Sanatın iyileştirici gücü

Yıkılan evler, yardım istekleri, etrafta ne yapacağını bilmeyen insanlar ve çocuklar… Tüm bunlar depremin boyutunu anlatmaya yetmez elbet… 6 Şubat’ın o karanlık etkisinden kurtulmak ve oradaki vatandaşlara bir nebze de olsa umut olmak için birçok proje ortaya konuldu. Bunlardan sonuncusu ise Tiyatro Kooperatifi Başkanı Yeşim Özsoy’un Renkli Hayaller Sahnesi projesi oldu.

6dk okuma
15.02.2024
Sanatın iyileştirici gücü

Depremlerden etkilenen çocukların iyi olma haline katkı sağlamak amacıyla yola çıkan Renkli Hayaller Sahnesi projesiyle Kahramanmaraş, Göksun, Elbistan, Afşin ve Hatay Antakya’daki çadır ve konteyner kentlerde tiyatro oyunları, atölyeler, konserler, film gösterimler ve sokak performanslarından oluşan 200’ün üzerinde etkinlik çocuklarla buluştu. 2 ay boyunca 32 ekipten 123 sanatçının katıldığı, 53 tiyatro oyunu, 32 atölye, 14 sokak performansı, 18 konser ve 84 film gösterimi yapıldı. Etkinliklerin, oyunların her biri çocuklarda ikincil bir travma oluşturmaması adına İstanbul Psikodrama Derneği’nin kurduğu uzman ekip tarafından kontrol edildi.

“RENKLİ HAYALLER SAHNESİ DAYANIŞMA OLGUSUNU GÜÇLENDİRDİ”

"6 Şubat depremlerinin ardından sanatçı olarak neler yapabiliriz" düşüncesi ile yola çıktıklarının altını çizen Tiyatro Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Yeşim Özsoy, “Pek çok kentte yaşanan şiddetli depremin ardından Tiyatro Kooperatifi ortakları ve tiyatromuzla bir araya geldik. Sahneden dayanışma başlığı altında değişik projeler geliştirdik. Aslında yapmak istediğimiz şey yalnızca Renkli Hayaller Sahnesi değildi. Yapmak istediğimiz başka projelerde vardı. Bunları ilk aşamada arkadaşlarımızın oylarına sunarak, yürürlüğe geçirmeye çalıştık. Çünkü toplumu ve bizleri etkileyen şeyler olduğunda bir tiyatrocu duyarlılığıyla tiyatrocular muhakkak bir şeyler yapmak istiyor. Bizim çalıştığımız arkadaşlarımız ve ortaklarımızda bu konuda çok duyarlıydı. Ancak bizim için öncelik burada çocuklar için projeler hayata geçirmekti” ifadelerini kullandı.

Projenin onaylanmasının ardından kaynak bulma noktasında birçok görüşme yaptıklarını söyleyen Yeşim Özsoy, “Proje herkes tarafından onaylandıktan sonra daha çok gişeden nasıl yardım aktarılır, sivil toplum kuruluşlarıyla ortak nokta nasıl bulunabilir diye düşündük. Tüm bunların sonucunda Netflix, TOBB Kreatif ve İhtiyaç Haritasının desteğiyle bu yola çıkmaya karar verdik" dedi. Depremin vurduğu bölgelerde aktif olarak çocuklar ve insanlarla bir araya geldiklerini söyleyen Yeşim Özsoy, sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Yapacağımız etkinliği yalnızca bir bölgeyle sınırlı tutmadık. Ankara birlik tiyatrosunda bulunan Gül Göker hocamız çalışma alanlarına sevgi ve şefkati bir araya getirerek çocuklarla buluştu. Bunun dışında orada çocuk tiyatrosuyla uğraşan oyuncu arkadaşlarımızda vardı. Daha sonrasında bu gruplar insanlarla adeta bütünleşerek ve bulundukları durumu anlamaya çalışarak orada bir şeyler yapmaya çalıştılar. Özellikle o sıralar kukla gösterileri yapan ve gönüllü orada bulunan insanlarda vardı. Ancak, bizi bunlardan ayıran destekçilerimiz ile birlikte hareket edebilme imkânı oldu” ifadelerini kullandı.

