DOLAR 42,5228 0.04%
GBP 56,7914 0.02%
EURO 49,5562 -0.08%
ALTIN 5.771,640,34
BIST 10.981,290,57%
BITCOIN 3869046-1.64502%
ETH 133077-1.14044%
İstanbul
16°

AÇIK

ÖZEL HABER
Türkiye, bölgesel lojistik merkezi olmaya aday
Her 3 kişiden 1’i obez

Her 3 kişiden 1’i obez

Tıp dergisi Lancet'te yayımlanan araştırmaya göre dünyada 1 milyardan fazla kişi obez durumda. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2022 verilerine göre Türkiye, Avrupa’da obezitede ilk sırada yer alıyor. Türkiye Obezite Araştırma Derneği ülkemizde her 3 kişiden 1'inin obez olduğu açıklandı. Tüm dünyada obezite oranları arttığı için buna bağlı olarak obeziteyle ilişkili hastalıklar da artmaktadır. Obezite, diyabet, hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar, bazı kanser türleri ve kas-iskelet sistemi hastalıkları gibi birçok sağlık sorununa zemin hazırlar. Obezitenin önlenmesi artık toplumsal bir sorumluluktur. Biz de bu noktadan hareketle Türkiye Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Sabahattin Destek’le obezite ile mücadelede cerrahi seçenekleri sorduk.

25/08/2025 16:45
Her 3 kişiden 1’i obez

Obezite, artık tüm dünyada bir salgın olarak tanımlanıyor. Öncelikle obezite nedir?

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) obeziteyi “vücutta sağlığı bozacak ölçüde anormal veya aşırı yağ birikimi” olarak tanımlar. Bu normal kilonun yüzde 20’den fazlası demektir. DSÖ, obeziteyi en riskli 10 hastalıktan biri olarak kabul etmektedir. Obezitenin tanısında en yaygın kullanılan ölçüt ise, Vücut Kitle İndeksi’dir (VKİ). VKİ, kişinin kilogram cinsinden ağırlığının, boyunun metre cinsinden karesine bölünmesiyle elde edilir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre kişinin vücut kitle indeksi 18,5-24,9 arasında ise normal kiloda, 25-29,9 ise fazla kiloda, 30-34,9 arasında ise 1. derece obez, 35-39,9 arasında ise 2. derece obez ve 40’ın üzerinde ise 3. derece (morbid) obez olarak tanımlanır. VKİ’nin yanı sıra bel çevresi, bel-kalça oranı ve vücut yağ yüzdesi de kullanılan diğer ölçütlerdir.

Obezitenin nedenleri nelerdir?

Obezite, genetik, çevresel, psikolojik ve hormonal birçok faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıkan kompleks bir hastalıktır. Başlıca nedenler ise şunlardır:

  • Aşırı ve dengesiz beslenme,
  • Fiziksel aktivite yetersizliği,
  • Genetik yatkınlık,
  • Psikolojik etmenler (stres, depresyon, duygusal yeme vb.),
  • Hormonal hastalıklar (ör. hipotiroidi, Cushing sendromu),
  • Bazı ilaçlar (antidepresanlar, kortikosteroidler)

99E30SHA584OGGP6DT4RVHMHUUTT64

Obezitede uygulanan cerrahi ve medikal tedavi yöntemleri nelerdir?

Obezite tedavisinde hedef yalnızca kilo kaybı değil, aynı zamanda yaşam kalitesinin artırılması, obeziteye bağlı hastalıkların önlenmesi ve uzun vadede sürdürülebilir bir yaşam tarzının benimsenmesidir. Tedavi seçenekleri şu başlıklar altında incelenebilir:

  1. Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Obezite tedavisinin temel taşı yaşam tarzı değişiklikleridir.

  • Beslenme düzenlemesi: Kalori alımının azaltılması, liften zengin ve dengeli bir diyet uygulanması önerilir.
  • Fiziksel aktivite: Haftada en az 150 dakika orta şiddette egzersiz yapılması gereklidir.
  • Davranışsal terapi: Yeme alışkanlıklarını düzenlemek ve sürdürülebilir kılmak için psikolojik destek verilir.
  1. Farmakolojik Tedavi Bazı durumlarda yaşam tarzı değişiklikleri yetersiz kalabilir. VKİ’si ≥30 olan veya VKİ’si ≥27 olup obeziteye bağlı ek hastalığı bulunan bireylerde ilaç tedavisi düşünülebilir. İlaç tedavisi, mutlaka hekim kontrolünde yapılmalıdır. Kilo verdirici bu yeni versiyon ilaç tedavileri için insan sağlığına verdiği zararlar noktasında araştırmalar devam etmektedir. ilaçların güvenilirliği ve etkinliği hakkında kesin bir garanti yoktur.
  2. Cerrahi Tedavi (Bariatrik Cerrahi) Cerrahi müdahale, genellikle ciddi obezite vakalarında veya diğer tedavi yöntemlerine yanıt alınamayan durumlarda uygulanır. Vücut kitle indeksi 40 ve 40’ın üzerinde olan ya da Vücut kitle indeksi 35 ve 35 üzerinde olup obeziteye bağlı kontrol edilemeyen hipertansiyon, tip 2 diyabet, solunum ve hareket problemleri gibi ciddi sağlık sorunları yaşayan bireyler de cerrahi için adaydır. Vücut kitle indeksi 35’in altında ise kilo vermek için 6-12 aylık mide balon tedavisi yapılabilir. Cerrahi tedaviler hem kilo kaybını hızlandırmakta hem de tip 2 diyabet, hipertansiyon gibi ek hastalıklarda gerileme sağlamaktadır.

