Gelecek üzerine spekülasyonlar üretmek eğlenceli olabilir. Tutarlı tahminlerde bulunmak ise faydayı artırmanın yanı sıra olası zararı azaltmak bakımından da değerlidir. Savunma, enerji, haberleşme, ulaşım gibi kritik sektörler başta olmak üzere ekonomi, ticaret ve sosyal yaşam başlıkları söz konusu olduğunda tahminler – hele ki başkalarının önünde doğru tahminleme – kişiler, şirketler ve elbette devletler düzleminde stratejik avantajlar sağlayabilir.
Bugün bilgi ve iletişim teknolojileri bütün sektörlerin altlığı olmuş durumda. Bilişime akıl giydiren “Yapay Zekâ” teknolojisi de bütün bu teknolojilerin bazası. Artık, bütün diğer teknolojiler yapay zekâ üzerinde yükseldiği için bu teknolojinin geleceğine, uygulamalarına ve getireceklerine dair yapılacak tahminlemeler oldukça kıymetli. İhlas Holding Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Cüneyt Deliktaş, Türkiye’de İş Dünyası dergisi için yapay zekayı masaya yatırdı.
Deliktaş; “Yapay zekâ ile insanlık ana teması “otonomi” olan yeni bir yaşam platosuna geçmekte; çarpan etkisi çok yüksek olan bu teknolojinin “dönüştürücü”, “hızlandırıcı” ve “verimliliği artırıcı” özellikleriyle erişilen yeni platoda yerini alamayan şirketlerin ve hatta devletlerin varlıklarını devam ettirmeleri dahi mümkün olmayacaktır, diyerek en sert spekülasyonu en baştan yapalım. Varlık – yokluk ekseninde yapılan bir değerlendirmeden daha sert hangi tahminleme olabilir ki?” diye konuştu.
Yapay zekâda güvenilirlik sorunun hep konuşulacağını söyleyen Cüneyt Deliktaş; “2024 yılında yapay zekâ teknolojisinin farklı türlerini ve farklı sektör uygulamalarını her gün biraz ama bu teknolojinin “güvenilirlik” sorunsalını hep konuşacağız. İnsan gözünden daha iyi görmeye başlayan, insan kulağından daha iyi duyan, insandan çok daha iyi ve çok daha hızlı öğrenir hale gelen yapay zekânın insanı tedirgin etmemesi şaşırtıcı olurdu” dedi.
2024 penceresinden yapay zekayı değerlendiren Deliktaş, bunları şu şekilde açıkladı; “İnsanlığın adalet ve müşterek faydada buluşamadığı durumda dördüncüsünün “baltalarla” yapılacağı iddia edilen büyük savaşa doğru akan zamanın 2024 penceresinde yapay zekâ hep gündemde olacak:
Pazarda benimsenme sürecini çoktan tamamlamış olan yapay zekâ, her ne kadar içinde güvenliğe ve geleceğe dair kuşkular barındırsa da uçuşa geçme aşamasında. Ancak; sorunları, talepleri, fırsatları, etkileri, sürdürülebilirliği, önerdiği çözüm ve iş fırsatları ile bu teknolojinin istenen hıza ulaşması için aşması gereken temel sorunları da var.
Bu sorunların başında etik düzenlemelerin ve regülasyonların geldiğini aktaran Deliktaş, “2024 Dünya Ekonomi Forumunun küresel risk raporunda aşırı hava olaylarını takip eden ilk riskin ‘yapay zekâ ile üretilen yanlış ve/ya yanıltıcı bilgi’, ikincisinin de ‘sosyal ve/ ya politik kutuplaşma’ olması oldukça anlamlı ve son derece uyarıcı. Yapay zekâ teknolojisi içerdiği riskler sebebiyle bilinçli olarak çoğunlukla adının önüne eklenen “güvenilir”, “sorumlu” veya “açıklanabilir” sıfatlarıyla anılmakta. Etik ise güvenilir, tarafsız ve önyargısız ise sorumlu, algoritmaları şeffaf ise açıklanabilir. Peki, yapay zekânın güvenilir, sorumlu ve açıklanabilir olmasını kim, nasıl teminat altına alacak? Elbette, hukuk ile. Yaşam nereye doğru evrilirse, bir süre sonra, hukuk oraya girerek birlikte onurlu yaşamı tesis edecek kuralları inşa eder. Ubis Societas İbi lus: Nerede toplum varsa, orada hukuk vardır. İhtiyaçların teknolojik ‘hızlandırıcıyla’ süratle değiştiği günümüzde hukuki düzenlemeler ile hayatın işleyişi arasındaki fark zaman zaman açılabiliyor, boşluklar oluşabiliyor. Tanımsız alan anlamına gelen hukuki boşluk, insan ve toplum üzerinde belirsizlik, kaygı ve güvensizliğe sebep oluyor. Her gün bir önceki günden daha hızlı dönen ve küçülen yerkürede hukukun da süratle yapay zekâ ile evrilmekte olan teknolojik, ekonomik ve sosyal yaşamı düzenlemek üzere “yeni platoya” ulaşmasına ihtiyaç var” diye konuştu.
GÜNDEM KORİDORU
14 Ekim 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.