Bitki bazlı gıdalarda Türkiye’nin ekonomik potansiyeli büyüyor

0

Bitki Bazlı Gıdalar Derneği (BİTKİDEN) Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akdağ, Türkiye’nin bitki bazlı gıdalar alanında küresel trendleri yakından takip ettiğini ve bu alandaki potansiyelin giderek arttığını söyledi. Akdağ, AA’ya yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin sahip olduğu biyolojik çeşitliliğin, genç nüfusun tüketim alışkanlıklarının ve girişim ekosisteminin sektöre güçlü bir ekonomik zemin oluşturduğunu belirtti.

Dernek olarak Avrupa’daki gelişmeleri yakından izlediklerini dile getiren Akdağ, Uluslararası Bitki Bazlı Gıdalar Birliği ile yürütülen çalışmaların, ulusal bir politika raporu hazırlanmasını da içerdiğini aktardı. Bu kapsamda kamuoyunun bilinçlendirilmesi, sektör paydaşlarının aynı masada buluşturulması ve sektörün karşılaştığı yapısal sorunlara çözüm önerileri geliştirilmesi hedefleniyor.

Akdağ, “Türkiye’nin tüketici, iç pazar ve ihracat açısından büyük bir potansiyeli var çünkü Avrupa’ya göre daha genç bir nüfusa sahibiz. Genç kuşaklar bitki bazlı ürünlere daha fazla ilgi gösteriyor” dedi. Dünya genelinde de Z ve Y kuşaklarının alternatif proteinlere yöneldiğini kaydeden Akdağ, Türkiye’nin bu talebi karşılayabilecek önemli bir üretim kapasitesi geliştirme fırsatına sahip olduğunu vurguladı.

Yaklaşık 12 bin bitki türüyle dünya çapında sayılı ülke arasında yer alan Türkiye’nin endemik zenginliğine dikkat çeken Akdağ, bunun hem ürün çeşitliliği hem de yüksek katma değerli ihracat için avantaj sağladığını ifade etti.

Sektörde startup’lardan butik üreticilere kadar geniş bir ekosistem oluştuğunu belirten Akdağ, yatırım desteğiyle bu girişimlerin daha da büyüyebileceğini söyledi. Büyük üreticilerin de bitkisel ürünlere yöneldiğini, AR-GE çalışmalarının hızla ilerlediğini aktaran Akdağ, ekonomik büyüme için düzenleyici zeminin güçlendirilmesinin önem taşıdığını dile getirdi.

Hayvansal ürün üreticilerinin bitkisel seçeneklerle portföylerini genişletebileceğini söyleyen Akdağ, “Gıda sektöründe hayvansal ve bitkisel ürünler birbirinin rakibi değil, aynı geminin parçaları. Amaç, tüketicinin, ülkenin ve ekonominin faydasına birlikte yol almak olmalı” değerlendirmesinde bulundu.