DOLAR 34,5069 0.09%
GBP 43,7924 0.3%
EURO 36,4715 0.29%
ALTIN 2.946,420,39
BIST 9.031,82-2,18%
BITCOIN 33487004.65254%
ETH 107229-0.25798%
İstanbul
17°

HAFİF YAĞMUR

Geleneksel lezzete modern dokunuş

Geleneksel lezzete modern dokunuş

26/07/2024 16:20

2005 yılında Türkiye’nin ilk konsept çiğköfte zinciri olan Çiğköftem, geleneksel Türk lezzetini modern bir şekilde sunarak Avrupa’da büyük bir başarı yakaladı. 12 ülkede 450’den fazla şubeye sahip olan Çiğköftem, sadece lezzetli ürünleriyle değil, aynı zamanda franchise sistemiyle de yatırımcılara cazip bir iş imkânı sunuyor. Çiğköftem CEO’su Nezif Emek ile Çiğköftem’in hikâyesini ve Avrupa stratejilerini konuştuk.

Bundan 31 yıl önce tek bir markette günlük 20 kilo üretim ile başlayan Çiğköftem’in serüveni şimdilerde bu geleneksel lezzetimizi Avrupa sofralarında sürdürmekte. Avrupa mutfağında eşi benzeri görülmemiş bir lezzet olması Çiğköftem’in yurt dışı pazarında kolayca büyümesini sağlamış durumda. Ayrıca Franchise sistemini çok etkin bir şekilde kullanan marka 12 ülkede 450’den fazla lokasyonda kendine yer edinmekte.

2005 yılında Türkiye’nin ilk konsept çiğköfte dükkânı olan Çiğköftem’i açma fikri nasıl ortaya çıktı?

Şirketimizin kuruluş öyküsünün, Türkiye’de aile şirketi olarak işe başlayan markalarla benzeştiğini söyleyebilirim. Kurucularımız memleketlerinden İstanbul’a geldiklerinde farklı iş kollarına atılmışlar, bunlardan biri de butik olarak çiğköfte üretimi yapan bir firmaymış. Profesyonel olarak çiğköfte alanında çalıştıktan sonra mutfağımızdaki bu özel lezzetin ticari geleceğinde fırsat olduğunu görüp bu alanda ilerleme kararı almışlar. 1993’te tek bir markette günlük 20 kilo üretim ile başlayan Em Group, 7 yılda İstanbul’daki yüzlerce marketin çiğköfte tedarikçisine dönüşmüş.

EM Group’tan sektöre yeni firmalar da giriş yapmış ve 2000’li yıllarda rekabetteki değişen koşullar ve ülkedeki finansal sıkıntıların oluşturduğu şartlar nedeniyle yeni bir rota çizme yönünde alınan karar Türkiye’de yeni bir sektörün miladı olmuş. Tam da bu noktada, klasik bir aile şirketi olarak başlayan şirketin rotasını değiştirecek sıra dışı bir karar alınmış.

O kararın gereği olarak; biraz cesaret, biraz risk alma ve elbette başarma motivasyonuyla 2005 yılında Türkiye’nin ilk konsept çiğköfte zincirinin temellerini Beşiktaş’taki şubemizle başlatmış durumdayız. 2007 yılında Türkiye’de 2009 yılında da Avrupa’da franchise vermeye başladık. Şu anda, THY’den sonra Avrupa’da en fazla şubesi olan Türk markası konumundayız.

e6ecc70d ff2f 4872 8be3 3c0cede04126

Çiğköftem’in sektörde markalaşma ve franchise sistemiyle büyüme sürecini anlatabilir misiniz?

Markalaşmaya 2005 yılında Türkiye’nin ilk konsept çiğköfte zincirinin temeli olan Beşiktaş’taki şubemizle başlamış olduk. 2007’de Türkiye’de 2009’da da Avrupa’da franchise vermeye başladık. Belçika’da açtığımız ilk şube, yatırımcımızın çok kıymetli emeği ve başta bölgede yaşayan Türklerin desteğiyle hedeflediğimizden de fazla başarılı oldu. Ürünlerimizin lezzeti sevildi, kaliteden bir adım geri atmadık ve en önemlisi çok çalıştık. 2010 yılında yurt dışındaki faaliyetlerin yürütülmesi için Çiğköftem’in Avrupa’daki temsilcisi olan EM EUROPE GmbH’yi kurduk. Operasyonel faaliyetlerimizi daha verimli hale getirirken standartlarımızı korumak için bu önemli bir adımdı.

Çiğköfte farklı bir ürün. Avrupalılar için tezgahta sıra dışı bir sunuma sahip olması ve bol yeşillikle tüketilmesi, Avrupa’daki ürün gamımızın vegan/vejetaryen beslenmeye uygun olması ürünün benimsenmesinde etkili oldu. Tüm bunların yanı sıra biz “fine fast food – hızlı ama sağlıklı” gıda kategorisindeyiz, bunun örneği de Avrupa’da çok fazla yok, yeni bir mutfak oluşturmuş durumdayız.

Çiğköftem’in kuruluş felsefesi ve değerlerini korurken faaliyet gösterdiğimiz ülkedeki değerlerle ilgili lokal stratejileri hassasiyetle hayata geçiriyoruz. Ürün sunum şekillerinden lojistik ağına, ilgili ülkenin mevzuatından pazara giriş stratejisine kadar birçok aşamada vizyoner ve yenilikçi bakış açımızı koruyoruz. Yeni bir pazara giriş yapmadan önce ilgili ülkeye ait pazar araştırmalarını inceliyor ve reel verileri kılavuz alıyoruz.