Günümüzde sıklıkla uygulanan cerrahi yöntemler nelerdir?

Sleeve Gastrektomi (Tüp Mide Ameliyatı): Midenin yaklaşık yüzde 80’i alınarak tüp şeklinde daraltılır. Hem mide hacmi küçülür hem de açlık hormonu olan grelin salgısı azalır. Günümüzde en sık uygulanan yöntemlerden biridir.

Avantajları: Teknik olarak görece daha basit ve ameliyat sorun riski düşüktür (yüzde 2) Hacim küçültücü olup midenin yüzde 80’i çıkarılır. Emilim bozucu bir işlem içermez. Hastanede kalış süresi kısadır.

Dezavantajları: Geri kilo alımı riski vardır. Mide asit reflü şikayetleri gelişebilir.

Gastrik Bypass (Roux-en-Y Gastrik Bypass): Bu yöntemde mide, yiyecek alımını sınırlamak amacıyla küçük bir kese (poş) haline getirilir. Ardından, ince bağırsağın bir bölümü devre dışı bırakılarak, bu küçük mide kesesi doğrudan daha ilerideki bağırsak kısmına bağlanır. Böylece hem daha az yemek yenir hem de alınan besinlerin bir kısmı emilmeden atılır. Mini gastrik bypass ise bu işlemi daha basit şekilde, tek bağlantı (anastomoz) ile gerçekleştirir ve klasik yönteme göre ameliyat süresi daha kısadır.

Avantajları: Uzun dönem kilo kaybı başarısı daha yüksektir. Tip 2 diyabet üzerinde hızlı etkisi vardır.

Dezavantajları: Teknik olarak daha karmaşık ve ameliyatta sorun riski daha fazladır (yüzde 5-6). Besin eksiklikleri gelişebilir (B12, demir, kalsiyum). Dumping sendromu (inatçı sindirim bozukluğu) riski vardır.

Duodenal Switch: Bu yöntemde hem mide küçültülür hem de ince bağırsağın büyük bir bölümü devre dışı bırakılır. Bu sayede hem yeme kapasitesi azalır hem de besinlerin emilimi sınırlanır. Duodenal switch, en fazla kilo kaybı sağlayan cerrahi yöntemlerden biridir; ancak bu güçlü etki, ciddi vitamin ve mineral eksiklikleri gibi riskleri de beraberinde getire[1]bilir. Bazı hastalarda zamanla bu ameliyatın geri alınması (revizyon cerrahisi) gerekebilir. SADI-S (tek bağlantılı duodenal ileal bypass) ise, tüp mideyle birleştirilmiş ve tek bağlantıyla (anastomozla) uygulanan bir yöntemdir. Duodenal switch’te iki bağlantı (anastomoz) yapıldığı için, SADI-S’e kıyasla ameliyat sırasında komplikasyon riski biraz daha yüksektir.

Cerrahi süreç sonrası hastayı ne bekler?

Cerrahi sonrası hastaların sıkı takip edilmesi büyük önem taşır. Vitamin-mineral takviyeleri, psikolojik destek ve beslenme danışmanlığı bu sürecin ayrılmaz parçalarıdır. Uzun dönem başarı, yalnızca ameliyata değil, kişinin yaşam tarzı değişikliklerini sürdürebilmesine de bağlıdır. Sonuç olarak; Obezite, yalnızca bir kilo problemi değil, sistemik bir hastalık olarak kabul edilmelidir. Yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavileri ve cerrahi yöntemler, obeziteyle mücadelede farklı düzeylerde etkinlik sağlar. Cerrahi yöntemler özellikle ileri derecede obez bireyler için hayat kurtarıcı olabilir. Ancak her yöntemin avantajları ve riskleri dikkatle değerlendirilmelidir. Toplumsal farkındalık ve bireysel sorumluluk, obeziteyle mücadelenin başarısında temel rol oynamaktadır. Kamuoyunun bilinçlenmesi, erken müdahale ve tedaviye yönlendirme açısından büyük önem taşır.

 

En az 10 karakter gerekli