İletişimcilerin yeri yönetim kurulu

Kurumsal iletişimin yıldız isimlerinden ve sektörün mühendis kökenli profesyonellerinden Murat Göllü 16 yıldan fazla süreyle görev yaptığı Akbank’ta marka ve iletişim adına önemli çalışmalar yapmış, analitik düşüncenin güzel örneklerini vermiş ve krizlere karşı başarılı duruşu ile dikkat çekmişti. Bu başarısı onu Kurumsal İletişimler Derneği’nin başkanlığına taşıdı. Derneğin yedinci döneminde başkanlık görevine seçilen Murat Göllü’den kurumsal iletişim dinamikleri ve derneğin hedefleri hakkında bilgiler aldık.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası25.01.2024
İletişimcilerin yeri yönetim kurulu

Günümüzde iş dünyasında başarılı olmanın sırrı yalnızca ürün veya hizmet kalitesiyle sınırlı kalmıyor; kurumsal dünya, müşteriyle etkileşimi, şirketin değerlerini ve amaçlarını açıkça iletebilme yeteneği ile şekilleniyor. İşte burada devreye giren kritik bir unsur var; kurumsal iletişim… Kurumsal iletişim, bir şirketin iç ve dış paydaşlarıyla sağlıklı bir ilişki kurabilme, mesajlarını etkili bir şekilde iletebilme ve itibarını güçlendirebilme sürecini ifade ediyor ve şirketler için sadece dış dünyaya bir imaj sunma değil, aynı zamanda içerideki paydaşlar arasında da güçlü bir iletişim ağı oluşturma anlamına da geliyor. Kurumsal iletişim, bir şirketin itibarını yönetmek açısından da hayati rol oynuyor. Toplum ve müşteriler, şirketlerden sadece ürün veya hizmet beklentisi içinde kalmıyor aynı zamanda etik değerlere, çevresel duyarlılığa ve toplumsal sorumluluklara olan bağlılıklarını da görmek istiyorlar. Başarılı bir kurumsal iletişim stratejisi, şirketin bu değerleri nasıl benimsediğini ve uyguladığını açıkça ortaya koyuyor.

Sonuç olarak, kurumsal iletişim, günümüz rekabetçi iş ortamında şirketlerin sadece var olmalarını değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir başarı elde etmelerini sağlayan temel bir araç olarak karşımıza çıkıyor. Kurumsal İletişimciler Derneği Başkanı Murat Göllü, derneğin kuruluş amacını, “KİD olarak bir taraftan iletişim mesleğinin çerçevesini oluşturup, standartlarını belirlerken bir taraftan da üyeleri miz arasında ve sektörde etik ilkeleri teşvik ederek mesleğin itibarını ve güvenilirliğini artırmayı ve bu sayede mesleği daha profesyonel ve saygın bir yapıya kavuşturmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda üyelerimizi, onların ekiplerinde yer alan iletişim profesyonellerini ve geleceğin iletişimcilerini eğitim ve gelişim programlarıyla desteklemeyi ve birbirlerinden öğrenmelerini sağlayacak fırsatlar oluşturmayı amaçlıyoruz. Bu çabalar, mesleğimizin sürekli gelişimine ve alanımızda çalışan profesyonellerin kendilerini daha da ileriye taşıyabilmelerine olanak tanıyor” şeklinde açıkladı.

