 2025 yılında IWEC International Women Entrepreneurial (Uluslararası Kadın Girişimcilik) Ödülü’nün sahibi oldu. Ödülü kişisel başarısı olarak görmekten ziyade Türkiye’deki kadınların başarısı olarak gördüğünü dile getiren Yorgun, “Bizler aslında bu ödülü Türkiye olarak kazandık” dedi.
Kadın emeğinin, tarih boyunca toplumların kalkınmasının, üretimin sürekliliğinin ve geleceğin teminatı olduğunu kaydeden Yorgun, Reis Bakliyat Köyleri projesinden söz ederek bu projenin, kadınların tarımdaki rolünü güçlendirmeyi ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik etmeyi amaçladığını belirtti. Reis Gıda bünyesinde “Toprağı Bereketlendiren Eller” diyerek kadın üreticilerle başlatılan Reis Bakliyat Köyleri projesi, yerel çiftçileri destekleme, sertifikalı tohum kullanımını teşvik etme ve kadınları tarımsal yeniliklerle buluşturma amacı taşıyor.
EMİNE DİLEK GÜNDÜZ
Erkunt Sanayi Genel Müdürü
Döküm sektörüne kadın mühendislerin girmesinin zor olduğu bir dönemde kariyerine Erkunt Döküm’de başlayan Erkunt Sanayi Genel Müdürü Emine Dilek Gündüz, o yıllarda karşılaştığı cinsiyet temelli zorlukları ve bu engelleri aşmak konusunda onu motive eden faktörleri şu sözlerle anlattı: “ODTÜ Metalürji ve Malzeme Mühendisliği bölümünden mezunum. Birçok alanda çalışma imkânım varken, ben döküm sektöründe üretimin içinde olmayı tercih ettim. O yıllarda döküm sektöründe kadın mühendislerle iş görüşmesi dahi yapılmazken, Erkunt Sanayi kadın mühendis istihdamı konusunda öncü bir rol üstleniyordu. Elbette üretimde çalışan tek kadın olmanın zorluklarını yaşadım ancak bu zorluklar beni yıldırmadı, tam tersine motivasyon kaynağı oldu. Bugün, 29 yıl önce mühendis olarak başladığım firmada Yönetim Kurulu Üyesi / Genel Müdür ve TUDOKSAD (Türkiye Dökümcüler Sanayi Derneği) Yönetim Kurulu’nda başkan yardımcısı olarak görev yapıyorum.”
Erkunt Döküm’deki kariyeri boyunca, kadın çalışanların sektöre katılımını artırmaya yönelik birçok adım atan Gündüz, bu süreçte “İmalat Sanayinde Kadınların Güçlenmesine Yönelik Model Geliştirme Projesi” gibi önemli projelere de imza attı. Bu projenin, sektörün dönüşümüne destek olma konusunda çok önemli bir yer tuttuğunu dile getiren Gündüz, “Bu proje sayesinde, kadın çalışan sayısının artmasının yanı sıra işverenlerin bakış açısında da olumlu değişimler yaşanacak ve kadınların sanayi üretiminde daha fazla yer alması desteklenecek. Kadınların sektörde daha görünür hale gelmesi, toplumsal önyargıların kırılmasına ve yeni nesil kadın mühendislerin cesaretlendirilmesine yardımcı olacak” diye konuştu.
Döküm sektörünün erkek egemen bir alan olarak görüldüğünü vurgulayan Gündüz, “Kadın meslektaşlarımın bu sektöre dahil olmaları için her zaman destekçi oldum ve olmaya da devam ediyorum. Kendi kariyer yolculuğum, kadınların mühendislik, üretim ve yönetim süreçlerinde başarılı olabileceğinin en somut örneklerinden biri. Şirketlerinin gelişimine büyük katkı sağlamak, sektörde çalışan ve gelecekte çalışacak kadınlara rol model olup bu mesleğe çekmek için kişisel katkı sağlayan, kadın yöneticiler arasında yapılan değerlendirme sonucunda European Foundry Women’s Award’e layık görüldüm. Bu ödülü alan ilk Türk kadın ve mühendisi olmak benim için büyük bir gurur ve mutluluk kaynağı. Ancak en büyük mutluluğum, bu başarının daha fazla kadını sanayiye yönlendirmesi olacak” dedi.
AYŞEGÜL YAVAN
Onurlu Turizm Yönetim Kurulu Başkanı
Kadın girişimcilerin markalaşma süreçlerinde karşılaştıkları en büyük zorlukların, genellikle toplumsal, kültürel ve ekonomik faktörlerden kaynaklandığını dile getiren Onurlu Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül Yavan, “Kadın girişimciler, sıklıkla toplumsal cinsiyet rollerine takılabiliyorlar. Bunu aşmak için mevcut ağlarını genişletip mentorluk verebilecek bir rehber ile çalışabilirler. Ayrıca kadın girişimciler, yatırımcılar tarafından daha fazla sorgulanabilir veya daha fazla riskli olarak değerlendirilebiliyor. Kadın girişimciler, genellikle daha küçük işletmelerle başladıkları için büyük markalarla rekabet etmekte zorlanabilirler. Ayrıca, markalarına duyulan ilgi yeterince güçlü olmayabilir” diyerek yeni bir işletmede yaşanabilecek olası problemlerden bahsediyor.
