DOLAR 35,4238 0.26%
GBP 43,4060 -0.26%
EURO 36,3897 -0.31%
ALTIN 3.057,170,84
BIST 9.924,64-0,76%
BITCOIN 33317761.97103%
ETH 1154100.75686%
İstanbul
11°

AÇIK

Futbolu sevenler değil, bilenler yönetmeli

Futbolu sevenler değil, bilenler yönetmeli

Türk futbolunun çalkantılı günlerinde, özellikle de Beşiktaş JK’nin zor bir dönemden geçtiği bu süreçte Beşiktaş JK Divan Kurulu 2. Başkanı Fethi Hinginar Türkiye’de İş Dünyası dergisine çok önemli açıklamalarda bulundu. Futbolu saha dışında kontrol etmek isteyen bir “yapı” olduğunu dile getiren Hinginar, “Bu ‘yapı’ hangi kulübe fayda sağlıyor olursa olsun, futbol anlamında ülkemizin kalitesini düşürmekte” diyor…

10/01/2025 08:52

Beşiktaş Divan Kurulu Başkanlığı, yakın bir zamanda kulübün son dönemdeki gerilimli gündemi hakkında basına resmi bir açıklama yayımladı… Divan Kurulu’ndan yapılan açıklamada, eski Beşiktaş JK Başkanı Hasan Arat’ın istifa etmesi ve sonrasındaki süreçle neler yaşandığı ile ilgili bilgilendirmeler yer aldı. Divan Başkanlık Kurulu tarafından hazırlanan tüzük taslağının Hasan Arat yönetimi tarafından bazı maddeleri değiştirilerek Genel Kurula sunulduğunu ve 11 Mayıs 2024’te kabul edildiğini anımsatan açıklamada, “Bu tüzük değişikliği ile Divan Kurulunun bazı görev ve yetkileri tüzükten çıkarılmış ve muhtemel kaoslara yol açılmıştır” denilmişti… Bizler de tüzük taslağındaki değişikliklerin ve bu değişikliklerin oluşturduğu etkilerin detaylarını Beşiktaş JK Divan Kurulu 2. Başkanı Fethi Hinginar’a sorduk… Hinginar soruya şu açıklamayı yaptı; “Divan Kurulu olarak geçen dönemki tüzüğe, yönetimle daha fazla diyalog halinde olabilmek için her ay toplanmasını önerdiğimiz, Divan Kurulu üyelerinden oluşacak 100-150 üyenin her ay bir araya geleceği Yüksek Danışma Kurulu kurulmasını önerdik. Bizler Divan Kurulu olarak yılda üç defa bir araya geliyoruz. Divan Kurulu’nun hem kulüplerin yönetimlerinin desteklenmesini hem de denetlenmesini sağlaması lazım. Fakat böyle bir işlev herhangi bir Divan Kurulu’nda yok. Gerçekten etkin bir kurulun oluşabilmesi için iki yıl boyunca planlamasını yaptığımız yeni tüzük taslağının hazırlığını yaptık. Yüksek Danışma Kurulu’nun oluşturulmasını bu sebeplerle istedik. Fakat bu tüzük, Genel Kurul Toplantısı’ndan önce Hasan Arat yönetimi tarafından değişikliklere uğradı ve Yüksek Danışma Kurulu önerimiz taslaktan çıkarıldı.

Böyle bir kurulun oluşturulması ile birlikte kulüplerde yer alan riskli yönetim kararlarına müdahil olunabilir. Her ne kadar spor yasasında klüplerin bütçelerine uyması ile ilgili hususlar olsa da bu yasalar denetim ve uygulama açısından yeterince etkin değil. Denetim kurullarının da mutlaka bağımsız bir şekilde çalışması lazım. Hazırladığımız tüzükte denetim mekanizması ile ilgili çok etkili maddeler vardı. Ama yönetim ve denetim arasında da kulübün yönetimi açısından işlevsel bir bağ olsun istiyorduk.”

