DOLAR 42,5313 0.07%
GBP 56,8200 0.07%
EURO 49,6008 0%
ALTIN 5.767,860,27
BIST 10.993,200,68%
BITCOIN 3889000-1.89335%
ETH 132973-1.95773%
İstanbul
13°

PARÇALI AZ BULUTLU

ÖZEL HABER
Türkiye, bölgesel lojistik merkezi olmaya aday
Dönüşen para düzeninde ihracatın yol haritası: altın, ABD, Çin

Dönüşen para düzeninde ihracatın yol haritası: altın, ABD, Çin

02/12/2025 11:11
Dönüşen para düzeninde ihracatın yol haritası: altın, ABD, Çin

Küresel para düzeni, ticaretin pratiklerini doğrudan etkileyen bir eşiğe geldi. Dolar “dünya parası” rolünü uzun yıllardır açık pazar, çok taraflılığa bağlılık ve öngörülebilir politika çerçevesi olmak üzere üç temel ilkeye dayanarak sürdürüyordu. Ancak son dönemde bu temel dayanaklar zayıflamaya başladı. Uluslararası iş birliğinde yaşanan geri çekilme, korumacı söylemlerin sertleşmesi ve tarifelerin jeopolitik araçlara dönüşmesi sistemi zorluyor. Bu yönelim sadece küresel para düzeni üzerinden finansal sistemi değil, tedarik zincirlerini ve pazar erişimini de parçalama riski taşıyor. Bu tabloya dair ilk sinyal merkez bankalarının altın tercihinde görülüyor. Son yıllarda çok sayıda merkez bankası, rezervlerinde altının payını artırdı. 2024’te net alımlar tarihi seviyelerin üzerinde seyretti ve 2025’de şimdilik görünene göre güçlü kaldı. Bu, döviz likiditesi ve ödeme kanallarında seçici davranılmasına dolayısıyla tahsilat sürelerinin uzamasına ve ön ödeme taleplerinin artmasına yol açabilir. ABD cephesinde, kalıcı dış açık ve net dış pozisyondaki derin negatif bakiye kırılganlıkları artırıyor. Dış ticaret açığının uzun süre yüksek kalması, ABD’nin rezerv para olmasının sağladığı finansman avantajının zayıflayabileceği yönündeki tartışmaları güçlendiriyor.

Yeni tarife paketleri konuşuldukça, kur ve finansman maliyetlerindeki kısa süreli rahatlamaların ardından ihracatçıyı ilgilendiren asıl etki ortaya çıkıyor: Talep tarafının zayıflaması, teslim sürelerinin uzaması ve sözleşme şartlarının daha katı yorumlanması. ABD pazarında rekabet gücünü koruyabilmek için fiyatlamada tek para biriminin dayatılmaması, sözleşmelere tarife ve kur oynaklığına göre ayarlama maddeleri eklenmesi ve lojistikte parçalı sevkiyatlarla esneklik sağlanması gibi bazı stratejik adımlar öne çıkıyor. Kısacası, ürün kalitesi kadar sözleşme yönetimindeki stratejik yaklaşım da rekabet avantajı yaratıyor.

AB tarafında euro, küresel işlemlerde “ikinci para” pozisyonunu koruyor ancak euro cinsi “güvenli varlık” arzının ölçeği görece sınırlı olduğundan, finansman koşullarında dönemsel oynaklıklar yaşanabiliyor. Bu nedenle AB’ye ihracat yapan firmalar, ödeme ve fiyatlama süreçlerinde daha esnek çözümler arıyor. Öne çıkan stratejiler arasında; euro ve dolar faturalamayı birlikte kullanmak, hedge disiplini yazılı politika haline getirmek ve müşterilere farklı para birimlerinde ödeme seçenekleri sunmak yer alıyor.

Çin ve küresel ayrışma başlıklarında, ticaret ve finansın jeopolitik çizgiler boyunca iki ana eksende kümelenmesi olasılığı artıyor. Geniş bir “orta alan” doğması senaryosunda tedarik zincirleri jeopolitik hatlar boyunca yeniden şekillenebilir, ödeme kanalları ve uyum süreçleri daha kritik hale gelebilir. Dolayısıyla alternatif para birimleriyle ödeme arayışları (EUR, CNY, AED) güçlenirken, ihracatçılar için pazar çeşitlendirmesi, lojistik esneklik ve uyum kapasitesi hayati önem taşıyacak. Sonuç olarak, dolar merkezli düzen sarsılırken altının rezervlerdeki ağırlığının artması, Çin–ABD ekseninde ayrışma derinleşmesi, AB finansman koşulları dönem dönem dalgalanması söz konusu olacaktır.
Bugün hâlâ en güçlü rol doların elinde fakat bu rol, “güven” ve “kurumlar”a dayanıyor. Eğer normlar ve çok taraflı iş birliği zayıflarsa, güvenli varlık arzı tartışmalı kalırsa ve finansal açıklık geri sararsa, sistem çok merkezli bir dengeye evrilebilir. Önümüzdeki dönemde tarife politikalarının kapsamı, kurumların dayanıklılığı ve altın dâhil rezerv kompozisyonundaki eğilimler, gidişatı belirleyecek önemli göstergeler olacak.

En az 10 karakter gerekli