Cam tavanı yüksek topuklar kıracak

Sigorta sektöründe kadın çalışan sayısı erkeklerden fazlayken sigorta yönetiminde yer alan kadın sayısı toplamda bir elin beş parmağını geçmiyor. Sigortacılığın duayen isimlerinden olan Sema Tüfekçiler, Kadın Sigortacılar Derneği'ni kurarak müdahale ediyor bu eşitsizliğe. Amacı sigorta yönetiminde sayısı yok denecek kadar az olan kadınları artırmak olan KASIDER bu yolda beş buçuk yıldır yürüyor. Kurucusu olduğu Kadın Sigortacılar Derneği’nin hikâyesinden bahseden Sema Tüfekçiler; “1989 yılında adım attım sigortacılık sektörüne. Piyasaya girer girmez kurucu üyesi olup 25 yıl yönetiminde kaldığım Genç Sigortacılar Derneği'ni sektöre kazandırdım. Sonrasında Kadın Sigortacılar Derneği (KASIDER) Kurucu Başkanı olarak sigortacılık sektöründe eksik gördüğüm bir noktayı tamamlamak için 'sektörde yönetim kurulunda kadın sayısının yetersiz rakamlarda olduğu' gerçeğini göstermek ve buna çözüm bulmak için yola çıktım” diyor.

“KADIN ERKEK BERABER VARIZ” AMACIYLA YOLA ÇIKTIK

Kadın çalışan sayısı erkeklerden fazla iken kadın üst düzey yönetici sayısının yok denecek kadar az olduğu gerçeğine dikkat çeken Tüfekçiler söz konusu orantısızlığı şöyle özetliyor; “Herkesin de bildiği gibi sigorta sektöründe çalışan pozisyonunda kadın-erkek oranı dengelidir ta ki C level dediğimiz alana çıkana kadar. Alt ve orta kademede gayet orantılı olan cinsiyet dengesi üst kademeye geçişte anormal derecede erkek ağırlıklı olarak artıyor. 17 bin kişinin istihdam edildiği sigorta sektöründe 9 bin kadın 8 bin erkek çalışan varken yalnızca dört kadın genel müdürlük yapıyor. Sözün kısası; sigorta sektöründe yönetim kademesinde kadın yönetici sayısı yok denecek kadar azdır. Alanında duayen olan kadın sigortacıların tecrübesini sektöre kazandırmak amacıyla KASIDER çatısı altında çıktık yola.

Her biri ayrı bir kütüphane olan kıdemli kadın sigortacıların üst yönetimde yer almasını sağlamak amacıyla 19 Mayıs 2019 günü kurduğumuz derneğimizin 250’ye aşkın destekçisi bulunmaktadır. Kuruluş amacı olarak ise 'Kadın Erkek Birlikte Var'ız, Beraber Tam'ız' mottosunu belirledik. Çünkü amacımız sigorta yönetimlerindeki kadın- erkek dengesini sağlamak. Yanlış bir feminist anlayışa engel olmak için çıktığımız yolda bizlere destek olan erkeklerin sayısını da göz ardı etmemek gereklidir.” Beş buçuk yıldır çok büyük işler başardıklarını anlatan Tüfekçiler; “Öncelikle manifestomuzu neredeyse bütün yöneticilere imzalattık. İngiltere’den getirttiğimiz iş hayatında kadın-erkek eşitliğinin onaylanmasını içine alan tüm kriterleri kapsayan “Eşit Kadın Sertifikası”nı tüm sigorta ve sigorta türevi şirketlere tanıttık. Birçoğu bu sertifikayı almaya hak kazandı.

Bununla birlikte bağışlarla topladığımız kitaplarla Altınbaş Üniversitesi’nde sigortacılığın duayeni Osman Yücesan’ın adını verdiğimiz kütüphanemizi açtık. Kütüphane, eğitim gören gençlerin araştırma yapmasını kolaylaştırarak Yücesan’ın büyük önem atfettiği eğitime katkı sunmayı hedefliyor. İçerideki bütün kitapları aynı zamanda sanal sisteme de aktardık” ifadelerini kullanıyor.

SİGORTACILIK ÖĞRENCİSİ GENÇ KIZLARA DESTEK

Öte yandan sigortacılık bölümünde öğrenim gören genç kadınları unutmadıklarını söyleyen KASIDER Başkanı Tüfekçiler; “Lisans öğrenimi gören kız kardeşlerimizi düşünerek 'Kampüsten Ofise' isimli bir program hazırladık. Bu programın içeriğine göre; kızlarımızın üniversiteden sonra sigorta sektöründe geleceğine yön vermek amacıyla onlara mentörlük yapıyoruz, pilot bölge olarak Marmara Üniversitesi’ni seçtik. Burada aynı zamanda finansal durumu zor durumda olan kız çocuklarımıza burs ve staj desteği de sunuyoruz. Yakın zamanda ise Tuluhan Tekelioğlu ile çektiğimiz sigorta sektöründe kadın yöneticinin azlığına ve önemine vurgu yapan 'Yüksek Topuklar' isimli belgeselimizi yayınladık” diyor.

YÜKSEK TOPUKLAR İLK KADIN HAREKETİNİ SİMGELİYOR

Sigortacılığın itibarlı, güven esasına dayalı bir meslek olduğunu ve kadınlara atfedilen güven ve detaycılık yeteneğinin bununla tam örtüştüğüne dikkat çektikleri yüksek topuklar projesine de vurgu yapan Sema Tüfekçiler, “Adına ‘Yüksek Topuklar’ dediğimiz projemiz ilk başta plaza kültüründe yetişmiş kadınları çağrıştırsa da aslında tam olarak öyle değildir. Yüksek topuklar tarihte kadın hareketini temsil eder. Anlatıya göre; at biniciliğiyle öne çıkan İngilizler biniş için çamurdan ayaklarını korumak amacıyla Yüksek Topuklu ayakkabılar giyerdi aynı zamanda bilindiği gibi İngiliz kültüründe ata binme asalet göstergesiydi. Asil İngilizler bu yüzden topuklu ayakkabıyla özdeşleştirilirdi. İlk kadın hareketi de yüksek topuklarla burada başladı. Ayaklanan kadınlar kendilerine Yüksek Topuklu ayakkabılar yaptırarak bu asalete layık olduklarını göstermişlerdir. Dolayısıyla aslında biz de “Yüksek Topuklar” ismiyle her kesimden kadına hitap ediyoruz. Aynı isimli belgeselimiz de tarihten aldığı bu ilhamın karşılığını buldu. 25 Eylül'de 600 kişinin katılımıyla gösterime giren Yüksek Topuklar belgesel filmimiz büyük yankı uyandırdı.