“YASAL ALTYAPI TÜRK FUTBOLUNU SAHİPLENEMİYOR”

Türkiye’de futbolun Avrupa standartlarına kavuşamamasının temel nedenlerinden birinin yasal altyapının yeterince gelişememesi olduğunu söyleyen Hinginar, “Yasal altyapı Türk futbolunu yeterince sahiplenemiyor. Türkiye’de futbol alanında milyarlarca Dolarlık bir potansiyel mevcut ve bu potansiyel yıllardır dernekler yasasıyla yönetiliyor. Fakat unutulan konu şu ki; futbol kulüpleri dernek yönetim sistemine uygun değildir. Yakın bir zamanda Gençlik ve Spor Bakanlığı ile birlikte yeni bir spor yasası yürürlüğe girdi ve bu yasayla birlikte futbol kulüpleri dernek statüsünden çıkarıldı. Kulüpler tüzüklerini bu yeni yasaya göre düzenlediler ama yönetimsel anlamda temelde çok büyük bir değişiklik yaşanmadı. Bizim özellikle üstünde durduğumuz konu; kulüp yönetiminde yer alacak yöneticilerin kendi dönemlerindeki faaliyetlerinden sorumlu olması. Ülkemizdeki kulüplerin sahip olduğu borç miktarlarına baktığımız zaman korkunç bir manzarayla karşılaşıyoruz. Kulüpler borçlanırken gelir gider dengesini gözetmiyor ve bütçelendirme planları oluşturmuyor. Açık tabir ile taraftar gruplarına şirin gözükmek için yapılan fütursuzca harcamalar, transferler bütün kulüplerimizi derin bir borç batağına itiyor. Bu sebeplerle yeni dönem tüzüğümüze başkanların kendi dönemdeki borçlarından sorumlu olması ile ilgili bir madde ekledik. Futbolu sevenlerin değil bilenlerin yönetmesi lazım” dedi.

“BİR ‘YAPI’ OLDUĞUNUN KANAATİNDEYİZ”

Son dönemde Türk futbolunda sıkça konuşulan, özellikle de belli isimler tarafından bolca dile getirilen “yapı” meselesiyle ilgili açıklamalarda bulunan Hinginar, “Bir yapı olduğunun bizler de kanaatindeyiz. Fakat bu yapının kim tarafından yönetildiği ve hangi gruplara çıkar sağladığı ile ilgili demeçler vermek pek mümkün değil. Ama yapının kendilerine sürekli zarar verdiğini söyleyen kulüplerden bizler Beşiktaş JK olarak mislice daha fazla zarar gördük. Bizler ülkemizin büyük sıfatıyla adlandırılan kulüplerinin böyle bir yapı içinde bulunmadığını düşünmek istiyoruz. Fakat az önce de söylediğim gibi futbolu saha dışında kontrol etmek isteyen bir yapı var. Bu yapı hangi kulübe fayda sağlıyor olursa olsun, aslında futbol anlamında ülkemizin kalitesini düşürmekte” dedi.

