Üyelerini güçlendiren, üyeleri ile güçlenen, bu güç ile İzmir’i yaşam ve yatırımda dünyada cazip kent haline getirmek adına hareket eden İzmir Ticaret Odası, “Güzel İzmir” için dur durak bilmeyen çalışmalara devam ediyor. Yaptıkları çalışmaları verdiği 3 cevaba sığdırmaya çalışan İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener; “Kentimizin ekonomisi, çok sektörlü bir yapıya sahip. İhracatta ve İzmir’e yapılan yabancı sermayeli yatırımlarda bu durumu net olarak görüyoruz. Dolayısıyla, Odamız projeleri ve çalışmaları da farklı faaliyet alanlarında şekilleniyor” diyor.
Üyeleriniz ağırlıklı olarak hangi sektörlerde ekonomiye katkı sağlıyorlar? İzmir Ticaret Odası olarak yürüttüğünüz projelerden bahseder misiniz?
Ağırlıklı olarak inşaat, restoran-kafe ve eğlence yerleri, tekstil, konfeksiyon ve hazır giyim ile tarım ve gıda, sağlık, eğitim, finans, turizm, otomotiv gibi alanlarda faaliyet gösteren 79 meslek grubumuzda 90 bin üyemiz mevcut. İzmir Ticaret Odası olarak, kentimiz ticaretin geliştirilmesi için diğer kurum ve kuruluşlarla iş birliği içerisinde birçok proje başlattık. İklim Değişikliğine Uyum ve Yeşil Mutabakat konusunu geçtiğimiz yıldan beri yakın takibimize aldık. Oda olarak, yeşil dönüşüm çalışmalarını, İzmir’i daha rekabetçi bir ekonomiye dönüştürme adına bir fırsat olarak değerlendirmeye kararlıyız. Bir yılı aşkın süredir tüm platformlarda; Yeşil Mutabakatın etkileri hususunda farkındalığı artırıcı çalışmalar yapılmasına, AB mevzuatına uyumlu yerli ETS (Emisyon Ticareti Sistemi) sisteminin kurulmasına dikkat çekiyoruz.
Bir diğer önemli projemiz ise; İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi Projesi. İzmir’in uluslararası inovasyon ve girişimcilik kentine dönüşüm vizyonu ile ortaya konuldu. Proje İzmir Valiliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası, Ege İhracatçı Birlikleri, Ege Genç İş İnsanları Derneği, Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği ortaklığında kuruldu ve İzQ Girişimcilik, İnovasyon Danışmanlık A.Ş. şirketi bünyesinde yürütülüyor.
Eğitim sisteminin bir bütün olarak değerlendiriyor, ana sınıfından meslek liselerine ve üniversiteye kadar tüm aşamalarda gelecek kuşakların iyi ve doğru eğitim alabilmesi için katkı koymaya çalışıyoruz. İzmir Ticaret Odası olarak girişimcilik ve inovasyon, finansal teknolojiler (fin-tech), yazılım, dijital ve yeşil ekonomiye uyum, e-ticaret ve e-ihracat gibi alanlarda İzmir’in üstlendiği öncü role katkı sağlamak için çalışmalar yapıyoruz.
Kentinizdeki turizm, tarım ve lojistik sektörlerinin ülke ekonomisine katkısından bahseder misiniz?
Kentimizdeki Tarım Sektörünün Ülkemiz Ekonomisine Katkısı: İzmir ülkemizin en önemli tarım ve hayvancılık merkezlerinden birisi. Kentimiz ve bölgemiz, sahip olduğu üretim gücü ve ürün çeşitliliğini ihracat ile taçlandırarak ülkemiz ekonomisine kayda değer bir katkı sağlıyor. Bu katkının güçlenerek artması; tarım ve tarıma dayalı sanayinin her alanında yaygınlaştırılmasına yönelik,
- Bölgemizin katma değere sahip ürünlerinin; işleme, ambalaj ve dağıtımına yönelik tesislerin teşvik edilmesi,
- Organik ve iyi tarım uygulamalarının yaygınlaştırılmasının ve Alternatif enerji kaynaklarının tarımsal üretime yönlendirilmesinin büyük önem taşıdığını düşünüyorum.