Tüm bu sorunlar için çözümlerin mevcut olduğunu ve kadınların stratejik hamleler geliştirmeleri gerektiğini vurgulayan Yavan, Onurlu Turizm’in sektördeki kadın girişimcilerin desteklenmesi ve güçlendirilmesi adına ne gibi adımlar attığını şu şekilde anlattı: “Kadın girişimcilerin sektöre katılımını artırmak için, onlara yönelik eğitim ve mentorluk programları düzenlemek çok etkili oluyor. Bu programlar, kadınların liderlik becerilerini geliştirmelerine, sektördeki yeniliklere ve trendler hakkında bilgi edinmelerine yardımcı olur. Öte yandan kadın girişimcilerin finansal desteklere daha kolay erişebilmesi için kadınlara özel fonlar oluşturulması gerekiyor.”
Firmanın başarısında kadın çalışanların rolünün büyük olduğunu ve bu kadınların katkılarının yalnızca sayısal anlamda değil; yaratıcılık, liderlik, empati, iletişim gibi alanlarda da kendini gösterdiğini vurgulayan Ayşegül Yavan, “Kadın çalışanların sayısını artırmak, onların liderlik pozisyonlarında daha fazla yer almalarını sağlamak ve çalışan memnuniyetini üst düzeye çıkarmak, firmamızın uzun vadeli başarısını pekiştirecek stratejilerden biri. Bu bağlamda, kadın çalışanların değerini ve katkılarını göz önünde bulundurarak onların desteklenmesi, firmaların sürdürülebilir başarısı için kritik” diye konuştu.
HARİKA ELDOĞAN
Binance Türkiye Pazarlama Direktörü
Kadın girişimcileri destekleme faaliyetlerine ilişkin önemli projelerden biri de Binance Teknolojide Kadın Akademisi. Binance Türkiye Pazarlama Direktörü Harika Eldoğan, söz konusu akademinin kuruluş amacını şu sözlerle anlatıyor: Binance Teknolojide Kadın Akademisi’ni kurarken en büyük hayalimiz, kadınların teknoloji ve finans dünyasında hak ettikleri yeri almalarına destek olmaktı. Bu akademiyle, kadınların hem finansal okuryazarlıklarını artırmayı hem de blokzincir, yapay zekâ gibi geleceğin teknolojileri hakkında bilgi sahibi olmalarını hedefliyoruz. Binance TR olarak, kadınların bu alanlarda bilgi ve beceri kazanarak kendi ayakları üzerinde durabileceklerine, ekonomik özgürlüklerini elde edebileceklerine ve hatta sektörde öncü olabileceklerine yürekten inanıyoruz. Akademi, sadece bir eğitim platformu değil, aynı zamanda kadınların birbirlerine destek olduğu, ilham aldığı ve birlikte büyüdüğü bir topluluk.”
Akademi, 2025 yılına kadar 2.000 kadına ulaşmayı planlıyor. Bu hedefe ulaşmak için hangi stratejilerin izleneceğini ve kadınların bu alanda daha fazla yer almasını sağlamak adına neler yapılacağını anlatan Eldoğan, “2025 yılına kadar 2 bin kadına ulaşmak bizim için çok heyecan verici bir hedef. Bu yolda, Binance TR olarak, Teknolojide Kadın Derneği ile birlikte yürüyoruz. Türkiye’nin dört bir yanındaki kadınlara ulaşmak için hem online hem de yüz yüze eğitimler düzenliyoruz” dedi. Akademimize katılan kadınların başarı hikâyelerini duymanın onları çok mutlu ettiğini dile getiren Eldoğan, “Mezunlarımız arasında kendi işini kuranlar, kripto varlık borsalarında analiz yapmaya başlayanlar, hatta blokzincir tabanlı projeler geliştirenler var. Bu hikayeler, bize doğru yolda olduğumuzu gösteriyor ve motivasyonumuzu artırıyor” diyerek bu durumun onları gururlandırdığını vurguluyor.
Eğitim programlarını, kadınların hem temel finansal okuryazarlık bilgilerini geliştirmelerini hem de geleceğin teknolojilerine hâkim olmalarını sağlayacak şekilde tasarladıklarını dile getiren Eldoğan, “Blokzincir, yapay zekâ, NFT’ler, siber güvenlik… Bunlar, bugünün ve yarının dünyasında çok önemli konular. Eğitimlerimizde, bu konuları en anlaşılır şekilde, alanında uzman eğitmenlerle anlatıyoruz. Kadınlar dijital cüzdan oluşturmayı öğreniyor, NFT’lerin nasıl çalıştığını görüyor, yapay zekânın finans alanındaki uygulamalarını keşfediyorlar. Bu sayede, kadınların sadece teknik bilgi ve becerilerini geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda özgüvenlerini de artırıyoruz” diye konuştu.
