AÇIK
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından, Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi iş birliğinde hazırlanan “MegaTrends2030” raporu, sektörün son yirmi yılda kaydettiği olağanüstü büyümeyi ve gelecek potansiyelini gözler önüne serdi. Rapora göre, Türkiye inşaat ve madencilik makineleri ihracatında son 20 yılda yüzde 130’un üzerinde devasa bir büyüme kaydederek yıllık 2,4 milyar dolarlık bir seviyeye ulaştı. Bu rakamlar, Türkiye’nin küresel pazardaki rekabet gücünün ve etkinliğinin açık bir göstergesi. Özellikle 2011-2017 ve 2017-2023 dönemlerinde küresel pazar payını artırabilen sayılı ülkelerden biri olmak, bu başarının tesadüf olmadığını kanıtlıyor.
İhracattaki bu kayda değer artışın önemli bir kısmı, yüzde 36,9’luk oranla parça ve aksam segmentinden kaynaklanıyor. Bu durum, Türkiye’nin sadece ana makinelerde değil, aynı zamanda kritik bileşenlerin üretiminde de güçlü bir konumda olduğunu gösteriyor. Ayrıca, “toprak, taş, metal cevheri ayıklama ve eleme makineleri” gibi niş bir alt sektörde bile pazar payının yüzde 2,3’ten yüzde 3,64’e yükselmesi, Türkiye’nin belirli alanlardaki uzmanlığını ve kalite odaklı üretimini gözler önüne seriyor. CMS analizleri, bu başarının temelinde artırılmış rekabetçilik, üretim kalitesi, lojistik avantajlar ve teknolojik uyumun bulunduğunu vurguluyor.
İMDER ve TOBB verileri, 2021 sonrası dönemde iş makinelerine olan talebin hiç azalmadığını ortaya koyuyor. Mevcut envanterin büyük bir kısmı, yüzde 72,8’i, malzeme taşıma ve hafriyat makinelerinden oluşuyor. Özellikle son dönemde yaşanan afetlerin ardından ortaya çıkan yeniden inşa ve yenileme ihtiyaçları, makine yaş ortalamasında belirgin bir düşüşe neden olmuş durumda, bu da sektördeki dinamizmi ve yeni talepleri işaret ediyor. MegaTrends2030 raporu, sektörün geleceğine ışık tutan önemli vizyonları da paylaşıyor. Bu vizyonlar arasında afet sonrası yeniden inşa ve dirençli kentleşme projeleri, Suriye ve Pasifik bölgesi merkezli uluslararası yeniden inşa süreçlerine aktif katılım, yeşil ve dijital ikiz dönüşümün sektöre entegrasyonu, konut kriziyle mücadele kapsamında sosyal ve uygun fiyatlı yapı politikalarının desteklenmesi ve KOBİ’lere özel ölçek uyum teşvikleri ile sektörün daha geniş bir tabana yayılması gibi başlıklar bulunuyor. Raporda yer alan “Türkiye artık sadece makine üretmiyor; geleceği inşa eden vizyonu da ihraç ediyor” ifadesi, Türkiye’nin iş makineleri sektöründe stratejik bir oyuncu konumuna geldiğini ve sadece ürün değil, çözümler de sunduğunu güçlü bir şekilde vurguluyor.
Sektörün bu ivmeyi sürdürülebilir kılmak ve küresel liderliğini pekiştirmek için atılması gereken stratejik adımlar da raporda detaylandırılıyor. Bunlar arasında Ar-Ge yatırımlarının artırılması ve Living Lab gibi yenilikçi uygulama alanlarının yaygınlaştırılması; elektrikli/hibrit iş makineleri ile otonom sistemlerin geliştirilmesi gibi teknolojik dönüşümlere odaklanma; BIM (Yapı Bilgi Modellemesi) ve saha dijitalleşme yetkinliklerinin güçlendirilmesi; Cizre gibi bölgelerde çok modlu lojistik merkezleri kurularak tedarik zincirlerinin optimize edilmesi ve yeşil tahvil gibi sürdürülebilir finansman araçlarının yaygınlaştırılması yer alıyor. Türkiye’nin iş makineleri sektöründeki bu etkileyici performans, ülkenin sanayi ve ihracat potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Önümüzdeki dönemde bu stratejik adımların kararlılıkla uygulanmasıyla, sektörün küresel arenadaki rolünün daha da büyümesi bekleniyor.
GÜNDEM KORİDORU
15 Haziran 2025