Kentimizdeki Turizm Sektörünün Ülkemiz Ekonomisine Katkısı: Turizm ülkemizin önemli gelir kaynaklarından bir tanesi. İç turizm ekonominin canlanması bakımından önem teşkil ederken dış turizm ek olarak döviz girdisi yaratması bakımından ayrı bir öneme sahip. 2021 yılında ülkemizi ziyaret eden toplam yabancı turist sayısı 29,4 milyon. Bu rakamın 1 milyon 36 bin bini İzmir’e geldi. Bununla birlikte, toplam rakamın 338 bini yerli turist, yani kentimize yurtdışından gele ziyaretçi sayısı sadece 698 bin. Bu da İzmir’in aslında potansiyelinin altında kaldığını gösteriyor.
Gastronomi, İzmir’in tarihi ile bütünleşen çok önemli bir alan. İzmir’in 8500 yıllık tarihi sadece arkeolojiden ibaret değil. Somut olmayan kültürel miras olarak gastronomi de turizmde yerini almalı. Sağlık turizmi, pandemi döneminde dahi büyümeye devam eden tek turizm alternatifi oldu. Kentimize sağlık amacıyla seyahat edenlerin sayısı 2016 yılında 1400 iken bu rakam 2021 yılında 24.399’a yükseldi.
Kentimizdeki Lojistik Sektörünün Ülkemiz Ekonomisine Katkısı: Liman kenti olma özelliği nedeniyle, geçmişte Doğu Akdeniz’in ticaret kavşağında olan İzmir, günümüzde de lojistik bir merkez olma özelliğini sürdürüyor. Sadece İzmir’in değil Ege Bölgesi’nin ihracatının gerçekleştiği, hatta Marmara ve Akdeniz bölgelerinin bazı kentlerinin yüklemelerinin yapıldığı İzmir Alsancak Limanı, Aliağa Bölgesinin büyük potansiyele sahip limanları, Çeşme’deki Ro-Ro Limanı, yapımı devam eden Kuzey Ege Çandarlı Limanı ile büyük bir lojistik potansiyele sahip.
Son yıllarda İzmir ekonomisinin lokomotifi olan sektör sizce hangisi?
İzmir ekonomisinin lokomotifi olarak tek bir sektörü belirtmek doğru olmaz. Kentimiz ekonomisini sürükleyen, istihdam yaratan ve ihracat ağırlıklı sektörlerimiz var. Bunun dışında genişleme potansiyeli yüksek, daha çok teknoloji kullanan, yeşil ve dijital dönüşüme daha elverişli sektörler de var.
Kentimiz ekonomisinin büyümesi için döviz geliri getiren doğrudan yabancı yatırımlarının kentimize çekilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Uluslararası firmaların kentimizde istihdam, ihracat ve yatırım anlamında başarı hikayelerine imza atmasının yeni yatırımları tetiklediğini düşünüyoruz.
Kentimiz ekonomisi için çok önemli gördüğüm bir diğer alan ise “teknoloji girişimciliği”. Teknoloji tabanlı girişimlerin ölçeklenebilme ve uluslararasılaşma potansiyelleri çok daha yüksek, bu da kent ve ülke ekonomisine sağladıkları katma değeri artırıyor. Bu anlayış ile teknoloji girişimciliği ekosisteminin potansiyeli her geçen gün genişliyor, son yıllarda startuplara yapılan yatırımlarda hızlı bir yükseliş var. 2021 yılında 1 buçuk milyar dolarlık yatırım gerçekleşmiş, 2022 yılının ilk çeyreğine baktığımızda da bu tutar 1,2 milyar dolara ulaşmış bile. Her geçen yıl teknoloji girişimciliğinin önemi anlaşılıyor.
İzmir’in Türkiye genelinde lider olduğu bir diğer önemli bir alan, rüzgar enerjisi. Kentimiz, “rüzgarın başkenti” unvanı ile ülkemizin rüzgar enerjisinin yüzde 17’sini üretiyor. Tekstil, kentimiz için büyük potansiyel barındıran bir diğer sektör. Toplam ihracatımızda önemli bir paya sahip. AB Yeşil Mutabakatıyla birlikte, en büyük ticaret ortağımız olan AB pazarına ihraç edilen tekstil ürünleri için içerdikleri karbon ayakizi kapsamında ton başına vergi ödenmesi söz konusu olacak. 2026 yılında başlayacak uygulama için şimdiden üyelerimizin önlem almaları gerekiyor. Tekstil sektörünü Yeşil Mutabakata uyum konusunda zorlu bir süreç bekliyor olsa da firmaların hızla doğru alanlara yönlendirilmesi için Odamızca bilinçlendirme çalışmaları yürütüyoruz.