Teknolojiyi tasarla geleceğe yatırım yap

S on dönemde hızlanan halka arz furyasına her geçen gün yeni şirketler katılıyor. Halka arz, şirketler için önemli bir finansman kaynağıdır. Şirketler, bu yolla elde ettikleri fonları, büyümelerini finanse etmek, yeni yatırımlar yapmak, borçlarını kapatmak veya Ar-Ge faaliyetlerine yatırım yapmak için kullanabilirler. Pasifik Grubu CEO'su Nusret Dur, halka arz ile elde edilecek gelirin büyük kısmını yatırımlara ayıracaklarını ve teknolojiyi şirketlerin dijital dönüşümüne katkı sağlayacak bir araç olarak gördüklerini söyledi.

"POTANSİYEL İÇEREN ALANLARA YATIRIM YAPMAYI SEVİYORUZ"

Grup olarak gıda imalattan, gayrimenkul inşaata, lojistikten enerji sektörüne kadar birçok alanda yatırım yapan bir grup olduklarını aktaran Nusret Dur, “Gelişimini açık gördüğümüz, bizim için potansiyel içeren alanlara yatırım yapmayı seviyoruz. Aslında bu da bize kârlılık sağlıyor diyebiliriz. Bu anlamda 44 şirketimiz ve 948 çalışanımız var. İlk önce gayrimenkul ile başlamıştık, onun öncesinde 1986 yılında Rize’de bir çay fabrikası kurarak üretim sürecine başladık. Daha sonra 2000’li yıllarda inşaat sektörüne giriş yaptık. Ama hep farklı sektörlerdeki arayışlarda devam etti. Bu arayışlar içerisinde enerji ve maden gibi alanlarda da araştırmalar yapmaya başladık. 2019 yılı ile birlikte lojistiğe giriş yaptık. Orada doğudan batıya olan coğrafyadaki demir yolu taşımacılığında faaliyet gösteren bir şirketimiz var. Yine aynı yıllarda teknoloji de bizim ilgi alanlarımızdan biriydi. Bizler teknolojiye de yatırım yaptık. 2019 yılı itibariyle de Pasifik Teknoloji’yi kurduk. Bu şirketin bünyesinde beş alt şirket ile birlikte siber güvenlikten donanıma, teknolojik alt yapıdan yazılıma kadar çok geniş yelpazede hizmet veren bir teknoloji çatısı oluşturduk diyebilirim. Şu an 187 personeli ile birlikte bu şirket, çalışmalarına devam ediyor” dedi. Teknoloji alanında yatırım yapmaya siber güvenlik sektörüyle başladıklarını ifade eden Nusret Dur, “2003 yılından beri aslında faaliyetine devam eden bir şirketimiz var. Kamu kurumları, finans kurumları ve Telekom operatörleri gibi büyük operatörlere de hizmet veren bir şirket. Zaten ana omurgayı biraz bu durum oluşturdu. Devamında da yazılım sektöründe özellikle turizm ve ulaştırma kısmında bir biletleme yazılımımız var. Orada bir şirketimiz faaliyet gösteriyor. Yine yazılımcı ihtiyacının arttığı ve iyi yazılımcıların zor bulunabildiği piyasa şartlarında şirketlerin dijitalleşmesine katkı sağlamak amacıyla az yazılım gerektiren no-code ya da low- code denilen platform ürünleri var. Bu alanda faaliyet gösteren bir şirkete de yatırım yaptık. Neden yaptık? Şirketler dijitalleşme süreçlerinde sürükle bırak yöntemiyle kendi faaliyet döngülerini dijital ortama taşıyabiliyorlar. Bu daha az yazılımcı gerektiren ancak dijital ortama daha hızlı geçişin bir metodudur. Mesela bu ürüne de yatırım yapmış bir şirketle ortaklık kurarak, oluşturduğumuz teknoloji çatısının altına aldık. Açıkçası teknoloji şirketlerinin genelinde belirli bir alanda ihtisaslaşma var. Biz biraz bu çatıyı geniş tuttuk. Müşterilere uçtan uca bir hizmet sunabilmeyi tasarladık. Biraz da ‘teknolojiyi tasarla’ mottosuyla hareket ederek alt yapıdan siber güvenliğe, yazılımdan donanıma, kullanıcı desteğe kadar çok geniş bir yelpazeyi bir çatının altında topladık” dedi.