Şubelerimizde servis ettiğimiz tüm ürünleri Türkiye’de bulunan genel merkezimizdeki fabrikada üretiyor ve 12 ülkeye ulaştırıyoruz. Şubelerdeki ekipmanlar da yine Türkiye’de bizim denetimimizde üretiliyor, standartlarımızı en üst seviyede koruyabiliyoruz. Üretim tesisimiz için FDA, BRC, IFC gibi uluslararası otoriteler tarafından verilen sertifikalarımız mevcut, bu standartlar yeni pazarlara girerken bizim için büyük avantaj sağlıyor. Tüketiciler için yüksek öneme sahip olan Brüksel Uluslararası Lezzet ve Kalite Enstitüsü tarafından verilen Üstün Lezzet Ödülü’müz de bulunuyor. Şu anda Almanya, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Fransa, Hollanda, İngiltere, İspanya, KKTC, Macaristan ve Polonya’da geniş bir franchise ağıyla faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

Ulusal Franchise Derneği’nden aldığınız “Türkiye’nin Avrupa’da En Çok Restoranı Olan Markası” ünvanı, Çiğköftem için ne ifade ediyor?

Şirketimizin 2009’da Belçika’da başlayan yolculuğu bugün yüzlerce insanın emeğiyle Avrupa’da En Çok Şubesi Bulunan Türk Markası ünvanını gururla taşımamıza vesile oldu. Franchising sektörünün Türkiye’deki en önemli otorite kurumu olan UFRAD’ın bu tescili; markamız için büyük bir gurur kaynağı olmakla birlikte gelece dair üstlendiğimiz sorumluğu daha da arttırıyor. Aynı zamanda Türkiye’de üretilen lezzetleri dünyanın daha fazla ülkesine ulaştırma misyonumuzda, bizim için çok önemli bir motivasyon kaynağı. Bugün dünyanın 12 ülkesinde 450’ye yakın şubeyle faaliyet gösteriyoruz. “Türkiye’nin Gastronomi Elçisi” mottosuyla sektöre imza atan marka olarak, milyonlarca insanı coğrafyamızın lezzetleriyle buluşturmaya devam etmekte kararlıyız.

Çiğköftem franchise sistemi hangi adımlardan oluşuyor? Lokasyon tespitinden şube kurulumuna kadar yatırımcılara sunduğunuz destekler nelerdir?

Her ticari işletme gibi çiğköfte franchise işletmesi açarken de doğru lokasyon en önemli başlangıç noktasıdır. Franchise ekibimiz, işletmenin açılacağı noktadaki tüm analizleri yapar ve gerekiyorsa yeni bir satış noktasının bulunması sürecinde yatırımcıya ücretsiz danışmanlık ve koçluk sağlar. Lokasyon analizi ve dükkan seçiminin ardından kroki çizimi, şubenin kurulumu, işbaşı eğitimi gibi tüm aşamalarda yatırımcılarımızın yanında oluyoruz.

İş ortaklarımız, işletmenin faaliyete geçmesi için gerekli ekipman (dolap, tezgâh, masa-sandalye, branding materyaller vb) ve şubede satışa sunacağı ürünlerin bedelini ödeyerek yatırımlarını yapıyorlar ve franchisemız oluyorlar. Şubelerimizin açılış süreci birçok sektöre göre çok daha kolay ve kısa oluyor. Pişirme işlemleri gerekmediğinden ekipman yatırımı daha az oluyor ve ürünler servise hazır halde şubelere ulaştırılıyor. Bu farklılığımız sayesinde, yatırımcılarımız dükkan seçiminde de daha rahat oluyorlar, iş yeri seçiminde mevzuatı daha komplike olan baca vb kısıtlamalar olmadığında alternatif çok daha fazla oluyor. Pişirme olmadığı için işletmeler çok hızlı şekilde faaliyete geçebildiği gibi karbon izi ve enerji sarfiyatının da minimumda olduğu bir iş modeli sayesinde, doğayı koruyor ve yaşamın sürdürülebilirliğini destekliyoruz.

Mimari açıdan da şube standartlarımızı korumak için yatırımcılarımıza mimari destek sağlıyoruz. Açılış öncesi gerekli eğitimleri veriyoruz ve şube açılışlarını organize edip açılışı yatırımcımızla yapıyoruz. Şube açıldıktan sonra da eğitim, denetim ve geliştirme faaliyetlerimizi sürdürüyor, yatırımcımızın ticari sürdürülebilirliğini gözetiyoruz.

Yurt dışında 160, Türkiye’de ise 280 şubeye ulaşan bir başarı hikayesi gerçekleştirdiniz. Bu başarının arkasındaki temel etkenler nelerdir?

Sağlıklı-hızlı gıda tüketim sektöründe Türkiye’nin Gastronomi Elçisi kimliğiyle faaliyet göstermenin getirdiği sorumluluğun bilinciyle hareket ediyoruz. Güvenilir ürün yelpazemiz ve hizmet kalitemizle faaliyet gösterdiğimiz ülkelerde tüketicilerin teveccühünü kazanan küresel ölçekli restoran zinciri olma vizyonuyla tüm adımlarımı atıyoruz.

Doğadan gelen zenginliklerin özünü koruyan üretim yöntemlerine, dünya standartlarındaki kalite kurallarına ve doğayı koruma prensiplerine sadık kalma inancımızı tüm iş ortaklarımızla derinden paylaşıyor ve bu anlayışı hep birlikte yaşatıyoruz. 30 yılı aşan uzmanlıkla, cesaret verici yenilikleri hayata geçirerek sektörün gelişimine önderlik etmenin gereklerini yerine getiriyor ve gelişimin hiçbir zaman bitmeyen en önemli sürdürülebilirlik düsturu olduğuna inanıyoruz.

En az 10 karakter gerekli