6 FABRİKA KURDUK DAHA DA BÜYÜYECEĞİZ

Bildiğiniz üzere Fethi Hinginar aynı zamanda Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı. Ytong ailesine 1979 yılında katıldı ve 1990-2004 yılları arasında Genel Müdür, daha sonra ise Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi olarak görev yaptı ve Nisan 2012’den itibaren de şirketin Yönetim Kurulu Başkanı olarak çalışmalarına devam ediyor. Aynı zamanda Gaziantep Ytong Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak görev yapıyor. Bizler de Türkiye’de İş Dünyası dergisinin meraklı editörleri olarak Fethi Bey’i hazır yakalamışken kendisinden Türk Ytong’u da anlatmasını istedik… Ytong’un bu yıl dünyada 101’inci, Türkiye’de 61’inci yaşını kutlayarak, sektördeki köklü geçmişini kanıtladığını ifade eden Hinginar, “Ytong malzemesinin ilk keşfi İsveçli bir kimyager tarafından gerçekleşti. Bilindiği üzere İsveç dünyanın en soğuk iklimlerinden birine sahip. 1920’li yıllarda yaşayan bir kimyager olan Axel Ericksson, yapıların yalıtım kalitelerini daha fazla artırabilmek için bu malzemeyi icat etti. Ana ham maddesi betonla aynı olan bu malzemeye kimyasal birkaç bileşen daha eklenince, eklenen maddeler kireçle reaksiyona giriyor ve ultra yalıtım gücüne sahip bu malzeme meydana geliyor. Bu malzeme, kolayca işlenebilmesi sebebiyle de yapılar için oldukça pratik bir çözüm sunuyor. İşçiliği kolaylaştırarak hem zamandan hem de maliyetten tasarruf sağlıyor. Ytong adı ise, Yxhult kasabası ve İsveççe beton anlamına gelen “betong” sözcüğünün birleşiminden oluşmakta. Ytong’un asıl parlaması ikinci dünya savaşından sonra yaşanıyor. Avrupa’da yaşanan yıkımdan sonra bölgenin tekrardan inşası için çokça kullanılan bu malzeme, Almanlar tarafından fark ediliyor ve Ytong markası Almanya’ya satılıyor” ifadelerini kullandı.

“TÜRK YTONG’UN BÜYÜMESİNE YAKİNEN ŞAHİT OLDUM”

Ytong’un Türkiye’ye gelişinden de bahseden Hinginar şu sözleri kullandı: “Türk Ytong’un kurucusu rahmetli Bülent Demirel, Almanlar tarafından İstanbul’da inşa edilen ilk Hilton otelinin şantiye şefiydi. Bülent Bey, Ytong malzemesiyle ilk defa orada tanıştı. Hilton otelinin zemini için kullanılan materyallerin hafif olması gerekiyordu. Nitekim 1963 yılında Ytong üretimi için bir fabrika kuruldu. 1965 yılında da ülkemizde bu malzemenin üretimi başladı. Ben ise, 1979 yılında Türk Ytong’a Mali İşler Müdürü olarak geldim. 1985’te Genel Müdür Yardımcısı, 1990’dan 2004 yılına kadar da Genel Müdür olarak görev yaptım. Sonrasında ise Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi olarak çalışmalarıma devam ettim ve 2012’den beri de şirketin Yönetim Kurulu Başkanıyım. Ben Türk Ytong’da işe başladığımda tek fabrika vardı. Şimdi ise altı fabrika ile faaliyetlerini sürdürüyor. Fabrikaların hepsinde de temelinden inşaatına kadar emeğim vardır. Türk Ytong’un büyümesine yakinen şahit oldum diyebiliriz” dedi. Nakkaş Holding’in sahipliğiyle birlikte Türk Ytong’un pazar payı ve rekabet gücünde ne gibi değişimler yaşanacağına ilişkin demeçler veren Hinginar, son olarak şunları söyledi: “Nakkaş Holding’i bu satın almadan sonra tanımaya başladık. Kendileri de inşaat sektöründe ilk defa böylesine bir sanayi yatırımında bulundular. Açıkçası kendileriyle de görüşmelerimizde Ytong’u çok beğendiklerini ve bir örnek model şirket olarak sahiplendiklerini ifade ediyorlar. Şahsen ben de Nakkaş Holding yönetimi ile yakinen çalışmalar hazırlıyorum. Hala önümüzde yaşanan yeni gelişmeler ve açıklığa kavuşacak konular var. Ama bu satın almanın çok güzel bir geleceği bizlerle buluşturacağına eminim. Bizim sektörel bilgi birikimimizle ve Nakkaş Holding’in sinerjisi ile ülkemiz için inşaat sektöründe çok büyük gelişmeler yaşanacak.”

 

En az 10 karakter gerekli