BİRLİKTE YOL YÜRÜYECEĞİMİE İNANDIĞIMIZ ŞİRKETLERE YATIRIM YAPMAYI HEDEFLİYORUZ

Halka arzda yaklaşık 945 milyon TL’lik bir gelirin elde edileceğini ifade eden Nusret Dur, “Buradaki kaynağın yüzde 45’ini yatırım harcamalarında, yüzde 35’ini Ar-Ge ve ürün geliştirme tarafında, yüzde 20’sini sadece işletme sermayesi amacıyla kullanacağız. Yatırım harcamalarından kastımız daha öncede ifade ettiğim gibi gelişim potansiyeli gördüğümüz, mevcut müşterilerin memnuniyetini arttıracak, yeni pazarlara açılmamızı sağlayacak gelişimini belirli ölçüde tamamlamış, birlikte yol yürüyeceğimize inandığımız bu tür şirketlere yatırım yapmayı hedefliyoruz. Sermaye piyasaları şu anda finansa erişimde iyi bir yöntem. Ama yalnızca finansa erişim olarak da düşünülmemeli. Halka açılmanın şirketlere kattığı paradan daha başka şeyler var. İzlenebilirlik, şeffaflık, kurumsal yapının güçlendirilmesi ve tabii ki finansal yapının da güçlendirilmesi. Bu gelişmeler piyasada size olan güvenin artması sonucunu doğuruyor. Bu durum, pazar payının artmasında çok önemli bir etken. Bütün bunları birleştirdiğinizde halka açılmak ile beraber şirket total olarak bir güç kazanmış oluyor” diye konuştu.

"BİZ OLAYA FİNANSAL BAKMIYORUZ"

Teknolojik açıdan önemli adımlar atmış fakat finansal anlamda çözümsüzlüğe ulaşmış bir firma sizin kapınızı çalabilir mi? Sorumuza ise Nusret Dur şöyle cevap verdi: “Şöyle değerlendirmek gerekiyor süreci; finansal sıkıntı yaşamak ile de ilgili olmayabilir bu durum. Grubun sinerjisinden yararlanmak, bilinirliliğin olmasının da çok önemli katkıları var diye düşünüyorum. Finansal sıkıntı yaşayıp gelenler değil aslında, bu anlamda sinerji ile birlikte büyümenin potansiyel görüldüğü her şirket bizim ilgi alanımız olacak tabii ki. Biz olaya finansal bakmıyoruz. Yani değişim ve gelişim ile birlikte yol yürümeyi daha değerli buluyoruz. Bu tür etkenler büyümeyi daha verimli hale getirecek diye düşünüyoruz. Bu grubunun içerisinde bir aile gibi önemli başarılara imza atabilmeyi dileyerek gelsinler. Teknoloji artık hayatımızın her alanında bizler için olmazsa olmaz, her yıl döviz bazında yüzde on büyüdüğünü bildiğimiz gerçekten çok önemli bir sektör. Böyle bir sektörün parçası olmayı, pay alabilmeyi en azından bu alanda faaliyet gösterip şirketlerin dijital hayata geçmelerini kolaylaştırmayı ve sorunlarına çözüm üretebilmeyi ben çok değerli buluyorum. Bu alanda yapılacak her dokunuşun bir karşılığı olacağına da inanıyorum açıkçası. Bu sektöre yapılacak yatırımları teşvik ediyorum. Gerçekten insanlar bir şeyler yapmak istiyorsa teknolojinin böyle bir alan olduğunu vurgulamak istiyorum.”