AÇIK
ATMO Group Üst Yöneticisi (CEO) Anton Chernov, Urzat projesinin kendileri için “en önemli adım” olduğunu belirterek, “Üretim serüvenimiz Türkiye’de başlıyor. Hedefimiz, bugün itibarıyla otomotiv sektöründe Çinli markaların elinde olan güç merkezini Urzat projesiyle Eskişehir’e getirmek” dedi. Chernov, Türkiye pazarının stratejik önemine olan inançlarının, regülasyon değişikliklerine rağmen yatırım kararında etkili olduğunu vurguladı. Özellikle Türkiye’deki sıfır araç satışlarındaki başarı ve Avrupa’ya giriş potansiyelinin, üretim kararını destekleyen önemli faktörler olduğunu ifade etti.
Urzema Holding CEO’su Murat Ertaş ise küresel dünyada yeni oyun değiştiricinin tedarik zinciri olduğunu ve tedarik zincirinin küresel pazardan Türkiye’ye doğru kayması gerektiğini savundu. Ertaş, “Bazı markalar gittikleri ülkelere yatırım yaparken yan sanayilerini de oraya getirir… Biz bunun yerine tedarik zinciri ekibimizle birlikte Türkiye’deki yetenekli yerli tedarikçilerle geniş bir tedarik zinciri ağı kurmaya çalıştık, bunda da başarılı olduk” diyerek yerlileşme stratejisinin altını çizdi.
Ertaş ayrıca, “Eskişehir’de Devrim’den kalan yarım kalmış bir hikâye olduğunu… Bu hikâyeyi birilerinin gerçekten tamamlaması gerekiyor” sözleriyle Eskişehir’in otomotiv tarihindeki yerine atıfta bulundu. Eskişehir’in Türkiye’deki en büyük ihracat fazlası veren şehirlerden biri olduğunu ve Organize Sanayi Bölgesi’nin (OSB) projeye tam destek verdiğini belirtti. Kamulaştırması devam eden 1 milyon metrekarelik tahsisle birlikte, fabrikanın üretim kapasitesinin ilk 2 yıl 20 bin adet, 2029 yılına kadar ise 40 bin adede çıkması hedefleniyor. Ertaş, “Biz burada alelade bir montaj atölyesi kurmuyoruz… Urzema Holding’in DNA’sında hazır bir şeyi yapmak yok” diyerek projenin sadece montajdan ibaret olmadığının altını çizdi.
Urzat, sadece üretim yapmakla kalmayıp, yüksek yerlilik oranları hedefliyor. Murat Ertaş, 2026 yılı içerisinde %25-30 seviyesinde bir yerlilik oranına ulaşacaklarını, 2027’de ise bu oranı %40 bantlarına çıkarmayı amaçladıklarını belirtti. En büyük hedefleri ise önümüzdeki 4 yıl içerisinde %51’in üzerinde bir yerlilik oranına ulaşarak bu araçlara “yerli malı belgesi” alabilmek. Bu, Türkiye’de üretilen araçların gerçekten Türk malı olarak tüm dünyaya ihraç edilmesi arzusunu taşıyor. Ertaş, devletten herhangi bir teşvik veya destek almadan, özkaynaklarla bu projeyi hayata geçirmelerinin kendileri için daha kıymetli olduğunu da ekledi.
SWM ve JAC Türkiye Ticari Operasyonlar Direktörü Burak Azmanoğlu, Eskişehir’de üretilecek ilk modellerin detaylarını paylaştı:
Urzat, SWM markasıyla 2026’da G03F, 2027’de ise bir MPV modeli yerli üretim bandına dahil edecek. JAC için de 2025 sonunda E30X’in ardından, önümüzdeki sene PHEV (şarj edilebilir hibrit) pick-up modeli ve 2027’de hibrit ve elektrikli bir SUV modeli üretim hattına girecek. Böylece toplamda 6 farklı modelin üretimi gerçekleştirilecek.
Burak Azmanoğlu, SWM markasıyla halihazırda 17 satış noktası ve 7 servis sözleşmesi yaptıklarını belirtti. Yıl sonuna kadar 30 bayiye ulaşarak Türkiye pazar kapsama alanını %90’a çıkarmayı hedefliyorlar. Müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmak için SWM Akademisi kurulduğunu, tüm teknisyen ve servis ekiplerine eğitimler verileceğini duyurdu. Operasyon başladığı andan itibaren %95 yedek parça bulunabilirlik hedefiyle çalıştıklarını ve yerli üretim araçlar için 5 yıl veya 150 bin kilometre garanti sunacaklarını ekledi.
Urzat projesi, sadece Türkiye’nin otomotiv üretim kapasitesini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda yerli tedarik zincirini güçlendirecek, yüksek istihdam sağlayacak ve Türkiye’yi global otomotiv haritasında daha da güçlü bir konuma taşıyacak. Eskişehir’de atılan bu büyük adımlar, geleceğin mobilite çözümlerini Türkiye topraklarında şekillendirecek.
GÜNDEM KORİDORU
01 Ağustos 2025