“PROJE ÇOK KISA SÜREDE HAYATA GEÇİRİLDİ”

Çadırların belirli noktalara kurulmasının ardından tiyatrocu arkadaşlarıyla orada bulunduklarını söyleyen Yeşim Özsoy, “Depremin ardından belirli noktalara çadırlar kuruldu. Biz de oradaydık. Bir nebzede olsa o karanlığı açabilmek adına çocuklarla konuştuk. Oradaki iletişim ağını güçlendirmeye çalıştık. Tabii ki bu noktada paydaşlarımızın da çok büyük destekleri oldu. Özellikle ihtiyaç haritası insanlara ulaşmak ve lojistik konusunda her zaman bizlere destek verdi. Burada yapmak istediklerimizi çok hızlı bir şekilde hayata geçirdik. Projeyi arkadaşlarımızla mart ayında konuştuktan sonra biz Nisan’da alanlardaydık” diye konuştu.

“7 BİN 500 ÇOCUĞA ULAŞTIK”

Renkli Hayaller Sahnesinin yalnızca bir proje olmadığını özellikle oradaki çocukların pek çok farklı etkinliğe de bu sayede katıldığını ifade eden Yeşim Özsoy, şunları söyledi; “İlk süreçte bu bölgede film gösterileri, konserler, müzik gösterileri olacak diye düşündük. Programı hemen devreye soktuktan sonra ilerlemeye karar verdik. Ayrı bir çalışma grubu oluşturduk. Bu çalışma grubunun yürütücüsünü de ayrıca belirledik. Genelde böyle zamanlarda belirli mecralar etkinlikler yapıyor. Bizim gibi tiyatroyu içerisinde örgütleyen kurumlar bir araya geldiğinde daha fazla çocuğa ulaşıyoruz. Biz orada iki ay boyunca sokak ve film gösterileri yaptık. Bu sayede 7 bin 500 çocuğa ulaştık.”

“ÖNEMLİ OLAN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK”

Alanda oldukları süreçte oyuncu arkadaşlarıyla birlikte çadırda kaldıklarını söyleyen Yeşim Özsoy, “Hatay’da bir çadırda kalıyorduk. Maalesef ki çadır kentte yaşanan bir sorundan dolayı kaldırmak zorunda kaldık. Sonra mobil hareket halinde ilerlemeye başladık. Özellikle bu noktada sürdürülebilirlik çok önemli. Çünkü çocuklar ilk önce bir bakıyorlar. Ne oluyor burada diyor ve merak ediyor. Eğer çocuğu bir noktada yakalamayı başarabilirsen bir süre sonra her gün gelmeye başlıyor” dedi.

“BAZI ÇOCUKLAR İLK KEZ TİYATROYLA TANIŞTI”

Bölgede bulunan bazı çocukların ilk kez tiyatroyla tanıştıklarını dile getiren Yeşim Özsoy, “O alanda çocuklarla ilgili sürekli fikir elde etmeye çalışıyordum. Net olarak gördüğüm şeyse pek çok çocuğun ilk kez tiyatroyla bir araya geliyor olmasıydı. Bu çocuklar hayatlarında ilk defa böyle bir ortamla karşılaşıyorlardı. Zamanla atölyelere katıldılar, onların ilgisini çekebildik” diyerek projenin önemine değindi.

“AİLELERE DE DOKUNMAK İSTEDİK”

Renkli Hayaller Sahnesi projesinin yalnızca bölgedeki çocuklara ulaşmak noktasında aracı olmadığını bizzat ailelerine ulaşmak noktasında da fırsat yarattığını ifade eden Yeşim Özsoy, sözlerinin şu şekilde sonlandırdı; “Bizim yaptığımız proje yalnızca bölgedeki çocuklara değil, ailelerine ulaşmak içinde bir araç oldu. Hatta bölgedeki bazı aileler çok kötü hissediyoruz aslında bizim de tiyatro izlemeye ihtiyacımız var dediler. Gerçekten de öyle her şeyden öte insanın sanatla ruhunu beslemeye ihtiyacı var. Zaten sanatta böyle bir şeydir. Özellikle depremler, savaşlar gibi kriz anlarında travmanın dışına insanlar yazarak, okuyarak ve izleyerek çıkabilirler. Tabii ki barınma bir insan için en önceliklisi. Ama bizim görevimizde böyle kriz anlarında insanları sanatla buluşturmak.”

Yorum Yaz