 Göllü, göreve geldiği Kurumsal İletişimciler Derneği Genel Kurulu öncesi ekibiyle birlikte üyelere yaptıkları strateji sunumlarına; “Güveni, saygıyı ve hayranlığı neyin oluşturduğu, neyin koruduğu ve neyin büyüttüğü hakkında keşfedilecek daha çok şey ve bu keşif yolculuğunun da merkezinde, kalbinde iletişim var” cümleleriyle başladıklarını söyleyerek, “Bugün dünyanın içinde bulunduğu durum; savaşlar, iklim krizi, ekonomik ve siyasi sorunlar, pandemi ve son olarak yılın başında ülkemizde yaşadığımız deprem; güven olgusunu her zamankinden çok daha büyük bir ihtiyaç haline getirdi. Bu nedenle, kurum ve markaların geleceğini ve paydaşları ile olan ilişkisini güvene duyulan bu büyük ihtiyaç şekillendirecek. Kurumları ve markaları adına güven ve itibarın savunucusu olan iletişimciler, bugün tüm iş kollarında yönetim kurullarının ve liderlerin en yakınında olması gereken çalışma arkadaşları konumunda. İletişim, özellikle de bugünün dünyasında işin kalbinde yer alıyor” dedi. Öncelikli olarak iş dünyasının bu gerçeğin farkına varmasını ve kurumsal iletişim fonksiyonunu daha doğru bir şekilde konumlandırmalarını sağlamak amacında olduklarını kaydederek, iletişimin yalnızca genel müdüre bağlı bir rol olmaktan çıkarak, kapsadığı alan ve üstlendiği sorumluluklarla Yönetim Kurulu’nda kendine yer bulması gerektiğini belirten Göllü, “İşte bu noktada, Kurumsal İletişimciler Derneği olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da üyelerimizi ve paydaşlarımızı desteklemeye, eğitim ve gelişim programları sunmaya, birbirimizden öğrenmeye devam edeceğiz. Elbette, gündemimizde önemli bir yer tutan diğer bir konu da sürdürülebilirlik. Hepimiz, yaşanabilir bir dünya ve sürdürülebilir yarınlar için üzerimize düşen sorumlulukların farkındayız. Genişleyen iş tanımları çerçevesinde, iletişimcilerin artık sürdürülebilirliğin sadece iletişimini değil tüm sorumluluğunu alması, çok daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi.

İTİBAR, HER BİR KARAR VE İLETİŞİMDE YANKI BULUR

 Kurumsal itibar ve güvenin kendisi için ne anlam ifade ettiğini Robert Bosch'un bir asır önce sarf ettiği ve iletişimciler için artık klasik hale gelmiş "İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim, şeref sözüm her zaman geçici bir kârdan daha öncelikli oldu benim için." sözlerinde saklı olduğunu söyleyen Göllü, “Bir kurumun itibarı, onun hikâyesinin doğruluğu, vaatlerine sadakati ve zor zamanlarda gösterdiği karakter gücü ile ölçülür. Ve her bir karar, her iletişim ve her etkileşimde yankı bulur. İtibar ve güveni inşa etmek ve korumak, kısa vadeli kazançlar peşinde koşmaktan çok daha fazlasını gerektirir. Bu, uzun vadeli bir vizyonun, sabrın ve özverinin ürünüdür. Bu noktada da Warren Buffett’ın ‘Bir şirketin itibarını yirmi yılda inşa edebilir ve yirmi dakikada yıkabilirsiniz. Eğer bunu düşünürseniz, farklı hareket edersiniz.’ sözünü akıllardan çıkarmamak gerekir” dedi. Mış’ gibi yapmanın ya da gerçekleri saklamanın mümkün olmadığı bir dönemde olduğumuzu bu sebeple de şeffaflığın hayati bir önem taşıdığını kaydeden Göllü, “İnternetin ve sosyal medyanın sağladığı şeffaflık, markalar adına algısal oyun alanının boyutunu düşürdü. Bu durumla da iletişimcilerin sahip olabileceği etki ve potansiyel küçüldü. Artık markaların gücü, öncesine göre çok daha az. Güç daha çok paydaşlarda; müşterilerde, çalışanlarda, toplumda bulunuyor. Markalar gerçekçi olmadığında, eskisi kadar güçlü olamıyorlar. Bu durum, kurumsal iletişimin ve kurumsal iletişimcilerin önemini daha da artırıyor. Şirketlerin, doğru bilgiyi sağlamak, şeffaf olmak ve paydaşlarla etkili bir şekilde iletişim kurmak için daha fazla çaba göstermelerini gerektiriyor” diye konuştu.

