“Müzik, özgür ruhumun kanatlanmasına vesile oldu”

Hayatı sözüyle sazıyla şenlendiren, ruhunu bu yönde şekillendirerek eserleriyle kitleleri iyileştirmeyi amaçlayan sanatçılar vardır. Gazeteci kimliğiyle öğretici ruhunu, müzisyen tarafıyla da iç dünyasını ortaya koyan Yeliz Şenyerli, bu amacı taşıyan sanatçılar arasında yer alıyor. Yakın zamanda “Arasan Bulur Musun” adlı şarkısıyla piyasaya ilk adımı atan sanatçı, sahip olduğu gücün kaynağının müzik olduğunu belirterek: “Müzik, özgür ruhumun kanatlanmasına vesile oldu.” diyor.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası27.11.2023
“Müzik, özgür ruhumun kanatlanmasına vesile oldu”

Çocukluk yıllarından bu yana tavrını müzikle belli eden bir sanatçıdır Yeliz Şenyerli… Lisans yıllarında aldığı eğitim doğrultusunda yönünü gazeteciliğe çevirse de müziği asla ihmal etmeden yolunda yürümeye devam etti. “Arasan Bulur Musun” adlı şarkısıyla da çıkışını gerçekleştiren Şenyerli, sanat mürekkebiyle çizdiği haritanın yolunda ilk adımını atmış bulunuyor. Bizlere anlamlı hikâyesinden söz eden sanatçı, şarkısıyla arayış içinde olanlara da ilham oluyor.

Geçtiğimiz eylülde bestesi sizin, sözleri Sanatçı, Yazar ve Şair Sami Sefer Coşkun’un olan “Arasan Bulur Musun” adlı ilk şarkınız dinleyiciyle buluştu. Yıllardır gazetecilik ve televizyonculuk yaparken profesyonel manada müzik hayatına adım atmaya nasıl karar verdiniz?

 Müzik, çocukluk yıllarımdan beri içimdeki özgür ruhun kanatlanmasına vesile oldu. İlerleyen yıllarda ne zaman çıkmazda hissetsem müziğe sarıldığımı fark ettim. Çünkü müzik benim dünyamda toplumda ifade zorluğu yaşadığım alanlara karşılık, kendimi özgürce ifade ettiğim bir alan anlamına geliyor.

Kendimi tanımaya başladıktan sonra yazmak ve bestelemek, benim vazgeçilmezim oldu. Lisede gitar, üniversitede piyano ve şan dersleri alarak yeteneğimi geliştirme yoluna gittim. Müzisyenlerin hocası Bozkurt İlham Gencer’i tanıdıktan sonra müzik alanındaki çalışmalarım artarak devam etti.

Çocukluk yıllarınızı Bartın’da geçirdiniz. Sizi bugünlere taşıyacak ortamı aileniz mi sağladı yoksa siz mi hazırladınız? Sonraki çalışmalarınızda gazetecilik mi yoksa müzik mi ağır basacak?

Doğup büyüdüğüm Bartın, aslında Karadeniz’de Türk kültürünün yoğunlukla yaşandığı bir yer. Onun için kültürümüze aşina büyüdüm. Öğrendiğim tek şey; inançlarım ile yüksek aidiyet duygusuydu ve ben bunları ailemde yaşadım.

Bunun yanında bulunduğum çevre, beni kültür, edebiyat ve sanat alanında önemli insanlarla buluşturdu. Dinlemeyi ve öğrenmeyi seven tavrım, bana birçok kurumun kapısını açtı. Bugün de TGRT Haber’de mesleğimi sürdürüyorum. Eğitimini aldığım gazetecilik, benim onurum, toplumla olan bağımı kuruyor. Müzik ile de duygu dünyamı insanlarla buluşturuyorum. Yani gazeteciliği ve besteciliği birlikte taşımak beni besliyor.

Peki Yeliz Şenyerli, bugün geldiği yeri nasıl değerlendiriyor ve bulunduğu alanda ileriye dönük neler planlıyor?

Ben çok çalışarak ve sabrederek bugünlere geldim. Benim değerlerimi oluşturan; toplumcu bir düşünceye sahip olmam, yurdumun ve yaşamdaki her bir canlının sevgisini yüreğimde taşımamdır. Onun için yürüdüğüm yol, bana birçok kurumun kapısını açtı. Bugün de TGRT Haber’de çalışıyor ve bulunduğum bu önemli kurumda topluma faydalı işler yapacağıma inanıyorum.

Türk kültürü adına yaptığınız çalışmalar da var. Bu alandaki çalışmalarınıza yenilik katacak mısınız ve bu bağlamda yaşamın dokusu sizce nedir?

Beni bugünlere taşıyan çizgimi devam ettirmeye kararlıyım. Çünkü yaşam, insanların tahayyül edemeyeceği kadar değişik, ağlatan ve güldüren bir zaman dilimi. Bizler faniyiz. Kalıcı olan; yaptığımız çalışmalar aracılığıyla toplumla olan ilişkilerimiz ve ait olduğumuz coğrafyadır.

Bu manada kendi öz kültürümüzün bendeki yeri, sabitlenmiştir. Yaşadığımız coğrafya, binlerce yıllık bir kültürün devamı ve Türk insanının yurdudur.

Toplumun en küçük bireyi, aile olduğu gibi sivil toplum kuruluşları da toplumun destekçisidir ve her düşünceyi mıknatıs gibi üstüne çeken alanlardır. Bu alanlardan bir tanesi de Rahmetli Prof. Dr. Turan Yazgan hocamızın kurduğu Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’dır. Bu vakfın Türk köklerinden esinlenerek hayata kattığı Tarih-Kültür dergisinde ben de dört yıldır röportajlar yaparak düşüncelerimle topluma bir hizmet alanı açtığıma inanıyorum.

Bu sürecin devamında geçtiğimiz şubat ayında değerli hocam Sami Sefer Coşkun ile Türk kültürüne bir hizmet sunmak için yazdığımız Kökler ve Türkler kitabıyla Türk gençlerine yol gösterici bir eseri de vakfın baskısıyla okurlarla buluşturduk.

Bu kitap, bir başlangıçtı. Yeni kitaplar yazarak bu alandaki çalışmalarımı sürdüreceğim. Dinlemeyi ve öğrenmeyi seven tavrım, bana birçok kurumun kapısını açtı. Bugün de TGRT Haber'de mesleğimi sürdürüyorum ve bu vesileyle topluma faydalı işler yapacağıma inanıyorum.

Çok yönlülüğünüzle geniş bir kitleye hitap ediyorsunuz. Her ne kadar gazetecilik, yazarlık, editörlük ve hatta bestekârlık yapsanız da sizin de bir özel hayatınız var. Yeliz’in yaşam tarzını, sevenlerinize nasıl anlatırsınız? Çalışmalarınızdaki gerçekçi tavrınızın özel yaşamınızdaki yeri nedir?

Ben aileye önem veren, köklerine bağlı, yaşadığı ülkeye aidiyet duygusu besleyen ve ülkesinin sonsuza kadar var olması için mücadele eden, vatansever; insanlarla olan ilişkilerini de kırmadan, dökmeden sürdürmeyi amaç edinmiş, nazik, güler yüzlü; ama aynı zamanda mesafeleri de koruyarak ilişkilerini devam ettiren, inançla nezaketle çalışkanlıkla olmazların da olacağına inanan, estetik zevki yüksek bir gazeteci olduğuma inanıyorum.

Yorum Yaz