NESLİHAN NİGİZ ULAK
LEAD Network Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı
Küresel iş gücünün önemli bölümünü oluşturan kadınların, birçok toplumda var olan cinsiyet eşitsizliği sebebiyle iş gücü piyasasının dışında kaldığına vurgu yapan LEAD Network Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Neslihan Nigiz Ulak, “Kültürel değerler, sosyal kalıp ve normlar, kadınların istihdamını etkileyerek önemli bir engel oluşturuyor” dedi. Çalışan kadınların önündeki en önemli engelin cam tavan dediğimiz görünmeyen bariyerler olduğunu dile getiren Ulak, “Kadın yöneticiler, aslında pek çok toplumsal ön yargı ile başa çıkmak zorunda kalıyorlar. Yalnızca kadınlar da değil, farklı yaş gruplarından insanlar, engelliler, farklı cinsel yönelimi bulunanlar, farklı etnik kökene, dine ya da kültürel olarak farklı bir alana mensup olanlar da buna dâhil. Aynı pozisyonda olan alışılagelmiş çalışan erkekler daha fazla ücret alırken, diğerleri daha az ücret alabiliyor. Kadının anneliği, önüne engel olarak çıkabiliyor ya da annelik için verilen aranın zaman kaybı olarak değerlendirilmesi söz konusu olabiliyor. Bu sebeple cam tavanların yıkılması, kadınların rol ve sorumluluklarına ilişkin olumsuz kalıp ve yargıların kaldırılması gerekiyor” diye konuştu.
Mercer’ın bir araştırmasından söz eden Ulak, “Üst yönetimde kadın oranı yüzde 30’ken erkeklerin oranı yüzde 62. Oysa yönetici altında bu oran aynı araştırmaya göre yüzde 52 kadın, yüzde 48 erkek oluyor. Yani aslında kadınlarımızı daha üst pozisyonlara doğru çıkarken kaybediyoruz. Bunun sebeplerinin başında ön yargılar yer alıyor. Ayrıca kültür de bir diğer önemli faktör. Kadınların ev, çocuk ve yaşlı bakımı rolleri daha baskın hale gelebiliyor” diyerek kadınların iş dünyasındaki mevcut konumunu değerlendirdi. Ulak, kadınların iş dünyasında yaşadığı zorluklardan birinin de mobilite gerektiren pozisyonlar söz konusuyken, kadının bu rolleri gereği seyahat sınırı olacağı ön yargısı olduğunu ifade etti. Ulak bahsettiği konuyu ise şöyle örneklendirdi: “Örneğin Mc. Kinsey’nin 2020 Women in the Workplace araştırmasının sonuçlarına baktığımızda 2020 yılında yöneticiliğe terfi eden her 100 erkeğe karşılık sadece 85 kadın terfi edebilmiş. UN Women’ın “Covid 19’un Kadınlar Üzerindeki Etkisi” adlı raporuna göre; kadınlar karşılıksız bakım ve ev işlerine, erkeklere oranla üç kat daha fazla vakit ayırmakta. Belirtmek isterim ki kadınlar tarafından gerçekleştirilen karşılıksız bakım ve ev işi, toplumların devamlılığı için çok önemlidir, muazzam ekonomik değere sahiptir ve politikalarla desteklenmeli. Fakat unutulmamalıdır ki tüm bu süreçlerin kadınların sorumluluğu olarak varsayılması ve herhangi bir görev paylaşımında bulunulmasının reddi de büyük bir yanılgı olup, kadınların iş gücüne katılımını son derece olumsuz etkiliyor.” Bu tabloyu değiştirmek için sektörel inisiyatiflere ihtiyaç olduğuna vurgu yapan Ulak, LEAD Network olarak kendi önceliklerinden şu şekilde söz etti: “Biz de yetenekli kadın iş gücünü perakende ve tüketici ürünleri sektörüne çekmeyi ve kadın lider sayısını artırmayı misyon edinmiş bir dernek olan LEAD Network Türkiye olarak, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve kadınların iş dünyasındaki yerini güçlendirmek amacıyla çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Geçtiğimiz dönemde yapılan kapsamlı workshop’lar sonucunda, gelecek üç yıl için stratejiler belirledik.”
UN Women’ın “Covid 19’un Kadınlar Üzerindeki Etkisi” adlı raporuna göre; kadınlar karşılıksız bakım ve ev işlerine, erkeklere oranla üç kat daha fazla vakit ayırıyor. Kadınlar tarafından gerçekleştirilen karşılıksız bakım ve ev işi, toplumların devamlılığı için son derece önemli ve muazzam bir ekonomik değere sahip. Söz konusu bu değerin ekonomik politikalarla desteklenmesi gerekiyor.
GÜNDEM KORİDORU
18 Mart 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.