 YAPAY ZEKÂYI ENTEGRE EDENLER ÖNE ÇIKACAK

Önümüzdeki dönemde iletişim sektöründe öne çıkacak konuların; dijitalleşme, yapay zekâ (AI), post-truth durumu, etik, şeffaflık ve gerçeklik ve sürdürülebilirlik olacağını düşündüğünü belirten Göllü, “Dijitalleşme, şirketlerin paydaşlarıyla iletişim kurma şeklini dönüştürmeye devam edecek. Bir taraftan verimlilik artarken diğer tarafta mecra çeşitlenmesi ve her şeyin daha kişisel olmasıyla birlikte iletişimcilerin işi çok daha zorlaşacak. Özellikle iş ortaklarımızın da sayısının artmasıyla fonksiyonu yönetmekte orkestrasyon önemli bir konu olarak önümüze çıkacak. Yapay zekânın neler getireceğini hep beraber göreceğiz. Belki insanların yerini almayacak ancak yapay zekâyı iletişim süreçlerine iyi ve çabuk entegre edenler kazanacak ve bir adım değil on adım öne geçecek” dedi.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK: İLETİŞİMCİLERİN LİDERLİK ARENASI

 Günümüz iş dünyasında sadece bir terimden öte, bir yaşam tarzı haline gelen sürdürülebilirlik kavramına şirketlerin odaklanması, sadece çevresel değil, aynı zamanda toplumsal ve ekonomik etkileri de dikkate alarak iş yapma şekillerini revize etmelerini gerektiriyor. Bu noktada, iletişimcilerin rolü sadece bilgi iletiminden öte, bir liderlik ve öncülük alanına dönüşüyor. Sürdürülebilirlik uygulamaları ve ilkelerini kurumsal kültürün merkezine yerleştirmek, şirketleri proaktif bir şekilde çevresel ve toplumsal etkilerini yönetmeye yönlendirmek anlamına geleceğini kaydeden Göllü, iletişimcilerin bu noktada sadece iletişim görevi üstlenmekle kalmayacağını, aynı zamanda şirketin sürdürülebilirlik stratejisinin birer savunucusu ve yayılma aracı olacağını ifade ederek, “Gelecek yıllarda iletişimcilerin rolü daha da genişleyecek gibi görünüyor. Sadece iletişimle sınırlı kalmayacak gibi görünüyor. Bu bağlamda, Kurumsal İletişimciler Derneği olarak, üyelerimizin bu değişen dinamiklere uyum sağlamalarına yardımcı olmak, onları sürdürülebilirlik konusunda güçlü liderler haline getirmek ve sektöre yön vermelerine destek olmak amacıyla çeşitli eğitim ve gelişim programları düzenlemeye devam edeceğiz. Birbirimizden öğrenme ve deneyim paylaşımı platformları oluşturarak, sürdürülebilir bir geleceğe yönelik birlikte çalışma kültürünü teşvik etmeye devam edeceğiz” dedi.

KADINLAR İLETİŞİM SEKTÖRÜNDE ÖNE ÇIKIYOR

 İletişim sektörü, kadınların profesyonel katılımının öne çıktığı meslek alanlarından biri olarak dikkat çekiyor. Bu durum, Kurumsal İletişimciler Derneği’nin yapısında da kendini gösteriyor; “Üyelerimizin yüzde 80 gibi önemli bir çoğunluğunu kadın meslektaşlarımız oluşturuyor. Yönetim Kurulumuzda da kadınların temsili yüzde 61. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı pozisyonlarımızda ise cinsiyet dengesini gözeterek, bir kadın ve bir erkek olmak üzere eşit temsiliyet sağlıyoruz. Diğer taraftan Yönetim Kurulu Başkanlığında da dengeli bir dağılım var; bizim dönemimiz de dahil olmak üzere bugüne kadar toplamda iki kadın iki erkek başkan oldu” sözleriyle açıklama yapan Göllü, “Ayrıca, derneğimiz 2020 yılında, toplumsal cinsiyet eşitliği alanında aktif rol almayı ve bu doğrultuda inisiyatiflerde bulunmayı taahhüt etmiştir. Bu amaçla, derneğimiz bünyesinde BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve Kadının Güçlenmesi İlkeleri doğrultusunda çalışmalar yürüten bir Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi bulunuyor” ifadelerini kullandı.

Yorum Yaz